• papier
  • guten morgen kelimesini öğrenmiştim.
    komşumuz gülsüm abla vardı, yazdan yaza gelirdi üç ay şişe domatesinden, tarhanasına sırf bunlar için türkiyeye gelirmiş gibi bir atmosfer oluşturuyordu uğraşlarıyla.
    bir gün geldi sabah bize yaptığı tarhanayla, kavanoza koymuş, pay niyetine, guten morgen dedi verdi. almancaya dair hiçbir bilgim yoktu, çocuktum, guten morgen kelimesini tarhana sanmıştım, annem bir gün tarhanayı yaptı, afiyetle yemiştim, çokta güzel bir tarhanaydı, ertesi gün karşılaştım gülsüm ablayla dedim: guten morgen çok güzel olmuş gülsüm abla, gülsüm abla tabi anlam veremedi şaşırdı, sana nuri bir şey mi dedi? çocuğa söylediği şeye bak dedi. ben de gülsüm ablaya anlam veremedim. dedim ben tarhanayı diyorum gülsüm abla guten morgen demiştin dün getirdiğinde. ay allah iyiliğini vermesin ben alışkanlıktan demiştim guten morgen günaydın demek sonra da tarhanayı verdim öyle denk geldi. ben de fazla sorgulamadım, doğrudur dedim. yıllar yılı düşünürüm nuri amca dediğim kişi, gülsüm ablaya o sabah ne yaptı, o sabah onunla çok güzel olan hakikaten ne oldu? tarihte bir muallak kalmış anım. travması çok ağır dostlar. gute nacht o zaman...
  • un da bah
  • ıch bin koko.
  • sevgilimle almanca çalışırken ilk sorduğum soru;
    - almanca 'siz' nasil söyleniyor?
    - 'sie' hayatım. (büyük olan s)
    'siz' demeye alerjisi olan, rica etmeyi küfür olarak algılayan urfa'dan arkama bakmadan, sie diye diye almanyalara yerleştim. yerleştim yerleşmesine de, şimdi bu bilgi kimin ne işine yarayacak?
    tanim: ıch mag es 'sie' zu sagen.
  • deuschland
  • hallo
  • schön
  • achtung
  • (bkz: şayze)
hesabın var mı? giriş yap