aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • yaklaşık beş yıldır yaptığım zanaat, allah ömür verdikçe öğreteceğim bir sosyal bilgiler öğretmeni olarak adaleti, vatan sevgisini ve (bkz: mustafa kemal atatürk) 'ü
  • öğrenmeyi, öğrencisine göre öğretmesi gereken insan.
  • “devletleri ve medeniyetleri yapan da yıkan da muallimlerdir. muallime değer verildiği, muallimin hörmet gördüğü ülkede insanlar mesut ve faziletlidir. muallimin alçaltıldığı, mesleğinin hor görüldüğü milletler düşmüştür, alçalmıştır ve şüphe yok ki bedbahttır. “babam beni gökten yere indirdi. hocam beni yerden göğe yükseltti.” diyen iskender, muallimi anlamıştır.”

    (türkiye’nin maarif davası/nurettin topçu)
  • ikramiye ya da ek dersin ne kadar olduğunu bilmiyorum tamam maaşımı biliyorum hayat gailesinde mecburi harcamalar ve yaşamak için. bir ilkokul öğretmeni olarak akademik olarak bilgi anlamında öğreteceğim şeyler bellidir. çoğu aile de öğretebilir ya da çocuğunu yönlendirebilir imkanlar sunabilir. ben kendimi yetiştirmeye çalışıyorum, okumayı özellikle de edebi okumaları ve şiiri seviyorum. öğrencilerim en çok meraklı olsun ve soru sorsun istiyorum.bu konuda yüreklendiriciyim. her sorunun cevabını nereden bileyim çocuk bu kelebeğin kanadındaki rengin nasıl oluştuğundan tut da atatürk’ün yaşamına dair en ilginç ayrıntıları merak edebiliyorlar. hemen bakalım çocuklar, aaa mmm şöyleymiş.
    çocuklarla karşılıklı sevgi anlayışımız konusu çok önemlidir ki çok kuralcı, nemrut, esnemeyen bir öğretmen değilim.beni ilerde sevgi ile hatırlasınlar şunu öğretti, şöyle sınavlara hazırladı mükemmel öğretmendi demeyeceklerini biliyorum. onların gönlünü kırmayan, şefkatli, ruhlarına hitap eden biri olarak hatırlasınlar. arada kendi kendime ayrımcılık yapmıyorum ama acaba hissettirecek bir şey yapıyor mutum diye soruyorum. bunu hissedip incinmelerini istemem. çok istenen görevleri zaten herkes deniyor, sıra herkese geliyor sınıfta.rekabetten hiç hoşlanmıyorum zaten ben piyasada çalışamazdım herhalde herhangi bir işte. çocuklar yarış yapmıyoruz sakin olalım en çok kullandığım cümlelerden. birbirleri ile yarıştırmanın çok yanlış olduğunu düşünüyorum. bunu paylaştığım diğer birçok meslektaşım tam benim tersimi düşünüyor. çünkü daha ilkokuldan deneme sınavında yapılan doğru sayısına göre başarı ölçülüyor.biz de arada bir yerdeyiz ne çok başarılı ne de sönük. neyse ki öğretmen olmuşum parayı fslan hiç düşünmeden işime balıyorum. bazı günler kafam bir dünya olmuş çıkıyorum okuldan ama başka işleri düşününce şimdi aman almayayım kalsın. çocuklarımla mutluyum ben.
  • üniversiteye kadar olan dilimde şunlardan öğrendigini hatirlayan bir insan var mi? insan kendi kendisini eğitir. öğretmen neyi öğretiyor?
  • bir tür nefret objesi. maaşını beğenmeyen, öğretmene saldırır. yıllık izin kullanamayan, öğretmenin tatilini diline dolar.

    kimse de benim neden böyle haklarım yok, demez. hakkı olana deli gibi nefret kusar.

    milletvekili olup dünya kadar legal ya da illegal kazanımı olana bile bu kadar nefretle bakılmaz. ne acayip ülkeyiz lan.
  • öncelikle söylemek gerekirse kutsal biri değildir. yazı yazmayı öğretiyormuş da, onlarca öğrencinin şımarıklıklarına katlanıyormuş falan filan. bunlar hep bahane. türkiye'deki öğretmen yatar arkadaşım. çayını içer, öğretmenler odasında oturur. 1 saat ders işleyip evine göt büyütmeye gider. müfredat bellidir. açar kitabı derste, konunun üzerinden geçer ve bitirir. hayatımda yenilikçi, idealist öğretmen çok az gördüm. gençler biraz motivasyon sahibi oluyor ama 6 aya onların da perti çıkıyor. sosyal anlamda, bir sınıf yaratma becerileri yok. onu geç, bir öğrenciye bireysel olarak yaklaşımları bile ya yapmacık, ya da zorla.

    öğretmenlik mesleğinin bu kadar yerin dibine girmesinin en büyük nedeni taşra'daki eğitim fakülteleri. dağa taşa varoşa eğitim fakültesi açıyorsunuz. yapmayın. sonra bütün sene sadece yazın büyüteceği götü düşünen öğretmenler çıkıyor ortaya.

    edit: alttaki öğretmen arkadaş bir taşra üniversitesi mezunu. kimse öğretmenliğin üniversitede öğrenildiğini söylemedi. asıl mesele, öğretmenlik yapmaya hak kazanmanın bu kadar kolay olması. okuduğunu tahlil etme yeteneğini geliştir. öğretmenlerin %90'ı yatıyor. bunu da herkes biliyor. sen elinden geleni yapmaya çalışıyorsun. üstüne alınacak kişi sen değilsin.
  • yukarıdaki arkadaş öğretmenler odasına yalnızca birkaç kez gidip kendi okulunda gördüğü kişilikleri genele yayarak algı yaratmaktadır. ne yazık ki bu zihniyet bugün öğretmenleri fahişeye benzetecek kadar saygısız, onursuz insanlardır.

    türkiye'deki öğretmen yatamaz arkadaşım! git onu gördüklerine söyle.
    haftada 32 saat ders işleyen bir öğretmenim. yıl içerisinde müfredat programı dışında bir öğretmen kendi yolunda farklı uygulamalara da başvurarak ilerlemelidir.
    hiçbir öğretmen bir konuyu anlatıp geçmez. geçemez. vicdanı rahat etmez. bir kişi dahi anlamıyorsa gerekli kazanımları farklı yöntemlerle sunarak ilerler. yenilikçi, idealist öğretmenden kastın ne kadar gençliğe dayansa da bu düşünceni de kınıyorum. 62 yaşında bir öğretmen abimizle beraber aynı çatı altında çalışmak gurur verici bir olay. bana göre o "ayaklı yönerge" gibi geliyor. yönetmeliği ezberlemiş bir insan kendisi. bu kişilerle aynı çatı altında çalışmak o kadar zor ki; anlatamam.

    400'e yakın öğrencimiz var okulda. seni bir günlüğüne okulumuza davet ediyorum. yapmacık mıyız, yoksa gerçekten anne-baba-abi-kardeş-öğretmen-dost neyiz, görmeni isterim. sana üzüleceğin bir haber vereyim: "her sabah okul giriş kapısında bekleyip okula gelen tüm öğrencilerime ya sarılıyorum ya da bir beşlik çakıyorum. bu bile onların uykulu gözlerinin açılmasına veya anne babasından görmediği sevgiyi anlık bizden alarak mutlu olmasına neden oluyor(böyle nedenlere can kurban).

    eğitim fakültesi kadar başına taş düşmesin. edebiyat fakültesi mezunu bir insanım. bizim halimiz içler acısı ama emin ol öğretmenlik derste öğrenilmiyor. bir sınıftan içeri girdiğin an o kapıyı kapattığında hayat geride kalıyor ve yüzlerce çift göz sana odaklanmış süper kahramanlarına bakar gibi bakıyorlar. o gözleri hayallerine götürdüğüm andaki durumu gözetlemeni isterdim. yaşım 24! eğitim hayatımın ilk yılı ve her defasında gençsin ileride yavaşlarsın diyen tiplere her gün bir tokat atıp kendilerine getirmeyi hedefledim.

    çünkü:
    "nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir. "

    devir teknoloji devri, öğretmenler ileride keklik avlarlar diyorsanız da yanılıyorsunuz.
    bizler de dijitalleşiyor ve bu gibi olayları öğrenerek yavaş yavaş ilerleterek sınıflarımıza uyguluyoruz. eldekileri daha iyiye taşımak için youtube gibi platformlardan eğitimlerimizi kendimiz almaya çalışıyoruz.

    birkaç örnek vereyim sana:
    haber sunan öğrencilerimiz var artık

    pubg ve hikaye unsurları

    kendi sınıfıma turnuvada finale kaldıkları için hazırladığım video pankartları diğer sınıflara hazırlatıp maça davet etmemiz ise turnuvanın rengi oldu. yenen de yenilen de maç sonu eğlendi.

    bitti mi, hayır!
    öğrencilerimin hikayelerini powtoon ile animasyon haline getirdim.
    hikayeden animasyona

    bu da yetmedi, diğer branş öğretmenlerimizle beraber bunu farklı amaçlara hitap etsin diye değerler eğitimine uygulama kararı aldık ve okulun tüm sınıflarında yayınlanması amacıyla değerlerimizi animasyon haline getirdik:
    saygı sözlük buradayız ve geleceğe ışık olacağız.

    iyi geceler dilerim.
  • bilginin ağızda çiğnenen sakız gibi görüldüğü şu zamanda, öğretmenliğin kutsal bir meslek görülmemesi doğaldır.
hesabın var mı? giriş yap