• bu gece rüyalarımı süsleyecek olan fantazinin ana fikri. aklıma bunu düşüren yazara teessüf ederim. muhtemelen kendimi hawai sahillerinde bikinimle kokteyl içerken göreceğim bu rüyanın ardından, ertesi sabah yine bugünküne benzer bir dünyaya uyanmamla birlikte duyacağım üzüntünün sorumlusu kendisi olacaktır.
  • mesleği daha bi kutsallaştırır.
  • kimin maaşının iki katı olduğuna göre değişen durumdur. kendi maaşlarının mı?
    mesela benim maaşımın iki katını vereceklerse 0 tl'ye tekabül ediyor.
  • ücretli öğretmen rezaleti ortadayken dile getirilmesi yersiz bir fikir.
    zaten kadrolu öğretmen ücretli öğretmenin 4(dört) katı maaş alıyor. çoğu okulda da ücretli öğretmenin yarısı kadar çalışıyor. önce bu adaletsizliğe dur denilmeli.
  • aldığı paranın hakkını vermeyen-ekseriyeti- bir meslek grubuna al ulan al al demektir.
  • tek basina yapilmasi istenen etkiyi yaratmayacaktir. egitim sistemindeki baska reformlarla birlikte yurutulup zamana yayilarak yapildiginda gercekten ulkede bir cok seyi degistirecek bir potansiyele sahiptir.
    egitimde firsat esitligini saglamak ve vatandasina kaliteli bur egitim sunmak devletin en birincil* gorevidir.
    daha aydin, daha zeki ve daha caliskan insanlari devlet okullarinda ogretmen olmaya tesvik edebilirsek, bu ogretmenlerin de iyi bir egitim sistemi icinde calismasini saglayabilirsek ucuncu dunya ulkesi konumuna dusmekten kurtulup, muasir meneniyetler seviyesine cikabiliriz.
    oyle tablet dagitmakla, kalitesiz kitap dagitmakla bir yere varamayiz.
  • gereksiz bir çaba. neden gereksiz? kaliteli öğretmenler, kaliteli nesiller yetiştirsin istiyorsanız bunun temeline parayı yerleştiremezsiniz. kaliteyi arttırmak istiyorsanız performansa dayalı ücret anlayışını getirin. belirli bir taban ücret+gösterdikleri performansa dayalı ekstra ücret. nedir performans ölçütü? öğrencilerin başarısı. yoksa dünya görüşü bile olmayan, genel kültür bilgisi ülkemizin en yüksek dağını bilmekle sınırlı, öyle veya böyle param her ay cebime girsin anlayışıyla öğretmen olunan bir ülkede maaşı beş katına da çıkarsanız öğretmen kalitesi yükselmez.

    öğretmenlerimizin bir çoğunun bilmediği şey, öğrenmenin yaşının olmadığıdır. kendilerini geliştirmiyorlar. her yıl kendilerine verilen müfredatı, öğrencilere dağıtılan kitaplardan aktarıyorlar.

    istisnası var mı? var tabii ki. lisede bir tarih öğretmenimiz vardı. nursel bayoğlu. tarih öğretmeni. kadın sadece kitaptan anlatmaz, kendi okuduğu araştırdığı şeyleri de anlatırdı. müfredata bağlı mı? evet. kitapla sınırlı mı? hayır. işte bu! nursel hocama 10 kat maaş verseler yeridir. ama bazılarına 1/10 maaş bile çok.

    bunun yanında her yıl "spor parası" adı altına alınan paralar nereye gidiyor diye sorduğumuzda üstündeki adidas eşofman takımını gösterip "bunlara gidiyor" diyen hocalar da vardı. şimdi buna da mı 2 kat maaş verelim.

    ha eğitimde kalite istiyorsanız özelleştirin eğitim kurumlarının tamamını. bakın nasıl artıyor kalite.

    memur zihniyeti denilen şeye sahip öğretmenlerin çok fazla olduğu bir ülkede öğretim kalitesi falan artmaz. bırakın bu işleri.
  • eğer amaç eğitimin kalitesini artırmaksa pek doğru olmayan bir uygulama. zira günümüzde birçok aslında icra ettiği meslekten hoşlanmayan ve o iş için gerekli niteliklere sahip olmayan fakat sadece geliri iyi olduğu için bu meslekleri seçen doktor, hukukçu, mühendis vb. bulunmakta. ve bu durum ilgili alanlarda kaliteyi yükseltmek yerine iyice kötü hale getirmekte.
  • bir baltaya sap olamamis bir suru adamin ogretmen olmak icin cabalamasina, o anda mevcut iktidarin (simdiki ya da sonraki ya da onceki) egitim fakulteleri disindaki herkesin bir sekilde ogretmen olmasini saglayacak sekilde mevzuat degistirmesine ve kucuk bir bolumu haric, salt, para kazanmak icin ögretmen olmus ve egitim sisteminde ders doldurmak disinda bir ise yarayamayacak ogretmenler istihdam edilmesine yarayacak düzenlemedir.

    egitim sistemini, en bastan, "dogru, durust, dusunmeyi bileninsanlar yetistirecek sekilde duzenlemeden hicbir ise yaramayacak seydir.
hesabın var mı? giriş yap