ok

• eternal sunshine of the spotless mind filminin en vurucu repliklerinden birisidir.
• ilkel bir silah olduğundan ilkelini bulmanız neredeyse imkansızdır. lakin uygun fiyata ikinci elini bulabilirsiniz.
• bbc türkçe güzel bir derleme yapmış.
  http://www.ntvmsnbc.com/id/25184181/
• "olduğu kadar" anlamına gelen kısaltma. ne kadar ekmek o kadar köfte.
• yan yatmis cop adama benzeyen kelime. sen ota boka ok de sonra bunu farketme.
  
  edit: ozellikle buyuk harfle yazilinca
• bir şehir efsanesine göre civil war sırasında komutana o gün kaybedilen asker sayısı bildirilirken 5k (five killed), 1k (one killed) şeklinde rapor verilirmiş. 0k ise anlaşılacağı üzere "oh killed" yani ölü yok, herşey yolunda demek oluyormuş.
  
  ama biz bu şehir efsanesini ufak bir beyin fırtınasıyla çürüttük. zira amerikalıların kendi askerlerini kaybettiklerinde "killed" değil "lost" ya da "down" falan demeleri gerekiyor. karşı taraftan kendi öldürdükleri için "killed" kullanırlar, e o zaman da hikayenin bütün esprisi kaçıyor zaten.
  
  bir başka son derece gereksiz genel kültür kuşağında görüşmek üzere.
• olur koçum/kardeşim/kanka'nın kısaltması. vurguya göre soru, vurguya göre cevap anlamı taşır. ok?
• o...... k....... ad-soyad kombosunun kısaltması ve de bu isme sahip insanların imzasıdır. büyük harflerle 'ok'
  
  benim resmi imzam budur ehliyet vs. . (bkz: ad ve soyadın ilk harfleriyle kısaltma yapmak)
• bu kısaltmaya gerçekten uyuz oluyorum. böyle bişiler açıklayıp, uğraştıktan sonra ok cevabının gelmesi sinir ediyor. ya çok anlamsız ve boş diye düşünüyorum.
  
  bu sabah 50 yaşının üstünde bir hocamdan bu mesajı alınca bayağı bir süre şok ifadesiyle ekrana baktım. yani ok ne ya?!!!!
  
  ve ben aynı kişiye sadece ok, diye mesaj atsam, demediği kalmazdı herhalde. peki, tamam, anladım, tabii ki olur, yaparız, gibi kelimeler dururken ok kısatlmasını kullandığım için bir sürü laf yerdim herhalde...
  
  harbiden ok ne ya?
• eski türk boylarında "davet" anlamı taşıyan ilkel silah. birisi bir diğerini bir meclise davet için ona ok yollarmış; bu daha çok toplumun ileri gelenleri tarafından uygulanırmış tabii. "şerefin itibarla yer değiştirmediği zamanlar"da, ok-umak işte bu davete icabet etmenin ismiymiş.