• okan bayulgen'in 3 sene once buldugu, zaga'da ve mycep reklamlarinda engin gunaydin'la gerceklestirdigi formati tolga cevik'in bir gece uyurken aklina geldigini soyleyip kendi adina tescil ettirmesi sebebiyle simdilik cesitli kuruluslara ihtar cekerek baslattigi surec, ardindan dava acacakmis.

    gunaydin gazetesi'nden rahsan gulsan'in haberi:

    bugüne kadar susan bayülgen, avukatı aracılığı ile tolga çevik, reklam denetim üst kurulu, reklamcılar derneği, trt ve reklamı yapan ajansa ihtar göndermek için işlemleri başlattığını ve dava açacağını söyledi. şu anda tazminat arayışında olmayan bayülgen, ihtar belgesinde tüm bu ürünlere, "bu fikir okan bayülgen'den alınmıştır" ibaresinin düşülmesini istediğini söyledi. işte okan'ın açıklamaları: "amacım genç bir oyuncunun parasını almak değil. benim genç insanlarla bir derdim yok. türkiye bilgi çağını fikir hırsızları ile yakalayamaz. fikir hırsızlarının, 'fikir hırsızı' olarak damgalanması gerekir. bir genç oyuncu 'gece yattım, sabah kalktım' diye format üretemez. bunu sahne sanatlarının doğasına aykırı bulduğum için, sahne sanatları yapmış bir kişiye bir fikrin, gece yatıp sabah gelemeyeceğini, bunların ancak yaşayan veya yaşamayan sahne adamlarının yaptıkları işlerin tekrarı ya da esinlenmesi olabileceğini düşündüğüm için bu mücadeleyi başlatıyorum. talebim, arkadaşın işine engel olmak değil. bu arkadaşı, yararlandığı kaynakları açıklamak zorunda bırakmak. bugüne kadar hep destek olmaya çalıştığım genç insanlar, kaynaklarını açıklamasalar bile 'ben buldum, ben buldum' gibilerden yalancılık yapmasınlar. ben televizyon çocuğu'nun ismini koyarken bilmediğim halde sonradan bunun eski bir müjdat gezen filminin adı olduğunu öğrendim. ve sonra bunu hem programımda hem de röportajlarımda defalarca söyledim. bu arada zaga döneminde bu formatı uyguladığımız engin günaydın'ı konu ile ilgili olarak aramadım. çünkü kendisi şu anda bu kişi ile aynı çatı altında çalışmaktadır. bu nedenle ondan bir açıklama beklemiyorum.

    bu arada bizim bu fikri zaga'da uygulama kararımız da engin günaydın'ın farklı oyunculuğunu programımıza kazandırmak içindi." bugüne kadar neden beklediğini sorduğumda ise hayli ilginç bir cevapla karşılaştım: "fikri kendi adına tescil ettirmesi, trt'ye transfer olurken salih kalyon'a yaptıkları ve şimdi de fikri reklam amaçlı kullanması yüzünden şimdi geçtim harekete..." durum ciddi. görünüşe göre önümüzdeki günlerde hayli hareketli bir telif kapışmasına tanık olacağız...
  • bugun gazetede görmem üzerine hatırladığım kadarıyla (ki bunu yazmis olan yuksel aytug idi sanirim) beyaz ın beyaz atlı prens skeci engin gunaydin in zaga skeclerinden cok daha eski ve cok daha komedi dukkani benzeriydi. okan bayulgen tolga cevik den daha haklı degil bu halde. kimbilir belki beyaz la konusup halletmislerdir bunu, bu kadar iddiali laflarla, ustelik program aylardir yayinlanirken birden ortaya cikabildigine gore.
  • okan bayülgen'in marilyn monroe, bob marley, tolkien ve einstein tarafindan dava edilmesinin yolunu açan dava..

    (bkz: okan bayülgen li bkm reklami)
  • beyazın da tanık olarak dinleneceği davadır.
  • en çok salih kalyon'u mutlu edecek olan davadır...
  • türkiye'de çok da ciddiye alınacak bir durum değildir. çünkü herkes birbirinden birşeyler araklar ve telif hakları da pek uygulanmadığından bir sonuç alınamaz. kaldı ki okan bayülgen'in ilk yıllardaki tv programında da jay leno'nun tonight show'undan alınma çok şey vardı, hatta kendisi söylemişti. ayrıca engin günaydın'la yaptıkları skeçleri de komedi dükkanı'yla aynı tutmak biraz zorlama olmuyor mu? yönetmen var mıydı orada mesela?

    uyarılarla gelen edit: yönetmen okan bayülgenmiş, düzeltiyorum. bayülgen'in skeci yapı olarak gerçekten benziyor ama komedi dükkanının belki sahneden kaynaklanan havası oldukça değiştiriyor.

    edit 2: "yıkıcı ve bölücü" enrtylerim için bile bu kadar mesaj almamıştım. kendisinin sözlükte popüler olduğunu biliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim.
  • insanlar algılama problemi yaşıyor, ya da olağanüstü derecede taşak geçme potansiyeline sahipler. okan bayülgen net bir şekilde tolga çevik'in insanlık tarihiyle neredeyse eşit olan tuluat kavramını sanki kendisinin bir icadıymış gibi göstermesine karşı çıkıyor. ve bunun izahını da çok güzel özetlemiş zaten:

    "bunu sahne sanatlarının doğasına aykırı bulduğum için, sahne sanatları yapmış bir kişiye bir fikrin, gece yatıp sabah gelemeyeceğini, bunların ancak yaşayan veya yaşamayan sahne adamlarının yaptıkları işlerin tekrarı ya da esinlenmesi olabileceğini düşündüğüm için bu mücadeleyi başlatıyorum"

    yani ne diyor? kırk yıllık pancar kıçımda sancar. tolga çevik bu fikrini bir icat olarak öne süremez, bunun patentini alamaz, tekel yaratmaya çalışamaz. ahde vefa denen şey var. "harici komutla doğaçlama hareket eden oyuncu" formatı bizim meddahlık kültürümüzün bile özünde var yahu. hatta hadisenin özüne tekabül eden tuluat, bizim bin yıllık geleneğimizdir. okan bayülgen bu değere sahip çıkıyor, bunun mücadelesini veriyor. her şey bu kadar basit ve ortadayken "peki ya okan kimden çaldı ehehe" cinliğiyle ortalama zekaya bile hitap etmeyen emsallerle yazılı olanı bambaşka mecralara çekmek de neyin nesi oluyor ben de onu anlayamıyorum işte...
  • enteresan olaya dair yapılan röportajı iyi okuyalım. okan bayülgen, yılların geleneğini korumak için, ahde vefa için, meddahlık kültürü için dava açmıyor. "bu fikir okan bayülgen'den alınmıştır" ibaresinin not edilmesi için çabalıyor. "ben buldum" diyor yani. tolga çevik uyanık bir adam, biraz da para kazanmak istiyor belli. komedi dükkanı'nda oynadığı tiplemeden bağımsız düşünemiyorum onun karakterini, o yüzden kötü niyetine pek ihtimal vermiyorum.
  • okan bayülgen, dava açmak istiyor. dava açma sebebinin temelini oluştururken kullandığı argüman, akşam sefasında rakı tokuştururken yakın bir arkadaşına anlattığı yakınmalardan oluşmuyor. okan bayülgen dava açmak için türk adaletine başvurduğunda dilekçesine "bu fikir türk tiyatro tarihinin bin yıllık geleneğinden alınmıştır" gerekçesini ekleyip sanal bir simgeyi davacı pozisyonda değerlendirmeye aldıramayacağı için elbette ki fikrin benzeri şeklini daha önce uygulamış olmasından dolayı "şahsı" adına dava açıyor...

    bu noktadan sonra, bunu okan bayülgen'in samimi duygularına ve sahne sanatına duyduğu saygıya da bağlayabilirsiniz, kişisel hırsın ve egonun öne geçmesini de sebep olarak görebilirsiniz. ben okan bayülgen'in bu konuda samimi olduğuna inananlardanım...
hesabın var mı? giriş yap