• bunların alayını din hocalarından yapıyorlar.
  • hakkındaki yorumlar kurumun büyüklüğü, popülerliği, personel sayısı, veli profili, kurumun bulunduğu sosyoekonomik çevre ve müdürün siyasi eğilimi gibi faktörlere göre geniş bir yelpazenin iki ucu arasında geçişlilik gösterebilecek orta düzey yöneticidir.
    yönetmeliklerle belirlenmiş olsa da bir iki örnekle açıklayayım;
    -köy okulunda görev yapmakla bir büyük kentin dört haneli öğrenci mevcuduna sahip okulunda çalışmak, sorumluluklar açısından ciddi farklar yaratır.
    -ankara'nın en iyi anadolu lisesi'nin müdürü ile ankara'nın en çok devamsızlık oranına sahip lisesi'nin müdürü, en azından il müdürlüğü ve bakanlığa yapacağı savunmaların niteliğinden dolayı, aynı yükü taşımaz omuzlarında.
    -müdürün geçmişinde sol ya da ülkücü eğilimler varsa, hatta bir dönem bu görüşleri savunan sendikalarla yakın ilişkileri olmuşsa, ödenek tahsisatı ve teftişlerde günümüz popüler eğilimini temsil eden eğitim bir sen'e yakın bir müdüre göre işi çok daha zordur.
    -döner sermayeli bir okulun müdürü harcama kalemlerinde daha geniş düzlemde davranabilirken, bu tür bir olanaktan yoksun okulun müdürü hizmetli ücretlerini nasıl ödeyeceğini kara kara düşünerek ödeme gününün gelmesini azrail'i bekler gibi bekler.
    -velilerin nisbeten bilinçli olduğu bir okulun müdürü veli-kurum işbirliği hususunda güçlük çekmez. sosyal etkinlikler, revizyon çalışmaları -neredeyse- kendiliğinden gerçekleşir. göç sonucu oluşmuş bir bölge okulunun müdürü ise bırakın işbirliğini, hakaret ve hatta şiddet görebilir.

    örnekleri çoğaltmak mümkündür.
    hülasası, dışarıdan bakılınca ense mi yaptığı, artı değer yaratmak adına tüm zamanını mı harcadığı pek anlaşılamayan, ağır sorumluluk taşıyan kişidir.

    not: entry nick uyumu filan değil, sadece gözlem.
  • üniversitede olabilendir. eğer yüksekokul, meslek yüksek okulu veya yüksek lisans enstitüsünde öğrenim görüyorsanız müdürün odası nerede diye sorabilirsiniz ey genç kardeşlerim.
  • eğer yardımcısı varsa hiç bir evrak işi yapmaz hepsini yardımcısına yaptırır. kendisi sadece imzalar.
  • bir akademik proje için ilk ve ortaokulları gezmek zorunda olan bendenizin yaklaşık bir haftadır konuşmak ve görüşmek zorunda kaldığım kimselerdir.
    ortak özellikleri:
    * konuşacak yer aramaları (biz çocuklarımıza anketlerimizi yapıp, teşekkür edip kaçmak isterken bu şahıslar garip garip şeyler anlatıyorlar. vay efendim mezunlar gününde döner astırmış, ama tek döner astırınca kuyruk olmuş; bir dahaki sefere 3 tane astıracakmış! kusura bakma da amcacığım bana ne? bu benim niye ilgimi çeksin sence?)
    * pohpohlanmayı çok sevmeleri (anket yapmak için meb'ten izin bile alsanız, okula girdiğinizde onları pohpohlayınız. "ay ne güzel bir okul", "tertemiz", "çok emek vermişsiniz belli" ve türevleri)
    * seleflerine bok atma ("ben geldiğimde hiçbir şey yapılmamıştı", "o kadar geliri var okulun, ne yaptı artık bilmem!", "çocuklara yazık! hiç emek verilmemiş" vb. ifadeler kullanıyorlar)
  • müdür: ne dedi hoca hanım bu çocuk size tam olarak?
    harleen quinzel's alter ego: küfür etti hocam. ders esnasında.
    müdür: ne dedi?
    harleen: yok onu söylemiim. makamınızdan utanırım.
    müdür: rica ederim. disiplin kurulunu toplamadan önce tam olarak ne dediğini bilmemiz lazım. nasıl bir küfür etti?
    harleen: bana, "adamın son iki harfisiniz hocam" dedi.
    müdür: nasıl yani adamın son... nasıl??!!??
    çocuk: ama harfleri söylemedim hocam.
    müdür: lan senin ananın son iki harfi ne şerefsiz!!!
    çocuk: an.
    müdür: senin ananın!!!
    harleen: hocam sakin olun.
    çocuk: annemi karıştırmayalım yalnız. ayboluyo.
  • üstteki entry'e ithafen: siyaseten gelip mülakatla bıyıklı olduğu için seçilmiş, bıyıklı olmasa bile face'de hacca veya umreye giderken fotoğrafları olabilen, altına da 100-200 yalakanın beğenmesini sağlayan, ''elhamdülillah'' lafını çok kez söyleyen, cumaları mesaj atarak bir kere daha müslüman olduğunu belli eden, öğretmenlere muhtemelen kendini benimsetmekte zorlanan, diğer öğretmenlerin hakkını yiyerek o koltuğa oturan öğretmenimsiler için normal bir durum. maalesef hemen hemen her okuldaki idareciler aynı tipte insanlar.
  • eğer yardımcısı varsa hiç bir evrak işi yapmaz hepsini yardımcısına yaptırır. hatta imza işini de yardımcısına yaptırır.

    (bkz: based on a true story)
  • istiklal marşı için toplanıldığında okulun karşısına geçip "kafanıza cole*çalmayın", "10 öğrencimize tıpa soktuk" (bu da muhtemelen denizlili, hal ekleriyle sorunu var) şeklinde demeç veren türleri de var. olmasa daha iyi tabi
  • öğretmeninin taklidini koridorda diğer öğretmenlere yapabilecek kadar küçülmüş olanı da , öğretmenini mesleğine aşık edecek olanı da bulunan müdür çeşidi.
hesabın var mı? giriş yap