• talepte bulunan kişi okuma alışkanlığı kazanmak istiyor, önerilen tuğlaya bak: karamazov kardeşler.
    senin derdin yardımcı olmak değil, senin derdin artistlik yapmak. uyuz oluyorum böyle insanlara.

    ben okuma alışkanlığımı çeviri mesleği sebebiyle senelerce kaybettikten sonra (insanın bir şey okumaya ne mecali ne midesi kalıyor çünkü), george orwell - hayvan çiftliği ile rahat bir dönüş yapmıştım. daha sonra en akıcı gidenler stephen king romanları oldu (öneri bırakalım hemen: "göz"). seri polisiyeler de güzel ve dinlendirici; mesela şu an jane casey'nin maeve kerrigan serisinin üçüncü kitabındayım, iştahla okuyorum. bu tarz kolay, dinlendirici okumaları tavsiye ederim. alışkanlık kazanma aşamasında özellikle ağır klasikleri pek önermem, meraklısı olmayan birine sıkıcı gelebilir ve soğuma yaratabilir. kısa klasikleri deneyerek o işlere girişmek lazım.

    ayrıca kişisel gelişim kitapları da rahat okunan türdedir, ekseriyetle de 200-300 sayfayı geçmez. ilgi çeken konulardan birkaç tanesi seçilip, bunlarla da alışkanlık edinilebilir.

    aklıma geldi editi: jack london - kızıl veba da okuma alışkanlığına geçiş için çok iyi bir eser. hem harika bir kurgu, hem kısa, hem dili insanı yormuyor; çok akıcı ve merakla akıp gidiyor. hayvan çiftliğiyle birlikte kesinlikle onu da öneririm.

    aklıma geldi editi-2: yorucu günlerde okumak insana çok zor gelebiliyor. böyle zamanlarda sesli kitapları tavsiye ederim. ben yatmadan önce eğer dinlenerek uyumak istiyorsam youtube'dan sesli kitap/hikaye açıp öyle uykuya dalarım. kitap olayını sevmek için etkili bir yöntemdir bu da.

    başlıkta yazılanlara tekrar göz attıktan sonra karşı konulamaz biçimde gelen edit:
    okuma alışkanlığı her yaşta kazanılır. zaten hangi yaştaysanız, o yaşa da hiçbir şey okumadan gelmediniz nihayetinde; sağda solda haber, makale vs. derken birçok şey okudunuz. kitap alışkanlığı kazanmamanız için bir sebep yok. hangi türün sizi çektiğini bulmaya çalışın; günümüzde çok fazla çeşit mevcut zaten. illa felsefe, sosyoloji, tarih, rus klasikleri, fransız klasikleri vs. okumak zorunda değilsiniz. size üsttenci bir tavırla tür dayatanlar her yerde karşınıza çıkar, aldırmayın. o onların kendi egosal sorunlarıdır. sizi içine çekmeyen kitabı okumak için kendinizi zorlamayın, soğumaya sebep olur. bazı yayınevlerinin kullandığı fontlar ve puntolar insanın içini sıkar, bazı yayınevlerinin çevirileri iğrençtir. yani sorun bende mi diye düşünmeyin, okuduğunuz şey sizi açmadıysa başka alternatiflere yönelin. ayrıca kitapseverlerin okudukları kitaplarla ilgili fikirlerini, kitaplardan alıntıları paylaştıkları 1000k diye bir uygulama var, orası da insanda heves körüklüyor, tavsiye olunur.

    edebiyat mezunu birey bildirdi.
  • agatha christie kitapları okuma alışkanlığı kazanmak için uygun. kolay okunur, merak uyandırıp devamlılık sağlar.

    on küçük zenci
    doğu ekspresinde cinayet
    roger ackroyd cinayeti
  • zülfü livaneli-kardeşimin hikayesi .
  • ince kitaplar.
  • başlığı açan kişi, artık tarih olmuş sözlük formatının anasını ağlatmış ama net olarak ne istediğini yazmış açık açık.

    malesef okuduğunu anlayamayan ama fikir belirtmeyi sevenler, bu ortamda da çok olduğundan ben tekrar edeyim madem:

    "bir kitap öner kitap okuma alışkanlığı kazanayım"

    ilkokul türkçe dersimize geri dönelim, şair burada ne demek istemiş?

    benim okuma alışkanlığım yok ama kazanmak istiyorum bana yardım et.

    bizim ekşici tayfa ise dayamış dostoyevski'yi, steinbeck'i, marquez'i montaigne'i *

    başlık sahibi ehliyetim yok araba kullanmayı öğrenmek istiyorum demiş, arkadaşa direk kamyon başına geç demişler :)

    kitap kurdu değilim ama başka bir arkadaşımda denemiş ve başarılı olmuş olduğum bir tane tavsiye bırakayım madem,:
    şibumi hatta sonrası dublorün dilemması

    eğlenceli hızlı akıcı şeyler verin şu başlığa bari işe yarasın..

    edit notu: bu entrynin girildiği başlık bir kitap öner kitap okuma alışkanlığı kazanayım idi. ilk başta laf ettiğim sözlük formatını hala koruyan birileri varmış ki bu başlığa taşınmış.
  • (bkz: şeker portakalı)

    duruyor kitaplıkta, kaybetmiştim bir daha aldım. aynı şeyleri hissetmezsem (nasıl hissedeceğim ki?) okuyamıyorum. bir de uzak ormanın hayvanları... çocukluğumun tek güzel tarafı olan, tek kaçışım olan kitaplardır. onlar olmasaydı daha bir delirmiş daha bir medicinehappy olabilirdim.
hesabın var mı? giriş yap