• ırvin yalom'un ofisinde terapi sırası bekliyor olurdum.

    birazdan içeriden 120 kg ağırlığı ile betty çıkacak, her zamanki maskesiyle bana gülümseyecek ben de hafif bir tebessüm ve sanki birazdan sorguya çekilecekmişim hissi ile alnımdaki belli belirsiz sıkılganlık teri ile içeri girip merhaba diyecek olurdum...

    sonra bay irvin'in karşısına geçip onun "evet debauchee" demesini bekler sonrasında içimde ne var ne yok döker, ne olacak bu memleketin halinden girer, insan sevmiyorum ben, küçük dünya kurmak istiyorum herkes üzerime geliyor diye başlar, emeklilik yaşı 65 mi olur amk diye ilave eder, oradan tekrar memleket sorunlarına geçerdim...

    muhtemelen, coğrafya kaderdir diyerek, seansın sonunda dr. irvin yalom ile birlikte kör arif'in yerine içmeye giderdik...
    bilemiyorum altan....
  • neandertallerleyim, sacsiz dogan cocuklari sagliksiz diye öldürüyoruz :)
  • baskıcı lanet olası üvey babamin 70 yaşındaki tatlı annesiyle oturuyorum, bana sacma hikayeler anlatiyor tabi ben dinlemiyorum, cumbadan bakıyorum ismini sonradan öğreneceğim talat'ın geçmesini bekliyorum.evet aşık oldum.
  • yüzeyde yaşamayı imkansız kılan bir kıyamet sonrası, hayatta kalan rus arkadaşlarımla beraber metro tünellerinde yaşıyordum.
  • dublin’de evli bir adamla ilişkisi olan öğrenciydim.
  • 16. gezgin olarak bir çiftlikteydim. grupta en uzun 2. kişi olacaktım. gruptaki herkesten uzun birinin evinde misafir olarak kalacaktım.
    bilmece oldu, hadi bulun bakalım.
  • türkiyede köyde cinayetle uğraşıyor oluyordum.
  • baker street
  • new york
  • new york’taydım. howard roark’ın new york’taki o sefil günleri anlatılırken ben de sefalet duymak için heves duymuşumdur.
hesabın var mı? giriş yap