• örneğin aynı iş yerinde çalıştığın insanlarla sabahın akşamın ayrı gitmezken bir gün işten ayrılırsın ve oradaki en yakın gördüğün insanlar seni hiç arayıp sormaz olur.
  • ilişkilerin yaşanış biçimi.

    aradaki hisler bitince ya da ayrılık olunca bir dönem birbirine gönül bağıyla bağlı olan insanlar kopan o bağla birlikte casper oluyorlar.
    sanki birbirlerini hiç tanımamışlar gibi. dahası düşman olma, karşının kötülüğünü isteme haline bürünüyorlar ve bu herkese normal geliyor.
    aksini yapmak anormal duruyor.

    ben de hala anormal sayılanın normal olduğunu savunuyorum. yani insanın gönül bağını kopardığı insan(la)larla insanlık gerektiren durumlarda görüşmesi ya da imkanlarını paylaşmasını gerektiğini.
    özsaygım bana bunu yaptırıyor belki de.

    ne biçimde hayatımdan birini çıkarmış olursam olayım, bana ihtiyacı olursa (ki hayat bu kimin başına ne geleceği bilinmez) elimden geleni yapmaya çalışırım.
    çünkü bir ara gönül bağımız vardı.

    lakin insanların içi nasıl bir kinle, nasıl bir sevgisizlikle dolmuşsa bırakın iyilik etmeyi mutluluğu çok görüyor öküz ölünce ortaklığı bitirdiği insana.

    sonra barış olsun, dünya yaşanacak bir yer olsun, hümanizm çığlıkları...
    hümanizmin h'si yok kimsenin içinde. kimse duyarlı, iyi insan ayakları yapmasın.
    "racon böyle" ayağına da yatmasın.

    benim büyüdüğüm ailede ve çevrede aynı masada yemek yediğin, aynı sudan içtiğin, dert çektiğini bildiğin ve hele hele bir dönem baş tacı ettiğin kimseye sırt çevrilmez. yapılması gereken yapılır ve daha fazlası farklı manada yine olmaz.

    sokak köpeklerine mama alıp dağıtmakla, onların yaralarına pansuman olmakla, tanımadığın insanlar için üzülmekle, gözlerin başkası için dolunca, salt bunlarla "iyi insan" olunmuyor.
    menfaatin çakıştığında da gönülden yardımcı olabileceksen senden yardım bekleyene işte o asıl mesele.
    çünkü bu kafayla sana havlayan köpeği de bir dahaki görüşünde aç bırakırsın sen.

    aramızdaki öküzü değil, içimizdeki yılanı öldürdüğümüzde dünya daha güzel bir yer olacak. buna eminim.
  • misal; final zamanı deli gibi peşinden koşturduğunuz, kitaplarını aldığınız, notlarını fotokopi çektirdiğiniz sınıfın çalışkanlarından olan arkadaşınızı finaller bittikten sora aramamanız durumu.
  • düşenin dostu olmaz sözünün farklı bir biçimi.bir nevi uyarı aslında kişinin kendisine.sözlerini yazayım da tam olsun;
    laylaylay geçerken birisiyle anlarınız, gün gelir ve eskisi gibi laylay olamazsınız, abuk bir şeyden araya soğukluk girip arkadaşlığınız bitmiş veya uzun süre ara vermiş hale gelebilir.düne kadar yanınızda sizinle olan, destek veren kişi yada kişiler, bir bakmışsınız ki yok!
    işte o an, bazı arkadaş ilişkilerinizin de çıkar üzerine konumlandırıldığını anlarsınız. çıkarı biten arkadaşınız sizden uzaklaşmıştır.sizden yararlanmış olma halidir sizi üzen.insan kendini bok gibi kullanılmış hisseder.
    iş hayatında da böyledir. iş yaptığın ve patronuna milyon baloncuklar kazandırdığında senden iyisi yoktur.ama patronun beklentisini karşılayamama yada minik baloncuklar kazandırmaya başladığında, işinin bittiği izlenimini verirler sana.

    (bkz: önce ekmekler bozuldu)
  • bu durum en çok boşanma sonrasında yaşanır... evliyken sizi kardeşinden ayırmayan görümceniz, bacanagınız vs niz, kendi çocuklarından ayırmayan, her derdini sizinle paylaşan kayınvalideniz birden bire yokoluverir ortalıktan... hiç anlam veremezsiniz başlarda... ama biz dosttuk diye sorgular durursunuz. sonradan anlarsınız ki, onlar dost olmamış hiçbirzaman. hatta bir numaralı düşmanınız bile olabilirler bir anda... işte o zaman anlarsınız. kafa sola yatar, gözler kısılır;
    - eee öküz öldü ortaklık bozuldu tabii.
  • bir atasözü değil, deyimdir. arada icra edilir. bahar temizliği gibidir.
  • bazen diyorum ki guzelim turkcemizde ne guzel deyimler, soylemler var..

    genellikle "tek tarafli" cikar iliskilerinde, çıkar saglayan konunun ortadan kalkmasi sonucu, taraflardan birinin eskisi gibi davranmamasi, tabiri caizse ortamdan elini ayagini cekmesi, diger tarafla iliskisini tamamen koparmasi.

    ortalama bir insan omrunde, birileri ya da birseylerin araci olmasi sonucunda kurulan, ya da birilerinin hayatlarina girildikce zincirleme kurulan cokca iliskinin, aracilarin aradan cekilmesi sonucunda bittigi gercegiyle sıklıkla karsilasilir ve insanoglu hep serzeniste bulunur bu durumdan.

    sonradan anlasilir ki, mutualist olarak mutlu mutlu devam edilen hayatlar, tam anlamiyla bir kommensalist hareketten ibaretmis.

    aslina bakilirsa, okuzle ozdeslestirilen olgunun aslinda tek merkez oldugu bu duzende, ortakligin pek de anlami yok. anlam yuklememek lazim-mis.
hesabın var mı? giriş yap