olabilir
-
ask tesadufleri sever gibi guzel bir ortacgil eserini mahvetmis filmden bagimsiz olarak bana sunlari tam 4 yil once yazdirabilmis kelimedir;
siradan bir yasamim oldugu soylenebilir. her ne kadar etrafimda gerceklesenler ve basima gelen terslikler, bana siradan olmadigimi devamli hatirlatsa da, oyle olduguma ikna etmeliyim kendimi. su an bir kiz icin yazim oldukca kotu olabilir( mimarlik ile alakasi olan bir kiz icin) ne zaman saate, calan sarkinin saniyesine, bekledigim otobus numarasina, sayfa numaralarina, biletlerime baksam 33 goruyo olabilirim. mumkun yani. gayet olagan. kendimi ifade eden, edecek herhangi bir isaret icin bir bucuk sene beklemis olabilirim. su en az benim kadar siradan deftere sahip olmayi, kendime itiraf edemeyecek kadar uzun sure beklemis olabilirim, sonuclarini dusunmeden. su an o kadar hizli yaziyor olabilirim ki bilek kaslarima kramp girecek olabilir. az once sinekligi kapali penceremden sesini duydugum, hiz sinirini kesinlikle asmis muhtemelen honda motorsiklet kadar hizli bile olabilir. bunda hic garipsenecek birsey yok. mesela yeni yerlestigim odamdaki acilmamis dev kutularin dibinden, bunu yazmak icin patlican moru renkteki kalemin ince metal klipsine hayran olabilirim. klipsin yansimasini kullanarak gecenin 1'inde odami siradan bir basucu lambasina gore fazla aydinlatan lambanin ampulunun icindeki direnc telini ayirt etmeye calisirken gecici korluk geciriyo olabilirim ve bu benim gunumun siradanliktan yerin dibine batmis bir ani olabilir. evet. beyninin basinin icinde muhtemelen 15 cm yaricapindaki basit bir kurenin icinde sakince oturdugu, uyumaya hazirlandigi, su ana kadar okudugu, izledigi, duydugu, gordugu her turlu ayrintiya dair cagrisim kasirgasi yaratmadigini varsaymak ne rahat olurdu dimi? fazla karmasaya hic kimsenin, hicbir beynin ihtiyaci oldugunu sanmiyorum. sorun da bu ya. ben sanmiyorum ama birinci elden en can sikici ayni zamanda en keyif verici sey olabildigini biliyorum. hayatta hersey mumkun, kisfmet. simdi basimdan gecenlerin ve gelecekte olabilecek herseyin olasiliklar dahilinde mumkunlugu nasil hem bu kadar muazzam hem de alabildigine korkunc olabilir ? -
olabilir, belki de öyledir, belki sen haklısındır...
bu sözleri son 2-3 senedir daha sık kullanır oldum. eskiden doğruluğundan emin olduğum şeyler hakkında daha çok diretirdim. fakat son yıllarda diretmeden önce bir fayda/maliyet analizi yapıyorum. "bu tartışma hem beni, hem karşıdakini yoracak. bu mücadeleden haklı çıkmanın getirisi bu yorgunluğa değer mi?" diye soruyorum. çoğunlukla değmeyeceğine kanaat getirip yerine göre "olabilir"i, yerine göre "belki de sen haklısındır"ı yapıştırıyorum. özellikle ikili ilişkilerde çok işe yarıyor. üstelik bu tutum değişince karşı taraf da daha açık bir pozisyon alıyor. her iki taraf için de kazanç senaryosu.
bu tutumun bana sürpriz bir getirisi daha oldu. doğruluğundan emin olduğum aşağı yukarı 10 konudan birinde aslında hatalı olduğumu farketmeye başladım. yani oranı salladım ama farketmez, isterse 20 de bir olsun. sonuçta daha önce -muhtemelen kibirden dolayı- hatalı olduğumu göremiyor/farketmiyor ve dolayısıyla yanlışımı düzeltemiyordum. epiktetos'un dediği gibi: "bir insanın 'bildiğini zannetiği' bir şeyi öğrenmesi imkansızdır."
burada esas kritik olan şu ki ben herhangi bir konuda karar verirken doğru bildiğim şeyleri baz almaya çalışıyorum. eğer doğruluğundan emin olduğum her 20 şeyden biri yanlışsa bu kibirimin beni ne kadar yanlış kararlara götürmüş olabileceğini varın siz düşünün. genellemek istemiyorum ama öyle tahmin ediyorum ki bu son cümlede herkes kendinden bir şeyler bulacaktır.
o yüzden siz siz olun doğruluğundan emin olduğunuz şeylerde dahi az biraz şüphe payı bırakın. gerektiğinde "olabilir" demekten, "belki sen haklısındır" diye salıvermekten çekinmeyin. aksi taktirde hem gereksiz yere kendinizi yıpratırsınız, hem de yanlışınızı düzeltme olanağının önüne set çekmiş olursunuz. -
(bkz: her şey mümkün)
-
olmayabilir demenin kibarcası. her olabilir, içinde bir olmayabilir de barındırır aslında.
(bkz: lafın dişisini konuşmak)
(bkz: gulyabani diye bir şey yoktur ama olabilir de) -
dillere pelesenk olmak konusunda hızla ilerleyen kelime. uzun vadede aynen ve aynen öyle'nin yerini alması mümkün. anlam olarak değil tabii.
-
gökhan türkmen'in son albümü sessizin üçleme şarkılarından birisi. konsept yapmış ve bence çok güzel olmuş. diğer ikisi için
(bkz: olmadı)
(bkz: olsun) -
bu kelime çıktığı ağzın kim olduğuna bağlı olarak anlam değiştirebilir.
baba figürünün ağzından "olur" olarak duyumsanır.
talebinize karşılık olarak söylemiş ise, patronun ağzında "olmaz" anlamı kazanır.
sevgili bunu söylerse, beyninde sizin hakkınızda hissettiği "eldeki mal bu naabak" bölgesinin harekete geçmesi ile "kabul ediyorum ama hiç yaratıcı değilsin" anlamına gelir.
bazı komplo teorisyenleri için bu kelime cümlenin son kelimesi olarak kullanılırsa tam bir "bok at yapışmasa bile izi kalır" işlevi amacı ile kullanılır -
bana dönebilir mi yani...
-
olasılık anlatır. her şey mümkündür, olabilir
olasılığı ben dinlemeyi seviyorum diyenlere
hiçbir neden yokken,
ya da biz bilmezken tepemiz atmış
ve konuşmuşuzdur...
onca neden varken
ve tam sırası gelmişken
hiçbirşey yapmamış
ve susmuşuzdur...
aynı anda aynı sessiz geceye doğru
içim sıkılıyor demişizdir
aynı sabaha uyanırken
kimbilir
aynı düşü görmüşüzdür
olamaz mı?
olabilir.
onca yıl sen burada
onca yıl ben burada
yollarımız hiç kesişmemiş
şu eylül akşamı dışında
belki benim kağıt param,
bir şekilde, döne dolaşa
senin cebine girmiştir
belki aynı posta kutusuna,
değişik zamanlarda da olsa,
birkaç mektup atmışızdır
ayın karpuz dilimi gibi
batışını izlemişizdir deniz kıyısında
aynı köşeye oturmuşuzdur köhnede
belki de birkaç gün arayla
olamaz mı?
olabilir.
onca yıl sen burada
onca yıl ben burada
yollarımız hiç kesişmemiş
şu eylül akşamı dışında.
bostancı dolmuş kuyruğunda
sen başta ben en sonda
öylece beklemişizdir...
sabah 7:30 vapuruna
sen koşa koşa yetişirken,
ben yürüdüğümden kaçırmışımdır
aynı anda başka insanlara,
seni seviyorum demişizdir....
mutlak güven duygusuyla,
başımızı başka omuzlara dayamışızdır
olamaz mı?
olabilir.
onca yıl sen burada
onca yıl ben burada
yollarımız hiç kesişmemiş
şu eylül akşamı dışında
(bkz: eylül akşamı)-(bkz: bülent ortaçgil) -
herhangi bir olayın iyi ya da kötü gerçekleşebilme ihtimalidir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap