• seçkin bir burjuva olan, hayattan artık tat alamayan bir adamın, bir gün içerisinde başından geçenlerle kendini keşfetmesini anlatan bir stefan zweig öyküsü. diğer öykülerine nazaran daha az beğenmekle beraber yine de stefan zweig kalitesini belli eden bir yapıt.
  • orijinal ismi phantastische nacht (almanca) olan, yaşadığı topluma göre ekonomik açıdan üst düzey şartlarda hayatını sürdüren bir insanın başından geçen (çoğunlukla ruhsal) olağan üstü bir takım olayı anlatan kitaptır.

    --- spoiler ---

    ana karakterin duygusal doyuma ulaşması için yeni heyecanlar araması, aynı zamanda kendi içindeki "zararlı" duyguları keşfetmesi ile, kendisine oranla kötü şartlarda yaşayan ve toplum tarafından dışlanıp "alt tabaka" olmaya itilmiş insanlarla tanışması kronolojik açıdan çok başarılı yansıtılmış. tabi bu her insanın içinde açığa çıkmayı bekleyen "kötü" duygular olduğu anlamına gelmez. o karaktere has bir özelliktir.

    zaten hikayenin sonunda başka insanları mutlu etmenin verdiği zevkin en güzeli olduğuna karar veriyor karakterimiz. kendisini örnek almak isteyen varsa özellikle kahramanın son haline bakmaları daha güzel olur.

    --- spoiler ---
  • stefan zweig'ın bir hikayesi.

    --- spoiler ---

    aslında onları çekici bulduğum yoktu, ama öyleymiş gibi yapmak, akıllarından geçtikleriyle oynamak beni eğlendiriyor, bedenlerine dokunma duygusunun verdiği hazzı, gözlerindeki manyetik titreşimi hissetmek hoşuma gidiyordu, çünkü duygusal anlamda soğuk insanların tümünde olduğu gibi benim erotik hazzım da, aslında kendim heyecanlanmak yerine başkalarını heyecanlandırmaya, başkalarını uyarmaya bağlıydı. gerçek anlamda arzulamayı değil, sadece kadınların varlığıyla oluşan o sıcak esintide şehveti hissetmeyi seviyordum; heyecanlanmayı değil, sadece ilhamını seviyordum.
    --- spoiler ---
  • genç ve tasasız bir burjuvanın at yarışı izlemeye gitmesi ile başlayan günü ve devamında hayatını değiştiren pazar gecesi anlatılıyor.
    "güvenlik ve refah gerçek insanın mutluluğu için yeterli değildir. gerçek insan acı çeken, hata yapan ve yalnız bir varlıktır.cam bir fanusta yaşayanlar yüzeyde ve yüzeysel kalmaz mı?yaşam sanatının erbapları dibi görenler değil midir?"
    satranç ya da amok koşucusu kadar etkileyici olmasa da kurgusu çok güçlü...
  • anlatiminin biraz agir olmasindan mutevellit okuru bazi bazi yoran, bunaltan lakin konu ve anafikir bazinda tam anlamiyla bi basyapit olan stefan zweig eseri. bircok aforizmayla bezeli, ters koseler bulunduran, insani bireysel kesfe sevk eden okunmasi gereken bi kitap.
    --- spoiler ---

    istedigimiz ve bizi mutlu eden bi hayati mi yasiyoruz yoksa istenilen ve cevremizdekileri mutlu eden bi hayati mi? insanlarin takdirini kazanmak matah bi sey mi? hata sandiklarimiz gercek birer hata mi?

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    ne var ki bu satırları sadece kendim için yazacaktım ve kendime bile tam açıklayamadığım bir şeyleri başkaları için anlaşılır kılmak gibi bir niyetim hiç yoktu. aslında bu bir anlamda, kafamı sürekli meşgul ederek içimde bir kabarmaya yol açan bir olayla nihayet hesaplaşmak, onu yerli yerine oturtmak ve her yönden incelemek için giriştiğim bir denemeydi.
    (sayfa 2)

    --- spoiler ---
  • (bkz: phantastische nacht)
    başlığı altında incelenirse daha geniş bilgi ve yorumlara ulaşılabilecek eser.
  • varoluş üzerine yazılan dönemin burjuva yaşayışını, aynı dönemin geride kalmış insanlarının bu burjuva kesim tarafından konulduğu yeri çok yalın bir şekilde anlatan kitap. stefan zweig yine harika psikolojik irdelemelerde bulunmuş. beğendim.

    tavsiye edilebilir. iş bankası modern klasikler serisi 66 numaralı eseridir.
  • okurken aklıma gelen başka bir roman daha var ama bir türlü anımsayamadım tekrar okursam buraya yazarım haliyle şimdilik karakter gelişimindeki bireysel vicdanın uyanışını ve konu ilerleyişini büyük üstat tolstoyun diriliş adlı romanına benzetiyorum.

    aradaki tek fark karakterin doğru yola ve ışığa ulaşmasını tolstoy romanında ağır ağır uzaktan uzağa din misyonerliğiyle yaparken stefan zweig ise uzmanlık alanından dolayı karakter devinimini sözde doyurucu bir vicdan aydınlanması üzerinden yapmaktadır

    yazarın her zaman ki bildik tarzdaki betimlemeleri ve anlatısı bu novellasında tavan yapmış, özellikle rus edebiyatı okurları için çerezlik olarak değerlendirilebilir

    kesinlikle okunduğunda ufku 2 katına çıkaran ince kitaplar sınıflandırmasında yer almaması gerekir
  • karşılaştığı fahişeyi şu paragrafla betimliyor.

    ''... çocuk kolu gibi incecik, kırıldı kırılacak olan kolundan tuttum ve küçük, kıvrımlı bedenini hissettim; sonra birdenbire bütün bunların ötesinde onun tüm hayatını gördüm: bir varoş avlusunda, başkalarının çocuklarının arasında sabahtan öğlene kadar uyuduğu ödünç alınmış ve lekeli bir yatak; pezevengi onun boğazına yapışıyor; karanlıkta sarhoşlar geğirere üzerine düşüyor; hastanede hususi bir koğuşa götürülüyor; hor kullanılmış hastalıklı ve çıplak bedeninin neşeli genç tıp öğrencilerine bir eğitim aracı olarak sergilendği bir amfi; ve sonunda bir avuç kadının olduğu düşkünlerevi gibi bir yere bir eşya gibi taşınıp sonra da bir hayvan gibi orada ölüme terkediliyor...''
hesabın var mı? giriş yap