• görebildiğim kadarıyla, bana yaklaşan gölgeler var.
    arkada bıraktığım herkesin bilmesini istiyorum,
    her zaman en derin düşüncelerimi paylaştınız benimle.
    nereye gitsem yanımdaydınız.

    yaşlı bir bilge olduğumda,
    ağır sözler benim için pek önem taşımayacak.
    sonbahar rüzgarı bana doğru esecek
    ve bir gün, zamanın sisi içinde,
    seni tanıyıp tanımadığımı sorduklarında
    gülümseyeceğim ve arkadaşım olduğunu
    söyleyeceğim.
    yaşlı bir bilge olduğumda,
    gözlerimdeki hüzün kaybolacak.

    görebildiğim kadarıyla, bana yaklaşan gölgeler var.
    arkada bıraktığım herkesin bilmesini istiyorum,
    en karanlık saatlerimde hep yanımdaydınız.
    gittiğim zaman sizi çok özleyeceğim.

    yaşlı bir bilge olduğumda,
    beni sarsan ağır sözler
    tıpkı sonbahar rüzgarı gibi esip geçecek beni
    ve bir gün, zamanın sisi içinde,
    gözlerime son perde inerken,
    sana beni tanıyıp tanımadığını sorduklarında,
    benim arkadaşım oldugunu hatırla..
  • ic burkan sarki. (bkz: ici burkulmak)

    as far as my eyes can see
    there are shadows approaching me
    and to those i left behind
    i wanted you to know
    you've always shared my deepest thoughts
    you follow where i go

    and oh when i'm old and wise
    bitter words mean little to me
    autumn winds will blow right through me
    and someday in the mist of time
    when they asked me if i knew you
    i'd smile and say you were a friend of mine
    and the sadness would be lifted from my eyes
    oh when i'm old and wise

    as far as my eyes can see
    there are shadows surrounding me
    and to those i leave behind
    i want you all to know
    you've always shared my darkest hours
    i'll miss you when i go

    and oh, when i'm old and wise
    heavy words that tossed and blew me
    like autumn winds will blow right through me
    and someday in the mist of time
    when they ask you if you knew me
    remember that you were a friend of mine
    as the final curtain falls before my eyes
    oh when i'm old and wise

    as far as my eyes can see
  • alan parson's in en iyi sarkisi
  • en yakin dostunuzdan ayriliyorken, bu sarkiyi dinliyorsaniz, sarkiyi ona hitap etmekten kendinizi alamazsiniz.. bir veda mektubudur bu ona soylenen... ama o hicbir zaman bunu bilemeyecektir. ne yapabilirsiniz ki? bir kagida yazip gonderemezsiniz, alip karsiniza gozyaslariniz esliginde soyleyemezsiniz. hep icinizde kalir hep icinizde... hatiralarin arasinda kaybettirir sizi, caninizi cok acitir. sorgulatir sizi, hakedeni, haketmeyeni ayirt etmeye zorlar, yureginizle bir calismamakta direnen aklinizi.. sehirlerarasi yolculuklar yaptirtir size 4 dakikada. hani su kafanizi omzuna dayayip ta gece boyunca hayatinizda hic hissetmediginiz kadar guven ve huzuru hissederek katettiginiz yollari; iste o yolculuklari. genc ve bilge degilken, yapilan o en cilginca seyleri bir bir gozunuzun onune getirir; nefret edersiniz yasli ve bilge biri olmaktan...

    hakedeni, haketmeyeni ayirt etmeye zorlar, yureginizle bir calismamakta direnen aklinizi.. bu sarkida anlatilanlari hakediyor mudur acaba... you've always shared my darkest hours you've always shared my deepest thoughts and the sadness would be lifted from my eyes...
    gidilecek olan o gunu iple ceken bir insanin, "kacsam nereye kadar; kalsam neye yarar" ruh hali icerisinde kivranan bir bunyenin acilarina aci katar bu sarki... miss you when i go remember that you were a friend of mine when they asked me if i knew you i'd smile and say you were a friend of mine..
    ama hic bilemez ... gittiginde o geride biraktigina ne diyecegini... hani dostluk baki idi? diye sormaktan ali koyamaz; ve dusunur bitenlerin ardindan..."dostumdun"... ama gulumseyemez...
  • alan parson's project'in 1982 yılında çıkardığı eye in the sky adlı albümünde yer alır. colin blunstone'un ömründe en iyi seslendirdiği ve hakkında yazılan herşeyi hatta çok daha fazlasını hakeden parçadır.. tam olarak verdiği tat ''öldükten sonra cennete doğru yol aldığını bilerek yerden havalanmak'' şeklinde açıklanabilir..
  • her on yılda bir hatırlatır kendini;
    “old and wise”

    ne kadar yaşlandığımı
    ve ne kadar çocuk kaldığımı.

    ne kadar çok şey yaptığımı
    ve ne kadar eksik kaldığımı.

    her on yılın sonunda
    bütün yaralar kapanır
    derken, “old and wise” dinlerim
    o yaralar yeniden açılır.
  • hani bir şarkıyı tanımlamaya çalışırken her kelimede o şarkının büyüsünü bozduğunuzu hissederseniz ya, işte öyle bir şarkıdır...
  • alan parsons ustanin kadim dostu ve alan parsons project'in her daim gitaristi ian bairnson'un enfes sax solosu ile daha da bir guzelle$en, her iki konserinde de bizi yerlerden yerlere vuran muhte$em app $arkisidir. eee, ne demi$ler, yigidi gul aglatir, gam oldurur ian abi.
  • insanın kendisine hediye edebilecegi en guzel sarkidir. tabi ki azcık kendini anlayabilene.
    (bkz: as far as the eye can see)
hesabın var mı? giriş yap