• eğer birlikte yaşadığınız birini kaybetmişseniz neredeyse evde bulunan her şey..
    daha önce yazılmış gerçi, babamın özel eşyalarından beni en çok buran "kol saati"ydi..
    kalbi durmuşken, çalışmaya devam eden saati..
  • ayakkabılarıdır
  • kişi değil de yakın zamanda ölen fip virüslü kedimin oynadığı tel tokaları sağda solda her gördüğümde ağlamaktan kahroldum. çok severdi tel tokalarımla oynamayı...
  • (bkz: ağlattınız pislikler)

    kurabiye..

    en çok da bu dokundu olum.. boğazıma dizildi ağzımdaki :(
  • bence kimliği.
  • rahmetli dedemin cüzdanından çıkan, annemin kesilen ilk saçı, beyaz kağıdın içinde bi bukle.

    45 sene taşımış cüzdanında.

    huzur içinde uyu güzel dedem.

    edit: güzel anneciğim 6 aydır kanser tedavisi görüyor, ameliyatını oldu; son iki kemoterapisini alacak. dularınızı bekliyoruz.
  • (bkz: gözlük)
    (bkz: dede gözlüğü)
  • pişmiş yemek. hele ki dondurucuda daha nicesi varsa... atsan atılmaz, yesen boğaza düğümlenir...
  • ayakkabı, hele de evin önüne sen bırakma görevi sana verilirse, çoğunlukla altı delik ,arkası topuklara basılmaktan yıpranmış bir siyah iskarpin ise, sırf onu görmek bile adamın taa yüreğinin ortasına mıh gibi çakılan bir acı oturtur. boğazında demirden leblebi yutkunamazsın , yutkunsan gözyaşları sel olacak akacaktir.
  • kemoterapi nedeniyle döküleceği bilinen, bu nedenle tıraş makinesiyle kazınan, bir plastik poşetin içine konulup saklanan saçlarıdır. ne bir gözlüğün ne de bir hırkanın verdiği acı değildir. ondan kalan en gerçek şeydir. dokunmayı bırak görmeye dahi gönlün el vermediğidir. ama evdeki şifoniyerin bir gözünde, oracıkta durduğunu bilmek bile bazen yeterlidir.
hesabın var mı? giriş yap