• arka kapak tanıtımı 'eğer duygusal olarak olgun ve erişilebilir olmayan ya da bencil bir ebeveynle büyüdüyseniz; öfke, yalnızlık, ihanet ya da terkedilme gibi duyguları çok uzun süredir hissediyor olabilirsiniz.' sözleriyle başlayan, son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan biri. dr. lindsay daha giriş kısmından sizin tam da yanınızda olduğunu hissettiriyor ve bu deneyimin kendinizi anlamaya, duygularınızı farketmeye, belki de sizi yıllardır çevreleyen görünmez zincirleri kırmaya yönelik bir yolculuk olduğunu fısıldıyor. bu tür ebeveynlere sahip olanların, alanda çalışan terapistlerin, anne-baba olmayı planlayanların şiddetle okumasını tavsiye ediyorum. çok kafa açacak, çok şey öğretecek, bolca da soru işareti hediye bırakacak bir kitap. kelime dağarcığıma 'prematüre yetişkin' kavramını eklemesi de benim bonusum oldu.
  • akıllara şu başlığı getirir (bkz: sokakta yürüyen insanların yüzündeki mutsuzluk)
  • günümüzde nba'de çok güzel bir örneğini los angeles lakers takımında görmekteyiz. (bkz: lonzo ball)
  • kesinlikle en az iki kez okunması gereken bir kitap.
    lütfen okuyun.
    özellikle yeni anne babalar lütfen okusun.
  • türk toplumunun yalayıp yutması gereken kitap. ya ebeveynlerimiz tarafından terk edilmişiz ya da kendi çocuklarımızı terk ediyoruz.

    bu kitabı okuyarak kendi yaralarımı iyileştirmem lazım.
  • bir klinik psikoloğun kaleminden çıkan ve pek çok gerçek olduğunu düşündüğüm ebeveyn çocuk ilişkisi örneği barındıran kitap.

    özellikle bulunduğumuz coğrafyada , ebeveyn olsun olmasın çoğu kişinin gerek nesilden nesile aktarım yönüyle, gerek fiziksel yaşama şartlarımızın zorluğu nedeniyle hastalıklı savunma mekanizmalarına sahip olması hepimizin malumu. bu insanlar çocuk yetiştirdiğinde de oluyor sana ''olgunlaşmamış ebeveynin çocuğu.''
    fakat artık pek çok şeyin erişebilir ve bilinebilir olması, bu çocukların kendilerindeki hasarı farketmelerine neden oluyor. farkındalık, büyütür insanı. bu insanlar da büyüyor en nihayetinde.

    bu noktadaki sıkıntı ise, ebeveynimizle kurduğumuz ilişkinin, pek çok yetişkin ilişkisinde bilinçdışı olarak bize rehberlik ediyor olması. bu kitabın sağlamaya çalıştığı en büyük yarar , kendimizi ailemizin etkisinden kurtarmak değil, ailemizin bize öğrettiği yakınlık kalıplarından kurtarmak.

    türkiye'de dört basım yaptı bu kitap, daha da yapacağını düşünüyorum ve ilişkisel zorluklar yaşayan ''yetişkin çocuklar'' için güzel bir rehber olabileceğini düşünüyorum.

    kitaptan alıntılar alttadır efendim, keyifle okuyunuz.
    --- spoiler ---

    hayatta yapacağınız tek şey ise, biri sizin istediğinizi verene kadar beklemek değil.

    ilişki kurmak isteğinizi buna karşılık verebilen insanlara saklayın.

    ailenin bir üyesi olmak, insanlara eşya gibi hükmetme hakkını kimseye vermez.
    kendiniz için harekete geçmek travmatik çaresizliğin panzehiridir. kendinizi ifade etmek, en büyük özgürlüktür. bağımsız bir yetişkin olarak, ailenizin anlayışına ihtiyaç duymadan da yaşayabilirsiniz. duygu ifade ederken en önemli husus ise, ailenizi değiştirmeye çalışmak değil, kendinize karşı dürüst olmaktır.
    iyi ilişkiler, iyi planlanmış evler gibi hissettirmelidir. içinde yaşaması öyle kolay olmalıdır ki mimarisine ya da planına bakmaya gerek kalmamalıdır.
    duygusal olarak olgun insanlar tutarlıdır ve tutarlı olmak insanı güvenilir yapar. ayrıca duygusal olarak olgun insanlar her şeyi kişisel algılamazlar. pot kırmayı red değil bir hata olarak görürler. bir hata yaptığınız için sevilmediklerini hissetmeyecek kadar gerçekçidirler.

    o kişiye neden umut bağladınız? onu tanımıyorsunuz ki?
    --- spoiler ---
  • ebeveyn, arapça bir kelime olup "anne ve baba" anlamına gelir.
    kitabın isiminin "olgunlaşmamış ebeveynin yetişkin çocukları" olması gerekiyor.
    hadi diyelim bu kitap başlığında sırıtmıyor. ancak iç kısımlarda öyle ifadeler var ki sanki herkes ikişer adet anne-babayla dünyaya geliyor.
    çeviride bir sürü anlatım bozukluğu ve yazım hatası var, derdime derman olsun diyerek aldığım kitaptaki yazım hatalarını düzeltmekten canım çıktı. anlaşılabilir durum. çevirmen mükemmel olmak zorunda değil. kitabın çevirisinin redaksiyonuna itirazım var. (bkz: grammar nazi)
    ***
    gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra basılsın... 100 tane alıp hediye etmek istediğim, okur-yazar kitlece okunması gerektiğini düşündüğüm bir eser.
    ***
    şu anki dertlerinizin kaynakları ile yüzleşmeye cesaretiniz varsa eğer muhakkak okuyunuz ve içindeki yönergeleri takip ediniz.
  • "ancak duygusal olarak olgunlaşmamış insanlar, affetmenin ne anlama geldiği konusunda gerçekçi olmayan bir fikre sahiptir. onlara göre affetme, sanki tamamen yeni bir başlangıç mümkünmüş gibi tüm çatlakları kapatmak demektir. büyük bir ihanetten sonra güvenin yeniden inşa edilmesi için zamana ya da duygusal bir sürece ihtiyaç duyulduğunu fark etmezler. her şeyin yine normal olmasını isterler" s84

    "duygusal olarak olgunlaşmamış insanlar ise bu beceriden yoksun olmanın gururunu yaşarlar. dürtüsel ve duygusuz tepkilerini 'ben sadece düşündüklerimi sölüyorum' ya da 'ben kendimi değiştiremem' gibi bahanelerle mantıklı hale getirmeye çalışırlar. eğer düşündüğünüz her şeyi söylememenin iyi bir işaret olduğunu ya da insanların değişmeden olgunlaşamadığını onlara anlatmaya çalışırsanız, muhtemelen size öfkeyle karşılık verecekler ve söylediklerinizi saçmalık olarak görecekler" s82

    henüz okumakta olduğum ve bitirmeye yaklaştığım kitap. beni oldukça aydınlattı ve hareketlerimi sorgulamama, onları anlamdırmama neden olduğunu söyleyebilirim.
  • "bir gün terapideyken, duygusal ihmalin hakim olduğu bir ailede büyüyen leah, "hala depresyonda" olduğu için benden özür diledi. onun üzüntüsünü can sıkıcı ve rahatsız edici bulduğumu düşündüğünü söyledi.

    leah, başarılı bir terapist olduğumu hissedebilmem için ondan duymak istediğim tek şeyin onun iyi olduğunu bilmek olduğunu düşünüyordu. leah için sadece nasıl hissettiğiyle ilgilendiğimi hayal etmesi bile zordu. bu, onun çocukluğundan kalan bir şeydi çünkü leah ne zaman duygularını ifade edecek olsa soğuk ve eleştirici annesi açık bir şekilde bundan rahatsız oluyordu. buna karşılık, leah iletişim kurabilmenin en iyi yolunun hiçbir ihtiyacı olmayan "sevimli" bir kişi olmaktan geçtiğine inandı. bu nedenle, her zaman duygularını sakladı ve başkalarının seveceği bir rolü oynamaya çalıştı.

    çocukluğu boyunca , leah kendine yeten biri olmaya çalıştı. daima "ben kendi kendime nasıl yetebilirim? kendimi nasıl güvende hissedebilirim" diye merak etti. bunların bir çocuğun cevaplayabileceği sorular olmadığını bilmiyordu sadece duygusal olarak özverili ebeveynler, kendisi olmasının yeterli olabileceğini ona hissettirebilirdi. " s151

    davranış kalıplarımızda bizleri zorlayan bir takım tutumlar mevcut. ne zaman hayatımızda aynı senaryoyu yeniden ve yeniden yaşıyoruz; işte o an "bir şeyler yanlış gidiyor" bilincine varmaya başlıyoruz.

    bu kitap, sonlara doğru çözüm sunmakla beraber, en başta kişinin kendi davranış kalıplarının altında yatan nedenleri çok açıklayıcı ifade etmiş. ayrıca yukarıdaki gibi de hikayelerle süslemiş. hikayeler içinde kendinize uyan bir şeyi mutlaka bulacaksınız.
  • 8. bölüme kadar bana çok şey katan, düşündüren, kendimde bir şeylerin oturmasını sağlayan 8.bölüm ' duygusal olarak olgunlaşmamış ebeveynlerin ağından nasıl kurtulunur' da ortada ağından kurtulacak ya da ilişkinizi düzenleyeceğimiz ebeveyninizin kalmadığı gerçeğiyle yüzleşince beni aştığımı sandığım duyguların içine girdap gibi çeken kitap oldu. kendini deşmek zor iş, daha iyi biri olmaya, daha iyi yaşayan biri olmaya çalışmak çok zor iş gerçekten.
    tanım: çocukluk travmalarıyla yüzleşip onları tanımlayıp anlamlandırmamıza yardımcı olan kitap. bitirip kafamı toplayınca daha detaylı yazacağım.
hesabın var mı? giriş yap