olmaz öyle saçma tarih

• flu tv adlı youtube kanalının tarih içerikli programı. tanımı yaptıktan sonra bir amme hizmetinde bulunmak istiyorum. aşağıda an itibariyle en son yayınlanan 30. bölüm de dahil olmak üzere (20. ve 29. canlı yayın bölümlerini içermemektedir) bölümlerde adı geçen, tavsiye edilen yazılı ve görsel materyallerin bir listesi bulunmaktadır.
  
  peşin not: çok popüler olan, (bkz: the walking dead) (bkz: vikings)
  beğenilmeyen (bkz: un long dimanche de fiançailles)
  veya pek de kayda değer olduğunu düşünmediğim (bkz: 300) (bkz: muhteşem yüzyıl) bazı yapımlara yer vermemeyi daha uygun buldum.
  
  kitap:
  1)alfred crosby-the columbian exchange: biological and cultural consequences of 1492 (türkçe çevirisi yok)
  2)bartolome de las casas-history of the indies (türkçe çevirisi yok)
  3)benedict anderson-hayali cemaatler
  4)carlo ginzburg-the night battles: witchcraft and agrarian cults in the sixteenth and seventeenth centuries
  5)carlo ginzburg-peynir ve kurtlar
  6)claude levi-strauss-elementary structures of kinship (türkçe çevirisi yok)
  7)claude levi-strauss-yaban düşünce
  8)cem behar-bir mahallenin doğumu ve ölümü osmanlı istanbul'unda kasap ilyas mahallesi
  9)cemal kafadar-kendine ait bir roma & diyar-ı rum'da kültürel coğrafya ve kimlik üzerine
  10)cemal kafadar-iki cihan aresinde
  11)cornell h. fleischer-tarihçi mustafa ali/ bir osmanlı aydın ve bürokratı
  12)daniel lord smail & andrew shryock-deep history (türkçe çevirisi yok)
  13)daniel panzac-osmanlı imparatorluğu'nda veba
  14)emmaneul le roy laduire-les peysans de languedoc (türkçe çevirisi yok)
  15)eric hobsbawm-devrim, sermaye, imparatorluk çağı serisi
  16)eric-hobsbawm-geleneğin icadı
  17)ernst gombrich-sanatın öyküsü
  18)evans-pritchard-witchcraft, oracles and magic among the azande (türkçe çevirisi yok)
  19)gabor agoston-osmanlı imparatorluğunun askeri gücü ve silah sanayisi
  20)gananath obeyesekere-the apotheosis of captain cook (türkçe çevirisi yok)
  21)georges duby-erkek ortaçağ
  22)gülru necipoğlu-sinan çağı & osmanlı imparatorluğu'nda mimari kültür
  23)heath w. lowry-fourteenth century ottoman realities-on dördüncü yüzyıl osmanlı gerçekleri
  24)jacob burckhardt-italya'da rönesans kültürü
  25)jocelyne dakhlia-lingua franca (türkçe çevirisi yok)
  26)johan huizinga-ortaçağın sonbaharı
  27)jules michelet-historie de france (türkçe çevirisi yok)
  28)kenneth pomeranz-the great divergence (türkçe çevirisi yok)
  29)kolektif-cadı çekici-malleus maleficarum
  30)lucette valensi-venedik ve bab-ı ali
  31)marco polo-dünyanın hikaye edilişi
  32)marguerite de navarre-heptameron (türkçe çevirisi yok)
  33)marshall sahlins-how "natives" think: about captain cook, for example (türkçe çevirisi yok)
  34)marshall sahlins-tarih adaları
  35)marshall sahlins-tarihsel metaforlar ve mitsel gerçeklikler
  36)marshall sahlins-taş devri ekonomisi
  37)michel foucault-hapishanenin doğuşu
  38)michel foucault-kliniğin doğuşu
  39)nükhet varlık-akdeniz dünyasında ve osmanlılarda veba
  40)peregrine horden & nicholas purcell-the corrupting sea: the study of mediterranean history (türkçe çevirisi yok)
  41)peter burke-the fabrication of louis xıv (türkçe çevirisi yok)
  42)peter gay-the weimer culture: the outsider as insider (türkçe çevirisi yok)
  43)peter sahlins-boundaries: the making of france and spain in the pyrenees (türkçe çevirisi yok)
  44)philippe aries-l'homme devant la mort (türkçe çevirisi yok)
  45)pierre bourdieu-ökonomisches kapital, kulturelles kapital, soziales kapital (türkçe çevirisi yok)
  46)sabri ülgener-iktisadi çözülmenin ahlak ve zihniyet dünyası
  47)speros vryonis-the decline of medieval hellenism in asia minor and the process of ıslamization from eleventh through the fifteenth century (türkçe çevirisi yok)
  48)william hardy mcneill-dünya tarihi
  49)william hardy mcneill-hakikatin peşinde
  50)zachary lockman-hangi ortadoğu? & oryantalizm-tarih-siyaset
  
  roman:
  1)charles dickens-iki şehrin hikayesi
  2)emile zola-germinal
  3)gabriel garcia marquez-yüzyıllık yalnızlık
  4)j.d. salinger-çavdar tarlasında çocuklar
  5)umberto eco-baudolino
  6)umberto eco-foucault sarkacı
  7)umberto eco-gülün adı
  8)vladimir nabokov-lolita
  9)yakup kadri karaosmanoğlu-yaban
  
  makale:
  1)emrah safa gürkan-fooling the sultan: information, decision-making and the mediterranean faction, "journal of ottoman studies 45" 57-96 syf.
  2)emrah safa gürkan-ı baili veneziani e la diplomazia d’informazione fra venezia e ıstanbul
  3)halil inalcık-capital formation in the ottoman empire, "the journal of economic history 29/1" 97-140 syf.
  4)kahraman şakul-an ottoman global moment: war of second coalition in the levant
  5)süleyman özmucur & şevket pamuk-real wages and standards of living in the ottoman empire, "the journal of economic history 62/2" 293-321 syf.
  6)timur kuran-the absence of the corporation in islamic law: origins and persistence, "the american journal of comparative law 53" 785-834 syf.
  
  film:
  1)adam mckay-the big short (2015)
  2)alfred hitchcock-lifeboat (1944)
  3)alfred hitchcock-psycho (1960)
  4)alfred hitchcock-the birds (1963)
  5)ava duvernay-selma (2014)
  6)barry levinson-wag the dog (1997)
  7)ben affleck-argo (2012)
  8)bill morrison-decasia (2002)
  9)coen brothers-o brother where art thou? (2000)
  10)coen brothers-the ballad of buster scruggs (2018)
  11)costa gavras-l'aveu (1970)
  12)federico fellini-casanova (1976)
  13)federico fellini-city of women (1980)
  14)federico fellini-satyricon (1969)
  15)fernando merilles, katia lund-city of god (2002)
  16)frank pierson-conspiracy (2001)
  17)fritz lang-metropolis (1927)
  18)f. w. murnau-nosferatu (1922)
  19)george miller-witches of eastwick (1987)
  20)ıstvan szabo-taking sides (2001)
  21)ingmar bergman-fanny and alexander (1982)
  22)jean-luc godard-a bout de souufle (1960)
  23)jean renoir-la grande illusion (1937)
  24)julie taymor-titus (1999)
  25)kevin macdonald-state of play (2009)
  26)martin koolhoven-brimstone (2016)
  27)martin scorsese-age of innocence (1993)
  28)martin scorsese-gangs of new york (2002)
  29)orson welles-the magnificent ambersons (1942)
  30)orson welles-touch of evil (1958)
  31)pablo larrain-no (2012)
  32)paul thomas anderson-there will be blood (2007)
  33)pier paolo pasolini-salo, or the 120 days of sodom (1975)
  34)pietro germi-divorce italian style (1961)
  35)ridley scott-blade runner (1982)
  36)ridley scott-kingdom of heaven (2005)
  37)robert eggers-the witch (2015)
  38)robert wiene-das cabinet des dr. caligari (1920)
  39)ron howard-frost/nixon (2008)
  40)sofia coppola-marie antoinette (2006)
  41)stanley kubrick-barry lyndon (1975)
  42)stanley kubrick-spartacus (1960)
  43)steven soderbergh-unsane (2018)
  44)theodoros angelopoulos-ulysees' gaze (1995)
  45)tony scott-deja vu (2006)
  46)zaza urushadze-mandariinid (2013)
  
  dizi & belgesel:
  1)deadwood (hbo)
  2)rome (hbo)
  3)mad men (amc)
  4)masters of sex (showtime)
  5)the crown (netflix)
  6)the terror (amc)
  7)the tudors
  
  1)hypernormalisation (2016)
  2)inside mossad (2017)
  
  sonnot: "türkçe çevirisi yok" olarak belirttiğim bazı kitaplar orijinal isminden farklı bir çeviri ile yayınlanmış olabilir. herhangi bir düzeltme için mesaj atabilirsiniz.
• son videoyusunu emine bulut.a ithaf etmiş ve kadınlar üzerine çok keyifli bir tarih videosu hazırlamış youtube kanalı.
  severek ve de merakla takipteyiz efendim.
  
  izlemek istersen diye link burda
• youtube’daki en öğretici programlardan biri. yalnız küçük bir eleştirim olacak.
  
  lütfen şu adamı kameradan biraz uzaklaştırın.
  
  emrah hoca çok hızlı konuştuğundan program sağlam konsantrasyon gerektiriyor. fakat hocanın suratının her yeri ayri oynadigindan insanın ister istemez konsantrasyonu bozuluyor. hele tv den izlerken bu daha cok goze batiyor. karsinda devasa bir tikli surat olunca takip etmek zor oluyor.
• gürkan-oğlu emrah safa hoca'nın müktesebatının genişliği, derinliği saygı uyandırır. özellikle, soru kabul eden, büyüklenmeyen tavırları, mütevazı tutumu; genellikle de, yabancı dillere değip dokunarak ders işlemesi takdire şayandır. ne var ki, bir tenkidim var, sunturlusundan, yöneltmeye geldim.
  
  hoca efendi, sunucu efendi, bir kendinize sorun. ingilizce konuşurken araya türkçe söz sokmuyoruz, soksaydık ingilizceye hakimiyetimiz sorgulanır olurdu, peki ama niçin türkçe konuşurken araya yabancı sözler sıkıştırıyoruz? türkçeye hakim değil miyiz? yoksa, farklı iki ölçek kullanmamız aslında haysiyet aşınmasına mı işaret eder?
  
  "egzeküt etmek" yerine icra etmek ya da yürütmek diyemediğinizden değil, siz öyle istediğiniz için böyle konuşuyorsunuz. kusura bakmayın, kötü imlâ kötü dile, kötü dil de kötü zihne delillik eder. niteliksiz zekâ sahibi olduğunuz kanaatinde değilim. demek ki sizin diliniz zayıf değil. siz başka bir sebepten ötürü türkçe konuşurken araya ingilizce sözler ediyorsunuz.
  
  bırakın konuşurken yabancı sözü araya sokuşturup günün muteberine yaltaklanmayı, bana bir aydın gerek, çıkıp diyecek, "ya hu, bizim ingiliz'e, fransız'a verdiğimiz ödün ödeye ödeye bitmedi mi? ermeni'nin adını ingiliz nasıl yazdıysa öyle yazarız, gürcü'nün adını hakeza, rus yazarlarının adları batı'da kaleme alındığı gibi; tıpkı çıkarımla daha niceleri türklerin türk alfabesini ıskartaya çıkardıklarını gösterir. başka alfabe, başkasının yazımı kullanılırsa, kuralları koymak hakkı da başkasının olur. kural koyamadığımız, koyanların keyfine tâbi olduğumuz oyunda maskara oluruz. doğrusu, solzhenitsyn'i saljiniğtsın yazmak, de gaulle'ü dögol yazmaktır" sonra uyandırdığı saygının sermayesi ile bir şeyleri daha haysiyetli bir çizgiye çekmek işine girişecek.
  
  "absolute-absolve" ve "ıtlak-mutlak" bağıntılarına işaret etmeniz harikulâde. bu dil birikimi ile türkçe yazıma, söyleme; örneği kendinizden göstererek dokunmazsanız büyük fırsat kaçırırız. siz de, ağır olabilir ancak, onca emeğe rağmen cahil beyaz yakalının konuştuğu kadar türkçe konuşmayı beceren bir adem anılırsınız.
  
  dilde kuralsızlık kasabalıyı nasıl cüretkâr kılar? (bkz: #93870982)
• mükemmel bir gönderme ile lafın gediğine oturtulduğu program. çok ince görünse de kalın kalın geçirmişler deyim yerinde ise.
  
  programda bilinmeyen kelimelere tanım giriyorlar. yeri gelmiş, bir tanım girilmiş. kelime bilinse de tanımı ince ince geçirmiş.
  
  kelime: eeeeeyyyy...
  tanım: her tür farklı düşünce ve düşmanı korkutmak, tehdit etmek için genelde kürsüden söylenen ve altı boş popülist bir söylem türü.
  
  (bkz: zekice)
  
  kaynak
• tekrardan başlamış program.
  
  ilk bölümü izleme gafletinde bulundum sağolsun hocam azınlık övmekten, abdülhamit övmekten konuyu itc’ye zor getirdi. balkanlarda yerlerinden yurtlarından yunan,bulgar,sırp çetelerinden bahseden var mı yok, ama durup durup, o ermenilere insanlık suçu işlediler, ermeniler ittihatçıları korudu, onlar onlara insanlık suçu işledi falan diye veriyor da veriyor mesajı, ayıp olmasın diye bi hınçak taşnak dedi sağolsun. koruyan ermenilerin, yahudilerin zamanın ayrıcalıklı istanbul’da yaşayan sınıfı olduğundan bahsedilmiyor ne hikmetse.
  
  hocamın performansı çok beğendim, birisi başlığına phd tayfa yazarak açılışı yapmış ağzına sağlık. varlık vergisi, sürgün, mübadele ve 6-7 eylül olayları ile ilgili bölümleri merakla bekliyorum malum sadece bu bölümler çekilir oradan da bi diyarbakır cezaevi masalına bağlarsınız oh mis.
• bolumlerini icim sıkıldıkça cevirip cevirip izleyen biri olarak, soyleyebilirim ki acik ara favori bolumum galiba 26. bolumdu, meclis ve darbelerin anlatildigi bolum. o kadar film, dizi izledim, litrelerce muzik dinledim, simdiki aklimla yapmaya gozumun yemeyecegi isler pesinde kostum, bilmiyorum ya hayatimda basa sabitleme ozelligi olsa onca ekran icinde sanirim bu bolumu sabitlerim. bu kadar dogru 30 dakikaya sigdirilamaz. hicbirini izlemeyen, meclis ve darbeleri izlesin, hicbir sey ogrenmezseniz 'tartisma adabi neden onemlidir ve bizde neden yoktur'u ogrenirsiniz, bizim de kafamiz biraz rahat eder. orozpi cociklari.
• emrah safa gürkan'ın ne kadar harika bir insan olduğunu göstermiş programdır. her hafta izlerken keyif alıyorum. ve her video sonrasında aydınlanmış hissediyorum. tarihe öyle aşırı bir merakım yok ancak bu program tarih merakı da veriyor insana. esg' nin espritüel ve özellikle tarafsız anlatımı kesinlikle muhteşem etkiliyor.
  
  bu haftaki (7.bölümü) özellikle çok sevdim. yalnızca tarih açısından değil genel bilgilendirme olarak ,özellikle okumaya değinilmesi, çok başarılı olmuş. cahillik tanımı da ayrıca çok hoşuma gitti. bu haftaki bölüm okullarda bir giriş dersi olarak izletilmeli.
• 22 ağustos günü yani dün kadıköyde ilk defa canlı şekilde seyirciler karşısında hazırladıkları programa katıldım. öncelikle demeliyim ki program beklentilerimi karşılamadı, kafamda farklı bir şey bekliyordum, çok daha farklı bir şeyle(muhtemelen de kasıtlı bir şekilde, belli ki böyle bir format belirlenmişti) geldiler, ve benim gibi düşünen insanların beklentilerinin de karşılandığından şüpheliyim. teker teker artı veya eksi gördüğüm yönlerini yazarak değerlendirmemi yapayım, belki burayı okuyorlardır ve faydalı olur.
  
  -öncelikle salon, ambiyans, programın girişi, küçük video, mustafa seven'in monologu çok iyiydi. salondaki seyircilerin hem iştahını hem de keyfini arttırdı.
  
  -ama bu geyik havası burada bitmedi ki zaten bana göre programın beklentimi karşılamamasının sebebi bu. programın tamamı haddinden fazla bir geyik havasında geçti. emrah safa gürkan'ın iştahlı iştahlı bir şeyler anlatıp sözünün anlamsız şekilde kesildiği ve konunun kalanına geri dönemediği her andan nefret ettim.
  
  -seçilen konu oldukça güzeldi mesela. farklı farklı medeniyetlerin nasıl ortaya çıktığı, karşılaştırması ve türkiyedeki anlayışı üzerinden çok güzel bir diyalog çıkardı ortaya ama çıkmadı. ilker canikligil ve mustafa seven'in(özellikle mustafa seven'in bütün program boyunca süren talk show vari hareketleri anlatılan şeyin ciddiliğiyle taban tabana zıttı) devamlı muhabbeti geyiğe vurmasından ötürü anlatılan şeyler sığ ve açıkçası eski programlardaki replikleri tekrar eden bir diyaloğa dönüştü.
  
  -epey kısa sürdü. 90 dakika zaten bir tarih programı için epey kısa ama üstüne bütün bu konuşulan konunun dışından sapılan onlarca geyik malzemesiyle birlikte daha da kısa gibi gözüktü.
  
  -ilk bölümde emrah hocanın kimsenin lafını bölmediği bir 5-10 dakikası vardı aklımda kalan. zaten programın da en güzel kısmı oydu. ikinci bölüm zaten hiç olmadı. klişe kelimesinin bile yetmediği bir kitap okumama muhabbeti sakız gibi uzadı, daha sonra da üç dört soru cevapla güle güle dedip gittiler.
  
  yani benim oraya gitme amacımla programın formatı beklediğimden epey farklıydı. evet video serilerinde de geyik oluyor ama bir tık fazla olması çok da izleyeni irrite etmiyor. ama programın kendisi tamamen geyikti. ben tarih izlemeye gelmiştim ve tabi ki beklediğim ilber ortaylı gibi 0.5x hızında sıkıcı tarih dinlemek değildi, emrah hoca tek bir konu üzerinde durmayan, onu dallanıp budaklandıran ve çok keyifli ve dolu dolu anlatan bir adam. ama sanki program birkaç kişinin katıldığı bir stand up showuymuş da tarih araya öyle sos niyetine konuluyor gibi hissettirdi(oysaki tam tersi olmalıydı). eğer formatı kafalarında bu şekilde belirledilerse kendi takdirleri, bu formattan zevk alan seyirciler de vardı ama böyle olacaksa da başka programlarına gitmeyip sadece youtube kanalından takip etmeyi tercih ederim.
• esg'nin hizina yetisirken pinpon topuna dondugum guzel program. emrah safa gurkân'in hizli konusmasi icinde, herkesin bildigini dusunerek mi artik bilemiyorum refere ettigi kavramlarin, filmlerin, kitaplarin vb. aciklamalari videoya ekleniyor; ikinci bolumde despotizm aciklamasi var, despotizmin ne oldugu aciklanirken, sonunda "neyse ki ulkemizde gorulmez" diye not dusulmus. bence, herkes norveclinin cocuguymuscasina "lan despotizm mi gorduler nerden bilcekler" gibi yazilmasi bir... "ulkemizde gorulmez"i iki cok tatli bir gonderme olmus. ilker canikligil gercekten muhtesem bir detay, gulmekten kendimi alamadim. bikac kere geri alip izledim orayi.