ölmeme günü
-
rivayet odur ki. bir gün ikinci yeniciler ve eşleri/sevgilileri birlikte hisar üstünde bir meyhanede oturuyorlar. sohbet muhabbet ilerliyor, o esnada meyhanede bulunan bir kadın şairlerimizin yanına yaklaşarak verem olduğunu ve yakında öleceğini söylüyor. onlardan güzel bir kaç hatıra paylaşmalarını istiyor. bunun üzerine turgut uyar garsondan dolu bir şişe rakı getirmesini istiyor ve tüm şairler şişeyi imzalayarak kadına veriyorlar. seneye bugün hepimiz burada olacağız sen de burada olacaksın ve hep birlikte bu rakıyı içeceğiz diyorlar ve ertesi sene buluşuyorlar...
bu bir gelenek halini alıyor ve her sene yineleniyor. lakin turgut uyar'ın ölümüyle birlikte bu gelenek yok oluyor.
özenilesi bir şey doğrusu.
edit: kadının verem olduğunu yanlış hatırlıyormuşum. konunun üzerine bir kaç okuma daha yapınca hatırladım ki kadınımız verem değil vücudunda iğne olan ve bunun her an kalbine gitmesinden korkan bir kadın. böyle olunca ölmeme günü daha da anlamlı oluyor.
edit2: imla. -
rumeli hisarında bir meyhanede, hepsi birbirinden cevval ve alımlı insanların, keyfekeder bir geceye muhabbetler yolladıkları zamanlarda ki aralarında can yücel, salim şengil, edip cansever, tomris uyar, muhteşem sünter, isa çelik , mehmetcan köksal, turgut uyar, dürnev tunaseli, nezihe meriç, ömer uluç, tunga uyar gibi isimlerin mevcut olduğu o gecede, bir kişinin muhabbetini açtığı "ölüm" konusu üzerine, turgut uyar rakı şişesini alır ve orada bulunan herkesin ismini, şişenin üstüne yazar bir 26 mart gecesi ve bu gelenek 1985'e kadar devam eder. belki, bilmediğimiz güzel insanlar, bu geleneği kendi aralarında devam ettirmeye devam ediyorlardır belki de ve belki cemal süreya haklıydı “ertesi gün için bir şey diyemem ama rakı içtiğin gün ölmezsin" derken. rakıyla aram hiç olmadı ama rakıyı seven şairleri ben de sevdim. yıl olmuş 2013, belki 1980'lere bir kadeh kaldırırız he bu akşam... ayrıca can yücel, ayrıca cemal süreya, ayrıca turgut uyar, ayrıca edip cansever, ayrıca tomris uyar (bkz: ölür mü lan)
-
-
grizine sayesinde haberdar olduğum gündür. neymiş, nasılmış şuradan öğrenilebilir.
ayrıca grizine'in bir süredir gerçekleştirdiği "meyhane sohbetleri" serisinin bir parçası olarak,sevdikleri ve beraber çalıştıkları arkadaşlarıyla bir araya gelerek ikinci yeni şiiri ve şairlerine dair anılarını paylaşmış, en sevdikleri şiirleri okumuşlar. o gece neler olmuş, ona da buradan bakılıyor.
bununla da kalmamış, 26 mart gecesi bu kez de yelda karataş ve isa çelik ile rakı masasına oturmuş, ölmeme günü'nün hikayesini birinci elden dinlemişler.
afiyetle okuyunuz. yanında rakı da içerseniz, ölmezsiniz. -
sonuncusundan yirmi sekiz sene sonra hala birileri için (en azından bir kişi için) gönüllerde devam eden gelenek. umarım sonuncusundan otuz sene sonra yeniden hayata geçirebilecek bir topluluk kurabiliriz.
-
-
(bkz: rakı içtiğin gün ölmezsin)
hadi şerefe. -
ikinci yeniciler'e dair yakin zamanda kesfedilen hos seylerden. yalniz tarihi tasinmazin ustune bilmem kim kimi seviyor yazip kalp isaretine alir gibi kullanmazsak iyi olur. kulturel mirasin anasini skmylm lutfen.
-
26 mart 1981 akşamına ait garson ile misafirler arasında hoş bir diyalog rivayet olunur, olunur da bilemem ki ne kadarı doğrudur. buyrun...
garson: efendim,sizleri burada görmek büyük mutluluk!
cemal süreya: kim istemez ki mutlu olmayı? ama mutsuzluğa da var mısın?
garson: anlamadım efendim?
can yücel: geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil,hak ettiğin kadar unutulursun…
garson: anlıyorum efendim…neyse, ne alırdınız?
nilgün marmara: sen ne getirdin bana çocukluğundan?
garson: çocukluğumdan mı? siz ne isterseniz mutfaktan onu getireceğim işte.
edip cansever: bu aralar ellerim hep üşür benim. doktor ‘kansızlık’ der, ben ‘sensizlik’ derim.
nilgün marmara: üşümüşüm, düşlerimin üzeri açıktı.
garson : ekrem klimayı aç oradan, çattık ya!
tomris uyar: bazen sensiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur.
garson: estağfurullah efendim,ne kırılması, bugün kötü bir gün sanırım benim için.
yaşar kemal: gülümse karamsarları şaşırt, gülümse güller açsın yüzünde,gülümsemenle yayılsın ışık, dünyayı ısıtmasan da güneş gibi çevreni ısıt.
garson: ekrem klimayı kapat, gülümsüyorum. -
en son 26 mart 1985'de kutlanmıştır, o yıl 22 ağustos'da turgut uyar vefat etmiştir. dünya tarafından tanınması, hatta rakı dağıtılması gereken gündür.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap