• ölüm dürtüsü, libidonun hizmetinde olan, dolayısıyla öznenin yaşama arzusunun hizmetinde olan saldırgan dürtülerden farklıdır. ölüm dürtüsünde söz konusu olan, öznenin ölüm arzusu değildir. yaşama ilişkin gerekliliklerden yorulan öznenin bunlardan kurtulma ve dolayısıyla dinlenme isteğidir. ölüm dürtüleri her türlü tasarımdan yoksundur ve derin uykuda, komada... kendilerini ifade ederler. öznenin yaşamını nitelendiren bir şey varsa o da varlığının merkezinde, ölüm dürtüleriyle yaşam dürtüleri arasındaki süreğen çatışmadır.
  • yaşam dürtüsünden kopulduğu ölçüde bir çatışma kutbu haline gelir.

    (bkz: melankoli)
  • "eros'ın gürültüsü içinde sessizce çalışır" der freud.
    talebin çığlıklarından doğan arzunun hengamesine karşı dürtünün sessizliği.
    cries and whispers.
  • thanatos aşkına...

    küçük freudlar bakımından:

    (bkz: destrudo) (bkz: edoardo weiss)

    (bkz: mortido) (bkz: paul federn)
  • "freud'un doktrininde ölüm dürtüsünü görmezden gelmek, bu mutlak bilgisizliktir." (lacan)
  • kamyoncuların üzerine aforizma yazdığı bir dürtü çeşididir.
    (bkz: ölüme gidelim dedin de, mazot mu yok dedik?)
  • "psikanalitik yazımın bu denli can sıkıcı olmasının nedeni tamamen yaşça büyük kişilerce yazılmış olmasıdır. 40'lı yaşlarındaki freud, hep olduğundan daha gençti: daha az ihtiyatlı, daha cesurca ve daha küstahça spekülatifti. bu dönemde yazılanlar uyumlu bir coşku ve olanak hissini taşır. freud 1906'da ölmüş olsaydı zihnin yapısal kuramı, ayrıntılı metapsikoloji (freud bir defasında bundan "cadı metapsikolojisi" diye bahsetmişti), haz ilkesinin ötesinde bir şey olup olmasığıyla ilgili spekülasyon, dinin kapsamlı eleştirisi ve ölüm dürtüsü olmayacaktı. sadece rüyaların, cinselliğin, esprilerin, hataların bir kuramı ve psikanaliz uygulaması konusunda merak uyandırıcı bir ipucu olacaktı ki bunlar da fazlasıyla yeterliydi." adam phillips - freud olmak bir psikanalistin gelişimi

    (bkz: haz ilkesinin ötesinde)
    (bkz: sabina spielrein/@ibisile), the death instict
  • tarihin en götten uydurma kavramları arasında zirveye oynayan bir yalan.
  • sigmund freud ve freudyen psikanaliz hakkında konuşmak genellikle bir noktada libido ve cinsel dürtü hakkında konuşmak anlamına geliyor. psikanalizin babası, psişik yaşamın esas olarak bu tür bir tahrikle bağlantılı olduğunu, libido'nun psişik yaşamın ve hayati enerjinin çekirdeği olduğunu düşünür. bununla birlikte, yaşama dürtüsü(eros-yunan tanrısına referans olarak) olarak da adlandırılan, ölüm dürtüsüne karşılık gelen diğer bir itkinin varlığı ile bu ikisi arasındaki çatışmayı ele alır.

    freud, ölüm dürtüsünü, insanın arzu etme ve ölme güdüsünün doğuştan gelen bir eğilimi olarak tanımlar. haz ilkesinin (bkz: #94565757) sürekli engellenmesi ile ortaya çıkan, izah edilemeyen ve kendine zarar verici güdücülüğün ağır bastığı ilerlemiş tablolarda ise travma yaratan bir olayla travmatik ilişkinin bilinçdışında sürekli tekrar edilmesi ile başkalaşır. bu da başkalarına karşı saldırganlık dürtüsüne neden olur. freud ve jung bunu farklı şekillerde tanımlasalar da, çok daha açıklayıcı bir örnek verebiliriz; hiç kendinizi on metre yükseklikte bir yerde buldunuz ve boşluğa atlama dürtüsünü hissettiniz mi? eğer öyle ise içinizde içe doğru yönlendirilen ve kendini yok etmeye eğilimli bir benlik yatıyor. bu da ironik ama, hayatınızı daha yaşanılır kılıyor. ancak bu istek, bazı durumlarda kişinin kendisine değil de dışa doğru yönlendirildiğinde ölüm dürtüsü, öldürme itkisi hâline gelebiliyor ve böyle bir durumda içinizdeki psikopata hoş geldin deyiveriyorsunuz.

    kendine yönlendirilmiş ölüm dürtüsü freud’a göre faydalı ve bireysel kişilikte vazgeçilmez bir unsurdur. çünkü bu dürtü insanın suçluluk duygusunu hem dışa hem de içe yöneltmesini sağlar; aradaki bu mücadelenin meyvesi de insana, bireyselliğinin ve hayatının kutsanmasında yarar sağlamasıdır. ölüm dürtüsünün varlığı, kendimizi nesnelerden ayırmamıza izin verir, bu da psişik olarak onları tanımlamamıza ve onlarla birleşmemize ve bireyselliği korumamıza olanak tanır.

    yine yaşam dürtüsü ve ölüm dürtüsü arasındaki bu faydalı çatışma, orgazm anıyla da ilişkilendirilir. çünkü cinsellik ve erotik memnuniyet doğrudan haz ilkesini tetikler ve seksin kendisi ölüme doğru kademeli bir kayma yaratır. lakin ağır patolojik vakalarda, cinsellik sırasında, ölüm ve yaşam itkisi, sadizm ve mazoşizm gibi cinsel sapkınlık biçimini alabilir. bu açıdan borderline kişilik bozukluğu ile karıştırılan bu sapkınlık hâli bir açıdan borderline ile de yakından ilintilidir.
hesabın var mı? giriş yap