• hebedir höbödür zarttır zurttur şeklinde, insanlara yapacaklarını dikte ettirmeden önce sınırları çizmek isteyenlerin ellerini yüzlerini şöyle bir yıkayıp kendilerini şöyle bir sorgulamaları gerekir. vaaz vermek mutlak olarak yanlıştır demiyorum, ancak herkes her konuda vaaz veriyorsa, her konuşan sınırları daha bir daraltmaya çalışıyorsa orada bir yanlışlık vardır mirim.

    mizah dediğin, en basiti ve çoğu zaman kolayı olarak başta cinselliği, sırasıyla dolaysız yoldan(güdüler vesaire) ve dolaylı yoldan(politika...) insana dair herşeyi kendine konu olarak belirler. ve aynı mizah, kişilik sınırlarına tecavüz etmediği sürece, gelişmişlikle doğru orantılı olarak hoşgörüyle karşılanır. toplumun, ve bireyin kendi kendisinin eleştirisidir. ve mizaha karşı tahammülsüz olan toplumlar, sosyal alanda en geride olan, tutuculukta önde giden bayrak açan toplumlardır.

    şimdi, 5 tane arkadaş birbirleri hakkında belli bir ironi taşıyan ölüm haberleri giriyorlarsa, bunun adına mizah denir:ister beğenir ister beğenmezsiniz, ancak mizahını beğenmediğiniz insanı sırf bu yüzden "bu mizah değil" diyerek eleştiremezsiniz. ha bu beş kişi sizin, ya da birilerinin canından çok sevdiği merhum insanlar adına kakara kikiri tadında entryler giriyorlarsa, bu mizahtan öte kişiliğe karşı bir saldırı, eleştirilmesi gereken bir durum ve densizlik olabilir(bakın -bilir, bu durumda bile bütün parametreleri göz önünde bulundurmadan kesin karar vermek büzük ister, objektiflik ister, berrak bir zihin ister)

    şimdi bütün bunları al evir çevir ekşi sözlükte toplu ölümler başlığına göre yeniden şekillendir.
    şurada her gün olanca protestliğimizle onca başlık altında topluca ve kıyasıya eleştirdiklerimizden daha kötü durumda oluyoruz bazı bazı da farkında değiliz.
  • ölümün kaçınılmazlığına katlanmak ve saplantı haline gelmesini önlemek için, kimi zaman onunla dalga geçmekten başka çare olmadığından, çok da yadırganmaması gereken davranış tarzı.
  • "ölümle dalga geçmek" diye bir şey varsa eğer; bunun kişisel bir şey olacağını (olması gerektiğini) düşünüyorum. yani buraya bir şeyler yazarak ölümle dalga geçilemez gibi geliyor bana. ayrıca gerçekten aramızdan ayrılan arkadaşlar olduğunu düşündüğümüzde, "şu ölmüş, bu ölmüş, eki eki..." tadında entryler de hangi ruh haliyle giriliyor, ben anlamıyorum.
  • "dalga geçmeyelim de besleyelim mi" şeklinde ironiye aşina ölüme aslen yabancı zihniyettir ki ironinin de damına su kaçırma potansiyeli vardır.
    (bkz: söylemeden duramadım)
  • kendisiyle dalga geçebilen her insanın sahip olmaktan gocunmayacağı zihniyettir.
  • yaşamla dalga geçebilme becerisinin bir uzantısıdır. ölümü normalleştirir, sıradanlaştırır, korku metası olmaktan uzaklaştırır. olması gerektiği gibi...
  • hayattayken bu fırsatı değerlendirebilen zihniyettir..lakin her zaman şöyle bir düşüncem vardır: 'ölüm bizimle sürekli dalga geçiyor bari biz hayattayken onla karşılaşmadan dalgamızı geçebilelim'. en azından buna hakkımız olduğunu bu anlamsız dünyada ve yaşamda bu fırsatı değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum ölüm bizimle o an gelip* en büyük dalgasını geçmeden ya da geçene kadar...
  • çok eski bir abimin bana söylediği sözü çağrıştıran cümle. "motora bindiğinde hayatını bir pardesü gibi çıkarıp bırakırsın, ancak indiğinde tekrar giyebilirsin"
  • ölüm de bu hayatın doğal bir parçası olduğuna göre.. herhangi birşeylerle dalga geçen zihniyetin. bir takım insanların değer yargılarına ters düşenidir..
hesabın var mı? giriş yap