• somut olay ekseninde değerlendirilmesi gereken olaydır.

    örneğin, bi kadın 20yaşında evlenmiş, kocasının da isteğiyle 50 yaşına kadar hiç çalışmamış ise bu kadına bu saaten sonra git para kazan denilmez ve kendisine nafaka bağlanmak zorundadır..

    ama kadın 23 yaşında evlenmiş, 25 yaşında boşanmışsa ömür boyu nafaka ödeyeceksin bu kadına demek tam bir adaletsizliktir. böyle bir saçmalık olur mu? yok ataerkil toplum falan da denilmesin.
  • "ölene kadar vereceksin. evlenme o zaman."
    oy oy oy...

    nafaka, zamanında yanlış bir karar vermiş olmanın cezası veya zaman içinde yolunda gitmemeye başlayan şeylere rağmen evliliği sürdürme mecburiyeti sağlayan bir teminat olmamalıdır.

    "kadın evde çocuk baksın, yemek yapsın, erkek çalışsın ekonomi onun elinde olsun" diyen erkek yüzdesi nedir, böyle konuşmayan adamların suçu nedir, ayrı konular. ama eğer çalışamamaktan bu kadar şikayetçiyseniz siz boşanabilir, hatta boşanınca istediğiniz kadar çalışabilir kazanabilirsiniz öyle değil mi?

    nafaka olayı bol katmanlı, ama fiziki tarafıyla da etik tarafıyla da yükümlülükler anlamıyla da eşten çok -varsa - çocukların durumunu geleceğini ilgilendiren / etkileyen bir konudur. kaldı ki kanunlar itibariyle zaten konu ortada, şartları işleyişi uygulamaları bellidir. ama halk gözüyle baktığınızda bile 'ölene kadar vereceksin evlenme o zaman' deyip çıkmak, işi özetlemenin hayli çiğ bir yolu.
  • açılın mağdur geldi.
    ben eski karımı çalışması için neredeyse iteledim. yok çalışmadı. ben beceremem vs. devamlı bahaneler üretti. bu arada kendisinin üniversite mezunu olduğunu da belirteyim.
    maddi olarak benden ek iş falan yapmamı istedi, daha çok para yani. ama buna rağmen kendisi 'ben beceremem' modundan hiç çıkmadı.
    e ev kadınlığı mı yaptı? 3 sene evliliğimiz boyunca 1 kez olsun hafta sonu benden erken kalkıpta kahvaltı hazırlamışlığı bile olmadı.
    e boşanma durumuna geçince kıymete bindi anasını satayım. nafaka istedi ki ailesinin durumu benden iyi.
    allahtan 5 yıllık nafakasını peşin isteme lütfunda bulundu da, her ay sıfatını düşünmekten kurtuldum.
    durum bu. bende bu, çoğu kişide bu. hiç boşuna duyar kasmayın kızlar. ne olduğunuzu biliyoruz.
  • evde yemek yapan, çocuk büyüten kadınlar alsa (haketmiş kişiler) şu nafakayı gram yanmam ha bak benzeri durumda olsam ne biliyim 2 ya da 3 çocuk büyütmüş ev hanımı bi kadindan ayrilsam ve mahkeme bana bu kadına şu kadar aylık nafaka ödeyeceksin dese hiç sorgulamadan öderim/ödemeye calısırım.

    ama kazın ayağı öyle değil birçok konuda olduğu gibi bu konuda da bana göre haketmeyenler yolunu buluyor.
  • bu itirazın muhatabının zorla evlendirilmiş, okuyamamış, ekonomik özgürlük sahibi olma şansı olmayan kadınlar olmadığını idrak edemiyor olamaz insanlar. ya da ne bileyim, ömrünü çocuklarına adamış, evde onları büyütmüş bir hanımefendinin boşanıp nafaka almasına itiraz ettiğimizi sanıyor olamazlar. gerizekalı olmak lazım yani bunu düşünmek için, buraya yazan kimsenin o kadar gerizekalı olmadığı açık.

    peki neden böyle beyin yoksunu argümanlar üretiliyor, neden kadın düşmanı ilan ediliyor bunu söyleyenler? işinize böyle geldiği için olabilir mi? "evlenme o zaman", vay anam vay. evlenmek için ısrar eden hep erkekmiş gibi, kadınların çoğunluğu zorla evleniyormuş gibi. siz evlenmesenize madem siz çalışmayın isteyen adamla. seni istemediğin bir hayata zorlayan adamla neden hayatını geçiriyorsun?

    burada mesele rahatını bozup ekonomik özgürlük kazanmamayı "tercih etmiş", boşanınca da ömür boyu nafaka bekleyen kadınlar. evin bir yerlerinde toz toplayan bir diploması da olabilir bunların. kadın bir yüzük taktı diye, 1 sene sonra boşansa bile ömür boyu erkeğin kanını emmesini savunmak nerden baksan ikiyüzlülüktür.

    nafaka meselesi her duruma göre özel değerlendirilip, gerek duyulduğu süre ve şekilde ayarlanmalı. tek istenen bu. hatta gerekirse kadın da erkeğe nafaka verebilmeli. gerçi kanunda kadın erkek ayrılmıyor, doğru ama pratikte öyle değil. erkeklere yapılan her haksızlığa karşı cevabınız "ataerkil" ise derdiniz eşitlik, özgürlük falan değildir. bu haksızlıktan keyif alıyorsunuzdur. alıyorsanız da delikanlı gibi söyleyin, saçma sapan savunmalar getirmeye çalışmayın.
  • katıldığım haykırış,

    evlen, zannet ki kadın seni seviyor bilmemne, ondan sonra karı bi cingar çıkarsın, boşan, bi ömür elin sidikli kezosuna para yedir.

    lan dünyada böyle zulüm var mi ?

    beyler türkiyede üniversite eğitim görmüş jenerasyonda öyle ataerkil toplum olayları filan yalandır, yediremezsiniz kimseye.

    yine bu kesimde femizim faşizmi, kadın terörü mevcuttur,

    nafaka, mal paylaşımı, kadının maddi olarak erkeği sömürmesi konuları şu an evlenmememin tek sebebidir.

    eğer ömür boyu nafaka, donuna kadar almak, malların yarısının lök diye kadına geçmesi vs. gibi konular çözülürse direk evlenirim,

    tabi böyle bişey olursa evlilik oranı yarıya düşer, çünkü bizim köylü kurnazı kezo gelinler söğüşleyecek enayi bulamazlar o zaman.

    dipnot : amerikadaki bekar erkeklerin %60 i boşanmaktan korktugu için evlenmiyor.
  • toplumumuz ataerkil olduğuna göre, boşanmak isteyen kadın hakkında ataerkil yapımızın gereğini tam yapmak da görevimizdir o vakit.

    düzgün adam olmak suç zaten bu memlekette.

    karı bir yuva kurmak isteyen adamı bulunca kendini işten attırıp evde götünü yayar, ses çıkarmayıp daha çok çalışan adama it gibi davranıp bir de aldatır, garibim boşanmak isteyince de çatır çatır nafakasını bağlatır:

    "hakim hanımcığım izin vermedi çalışmama...."

    "e yaz kızım: ödesin ömür boyu nafakayı o zaman bu zirzop, zamanında kızlığını bozarken iyiydi!"
  • bak seeen. çalışmamaya zorluyormuş erkek, kadın boyun eğmek zorunda kalıyormuş, evlenmeseymiş o zaman da falan da filan...

    pekiyi muhterem kişi siz angut musunuz? seni istemediğin hayat tarzına mecbur eden kişiyle sen neden evleniyorsun? senin kendi aklın, fikrin, beynin yok mu? mutlu anlar yaşarken sorun yokmuş ama nafakada sorun çıkıyormuşmuş. lan mutlu anları tek başına mı yaşadı bu herif? yaşadıysanız birlikte yaşadınız mutlulukları ne var yani? ama yook. ömür boyu erkeğe kitlensin nafaka. sonra efendime söyliyeyim evlenmeyelim birlikte takılalım erkeği diye başlık açıyorsunuz. kadına taviz vermiycen. verince tepene çıkıyorlar. bunu yapmayan çok düşük orandaki kadınları tenzih ederim. kendileri baş tacıdır.

    çözüm önerim: evliliklerden önce nasıl evlilik sözleşmesi gibi bir sözleşme yapılabiliyor; bunu da o tarz yapmak lazım. yani boşanmış çiftlerde erkeğin nafaka ödeme zorunluluğu olmamalı. ne zamanki erkek bunu sözleşmede kabul edip altına imzasını atmış olur; ancak o zaman geçerli olmalı.

    peşinen edit: aslında erkek evlenmeden önce bu tarz bir sözleşme yapıp nafaka vemeyi reddetme hakkına da sahip olabilir tabi. ama bu çok güvensiz bir ortam doğurur çiftler arasında ve pek hoş sonuçlar doğurmaz. aslında bu hem bir cevap niteliğinde de olur bazı güvensiz çiftler açısından. erkek "ben evlilik sözleşmesi istiyorum" diye bunu kadının önüne koyarsa kadın da "o zaman ben de nafaka isterim öyle bir durumda" diyerek bu sözleşmeyi erkeğin önüne koyar. çata çat.

    normal edit: bunun türk hukundaki adı aslında evlilik sözleşmesi değil mal paylaşım rejimidir. bu da yeterli gereklilikleri maalesef ki karşılamaz. yani benim yazdığım gibi "nafaka vermiycem ben" deyip karşı tarafa imzalatsanız da bunun geçerliliği yokmuş. bu bile hayvani bir eksiklik. sözleşmeyle bile altından kalkamıyorsun. mutlulukları birlikte yaşadınız; dertler, borçlar size kaldı beyler. adalete boyun eğmek düşer*
  • simdi diyelim ki ben 23 yasinda bir hanimefendiyle evleniverdim. ailesi okumasina izin vermemis ama benim ailem ayni goruste degil. ben de ayni goruste degilim. yani bence okumali ve calismak isterse de calismali. ancak egitimi olmadigi icin veya ailesinden oyle gormedigi, ailesi tarafindan kadinin calismamasi gerektigi empoze edildigi icin bu hanimefendi evliligimiz sirasinda calismiyor, calismak istemiyor hatta calisabilecegine inanmiyor olsun. biz 4 yil evli kalmis ve ayrilmis olalim. anlasamamisiz, zaman gectikce birlikte yapamadigimiza karar vermisiz diyelim. yani hanimefendi artik 27 yasinda ve biz ayrilmisiz. ben de oyle orta halli geliri olan, kendi yaginda kavrulan bir insanim farz edelim. oyle cok param da yok yani.

    simdi bu hikaye uzerinden benim bu hanimefendiye omurboyu nafaka odemem ne kadar adil ? onun ailesinin geri kafaliliginin bedelini neden ben odemek zorundayim ?
  • bakın, eşini aldatan çoluk çocuğu ortada bırakan adi şerefsizlerin donuna kadar alsınlar lafım olmaz.

    ama nafaka ve tazminatı geçim kapısı olarak belirlerseniz ortada evlilik falan kalmaz.

    şimdi aşağıdaki örneğe bakalım. umut bulut 2008'de evleniyor ve 2011 de ayrılıyorlar. boşanma davası 2012 de sonuçlanıyor ve ortada çoluk çocuk yokken, mahkeme umut bulut'un eşine 140 bin lira tazminat, 3 bin 500 lira nafaka ödemesine hükmediyor.

    şimdi bunu savunmak mümkün mü sizce. 3 yıl evli kal, sonra kıyak emeklilik kazan.

    umut bulut nafaka
hesabın var mı? giriş yap