• huysuz ihtiyar norman ile problem çocuk billy'nin arasında geçen bir diyalog:

    b: so, i heard you turned 80 today.
    n: is that what you heard?
    b: yeah. man, that's really old.
    n: you should meet my father.
    b: your father's still alive?
    n: no, but you should meet him.
  • ernest thomson'un oyunundan uyarlanmış 1981 yapımı mark rydell filmi. başrolerinde usta oyuncular henry fonda ve katharine hepburn'ün yanı sıra jane fonda doug mckeon, dabney coleman vardır.

    ethel ve norman evliliklerinin 48 yılını ve norman'ın 80. doğum gününü kutlamak için altın göl'deki yazlık evlerine gelirler. doğum gününe yıllardır görmedikleri kızları da nişanlısı ile birlikte katılır. evlenmek üzere avrupaya gidecek olan kızları nişanlısının çocuğunu ethel ve norman'a emanet eder. billy adındaki bu çocuk başlarda yaşantısından şikayetçi olsa da kısa sürede normanla çok iyi anlaşmaya başlayacak ve aralarında oluşan sıcaklık yıllardır kopuk olan baba kız ilişkisini de onarmayı başaracaktır.

    sıradan bir ailenin sıradan olaylarla dolu bir yazını olağanüstü bir dille anlatan film, özellikle başrollerindeki iki dev sanatçı sayesinde defalarca izlenebilecek bir klasiktir. en iyi erkek en iyi kadın ve en iyi uyarlama senaryo dallarında oscar alan film toplam 10 dalda aday olmuştur. jane fonda'nın en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında babasıyla aynı gece aynı filmle oscar alamaması üzücüdür. (o sene en iyi filmi chariots of fire en iyi yardımcı kadını reds filmindeki rolüyle maureen stapleton almıştır)

    yaşlı çift arasındaki harika diyalog norman'ın küçük billy ile kurduğu dostluk ve özellikle bu ikilinin norman'ın yıllar önce oltasından kaçırdığı dev alabalığı tekrar yakalayabilmek için tüm gölün altını üstüne getirmeleri gerçekten görülmeye değerdir.

    meraklısına not: bu sahnelerde hanry fonda'nın taktığı şapka spencer tracyye aitmiş ve çekimlerin ilk gününde katharine hepburn tarafından verilmiş.
  • ethel'in billy'ye norman için söylediği söz için izlenesi film.

    --- spoiler ---

    ethel: norman sana bağırımıyordu, hayata bağırıyordu.
    o yaşlı bir aslan. hala kükreyebildiğini kanıtlaması gerek.

    ayrıca walter'ı yakalayıp tekrar bırakmaları çok garip geldi bana.
    daha fazla yaşaması gerektiğini düşündük ifadesinden daha fazla yaşamak gerekiyor arzusunu okudum.
    insan en büyük balığı yakaladığı zaman, sonraki adım balığı bırakmak oluyor galiba.
    --- spoiler ---
  • inanmayan birine, aşkın ömür boyu sürebileceğine kanıt olarak gösterilebilecek filmdir.

    düşük beklentilerle izlemiş,sonunda hayatı sorgularken bulmuştum kendimi

    izlemeden önce katherine hepburn ve özellikle hiç oscar ödülü bulunmayan henry fonda ya hayatlarının sonlarına gelmiş olduklarından kıyak geçilmek adına en iyi kadın ve en iyi erkek oyuncu osacarları verilmiştir diye düşünüyordum...halt etmişim. ikiside 70 li yaşlarda olmalarına rağmen sonuna kadar hakederek almışlar oscarları..neredeyse hayatlarının oyununu oynuyorlar filmde..hatta oynamıyor, bizzat o rolleri yaşıyorlar sanki...
  • ''listen to me, mister. you're my knight in shining armor. don't you forget it. you're going to get back on that horse, and i'm going to be right behind you, holding on tight, and away we're gonna go, go, go!"

    repliği ile american film institute nün 100. yilinda en iyi 100 replik arasinda 88. sirada yer alan film.
  • bir yerlerinde ağlamamak için taş olmak gerekir bu filmin. hallmark'tan sonra cnbce de yayın listesine almıştır, ne güzel olmuştur.
  • gosterildigi tiyatroda salondaki izleyicilerin yuzde doksani 60 yas ve ustu oldugundan norman ve ethel arasinda gecen duygusal diyaloglarin onlara cok daha gercekci geldigine inandigimdan salondaki cogu kisiyi aglatmis ernest thomson tarafindan yazilmis oyun.
  • hallmark tarafından julie andrews, christopher plummer ve de glen headley den oluşan bir kadroyla yeniden ele alınmış film.
    türk tiyatrolarında nedret güvenç, haluk kurdoğlu ve çiğdem tunç ethel, norman, chelsea üçlüsünü oynamıştır.
  • walter! evet sonunda hatırladım yakalamaya çalıştıkları balığın adı walterdı.
  • ustaların jübilesi niteliğinde bir film.

    usta aktör henry fonda'nın son filmi. (bundan sonra bir tv movie'de rol alsa da son sinema filmi budur) çok önceleri alması gereken, ilk ve son oscar'ını bu filmde alıyor. bir nevi günah çıkartıyor akademi.

    katharine hepburn'ün son filmi değil, lakin son oscar'ı. henry fonda ile aynı dönem olmalarına rağmen kendisi yaklaşık 20 sene daha fazla yaşadı.

    gerçekte de baba kız olan henry - jane fonda'yı filmde de baba kız rolünde görmek hoş oldu.

    norman oldukça huysuz bir ihtiyar. yaşlılık maskaralık, huysuzluğunda bunun da etkisi var.
    filmin kendisi çok albenili değil, öyle ahım şahım yanı yok fakat ömür boyu yaşarım diyebileceğiniz muhteşem göl manzaralı evde usta oyuncuları izlemesi filmi izlemek için gayet yeterli bir sebep.
hesabın var mı? giriş yap