• --- spoiler ---

    yüzlerce belki binlerce yıl yaşa, müziğin edebiyatın membalarından iç, 21. yüzyıla geldiğinde takılıp kalabildiğin son müzikal era 1960'lar... aslında bu adam'ın halet-i ruhiyesini özetleyen durum. 21. yüzyıl gereksizliği ve boşluğu, kablolarla birlikte bağlarımızı da kaybediyor oluşumuz.
    --- spoiler ---
  • bu akşam cermodern'de açık hava sinemasında yayınlanacak epik film...muhteşem bir akşam yaşatacak biz ankaralılara
  • --- spoiler ---

    başlarken sıkıcı olmasından çekinsem de;o kadar güzeldi ki...
    fotoğraf gibiydi sahneler,müzikle yedirilmişti teker teker
    tilda swinton her zamanki gibi muhteşemdi,çekiciydi
    simsiyah güneş gözlükleri ancak bu kadar yakışabilirdi
    işte
    --- spoiler ---
  • normalde böyle konuşmak istemezdim ama filmin aldığı imdb puanına dahi hayret ettim canı sıkılmış insanlar hadi çerezlik bir şey çekelim demişler ortaya çıkmış sanki
  • film çok iyi değil ama soundtrackler mükemmel, açık hava sinemasında bu soundtrackler ile izlemekse filmi gerçekten iyi ve izlenesi bir film yapıyor gözümde
  • öncelikle bu kadar uzun yaşamanın ne kadar boktan yok oluşlara, o kadar çok kitap okumanın, o kadar çok enstrüman çalmanın ve o kadar çok hayat kurtarmanın ne kadar sıkıcı ve boş olduğunu vurguladığına inandığım film olmuştur.

    kısaca.. bir şeyler üretmeden, tarihteki yeriniz rüzgardaki osuruktan farksızdır. filmdeki 'loki' abimiz de o kadar bunalımdadır ki, ne yaparsa yapsın, ne çalarsa çalsın kendisini tatmin edememiştir. tarihte hep daha güzellerini görmüştür.. sanırım jarmusch abimiz burada balığın karada yürümeye başladığı tarihten bu yana yok olup giden yeteneklere gönderme yapıp selam çakmıştır..

    çok uzun uzadıya irdelenmemesi gereken, yeterince yalın bir filmdir.

    --- spoiler ---

    şimdi de kendi kanlarını kirletmeyi başardılar. sudan hiç bahsetmiyorum.
    --- spoiler ---

    daha ne olsun...
  • her rocker lover'ın izlemesi gereken film. çünkü rock'n roll olmak bunu gerektirir.

    --- spoiler ---

    efsane eddie cochran'ın çaldığı gretsch chet atkins marka elektro gitar reklamı ile başlayan film, "6120, çift oyuklu, eddie cochran'ın bunlardan birini çaldığını görmüştüm. fakat onun manyetiği gibson p-90 ile modifiye edilmişti," filan diyor.

    sıfır rh negatif kanın kilosu 5000 lira olmuş, sen ne diyorsun sevgilim?

    evet adam adlı karakterin aslında bilenler bilir paganini olduğunu öğreniyoruz. ona boşuna "şeytan'ın kemancısı" lakabı takmamışlardı, meğersem adam vampirmiş ya la! geyiği kısa keseyim, boku çıkmasın.

    dikkat ederseniz filmin 32:41 saniyesinde elif şafak var, fakat şöyle yazılmış: "elıf shafak!" emolar sizi. geyiği durduramıyorum, nasıl olacak.

    âşık olan vampirlerin birbirlerini karşılamalarındaki medeniyet ve estetik, elbette biz insanlardan çok daha öte bir görsel teşkil ediyor. ayrıca şehvetleri de ölümlülere kıyasla hiç fena değil diyebiliriz.

    jack white efsanesine de ev sahipliği yapmak zorunda bırakan senaryo, "küçük jack white, minik jack white," gibi repliklerle gönüllerde taht kurmaya devam ederken bir anda charlie feathers - can't hardly stand ıt plağı çalmaya filan başlıyor. ciddi anlamda yaratıcı bir rock'n roll bizi bekliyor.

    sevgilime her zaman şunları söylemek istemişimdir: "şimdi uyuyalım. akşam uyandığımızda konuşuruz." demek ki sadece vampir sevgililer yapabiliyormuş.

    istanbul'daki tektekçi markasını bilirsiniz. eğer filme sponsor olsalarmış dünyaya açılacak muhteşem bir bar projesi haline geleceklermiş. bu gereksiz fantastik bilgi için kendime teşekkür ediyorum.

    filmin sonlarına doğru "white hills" diye ünsüz bir grup görüyoruz. kendi müziklerini spacerock, psychedelic, heavy diye tanımlamışlar. facebook'ta 11.094 kişi beğenmiş an itibariyle ve birkaç ay önce, "wow! 10.000 beğeni almışız ha, vay amk!" gibi bir şeyler yazmışlar. demek ki bu filmin ekmeğini yemeğe başlamışlar. afiyet olsun diyor, bu gereksiz ve fantastik bilgiyi de gülerek es geçiyorum.

    kanın kafasını merak etmeyen kaldı mı? bence kalmadı. baya baya apsent gibi içtiler kanlarımızı be arkadaş. size olan kanlarımızın hepsi helal. kan fışkıracak boğazımızı sıksanız kan.

    vampir adam adam, öyle ki biz insanlara, "zombi," diyor sürekli ve böyle demekte sonuna kadar haklı.
    --- spoiler ---
  • uzun bir şiiri güzel bir şarap eşliğinde okuyormuşum hissi veren bir film.

    daha sağlam bir senaryosu olabilseymiş gayet rahat unutulmayacak bir film olabilirmiş. ki benim için bu haliyle bile yeterince tatmin edici ve unutulmaz.

    sistem eleştirisi iyiydi. “şu yüzyılda hala darwin’i tartışıyorlar” aşağılaması komikti.

    ayrıca sevgili loki, thor’u senden çok seven taş olsun!
  • filmin en güzel sahnesi; yasmine hamdan
  • uygar şirin hakkında şöyle bir paragraf yazmış :

    “zaman çok acımasız” diyor jim jarmusch’un “only lovers left alive/sadece aşıklar hayatta kalır”ı. zamanın acımasızlığını en çok jarmusch’un, iyi adamı uyuz apartman yöneticisi kıvamında zengin bir yüksek-sanat sever, kötü adamları ise internetten şarkı indiren ve gece dışarı çıkıp “gürültülü müzikler” dinleyen gençler olan, modernist ve nostaljik bir film çekmesinden anlıyoruz. film bu iki özelliği o kadar ileri götürüyor ki iş iflas eden amerikan otomobil endüstrisine ağıt yakmaya kadar varıyor. her kelimesinin altını çizmek isterim: amerikan. otomobil. endüstrisi. dünyada ağıt yakılacak bir bu kalmıştı gerçekten. neyse ki sinema jarmusch gibi fırlama gençken emekli albaya dönüşerek yaşlananlardan ibaret değil.

    http://eksisinema.com/…defteri-no-3-filmekimi-2013/
hesabın var mı? giriş yap