• 4 yıl ve 62.000 km'nin ardından sahibi olduğum 2016 model 1.6 cdti sport at6 hakkında birşeyler karalamam gerekirse.

    - bugüne kadar bakım harici servise girmedi. en ufak bir sensör arızası bile vermedi. yalnız burada dikkat edilmesi gereken makyaj öncesi ve sonrası. opel üretim kalitesini 2013 ve sonrasında çok yükseltti. yani alacaksanız mutlaka makyajlısını alın. makyajsız yani 2013 öncesi insignia nasıl bir baş belası ise, 2013 sonrası insignia da bir o kadar japon rakiplerinin sorunsuzluğuna özenmiş.
    - sınıfının en yüksek geyik kaçış testi sonuçlarına imza atmış araç, bu yüksek yol tutuş rezervlerini virajlı yollarda iliklerinize kadar hissettiriyor (malum video kanalında rakipleri ile kıyaslamalı geyik kaçış testi videoları mevcut).
    - bagaj sınıfı için büyük sayılmaz, 500 litre rakiplerinin yanında ufak kalıyor.
    - araçta hem carplay hem android auto var.
    - 19"lik jantlar nedeniyle lastikleri oldukça tuzlu. yani her 50.000 km'de bir temizinden 3500-5000 lira arası bir bütçe ayırın kenara.
    - yakıt tüketimi istanbul şehiriçi 7,0 litre, şehirdışı 5,4-5,7 arasında gidip geliyor (1600 kiloluk alete ve sunduğu performansa göre oldukça başarılı).
    - şanzıman 6 ileri. ilk iki viteste tork konvertörü kademeli olarak sürekli devrede, bu nedenle sıkışık trafikte tüketim artıyor. 3,4,5,6. viteslerde ise lock up clutch devreye girdiği için kayıp sıfır, tıpkı çift kavramalılar gibi. keza diğer insignia sahipleri de bu nedenle 3. vites sonrasında aracın çekişinin değiştiğini beyan ediyorlar ama mekaniğini bilmedikleri için anlam veremiyorlar.
    - yağ olarak bu motora en iyi gelen yağ liqui moly 4600 modeli 5-30 dexos2 yağdır. castrol, mobil ve lukoil üretimi olan gm yağdan sonra liqui moly ilaç gibi geliyor.
    - uzun yol özellikle 320 tork ve aynı zamanda lock up clutch sayesinde çok keyifli.
    - klima çok başarılı. adamı felç etmeden çok hızlı soğutuyor. ayrıca carplay veya android auto bağlı ise, bir arama geldiğinde fan hızını otomatik düşürüyor.
    - afl farlar bir önceki jenerasyon olmasına rağmen çok ama çok başarılı. garip gelebilir ama alıştıktan sonra normal far, manuel vites hammallığı gibi bir etki bırakıyor.
    - parçası çok ucuz sayılmaz. misal sport paketlerdeki orjinal bodykitte bir hasar oluşursa (misal benim yan plastik marşpiyel çatlamıştı) tek tek sipariş edilemiyor ve komple yeni bodykit 5.000 lira gibi rakama çıkıyor.
    - bakım oldukça ucuz. yetkili servisler 2 yıldır aralıksız kampanyada ve bakımı 700 liraya yapıyorlar (yağı ben götürdüğüm için 500 verip çıkıyorum).
    - aracın sınıfındaki en başarılı yol tutuşa sahip olmasının bir bedeli var. bu kadar rijit gövde, üstüne de 19 jantlarla birleşince araç oldukça sert hissettiyor. ha şunuda belirteyim, passat gibi jöleden hallice rezil bir monokok gövde ve köfte yanaklı lastiklerle balina gibi gezineceğime beton gibi monokok gövdeli bir araçla viraj kovalarım, ayrı mesele. talisman falan arkada çağdışı torsiyon çubuğu sistemi kullandığı için zaten baştan eleniyor. insignia da tam bağımsız arka süspansiyon mevcut.

    özetle artısı eksisiyle böyle bir tofaş varsa, otomobilin "o" sundan anlamayan arkadaşa tofaş almasını şiddetle tavsiye ederim.
  • kafa karışıklığı yaratan model.

    ınsignia, buick regal'in opel logolu hali değildir.
    aksine regal, opel insignia'nın buick logolu halidir.

    orijinalinde araç, ilk neslinde de ikinci neslinde de opel tarafından avrupa pazarı odaklı olarak almanya'da geliştirilmiştir ve üretilmiştir / üretilmektedir.

    buick regal abd'de satamaz, kimse yüzüne bakmaz, normaldir.
    aynı şekilde %100 alaman passat'a da abd'de kimse dönüp bakmaz, tenezzül etmez. iki aracın da pazar payı binde 1'ler falan seviyesindedir.

    çünkü bu araçlar aşırı avrupa'lı damak tadıyla yapılmıştır, abd'lilere uymaz...
  • 1.6 sidi 170 hp sahibi olan biri olarak, aracın kronik sorunlarından bahsediyim. yazdıklarım sadece bu motor kombinasyonuna özel değildir.

    şoför koltuğu yönlendirme bakaliti. çok çabuk kırılır, nispeten ucuzdur, değiştirme vaktinde altını destekleyin.

    motor gücü azaltıldı uyarısını tek bir sebebe bağlamayın ama genelde turbo hortumudur. dizellerde turbo hortumu kronik olarak yerinden oynuyor. nisa oto-bağcılar buna kendisi ürettiği bir metal kelepçe ile son bulmuş. mesela benim aracımdada böyle bir arıza verdiğinde denemediğimiz yol kalmamıştı. tavsiye edilen bir ustaya gittiğimizde aracın benzin püskürtmesinin yetersiz olduğunu söyleyip nokta teşhisle yüksek basınç pompasını değiştirerek hatayı çözdü. örnekler çoğaltılabilir.

    özellikle benim sahip olduğum motor kombinasyonunda vitesleri sarsıntılı geçiyor. mümkün mertebe şanzuman yağı değişmeyin. 100 binli kmlerde geri vites sarsıntı yaparsa kalibrasyonla geçiyor. sakın abi 50 bin tl masraf var diyenlere itibar etmeyin.

    nerdeyse kendi segmentinde çok nadir görülen 245 lik fabrikasyon lastikleri cok zor balans tutuyor. opel ustalık bozar derler, gerçekten doğru. finish balans, lazer (hunter) balans olan yerlere gidin.

    kapı içlerinden gıcırtı geliyosa kapı şasisinde bulunan baloncuklar zamanla patlıyor. 10 dakikalık işcilikle malum parça kesilip yola devam edilebilir.

    1.4 t düşünenler dikkat !!!

    düşük hacim-yüksek sıkıştırma (turbo) erken ateşleme gibi sorunlardan dolayı zamanla piston eritme sorunları ortaya çıkardı. gm bunlara özel yağ üretti. dexos 1 gen2. motul ve ya liqui moly tercih edilebilir.

    esp servis uyarısı alırsanız ön tekerlerde ki abs sensörlerine dikkat edin.

    afl servis uyarısı alırsanız ilk önceliğiniz akslarda konumlandırılar afl yardımcı parçası olan afl aynasına dikkat. genelde sert çukurlarda düşüyor ayna.

    son olarak aracı kötüleme gibi bir maksadım asla yok. keyifli bir cumartesi günü atılan pasta ciladan sonra oturup kendisini saatlerce izlettirir. 200 km ile viraja girerken bilimum d segment araçlara plaka ezberlettirir. gümrükten 5 tane s500, türkiye'ye ilk giren 2022 s680 i çeken kişilerdenim. onlarda ki arızaları görseniz otomotiv sektörüne bakış açınız değişir...

    edit: debe'ye böyle bir entry ile girmek şaşırttı ama tekrar eklemek istiyorum;

    insanoğlunun girdiği her yerde hata olabilir, olacaktır ve olmalıdır da.

    fanatizm'in zeka geriliği olduğunu düşünen biri olarak, passat, insignia,cc, mondeo gibi araçları birbiriyle takım tutar gibi karşılaştırmak çok anlamsız olur. yoksa bu gözler kötülediği arabayı günün birinde alıp, o aracın sosyal grubundan eski aracına sallayan çok kişiler gördü. *
  • yaklaşık 9 aydır ara ara kullanma fırsatını bulduğum opelin d segmenti aracıdır. araç hakkında gözlemlerim şu şekilde;

    tasarım: opelin dizayn ekibi hakikaten çok iyi iş çıkarmış. gözlemdiğim kadarıyla siyah ve beyaz renkleri arabaya çok yakışıyor. aile otomobiliyle, sedan coupe (bkz: coupe tarzı sedan tasarım) tarzını çok başarılı şekilde harmanlamışlarki son dönemde zaten otomobil firmaları arasındaki eğilim bu yönde. araca iniş binişler oldukça rahat, arka taraf ilk bakışta eğimli yapı nedeniyle dar izlenimi versede oldukça geniş ve konforlu. daha öncedende vectra kullandığmız için ona göre dar gibi gözüktüysede hiç bir sıkıntı yaşamadık. genel olarak görüş açıları sorunsuz, arka camın dar olması nedeni ile görüş açısı biraz kısıtlansada başarılı park sensörü sistemiyle her yere rahatça girip çıkabiliyorsunuz. aracı alacaklar için 19" ve üstü cant ebatlarını tavsiye ediyorum , aracın görünümü inanılmaz oluyor. (maliyetine karışmadığımı ise belirtmek isterim :)

    arabanın iç dizaynı ise dış tasarımında çok daha başarılı. opel kesinlikle ergonomi ve tasarım bileşenlerini çok güzel kombine etmiş. kullanılan tüm parçalar kaliteli dolayısıyla kalite hissiyatı çok başarılı. şimdi neye göre denebilir, birçok kez 2010 model mercedes s serisi bir araca binmiş biri olarak (yanlış anlaşılmasın herhangi bir kıyaslama söz konusu değil ki zaten olamaz), opelin yarıştığı kulvar için süper bir iş çıkardığını söyleyebilirim. konsolda, radyo kontrol tuşlarının bulunduğu bölüm dışında tamamen yumuşak plastik kullanılmış. koltuklar çok rahat ve iyi kavrıyor. (cosmo modelinde bulunan yarı deri - kumaş koltuklar için konuşuyorum, sport modelindeki koltukların daha iyi olduğu şeklinde yorumlar okudum.) eksi olarak ise dokunuğunuzda tıkırtı ve çıtırdamalar yapan parçaları söyleyebilirim ki hakikaten can sıkıcı. birde el freni tuşunun yeri gerçekten çok yanlış seçilmiş ki arabaya binen birçok kişi camı kapatıcam diye el frenin çekti. neyseki opel buna karşı önlemini almış, araç hafif bir frenleme yapar gibi oluyor ve sonrasında ekranda el frenini lütfen indiriniz gibi bir yazı çıkıyor ki zaten el freni çok hafif bir müdaheleden sonra kendi devreden çıkıyor. onun dışında ciddi bir tuş yerleşim problemi yok.

    motor, performans: öncelikle 1.6 turbo 180 bg'lik araç için konuştuğumu belirtmek isterim. motorun mücadele ettiği ağırlık ise 1500 kg kadar. daha önce 2.0 motor olan bir araç kullandığımız için ilk başta biraz garipsedim. bu garpiseme durumu ise alt devirlerde olan esnekliğinin 2.0 motor kadar fazla olmaması idi. (alt devirden kastım 2000 devire kadar olan bölüm). 2000 devirden sonra ise aracı tutabilene aşk olsun, tabi yakıt tüketimini tutabilenede aşk olsun. alet uçuyor ama biryandan da hakkını alıyor diyelim. ankara trafiğinde şehir içi 12,5'luk bir ortalama gösteriyor ki bu bizim 2.0 vectra ile hemen hemen aynı. ama sürüş keyif arasında dağlar kadar fark var çünkü turbonun sağladığı yüksek torkla yokuş çıkmak bile bir keyif. almayı düşünenlere ikinci tavsiyem ise aktif süspansiyon sistemi olan "flexidrive". aracın sürüş karakterinin nasıl değiştiğini canlı olarak görmek bambaşka bir duygu. ayağınız gaz pedelinde sabit tutarken sport moduna geçtiğini anda değişene ayarlar yüzünden araba ileri atılıyor, normalda tatlı tatlı salınarak geçtiğiniz kasislerde araba sarsılmaya başlıyor ve yol tutuş inanılmaz artıyor. bu noktada tek eleştirim direksiyonun bence yeteri kadar sertleşmemesi. 2007 model honda accord'un direksiyon hissine malesef yaklaşamıyor. comfort modunda ise kasislerdeki sarsıntı tatlı bir salınıma dönüşüyor ama farkı hissedebilmeniz için ya taş yola girmeniz yada sıkı kasislerden geçmeniz lazım. bu noktada da süspansiyon sistemi belki biraz daha yumuşayabilirmiş. (teknolojinin el verdiği noktayı bilmeden , işkembeden talep ediyorum. belki olabileceğin en iyisi budur )

    teknoloji : afl far sistemi için tek diyebileceğim opelin bu konuda öncü olduğudur. araç sanki bir canlı gibi farlarını sizin görmek istediğini yerleri gösterecek şekilde ayarlıyor. zifiri karanlıkta otomatik uzunları yakıyor, uzaktan başka bir aracın farları belirdiği anda hemen kısalara geçiyor. rüya gibi. bluetooth sistemi denediğim her telefonla sorunsuz çalıştı. benim için eksi ama herkes için olmayabilir müzik sistemi malesef vasat. infiniti ses sistemi opsiyonu var ama denemediğim için nasıl olduğunu bilemiyorum. araçta aux girişi kol dayamanın içinde geliyor, bildiğim kadarıyla usb için dvd paketinin alınması lazım. bunu dışında araçta hillholder mevcut ve yokuşta 2 saniye arabayı kaymadan bekletiyor. açıkcası alışana kadar arabayı 3-4 kere stop ettirdim ama alışınca büyük kolaylık olduğunu görebiliyorsunuz. arabayı çalıştırmak için araç çalışana kadar marş'a basmanıza gerek yok. sanki bir düğme gibi marş konuma getirip bırakıyorsunuz araç kendisi çalışıyor. çift taraflı klima başarılı şekilde görevini yerine getiriyor. keşke çift/tek seçimi bir düğme ile yapılabilseymiş, eğer tek düğme ile iki tarafıda kontrol etmek istiyorsanız menüye girip araç ayarlarından ayarlıyorsunuz. renkli ekran kullandığım araçta malesef olmadığı için hakkında yorum yapamıyorum ama başarılı olduğunu duydum. fakat tv izleme imkanı yok ve navigasyon için kullanılan harita malesef güncel değilmiş. cruise control çok başarılı çalışıyor, aracın yüksek gücü ve torku sayesinde, otobanda 6. vitese takıp bir daha vites ile oynamadan dağ bayır çıkıp konforlu yolculuklar yapabilirsiniz. opel bu araca birde tam otomatik şanzıman ekleseymiş tadından yenmezmiş. ( ama kesinlikle tam otomatik, yarı otomatik şanzıman kadar rezalet bir sistem görmedim.)

    sonuca bağlamak gerekirse, opel uzun bir aradan sonra sınıfında gerçekten rekabetçi ve başarılı bir araç üretmeyi başarmış. yukarıda belirttiğim ufak tıkırtı ve çıtırtıların 2010 modellerde olmadığı söyleniyor, ki doğruysa bu arabanın başka bir eksisi kalmıyor, kişisel olarak müzik sistemi diyebilirim (infiniti opsiyonsuz hali ile). birde arabadan bağımsız olarak opel servislerinden malesef hiç memnun değilim, ki bu başka bir başlık konusudur.

    aracı düşünen herkese çok rahatlıkla tavsiye edebilirim, kullanım keyfi olsun, sunduğu donanımlar olsun, görüntüsü olsun (kesinlikle çok şık), araç vereğiniz parayı fazlasıyla hakediyor. bir başka araçta görüşmek üzere efendim. (hani belki bir piyango çıkar, belki üstümüzden bir kuş geçer falan)
  • reis az bile yapıyor mu millete. bu millet 2005-2015 arası para gördüğünde ne kadar görgüsüz olduğunu gördük. burada yok efendim mercedes e serisinden başlar. yok mercedes c serisinde bile renault motoru var. a serisini zaten adamdan sayan yok. audi desen süslü vw başlıkları atılıyordu. insanlar e serisine 5 serisine kadar bmw mercedes begenmiyordu. opeldir vw dir bunlara zaten at arabası muamelesi yapıyordu. 2 sene çalışan beyaz yakalı kredi çekip a3 alıyordu ondan sonra sol şeritte sadece premium arabalar olsun diye başlık siciyordu burada.

    telefonlar için de böyleydi. millet son çıkan iphone ile samsung arasında sidik yaristiriyordu.

    şimdi millet xiaomi övüyor.

    clio 200 bin tl olmuş. araba yerine konulmayan a serileri 350 binlerde geziyor. renault motoru var yaa diye bok attıkları c serisi 500 bine dayanmış. o başlık sıçan kekolarin maaşları hala 5 6 bin tl seviyelerinde ya var ya yok. eskiden gomuyordu 15 maaşı alıyordu 2.el a3 u şimdi yarramin başını alıyor. 20 30 maaş gömüp clio bakınca akılları başa geldi. şimdi opele tofaş diyenler de sabretsin. reis corsayi da 300 bin tl seviyelerine çıkarınca göreceksiniz kucumsemeyi. bak 2 senedir mercedes e den başlar, audi süslü vw dir, 5 serisinden düşük bmw alanın götüne koyim tarzı başlıklar açılıyor mu artık? o başlıklar hak veren kekolar olduğu için prim yapıyordu şimdi millet aç aç. cayır cayır sikerler öyle başlık açanı.

    bu millete kolay para gostermeyeceksin aga. şimdiki ekonomik durumun açıklaması yok eyvallah da bu millet parayı hak etmiyor.
  • turbo beslemeli benzinli motorlarına hiçbir lpg dönüşüm sisteminin uymadığı araç. uyduranlar vardır fakat onlarda en geç 50 bin km de bütün yakıt sistemini ve hatta pistonları ellerine alacaklardır.

    1) opelin yeni nesil turboları
    2) volkswagenin fsi motorlari

    bir lpg yetki belgeli mühendis olarak, bu iki sistemin altına sittin sene imzamı atmam...

    edit: iş bu entariyi yazan bendeniz artık lpg sektöründe çalışmıyorum.
  • 1.6 tdi dsg comfortline jetta fiyatına 1.6 cdti otomatik opel insignia veriyorlar. millet hala deli gibi volkswagen alıyor. çok ilginç bir milletiz. fiyat:94bin lira
  • sevenlerinin ve sevmeyenlerinin birbirinin kalbini kırmasına neden olmuş otomobil. neden bir araba yüzünden birbirinize ağza alınmayacak küfürler yazıyorsunuz? mesela bir bankta otursan ve yanında oturan tanımadığınız bir kişi bu arabayı övse ya da yerse bu kadar rahat ana avrat küfür eder misiniz ona da?
  • 180 beygir 230 nm tork veya 170 beygir 260 nm tork üreten benzinli turbo motoru hakkını vererek kullandığında 15 litre yakıt tüketmeyi garip karşılayanların bok attığı araba. kendi en fazla 120 beygir üreten vasat motorunun tork patlamasına kanıp yaktığı 6 litre mazotla mutlu oluyor. üstelik bu aracı alırken doğuş sayesinde premium benzinli parası veriyor.

    evet arkadaş *, biz 15 litre yakıyoruz, biz 6500 devir çeviriyoruz, bizim tork motoruna göre 4250 ve 5500 devire kadar maksimumda devam ediyor, biz hem patlamalı hem lineer hızlanıyoruz, zırt pırt vites değiştirmiyoruz, evet 911 carrera alacak paramız yok* ve bu araçtan zevk alıyoruz. üstelik çoğumuz sadece zevk için kullanıyor ve günlük için 5 litre yakan dizel araçlarımız da var. hepsinden öte biz bir aileyiz, mesela dün 140 kişilik bir iftar verdik (bkz: insigniateam).

    özetle (bkz: zoruna mı gitti)

    ayrıca (bkz: passat mı çekeyim yanlarına)

    not: 15 litre tüketim ekstrem durumdur. şehiriçi 10 litreyi şehirdışı 7 litreyi geçiyorsa tüketim, ya araçta ya yolda ya da sürücüde olağandışı bir durum vardır. kimse de benzinli d sınıfı bir araç bundan daha az yakıyor demesin.
  • fiyatına göre gerçekten güzel enstaneler sunan araba.

    1 yıl kadar bunun 2010 manuel 180 hp olanını kullandım. 1 yılın ardından kendisin 2014 benzinli ototmatik 170 hp sıdı motor olan ile değiştirdim. yeni aracı henüz tanıma evresindeyim o yüzden önceki aracımla ilgili fikirlerimi bilgi paylaşmak için aktarmak isterim.

    efendim 2010 model olan eski kasada 180 hp tabiri caizse kontrolsüz ve yaratık gibi güç üretiyor. bir kere aracın en ama en dikkat çekici özelliği burası.

    -2010 modele göre oldukça dolu bir donanıma sahip araç, üstelik malzeme kaliteside gayet tatmin edici. 210.000 km yi devirdidiğim araçta koltuklarda sadece tek bir sigara yanığı vardı, onu da ben yapmadım. sökülme ezilme deformasyon yoktu.

    -yol tutuşu gerçekten ama gerçekten muadillerine göre çok iyi. çok kez beladan kurtardığı oldu.

    -yakıtı gerçekten fazla, aracın motoru da güçlü olduğu için yavaş gitmek pek mümkün değil. insan farkında olmadan hızlanıyor malesef. şehir içi 11-12 lt, şejirler arası ise sakin kullanım ile 6.5 lt yakıyor. yok ben sakin kullanamam derseniz 9-10 litreleri buluyor.

    -korkunç güçte ve çok hassas bir motora sahip. bakımları eksiksiz yapılmalı, kesinlikle yan sanayi parça kullanılmamalı. 1.6 cc motordan 180 hp çıkarabilmek adına kalıbının üzerinde bir turboya sahip ve motor çabuk ısınmaya meyilli oluyor.

    -performansı gerçekten çok iyi, eski kasa insignialar zaten yenilerden daha iyi performans veriyorlar ancak dediğim gibi buna karşılık motorları biraz daha nazlı. performans konusunda f30 kasa 320d leri rahatlıkla alaşağı edebiliyorlar. pek yarışan bir tip değilim ama otobanda yol istediğinizde çoğu bmw, mercedes vs yol vermek istemiyor. e adamın aracı kağıt üzerinde pek çok açıdan sizden daha iyi olduğu için kendince bir yarışa tutuşuyor. ancak unuttukları bir şey var;

    benzinli bmw'ler zaten ürettikleri güç bakımından sizin gerinizdeler, o yüzden benzinli olanları 4. viteste yakaladığınız korkunç hızlanma skalası ile diğer viteslere gerek kalmadan arkanızda bırakabiliyorsunuz.

    dizel olanları ise 184 hp ancak burada devreye benzinli motorun avantajı giriyor. dizel motorlar daha yüksek torkludur ancak bu torku kısa aralıklarla verebilirler, insignia ise 2000'den 5000 devire kadar maksimum tork iletiyor tekerleklere bu yüzden de otobanda vs gözünüz kadranda olmazsa 240 ları çok rahat devirebiliyor. (internette bunula ilgili stock araçlar ile çekilmiş videoları bulabilirsiniz )dikkat etmekte fayda var.

    bu korkunç güce karşın altınızdaki araç amerikada üretilmiş standart bir araç unutmayın, o hızlara çıkmayın. ben bir kaç kere yaşadım, hiç güvensizlik hissettirmedi ancak bu tamamen ilüzyon.

    -doğru seçilmiş tekerlekler ile gerçekten çok etkili fren mesafesi sunuyor.

    -arabanın çamurlukları kendinden body kite sahipmişçesine şişkin, bu durumda araç hem spor, hem şişko duruyor ancak park ederken bol bol sürtyebiliyosunuz. etrafınızdaki insigniaların ön ve arka çamurluklarına dikkat edin, çoğunda sürtük vardır.

    -performanslı demişmiydik?

    -2010 modelde 160km'den sonra içeride uğultu başlıyor.

    -aracın çok güçlü bir motoru olmasına karşın çok da etkili olmayan bir şanzımanı var. aynı güçte diğer araçlar daha düşük 0-100 km süreleri sunarken insignia onlardan bir tık daha düşük kalıyor, zaten çekiş kontrolünü kapatıp dip gaz kalkmayı denerseniz 2 ve 3. viteste patinaj çekmeye devam ediyor. bu derece bir ayarsızlık var kalkışta.

    -düşük hızlardaki bu dengesizliğe karşın 4. vitesten itibaren muadillerine göre çok daha başarılı bir hızlanma sunuyor, araba 100'den 200 e çok kısa sürede çıkıyor ki gerçekten çok ama çok tehlikeli.

    -aracınıza lpg takmayı düşündü iseniz, kesinlikle lpg'nin ayarlarını tam olarak yaptırmalısınız. araç zengin/fakir karışım hatası ile motor ışığı yakıyorsa olması gerekenden daha yüksek ısılarda çalışıyor demektir bu da subapların erimesine sebep olabilir.

    -araç lpg ile uyumsuz değil, sadece lpg'nin tam olarak ayarlanması lazım. burada dikkat edilmesi gereken husus hile ile motor ışığını söndürmenizin sorununuzu çözmediğidir. bazı lpgciler bunu yapıyor. konu hakkında detaylı bilgiyi çorumda var olan bir brc lpg bayisinin ilgili yazılarında bulabilirsiniz. hiç gitmedim ama yazıları referans kullanarak burada bir ustaya anlattım, anladı ve yaptı oldu sistem.

    -araçta brc lpg vardı ama çok az kullandım. ejderhaya binip kanatlarını kesmek gibi geldi bana çünkü ciddi güç farkı vardı lpg ile benzin arasında.

    -çok yakıyor dedik mi?

    -performans, unutamayacağınız bir performansı var. aynı kalitede performans için premium markalara 120'den çok para vermeniz gerek.

    -kısaca araç yakışıklı, konforlu ama asla ayağa düşmeyecek kadar da çok yakıyor. malum ülkemizin zalımları kesesini düşünür.

    -ww ci arkadaşlar alınacak ama tabii zevk meselesi olan bir konuda belirtmek istediğim bir şey var. benden 2 ay sonra bir komşum 1.4 tsi passat aldı 2012 model. benim aracımla kısa bir yol gittikten sonra pişman olduğunu, "keşke insignia alsaymışım" da diyerek belirtti. çünkü daha ucuza daha fazlası var.

    şimdilik eski aracım hakkında hatırladıklarım bu kadar. sormak istedikleriniz için yeşil yakabilirsiniz.

    yeni aracımla yeterince deneyimim olduğunda onu da eklerim.

    not: opel alman markası olabilir ancak insignia general motors tarafından abd'de üretilir arkadaşlar. elbet çoğumuz biliyoruz artık bunu ama bilmeyenler için not düşeşim.
hesabın var mı? giriş yap