• masonluk denilen olgunun ilk ortaya çıktığı dönemlerde bu adamlar meslek olarak taş işçiliği ile iştigal ederlermiş. masol olmanın gerek şartlarından bir tanesi de doğal olarak taş işçiliği/ustalığı yapıyor olmakmış. başlangıçta da adı zaten muhtemelen operatif mason değil sadece mason idi. gel zaman git zaman taş işi ile uğraşmayan kişilerin de locaya dahil olmasıyla aga demişler hadi biz taş ustasıyız da size ne oluyor ki siz de locaya dahil oluyorsunuz? derken akıllı bir 33. derece üstadı azam çıkmış ve demiş ki;
    -durun, siz kardeşsiniz.
    yok yani tam olarak böyle dememişse de şöyle demiştir;
    - buldum. taş işini opere edenler yani özde taş ustaları operatif mason olsun, sözde taş ustası yani asıl itibariyle taş işinde olmayan masonlar da sözde mason olsun. sözde mason dersek çok kel bir ifade olur o zaman spekülatif mason olsun.
    böylece sulh olmuş, olay çözülmüş. zamanla taş işine rağbet de azalınca zaten operatif masonluk git gide bitmiş. loca spekülatif masonlara kalmış.
    şüphesiz ibret almak isteyenlere bunda nice hikmetli dersler vardır; bu dünya kimseye kalmaz.
  • "insan ancak beynindeki verilerle ve onlara "göre" düşünür. gördüğü ya da duyup, okuduğu şeyleri anlaması da yine beynindeki bu verilerle olur. insan beş duyu ve üç boyutlu madde ile kısıtlıdır. oysa aklı, düşüncesi ve bilinci ile bunları çok aşan şeyleri tasarlar, hayal eder ve onlara inanır. hatta tüm yaşantısını bu görüp, bilmediği, anı zihninde, aklını kullanarak tasarladığı bilgilere ve inançlara göre kurar, bunların uğrunda yaşar. semboller, olayları ve bilgileri beynimizin verilerine indirgeyip, bizim, kendimizi aşan ve gözle görüp, elle tutamadığımız şeyleri kavramamızı sağlayan araçlardır." diye yazmiş sevgili aydın arıtan, erich fromm'un "rüyalar, masallar, mitoslar" adlı eserinin 1992 tarihli 2. basımının önsözünde.

    işte insanlık yüz yıllar boyunca her zaman hissettiklerine, yaşadıklarına ve yaptıklarına bir mana arayışında olmuştur.

    bu arayışın ilk, önemli ve en makul sebebi "hayatta kalmak" için ortaya çıkmıştır.

    sümerlerden, antik mısıra, yunana, roma'ya kadar insanlar yaşam için, hayatta kalmak için ortaya çıkardıkları bilginin liyakatsiz ve yanlış kişilerin eline geçmesi sonucu felakete neden olabileceğini idrak etmiş, biraz da bencillikle "bilgiyi" yeterli kapasiteye sahip nesillere aktarma fikrini keşfetmiştir.

    sonuçta eski zamanlardaki insanların "varlık" ve "var eden" arayışı içerisinde biraz da dini simgelerle beslenen "ezoterik" öğretiler ortaya çıkmıştır.

    örnekleri ahilikten tutun kabalaya kadar bir çok toplumda görülebilir.

    işte aslında "masonluk" denilen olgunun özünde de hakikati arayış amacının yanı sıra makul, kabul edilen ve ispatlanmış bilginin "ehil" kişilere aktarılması yatar.

    masonluğun kökeni konusunda da oldukça fazla sayıda mit, efsane ve teorinin olduğu bir gerçektir. bu görüşlerin, taş ustaları loncalarından tapınak şövalyelerine kadar geniş bir yelpaze içerdiği malumdur.

    masonluğun kökeninin ortaçağın taşçı ustaları / duvarcılar olduğu görüşü benimsenir ise operatif masonların çalışmalarına dair bilinen ilk hukuki metnin, 287 yılında imparator carausius tarafından verilen “masonlar için toplanma izni ve bu toplantıya genel toplantı isminin verilmesine dair”berat olduğunu söylemek mümkün olacaktır.

    bilinen diğer operatif genel mason toplantısının da 926 yılında york şehrinde prens edwin tarafından verilen izinle yapıldığı, o yıldan itibaren yaklaşık 800 yıl boyunca york şehrinde yıllık toplantılar düzenlendiği ve 18. yüzyıl başlarına kadar operatif anlamda ynai bildiğiniz "taş ustalarının" meslek ile ilgili konuları görüşmek üzere toplandığını tarihi belgelerde görebiliyoruz.

    bu tarihten sonra 1717 yılında kurulan spekülatif masonluğun 1723 tarihli anayasa’sına kadar bir takım belgeler olduğu bilinmekte ise de bunların tasnifi yapılamamış olup çoğunun ismi anderson, preston gibi masonik müelliflerin yazılarında geçmektedir.

    ancak yine döneminin ünlü usta/kale mimarlarından william schaw (c. 1550–1602) tarafından kaleme alınan schaw kanunları (“schaw statute 1598 & schaw statute 1599” ) adıyla bilinen yasaların operatif masonların hak ve yükümlülüklerini tanımladığı bilgisine sahibiz.

    iskoçya'da 1583 yılında william schaw, kral vı. james tarafından iskoçya kralının baş mimarı (master of works) olarak atanmış, iskoç masonlarının “genel nazırı” (general warden) olarak ilan edilmiş ve “mesleği” yeniden düzenlemeyi öngören iki nizamname yayınlamıştır.

    schaw 28 aralık 1598 yılında, tüm operatif masonların birbirlerine, localarına ve halka karşı olan yükümlülüklerini belirleyen schaw yasalarının ilkini yayımladı. önsözünde; yasa hükümlerinin o gün toplanan tüm üstad ustaların onayı ile ihdas edildiği belirtilmektedir, şu enterimizde konuya değinmeye çalıştık.

    öte yandan strazburg masonlarının anayasası ile de kıta avrupasına operatif masonların kurumsallaşmasına dair bir takım hareketlerin olduğunu biliyoruz.

    bunların yanında operatif mesleğin etik kurallarının ifade edildiği el yazmaları da, operatif dönemin diğer hukuk metinleri olarak görülebilir. regius, cook ve leland el yazmalarında, operatif mesleğin hem kurallarına hem de etik değerlerine yer verilmiştir.

    kaldı ki spekülatif dönemde de operatif masonluğun eski yükümlülüklerine atıfta bulunan bilgi ve belgeler de mevcuttur.

    sonuç olarak insanların "mana" ya da hakikat diyebileceğimiz arayışı kendi varlıklarını fark etmelerinden itibaren sürmüştür.

    spekülatif masonluğun kökenini oluşturan taş ustalığı da şu ya da bu sebeplerle, ister ahilik diyelim iste hür masonluk bir şekilde bireysellikten, kurumsal bir yapıya dönüşmüştür.

    bir çin atasözü der ki: bir testi yaptim camurdan icindeki bosluktur onu degerli kilan.testiyi degerli kilan icindeki bosluktur.ve diger pek cok felsefe boş bir insan ister.ister ki kendi yolunu ona gosterebilsin.fakat bir öğretmen size bilmediginiz bir yol gösterebilir mi? aslinda öğretmenler sadece size kendi yollarini öğretmeye calisir.oysaki bu sizin bilmediginiz bir yol degildir.eger ki bilmediginiz bir yol bile olsa, asla sizin bulamayacaginiz bir yolda degildir.

    aslında operatif masonluk zanaat emeği (?) ve sonrasında "bujuvazi"nin başlangıcı olarak doğmuş - bursa ulu camii, ayasofya'yı duvar ören taş ustalarının, nafaklarını almak amacıyla, hangi taşın hangi ustaya ait olduğunu belirlemek maksadıyla, kendilerine has işaretlerini duvar taşlarına kazımalarını araştırın- sonunda "tekamül" kavramını arayış yolunda ilerleyen öğretilerden bir tanesi olarak ortaya çıkmıştır.

    ekleme: tekrar düzeltmeler yapılmak kaydı ile metinde düzeltmeler yapıldı.
hesabın var mı? giriş yap