• 6000. entry'm sen ol istedigim sarkidir ordinary world.. (bu da ne kadar sancili bir sürecmis.. ne özelligi varsa 6000. entry'nin)

    şu amerikan menşeyli filmlerde görürüz ya, yaşlanan bir adam vardir birilerini kaybetmistir yaşının getirisi ile.. hayatina bissuru insan alip onlarin acilarina ortak olmak kadar sikko bir şey olmadigini etüt etmistir yasadikca.. geçen yillara, kaybolan arkadaslara, cocukluguna bakar slaytta.. kah gözleri dolar kah babasını hatirlar, kah anesini özler.. bir hüzün silsilesine bizi de sokar beyaz ekranda..

    işte bu şarki da benim icin oyledir.. yaşanan her aninin içine işlemiş bir sarkidir.. babaannemdir yeri geldiginde, yeri geldiginde bir hagi golüdür.. ön bahçede oynamak için müdür yardimcisindan izin almak, üniversite sınavini kazandığımda babamın gözlerine bakmaktir.. orhan amca'nin siroz acilaridir, nuray teyze'nin kemoterapisi.. babamin kalp krizi...

    dün için aglamiyorum zira siradan bir dünya var orada..
    bir şekilde bunu bulacagim
    ve siradan bir dünyada yolumu bulmaya çalışırken
    yaşamayı ögrenecegim..
  • hayatinizda ne kadar durten, rahatsiz eden sey varsa icinde barindiran sozlere sahip duran duran sarkisi..

    "still i can't escape the ghost of you"

    olmazsa olmaz bir donem dagitan kisidir,

    "where is my friend when i need you most?"

    yalnizsiniz,

    "where is the life that i recognize?"

    tum cabanizin sonu bos bir avuctur, ama

    "here besides the news of holy war
    and holy need ours is just a little sorrowed talk"

    dunya zaten berbat biryerken aglamalariniz anlamsiz gelir, derin bir nefes cekersiniz,

    "and as i try to make my way to the ordinary world
    i will learn to survive"

    hayat devam eder

    ...

    seklinde icerigi aciklanabilir..
  • bütün pisliği geride bıraktığında çalmaya başlayan şarkı. kan emicileri, para emicileri, asla mutlu olmayanları, doyumsuzları, başkalarına bacaklarını aralıyışı sadece senden 3 bira uzaklığında olan insanları, megalomanyakları, gel gel yapıp hadi yandan diyenleri, bu yüzyıla teslim olanları, faturuları, iyi niyeti ve dahasında her şeyi geride bırakıp yüksekldiğinde seni hüzün kovan kuşlarıyla bekleyen şarkıdır bu.

    tükürdüklerinin koynuna sokulurlarken, kalabalıktan nefret ediyorum dediklerçe daha kalabalık şehirlere çekip giderlerken, geri dönerlerken, üstüme üstüme saça saça döke başa, bana bana yavaş yavaş ölürlerken.. gökyüzünde çalar ordinary world.. bu şarkıyla her sahoş olduğumda galiba bir kez daha kazandım.. sonunda kazandım.

    preacher gibiyim, her şey içimden akıyor öncelikle de müzik ve ışık ve rembrandt! bilmek kadar harika bir şey yok üstelik. her şeyi biliyor ve görüyor ve duyuyorum. insanlardan bulaşan pislikleri dalinle yıkıyorum.

    bu şarkıyla hazla geberebilirim.. kendim yazmışım gibi sanki, şimdi.

    https://youtu.be/d1pnqt4ems0
  • duran duran'in dinledikten sonra "hadi abi camdan atliyoruz" denmesinin sagliga cok zararli olacagi sarkisi. boyle sozler, boyle muzigin otesi ancak anathema'da vardir.
  • duran duran'in hastasi oldugum parchasi.. ne yazik ki arabesk sarki olmu$ ben farketmeden...
  • insanı duran duran sevdirmeye yetecek şarkı. tüm o 80lerin (bkz: 80ler) hayatı ve geleceği sorgulayan ileriye dönük bakışını yansıtan, 2000 li yıllardan geriye dönüp bakması buruk bir keyif veren özlem dolu leziz şarkı.
  • duran duran'ı sevme sebeplerimden biri... diğeri ise (bkz: come undone)
  • gregorian tarafından da orjinaliyle yarışabilecek, ayrı ayrı ikisinin de dinlenegelmesi gereken bir coverı yapılmıştır
  • (bkz: layer cake)
  • halen varlığını sürdüren ve kesinlikle dağılmamış olan, üstüne üstlük orjinal kadrosuyla da bir araya gelmiş ve yakında yeni bir albüm yayınlayacak olan duran duran'ın 1993 tarihli albümü the wedding album'un ikinci şarkısı.
hesabın var mı? giriş yap