• 2014-2015 sezonu için kuralar çekilmiş.son durumu şöyledir.

    el-fetih hamas'a karşı mısır ile dost.
    hamas israil'e karşı esad ile dost.
    israil iran'a karşı işid ile dost.
    iran işid'e karşı esat'la dost.

    esat işid'e karşı.
    işid pyd ye karşı.
    pyd kdp'ye,kdp pkk'ya karşı.
    pkk türkiye'ye.
    türkiye israil'e karşı.

    israil kdp ile dost.
    türkiye de kdp ile dost.
    türkiye işid ile dost.

    işid kdp ye karşı.
    israil hizbullah'a,hizbullah işide.
    işid esata,esat türkiye'ye.
    türkiye çarşı'ya karşı.

    sonra
    bahçıvan şöföre, şöför aşçıya, aşçı uşağa, sonrada herkes uşağa.
  • ''iran, esad'ı destekliyor.

    körfez ülkeleri ise esad'a karşı.

    esad, müslüman kardeşler'e karşı.

    müslüman kardeşler ve obama, general sisi'ye karşı.

    ama körfez ülkeleri sisi'yi destekliyor. dolayısıyla müslüman kardeşler'e karşılar.

    iran, hamas'ı destekliyor, hamas da müslüman kardeşler'i.

    obama, müslüman kardeşler'i destekliyor ama hamas abd karşıtı!

    körfez ülkeleri abd yanlısı. ama türkiye ve körfez ülkeleri esad'a karşı ama türkiye aynı zamanda müslüman kardeşler tarafında, general sisi'ye karşı.

    ama general sisi, körfez ülkeleri tarafından destekleniyor.

    ortadoğu'ya hoş geldiniz, iyi günler dileriz.''
  • birilerinin dunyayi parselledikten sonra, herkes anlasin diye verdikleri yer ismi..

    - neyin ortasi, kimin dogusu, madem oyle dunyanin merkezi nere?
    - dunyayi en buyuk gucu afganistan olsa idi, bu bolgenin adi yakinbati mi olurdu?
    - cin dunyayi ele gecirirse, artik ortadogu yerine ortabati mi diyecez?
  • ortadoğu ile ilgili objektif bir çözümleme yapabilmek için öncelikle ortadoğu kavramından ne anladığımız önemli.
    ortadoğu, akdenizden pakistan'a kadar arap olmayan ülkeleri de****** içine alan çok geniş bir alandır.
    çok sorunlu, sürekli kaynayan bir kazanı andıran yapısının altında belli dinamiklerin yattığını söylemek mümkündür. peki nedir bu dinamikler?
    -öncelikle ortadoğuda avrupa birliği örneğinde olduğu gibi politik ve ekonomik* bir bütünleşmeden söz etmemiz mümkün değildir zira bölge etnik açıdan baktığımızda inanılmaz çeşitli ve gerçekten de çok geniştir. bunun yanı sıra politik güçlerin meşruiyetleri zayıftır. sık sık güç dengeleri değişmektedir. tabii entegrasyondan bahsedip arap liginden bahsetmemek olmaz. bu birlik 1950'de kurulur. 1996'da yapılan bir zirvede 2007'ye kadar serbest dolaşımın sağlanması kararı alınır. ama pek başarılı bir birlik olduğu söylenemez. zaten doğası itibarıyle başarılı olması çok zordur.
    -politik iktidar açısından baktığımızda en sık rastlanan akım islamizm** akımıdır ama bu da insanları bir çatı altında toplamaya yetmemiş ve hatta genellikle daha büyük sorunlara yol açmıştır.
    bölgede bir meşruiyet erozyonundan söz edebiliriz. 1948 savaşı, 1967 savaşlarının da etkisiyle genellikle siyasi meşruiyet israile karşı birlik olmak fikri çerçevesinde gelişmiştir bölgede. bu perspektiften baktığımızda iki tip meşruiyet görmekteyiz:
    ilki geleneksel değerlere bağlılık sonucunda ortaya çıkan meşruiyet (devletin rant peşinde koşması ve petrolden alınan kârın halka dağıtılması) ve ikincisi arap milliyetçiliğine dayanan bir meşruiyet (baasist devrim gibi). zaman içinde her ikisinin de çuvalladığını ve erozyona uğradığını söylemek mümkün. ilki petrol fiyatlarının düşmesi, demografik artış ve işsizlik ile ikincisi de ırak savaşı, israil-filistin çatışmalarına karşı kararlı bir aksiyon geliştirememekten dolayı erozyona uğramıştır. bu erozyonların sebepleri ise islamizm(özellikle iran devriminden* sonra islami partilerin normalize olması**, milliyetçilik akımları(suudi arabistanda şiilerin daha fazla temsil istemesi, ırakta saddam rejiminin düşüşüyle şiilerin ve kürtlerin güç kazanması vb) ve demokrasi isteği(sivil toplum kuruluşları, kadınlar, azınlıklar demokratik haklar isterler) gibi daha farklı dinamiklerde yatmaktadır.

    bütün bunların dışında;
    -bölgede ayrımcılık, ekonomik dengesizlikler had safhadadır.
    -ana hatlarıyla ortadoğuda iki tip ülke grubu vardır:
    yüksek nüfuslu ülkeler (ürdün, türkiye, iran gibi ülkeler ki bu ülkelerdeki nüfus gittikçe artmaktadır)
    zengin, nüfusu az ülkeler (katar, kuveyt gibi ki bu ülkelerde büyüme oranı nüfus artış oranından daha fazladır. hatta nüfus açığı olduğunu söyleyebiliriz.)
    bu iki grubun yanı sıra bir de israil vardır ( bu ülke iki gruba da girmez. zengin bir ülke olmasına rağmen çok fazla askeri harcama yapar ve işsizlik oranı yüksektir.)

    velhasıl ortadoğu sürekli kaynayan bir kazandır. bu kazanı gerçekten neyin kaynattığını anlamak için ise her ülkenin kendi iç yapısını ve ortadoğu güç dengeleri içindeki yerini iyi kavramak gerekir.
  • bu boktan coğrafyada doğan insanların hepsi şanssız, güvensiz, mutsuz ve psikolojik sorunları olan insanlardır.

    yazık hepimize.
  • arap yarımadası, iran, irak, suriye, ürdün ve israil-filistin'den; ingilizlere sorarsanız türkiye'den de oluşan ülkelerin meydana getirdiği coğrafi bölge. sömürgeciliğin ispatı olarak cetvelle çizilmiş sınırlara sahip olan ülkelerin bölgesi. her kurşunun 35 sene sonra tükenecek olan petrol için atıldığı bölge. abd ve israil'in şah ve vezir, diğer ülkelerin piyon olarak bulunduğu satranç tahtası.
  • şeytanın en çok mesai yaptığı bölge.
  • materyalizmi filan bırakalım.

    ortadoğu, kim olduğu bilinmeyen birisinin bedduasını almış topraklar bütünüdür. üstelik tesadüf bu ya, beddua tutmuş.
    ama öyle böyle böyle bir beddua değil.
    kallavi bir beddua.
    beddua içinde beddua.
    bedduasepşın.

    başka bir açıklaması yok.
  • zor günler geçiren bölge, zor günler mi? haftalar mı? aylar ya da yıllar bilmiyorum ama kendim bildim bileli, bu coğrafyada kan akıyor. tarihe bakıyorum, tarih de böyle, sürekli kan ve şiddet var. kitaplar var şimdi yine bakmak zorundayım bakıyorum ve yine kan görüyorum. bir de ortadoğu insanı var, sürekli kendi üreten, yenileyen ve sürekli bu kana direnen ve akan kanın doğrudan muhatabı olan, oldurulan. dün bir kitap okuyorum, yıl 63, yer ırak. iki öğrenci kavga ediyor, disipline veriliyorlar. bir öğrencinin babası nüfuzlu, iki öğrenci de ceza alınca, babası çocuğu adına taraf oluyor. ilk önce kavganın olduğu lisede boykot başlıyor, sonra diğer liseler ve sonra bağdat üniversite öğrencileri de dahil olduğu tüm ülkeye yayılan bir grev. baas partisi de fırsatı kullanarak grevleri örgütlüyor ve işçi, memurlara da yayılmasını sağlıyor. yıl 63, bugün 2015'i gösteriyor takvimler. sanırım ırak son 50 senede, 500 sene geriye gitmiş vaziyette, herkes birbirine düşman ve herkes birbirini öldürüyor.

    ortadoğu insanı yüzünde tuhaf bir hüzün barındırıyor. nasıl desem, tarihsellik var ifadelerinde, derin bir anlam. filistinli yaşlı bir kadın, geçen yaz israil saldırılarından sonra, enkazların arasında zafer işareti yapıyordu. bu tarihsellik bir meydan okumayı da barındırıyor, tüm yıkımlara rağmen, evet bir meydan okuma.

    ben şehirlere inanırım, ortadoğu'da şehirleri ile güzel. şehirler insanı oluşturuyor, o tarihsellik oradaki anlam, 21. yüzyıl insanında bir ruha dönüşüyor. ortadoğu'da asıl yıkım bu oluyor, şehirlerini kaybediyor bu bölge. abd bağdat'ı bombalarken, aslında bir tarihselliği yok ediyordu ve ilk bombaladığı yerlerden birisi de bağdat kütüphanesiydi. dün halep gitti, camileriyle, kliseleriyle, tarihi eserleri ile, üniversiteleri ile yıkıldı halep. humus kayboldu, şam gidiyor. daha sonra belki beyrut defalarca yıkılan ve kendini tekrar üreten beyrut, sonra belki kahire, sonra istanbul belki, sonra tahran, tebriz. ortadoğu şehirlerini kaybediyor ve şehirler kayboldukça bu şehirlerin tarihselliğinden üreyen ve kendini var eden insan da kayboluyor. emperyalistler en fazla şehirlere saldırıyor, en fazla insana düşmanlar, buradan kendi sürekli ama sürekli üreten insana düşmanlar.

    ortadoğu şehirleri ile ortadoğu. tüm ortadoğu'nun herşeyden önce şehirleri koruması gerekiyor, şehirler her şey.
  • bugün gördük ki merkezi türkiye, en önemli şehri istanbul olmuştur.
hesabın var mı? giriş yap