• bir miktar copy paste* ile açıklanabilir. ama arada bazı sansürleri uygun gördüm.
    şöyle ki:
    hristiyanlığın üç büyük mezhebinden biri.
    ortodoksluk dışındaki diğer iki mezhep, katoliklik ve protestanlık'tır. ortodoksluk 1054 yılında roma'dan ayrılmıştır. herhangi bir alanda geleneklere sıkı sıkıya bağlı olan, vahye ve meşru kilisenin kararlarına uygun doktrin ve düşüncelerin tümüne de ortodoksluk adı verilir.

    batı dillerinde sünnî müslümanlar için de doğru inanç sahibi anlamında "ortodoks" terimi kullanılır. hristiyan dünyasında hatalı olduğunu ve doğru görüşten saptığını kabul etmeyen hemen her kilise, bir bakıma kendisini "ortodoks" diye tanıtır (bertholet, wörterbuch der religionen, stuttgart 1962, s. 202).

    ortodoksluk, kuruluşunu hz. isa'ya kadar götürür. ortodoksluk, ix. yy.dan sonra islavlar arasında yayılmaya başlamıştır. aynı yüzyılda bulgarlar ve sırplar da ortodoksluğu kabul etmişlerdir. rus ortodoks kilisesi 1917 ihtilâli'nden sonra patriklik haline getirilmiştir. doğu ve batı kiliseleri arasındaki ilişkilerin bozulması da bu döneme rastlar (meydan larousse, istanbul 1972, ix, 621).

    ortodoksluğun en büyük ruhanî lideri, ortodoks cihan patrik'i (patrik ökümenik) istanbul (fener)'da oturur. 1453te bizans imparatorluğu türklerin eline geçince, patriklik ortodoks-osmanlı münasebetlerinin resmî kurumu olarak görev yapmıştır. fatih sultan mehmet istanbul'u fethettiği zaman (1453) patrik'i de himayesine almış, böylece bir katolik-ortodoks ittifakını ve iki kilisenin osmanlı imparatorluğu'na karşı tek cephe oluşturmasını önlemiştir.

    ortodoksluğun diğer patriklikleri iskenderiye, kudüs ve antakya'dır. zamanla cemaatler arasında baş gösteren dini anlaşmazlıklar doğu ortodoks kilisesi'nde de bölünmelere yol açmıştır. istanbul ortodoks kilisesi de, rum ortodoks; ermeni ortodoks; süryani ortodoks olmak üzere başlıca üç kola ayrılmıştır. rumlar istanbul'u; ermeniler, erivan'ı; süryaniler de mardin'i merkez edinmişlerdir.

    tanzimat fermanı (1839)'nın ilânı üzerine, osmanlı imparatorluğu hudutları içinde yaşayan ortodoks azınlıklara da diğerlerine tanınan verilmiştir.
    papa xxiii'in johannes gayretiyle (1962) ortodoks ve katolik kiliselerinin birleştirilmesi cihetine gidilmiş, rodos'ta toplanan (eylül i963) ortodoks kiliseleri konferansında bu görüş benimsenmiştir. neticede ortodoks kiliseleri baş patriği athenagoras ile papa vi. paulus kudüs'te buluşarak (ocak 1964, aralık 1965) 900 yıl önce konan aforozu geri almışlardır. bununla beraber her iki kilise de, biri diğerine bağlı olmaksızın varlığını bağımsız olarak sürdürmektedir (orhan hançerlioğlu, inanç sözlüğü, istanbul 1975, s. 475).

    son fener rum patriği'nin ölümü üzerine boşalan patriklik makamına dimitri bartalameos (ekim 1991) seçilmiştir.

    ortodoksluğun başlıca özellikleri şöylece sıralanabilir:

    l. patrik ruhânî başkandır.

    2. papa, hz. isa'nın vekili değildir, insan olduğu için yanılabilir.

    3. rühul-kuds, oğul yoluyla baba'dan çıkmıştır.

    4. hristiyanlık tarihinde ancak ilk yedi konsil (325-787) geçerlidir.

    5. hz. meryem, hz. isa ve azizlerin kutsal tasvirleri (ikona) saygıya değerdir.

    6. her ülke kendi diliyle ibadet edebilir.

    7. haç sağdan sola doğru çıkarılır, kolları eşit uzunlukta olmalıdır.

    8. evharistiya âyininde ekmeğe maya, şaraba su katılır.

    9. vaftizden hemen sonra konfirmation yapılmalıdır.

    10. keşiş, piskopos ve patrikler evlenemez. buna karşılık papazlar evlenebilir.

    11. a'raf, ahiret hayatına geçişte, günahkâr kişinin kısa süreli bir bekleme yeridir (g. tümer, a.küçük, dinler tarihi, ankara 1988, s. 162).

    ortodokslar ibadetlerinde ikonalara saygı göstermekle beraber onlara tapmazlar. ibadet yalnız allah'a yapılır. ikonaların bazı zamanlar ibadet vasıtası olarak kullanıldığı olmuştur. ikonası olmayan ortodoks kilisesi yoktur, denilebilir. inançlarına göre kilisenin başında isa mesih yer alır. o, yerlerin ve göklerin sahibi sayılır. ortodokslara göre kitab-ı mukaddes ve kilise geleneği, imanın kaynağı ve rehberidir (türk ansiklopedisi, istanbul 1977, xxvi, 40).

    günlük, haftalık ve yıllık olarak düzenlenen dualar, yortular ve oruçlar, inanan kişilere hz. isa'nın hayatını daima hatırlatma amacını taşır.
  • ortodoksluk sadece hrıstiyanlığa özgü bi mezhep diildir, aynı şekilde ortodoks yahudiler de vardır. bir dinde gelenekçi olan mezhepleri temsil eder.
  • yunanca "orthos" sözcüğünün karşılığı “ doğru”, “doksa” ise “inanç” demektir. böylece “orthodoks”un karşılığı da “ doğru inanç” anlamına gelmektedir. 395’te kurulan bizans, ikiye ayrılan roma imparatorluğu’nun ortodoksluğu kabul etmiş olan doğu koludur.
    ayrıca patrikhane tarihçisi yedeon'a göre; ortadoks hristiyanların himaye edilmesi ve rahat yüzü görmeleri ancak ikinci mehmet’in, bizans’ı fethi ile başlar.
  • liderleri patrik'tir. merkezi istanbul'dur. katoliklerle araları hiç iyi değildir. en basit örneği ile katolik lideri papa beyaz giyinirken, patrik siyah giyinir. papa hergün traş olurken, patrik sakal bırakır.
  • türkiye'de aleviler heterodoks, sünniler ise ortodoks islamın temsilcisi olarak görülür. kitabi kaynaklar ve islamın çıktığı coğrafyadan aktarılan gelenekler bağlamında sünniliğe ortodoks, aleviliğe de türklerin eski dini inançlarından izler taşıdığı için ibadet şekillerinde farklılıklar olduğu için heterodoks denmesi makul bence de ancak;
    sünnilik ortodoks islam diye anlaşılınca şiilik de sünnilikle karşıt konumlandığı için heterodoks olmak durumunda değil, tanımı gereği şiilik de bence ortodoks islamın bir türü, türevidir.

    (bkz: ortodoks islam)
    (bkz: heterodoksi)
  • platon'a göre, hakikatin bilgisine, yani 'doksa'ya (doxa; dogma) yalnızca asiller haiz olabilirler. sıradan kalabalık ise asla hakikatin bilgisine eremez. onlar, ancak, kendilerine tanıtılmış olan 'doksa'ya sorgusuz, sualsiz iman ederek, hakikatin dolaylı bilgisine sahip olabilirler ki, işte bu bilgi 'orthodoksa'dır.
    mevzu-u bahis bilgi türü, yalnız dinler hususunda geçerli tanımlı olmayıp her türlü öğretinin kuramcısının söylediğine harfiyen uymayı da muhteva eder.
    bu sebeple, eşitsizlikçi düşüncenin tohumlarının yeşerdiği ilk bağlamdır.

    edit:

    incelikli bir sözlük kullanıcısı beyefendi şu uyarıda bulunmuş, aynen naklediyorum:

    .....................
    bu entryde ufak bir ayrımı gerekli gördüm. platon'un bilgi teorisinde 3 tür bilgi ayırt etmek mümkündür. bunların ilki hayal gücünün yarattığı imgelerdir ki platon bunu bilgiden saymaz. sadece aptalların ve çocukların elde edebileceği bilgi olarak görür. bunun bir üstünde doxa yer alır. doxayı kabaca şeyler üzerindeki geçici bilgimiz olarak tanımlayabiliriz. başka bir deyişle doxa şeylerin hakkında edindiğimiz fikirdir. doxa gerçek bilginin kendisi değildir. o sadece bir sanıdır. platon ilk dönem diyaloglarında doksayı bilgi olarak kabul etmezken daha sonraki diyaloglarında en azından doğru sanının var olabileceğini kabul etmiştir. fakat doxa(sanı) doğru olsa bile hakikatin, ezeli ve edebi olan ideanın bilgisini vermez. platon'un hakikat için kullandığı kelime episteme'dir ve ideanın bilgisini işaret etmekle hakikatın kendisini ifade eder. ancak epistemeye sahip insan yani filozof hakikatin kendisine sahiptir

    ayrıntılı bilgi için şu eserlere bakabilirsiniz: phaidon, devlet, theaetetus, şölen

    ................

    not: ben bu yukarıda naklettiğim bilgiyi, yanlış anımsamıyorsam, adam şenel'in bir kitabından edinmiştim. sanırım kelime kökenbilimsel anlamı itibariyle benim bu yukarıda söylediklerime gönderme yapıyor fakat (uyarıyı dikkate alarak söylüyorum) platon doksa'yı (gr. dokein) bu manada kullanmıyor demek ki...
  • bir gorusun, bir dinin ya da inanc sisteminin ilk hali ile belirlenen temel ilkelerine siki sikiya bagli olan, revize edilmesine, yeniden yorumlanmasina, yalnizca bir bolumunun dikkate alinmasina vb karsi olan kisi/ kisilere verilen isim

    genel kullanimda "ortodoks" kavrami; genellikle -koru korune inanmak anlamina gelen- "dogmatik" kavrami ile karistirilmaktadir;
    oysa ki ortodoks olmak bazi durumlarda analitik ve hata elestirel olmayi dislamayan olumlu bir tavir/ durus olabildigi halde, "dogmatik" kavrami bu bagliligin koru korune surduruldugu, abuse edildigi durumlar icin kullanilip daha olumsuz bir anlam icermektedir

    (bkz: dogmatik)
  • osmanlı imparatorluğu içerisinde yaşayan hristiyanların büyük çoğunluğunun mensubu olduğu mezhep, ayrıca fatih sultan mehmet kendisini müslümanların yanısıra ortodoksların da koruyucusu ilan etmiştir.
  • bu hristiyanlık mezhebinin ''son derece koyu ve bağnaz, ırkçı'' bir yunan'ına, sırp'ına ermeni'sine denk gelirseniz fanatik söylemlerini dinlemeye tenezzül bile etmeden oradan uzaklaşınız. bir de türk'lere, türk olduğunuz için size akla hayale gelmeyecek yönlerden saydırabiliyorlar, youtube videolarının altlarında ırkçılık yaparlarken karşılaşabilirsiniz onlarla. laf atmaya kalkmayın, direkt şikayet edin vakit ayırıp. bu gözü dönmüşlerle baş etmenizin tek yolu budur, tabii gerçek hayatta değilseniz.
    (bkz: eşek sudan gelinceye kadar dövmek)
  • buz gibi suya atılan hacı cıkartma gelenegi olan mezhep.
hesabın var mı? giriş yap