• utanilan/utanilmasi gereken bir seyi saklamak geregi olan ortmek kelimesi ile yakin akraba olan fiildir. ne var ki, genelde kullanildigi sekli ile goz onune alindiginda, ortunme isine fiiliyatta maruz kalan bedenlerimiz utanilmasi gereken bir sey degildir.
  • birkaç gün önce, orta doğu etnografileri dersinde iki saat tartıştık bunu biz. klasik tartışma bizim bölümlerde: örtünmek kadının kamusal alana çıkmasına olanak sağlayarak özgürleşmesini mi sağlar, yoksa ataerkil düzenin getirdiği baskı mıdır vs. en basit haliyle yazarsam. iki saatlik tartışmanın sonunda fark ettik ki, biz iki türk olarak "veiling, veiling" diye atıp tutarken saçları örtmeyi kastediyoruz, sınıfın geri kalanı yüzü örtmeyi. dediler, onda ne var, saç örtmeyi herkes yapıyor. tüh dedik!
  • "korunmaya dair anıları yeniden yaşayarak, der bachelard, kendimizi avuturuz. kendi üstüne kapanma veya cenin pozisyonunda büzülme, regresif bir korunma tepkisidir. melankolik deneyimler anında bu tepkiyi çokça kullanırız. aynı şekilde su altında/içinde durma [stalker], otto rankçı bir bakış ile cenindeki amniyon sıvısına özenmedir. cenin, lugavî olarak -örten şey- anlamındadır. aslen, arapçada kökünün bir özelliği olarak "cennet, cinnet, mecnun, cin" kelimeleri de hep bir şeyin örtülmesi anlamına bürünerek çekime [tasrif] uğramıştır. cennet, üzeri yeşilliklerle örtülü toprak; cinnet, aklın örtülmesi; mecnun, aklı örtülen kimse; cin, insana örtük olan varlık anlamlarına gelmektedir. hasılı, cenin anne karnı tarafından örtülen şey demektir. insanın, ruha ve bilince baskı yapan melankolik deneyimler sırasında cenini ve ceninin ikame ettiği emniyeti ve sükûnu talep etmesi, dolaylı olarak bu -örtünme- ihtiyacı ile ilgili olmaktadır. hz. muhammed'in (s.a.v), ilk vahyin inzalinden hemen sonra, evinde, hz. hatice'ye -beni ört!- (bkz: müzzemmil) diye buyurması da, kanaatimce, hz. peygamber'in [s.a.v], vahyin varoluşsal sıkletine karşı geliştirdiği bu beşerî [ama insanî değil] örtünme ihtiyacını dile getirmektedir."
  • örtülü biri değilim. tek tesellim örtünme emriyle ilgili ağzımı açacak, kılıf mazaret bulacak kadar kafayı yememiş olmak, hamd olsun. günahsa günahkârız, allah'ın rahmetinden umutluyuz.

    seküler bir ailem, seküler çevrem var. örtünsem sapıtmış tarikatlere girmiş acil yardım alması gereken biri muamelesi görmek, yahut laik teyzelerin nutuklarına maruz kalmak, yahut örtülü olmayan kadınlarla haksız bir rekabetin içine çekilmek gibi binbir endişem var. sıcaklarda eziyeti bir kenara, diğer saydıklarım başıma gelse allah'a yakınlığımın azalmasından, insanlara karşı kalbimin kara bağlamasından da korkuyorum. tüm bunları göğüsleyecek bir takvam ise ne yazık ki yok.
    bazan dünya görüşümü, inandığım şeyleri savunduğumda madem bu kadar inançlısın neden örtünmüyorsun diyorlar. şeriatin gelmesini bekliyorum diyorum. kimse ciddiye almasa da cevabım bu. allah'a vereceğim cevap da bu olacak. onun dışında giyimime kuşamıma azami özeni gösteriyor, ne sekülerleri ne dindarları rahatsız etmeyecek biçimde yaşayıp gidiyorum şimdilik.

    örtünme emrini irdelemek başka örtünmenin günümüz şartlarında zorluklarını irdelemek ise bambaşka vesselam.
  • soguk ki$ gunlerinde yorganiniza a$ik olmanizi saglayan eylem.. kendi uzerinize ortmekten ibarettir..
  • vatikan'da zorunludur. güneşin altında saatlerce kuyrukta bekleyip, güvenlikten geçersiniz, muhafızlar örtünmeniz gerektiğini hatırlatır. sırtın ve omuzların kapanması yeterli görülüyor. neticede kimse geri çevrilmiyor sadece omuzlarında kağıt mendille dolaşan turistleri görmek biraz absürd bir görüntü oluşturuyor.
  • yüce rabbimiz kadınlar için ayette şöyle buyurdu:

    "evlerinizde oturun, eski cahiliye adetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın."
    (el-ahzâb, 33.)

    abdullâh ibn mes‘ûd'un eşi ona şöyle demişti:

    "bana giyecek olarak cilbâb temin et."

    ibn mes‘ûd şöyle cevap vermişti:

    "allâh'ın seni örttüğü cilbâb sana yeterlidir; evin!"

    (el-ğarîb 5/86-87, ebû ‘ubeyd; ıslâhu'l-mâl 203, ibn ebi'd dunyâ; şeyh ‘arafât "sahîh" demiştir.)

    cilbâb: kadını, başından ayağına kadar tümüyle örten giysi.
  • örtünmek iki çeşittir: günahta örtünmek, günahtan örtünmek.
    avam, halk nazarında derecelerinin düşmesinden korkarak, günahta örtünmek isterler. seçkinler ise hakk’ın nazarından düşmekten korkarak, günahtan örtünmek isterler.
    nefsini örtmeyen tevekkül ve tedebbür terbiyesinden geçmeyen bütün bedenini örtse ne olur, örtmese ne olur.

    (şems-i tebrizi)
  • islamiyet'te tesettur giyinmeye atfedilen bir tabir..
  • "nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “ey adem! sana ebedilik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi? bunun üzerine onlar (adem ve eşi havva) o ağacın meyvesinden yediler. bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. adem rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı." (ta ha suresi 120-121. ayetler)
    demek ki farklı bir idrakin sonucu hasıl olmuş bir eylem... belki suçluluk, belki acz... veya bir seferde: kesret.
hesabın var mı? giriş yap