• bir çok sinemaseverin eleştirdiği durum. çoğu kez, amerikan propagandası yapan filmler, iyi olmamalarına rağmen büyük ödülleri kucaklamıştır. en büyük örneği the hurt locker'dır bana göre. bir çok kişi de argo için aynısını söylemekte. fakat bu durumdan şikayetçi olmak bana oldukça mantıksız geliyor.

    çünkü oscarlar, hollywood filmlerine verilen ödüller. yani amerikan sinema endüstrisinin filmlerine... dünya globalleştikçe ve sanatta sınırlar yok oldukça dünya'nın bir çok yerinden filmler de bu törende boy gösterme şansı yakalasalar da esas yarışanlar amerikan filmleri.

    bu durumu bize uyarlayalım, olur da türkiye'deki "ödül verilecekse 'sanat filmi' ödül almalı, diğerleri iğrenç şeyler" tadındaki entel zihniyet değişirse, gişe filmlerinin ödüllendirildiği festivaller düzenlenirse ve o yıl -atıyorum- çanakkale temalı bir film yarışmadaysa başka bir film ödül alabilir mi? diyelim ki vasatın altındaki çanakkale filmimiz dururken gittiler büyük ödülü görsel açıdan aşmış, karmaşık ve zekice yazılmış bir senaryosu olan yabancı yapıma verdiler, bu sefer de "çanakkale filmi yerine nasıl o film ödül alır?" demez miyiz? deriz gibi geliyor. jüri hemen amerikan yalakası ve vatan haini ilan edilir. linç başlar.

    çünkü milliyetçilik her zaman insanların hassas olduğu bir konu. her millet kendi kahramanlık hikayesini abartmayı, süslemeyi ve ödüllendirmeyi ister/sever. dolayısıyla hollywood'da çoğu zaman amerikan milliyetçiliği yapılan filmlerin ödül almasını yadırgamamak, aksine normal karşılamak lazım. sonuç olarak törenin genelinde o yılın en iyilerini görüyoruz, kimler neler çekiyor, neler beğeniliyor, son trendler nedir, görsel efektlerde ne gibi şeyler yapılıyor bir fikrimiz oluyor. bu da benim törene dair beklentilerimi karşılıyor.

    "yine milliyetçi film aldı ödülü akademi çok rererö" demeden önce düşünmemiz gereken şey, adamlar kendi filmlerini oyluyor. sadece sektörün en büyük işleri, amerikan filmleri olduğu için bütün dünyaca takip ediliyor ödül töreni. fakat sırf bütün dünya takip ediyor diye, amerikalılar'ın kendi kahramanlık hikayelerini görmezden gelmelerini beklemek oldukça boş bir beklenti.

    edit: konuyla ilgili anlatım bozuklukları düzeltildi. törende milliyetçilik yapıldığına dair tespitlerde bulunmuşum gibi anlaşılmış entry. oysa bunun eleştirilmesini saçma bulduğumu ifade etmek istemiştim. yanlış anlaşılmışım.
  • dilli kaşarlı tostta dil olduğunun anlaşıldığı anki gibi bir aydınlanmaya dayalı tespit. ayrıca, ya ne olacağıdı?

    oscar'ı inceleyelim. ödülü veren kurluş, academy of motion picture arts and sciences. 1927 yılında, amerika'da, amerikalılar tarafından (hatta mgm öncülüğünde) kurulmuş. tıpkı "motion picture" endüstrisi gibi. üyelik sistemi üzerine kurulu bir yapısı ve 6000 üyesi var, üyeler sanatçılar ve sektör profesyonelleri. yönetim kurulu, sinemanın çeşitli dallarının temsilcilerinden olşuyor. ilk ödül 1929'da verilmiş.

    aşağıda yöneticilerin bir listesi var, bakın bakalım nereliler:

    yöneticiler 2012–2013

    başkan – hawk koch, producers branch
    kıdemli başkan yardımcısı – cheryl boone isaacs
    başkan yardımcısı – kathleen kennedy
    başkan yardımcısı - phil robinson, writers branch
    sayman – rob friedman
    sekreter – robert rehme

    ceo – dawn hudson

    yönetim kurulu 2012–2013

    michael apted – belgesel
    john bailey – sinematografi
    craig barron – görüntü efektleri
    ed begley jr. – aktörler
    curt behlmer – ses
    annette bening – aktörler
    kathryn bigelow – yönetmenler
    jim bissell – tasarım
    jon bloom – kısa filmler ve animasyonlar
    rosemary brandenburg – tasarım
    lisa cholodenko – yönetmenler
    anne v. coates – film editörleri
    bill condon – yazarlar
    dick cook – yöneticiler
    richard p. crudo – sinematografi
    richard edlund – görsel efektler
    leonard engelman – makyaj ve saç
    rob epstein – belgesel
    charles fox – müzik
    rob friedman – halkla ilişkiler
    jim gianopulos – yöneticiler
    mark goldblatt – film editörleri
    don hall – ses
    arthur hamilton – müzik
    tom hanks – aktörler
    gale anne hurd – yapımcılar
    cheryl boone isaacs – halkla ilişkiler

    diye epeyce uzuyor. ana mesajı aldınız.

    özgeçmişleri ise daha önce çalıştıkları kurum-kuruluşları da içeriyor. aa amerikan film endüstrisinde çalışmışlar.

    parayı verenlere de bakalım, aa kurul başkanı rob friedman. summit entertainment ceo'su. daha önce de warner bros ve paramount'da yöneticiymiş.

    yadırganan şey; kagider'in cinsiyetçi bir kuruluşa ya da tüsiad'ın tutup bir ingiliz sanayiciye, ne bileyim uçan süpürge'nin kalkıp da gelenekselci bir yapıma ödül vermesi gibi. tabii ki bu dinamiklerden oluşan amerikan oluşumu amerikan filmlerine öncelik verecek. altın portakal'da neyi oyluyorlar? türk filmlerini. türk filmi olmayan filmleri nasıl oyluyorlar? "en iyi yabancı film" başlığı altında. ödül de "yabancı bir film olarak türk sinema endüstrisi kriterlerine ve jürinin algısına göre iyisin" altmetniyle gidiyor. amerikan menşeli olmayan filmler için de, akademi'nin "yabancı dilde en iyi film" gibi kategorileri var.

    edit: basligin ilk entrysini yeniden okudum. milliyetcilik yapilmasina karsi/buna sasiran bir tespit degilmis. normalliginden bahsediyormus. bumvesileyle entry icerigimi degistirmeyerek; goruyor ve artiriyor olayim.
hesabın var mı? giriş yap