şükela:  tümü | bugün
  • (bkz: osman hamdi)
  • okurken dinleyiniz

    aslen yunan devşirmesi olan kişi. memleketi güzelim sakız adasıdır. vezir çocuğudur. osmanlı'nın ilk arkeoloji müzesi olan istanbul arkeoloji müzesi'nin kurucusudur.

    fransa'da hukuk okurken louis pasteur ile ahbaplık ettiğini söylerler, ama ne kadar doğrudur bilinmez. enteresan bir şekilde pasteur'ün mezarı, ölene kadar yöneticiliğni yaptığı pasteur enstitüsü'nün altındadır ve kapısı bizans mozaikleri ile kaplı, pasteur'ün yaptığı bilimum icat/başarıların mozaiklerinin olduğu bir mahzendedir. neden bizans mozaiği diye sorarsanız, bizim sanat sever osman hamdi bey sayesinde olabilir. tabii olmayadabilir.

    kendisi istanbul'a dönükten sonra fransızcası çok iyi olduğu için dışişleri bakanlığında (hariciye nezareti) görev yapmıştır. aynı sir isaac newton'un "sen çok zekisin, sayılarla da aran iyidir sen o zaman paradan da anlarsın" diye kandırılıp royal mint'de çalışması gibi.

    gel git sabah 8 akşam 4 mesaisi osman hamdi bey'in canını sıkınca kendisi arkeoloji hobisine yönelmiş, nemrut dağı'nın ilk kazılarını kendi elleri ile yapmıştır.

    osmanlı tarihinin, en önemli resimlerinden birisini kendisi yapmıştır. bu adamın yaptığı resimin anlamını öğrendikten sonra dönemin gizli anarşik tavrını takdir ettim.

    kaplumbağa terbiyecisi çok derin bir resimdir. resimde 5 tane kaplumbağa vardır, bir tane yaşlı adam elinde sopa ile kaplumbağaları terbiye ediyordur. kaplumbağa terbiye etmek de ne demek ola? kaplumbağalar terbiye edilmez, terbiyesiz midirler ki bu kaplumbağalar? ey sakallı sen kimsin ya? sen kimsin ki kimi terbiye ediyosun? ama bir dakika dur, neden beş tane kaplumbağa var? tanzimat fermanı da beş ana reformdan oluşmuyor mu? ulan, haaaa... seni gidi çakal.

    yakın bir arkadaşım süreki bu adamın gebze'de bir evi olduğunu söyler, o ne alaka pek anlamadım.
    ---- ekleme: teşekkürler @ablakadam -------
    gebze eskihisar'dadır evi.daha doğrusu yalı. sadece yazları kullanılırmış.kayıkhanesi ahırı müştemilatı koruluğu ile köşkvari bir yapıdır. hali hazırda müze olarak ziyaretçilere açıktır.mezarı da eskihisar köy mezarlığındadır osman hamdi'nin.

    gebze 1980lerin başında 20bin nüfuslu bir yer bakmayın şimdi milyona dayanan gündüz nüfusuna ve sanayi şehiri olmasına.

    kartaca komutanı hannibal'in mezarı da gebze de fatihin otağı da...
    ----------------------------------------------------------

    görsel

    ayrıca çok fantastik türk gurubu kitschcraftın bir şarkısının adıdır.

    sözleri ise şöyledir:

    my boy with a pink hat
    soldier reading in bed
    believing is stealing
    something we'll never have

    paris, london and rome
    hometown, such a big dome
    faces leave traces
    what we believed after all

    oh, osman hamdi bey
    you failed at what you want to say
    your art was good enough
    but you felt pride and betray

    oh, osman hamdi bey
    you failed at what you want to say
    your art was good enough
    but you felt pride and betray

    oh, oh oh
    oh, oh oh
    oh, oh oh
    oh, oh oh

    my boy with a pink hat
    soldier reading in bed
    believing is stealing
    something we'll never have

    paris, london and rome
    hometown, such a big dome
    faces leave traces
    what we believed after all

    oh, osman hamdi bey
    you failed at what you want to say
    your art was good enough
    but you felt pride and betray

    oh, osman hamdi bey
    you failed at what you want to say
    your art was good enough
    but you felt pride and betray

    paris, london and rome
    hometown, such a big dome
    faces leave traces
    what we believed after all

    oh, osman hamdi bey
    you failed at what you want to say
    your art was good enough
    but you felt pride and betray

    oh, osman hamdi bey
    you failed at what you want to say
    your art was good enough
    but you felt pride and betray

    oh, oh oh
    oh, oh oh
  • hakkında elbette 3 entry yoktur. asıl entryler osman hamdi başlığındadır.
  • 1842'de istanbulda doğmuş olan ressam, arkeolog ve müzeci sıfatlarını barındıran ünlü türk kişisi.

    osman hamdi bey belki babasının devlet içindeki etkili görevlerinin ona sağladığı imkanlar içerisinde daha 15 yaşında iken paris'e hukuk eğitimine gitmiştir. ancak paris'te hukuk eğitimi almak yerine, güzel sanatlar tutkusu ve resim yapma isteği ağır basmış ve dönemin ünlü fransız sanatçısı olan gerome'nin atölyesinde resim dersleri almıştır.

    osman hamdi bey kendinden önce avrupaya gitmiş olan asker ressamların yapmadığı ya da yapmak istemediği bir şeyi kendisine sorun haline getirmiştir. bu sorun asılda kendi sanat yaşamının da en önemli konusu olan figüratif resim yapma arzusudur. o zamana kadar avrupada batılı anlamda resim eğitimi alan asker ressamlar daha çok manzara, peyzaj, natürmort gibi konulara ağırlık vermişlerdi. asker ressamların manzaralarında ve peyzajlarında figürler resmin ana konusu halinde hiç bir zaman yer almamıştır.

    örneğin şeker ahmet paşa'nın ormanda oduncu adlı eseri ya da hüseyin zekai paşa'nın yıldız sarayı bahçesinde bir köşk isimli çalışmasında resim kompozisyonun içerisinde figürler vardır ancak bu figürler kompozisyonun ana elemanlarından birisi değildir. adeta; peyzajı ya da manzarayı tamamlayıcı dekoratif bir unsur olarak bu resimlerde figür görülmektedir. o döneme kadar osmanlı ressamları içerisinde figüre hak ettiği önemi ve değeri veren, bilimsel bir yöntem ile akademik anlamda figür konusunda çalışma yapan ne bir okul ne de bir atölye vardı.

    işte bu noktada osman hamdi bey'in sanat anlayışının ne denli önemli olduğunu kavrarız. osman hamdi bey'in düşüncesine göre eğer sanat dediğimiz şey (özellikle de resim sanatı) doğayı ve yaşamı bir tasvir etme geleneği olduğu düşünülürse tasviri yapılan bu doğanın ve yaşamın ayrılmaz ve en önemli parçası olan insanın (dolayısıyla figürün) resim sanatı içerisinde hak ettiği yere konulması gerekiyordu.

    osman hamdi bey işte bu amaçla mekteb-i sanayi-i nefise-i şahane mektebinde akademik anlamda figüratif resim yapma disiplinin olmasını en mühim mesele olarak görmüştür.

    osman hamdi bey'in kendisinin bu denli önemli kılınmasını sağlayan şey, ilk olarak içinde bulunduğu sanat ortamında ki problemi teşhis etmesidir. neydi bu problem?

    evet bu problem şuydu: osmanlı türkiyesinde resim yeteneği olan ressamların eğitim alacağı sivil bir eğitim kurumunun olmamasıydı. askeri okullarda asker kökenli yetenekli kişiler belli bir eğitim alıyorlardı fakat bu eğitim asla bir güzel sanatlar okulu mantığında ve müfredatında değildi. çünkü yapı itibarı ile orası askeri bir okuldu ve bir güzel sanatlar okulu mantığında düşünmesi beklenilmezdi. osman hamdi bey bu sorunu teşhis ettikten sonra sivil ressamlara eğitim verecek bir eğitimin kurumun açılması için çok çaba sarf etmiştir ve sonunda bu okul 3 mart 1883 açılmış ve kendisi de bu okulda müdür olarak göreve başlamıştır.

    osman hamdi bey'i bu denli önemli kılan diğer bir konu ise; osmanlı resim sanatı içerisindeki figür sorununu fark edip bu çözülmesi gereken meseleyi akademik anlamda çözmesidir. figür sorunu sanayi nefise mektebinde ki eğitim ile belli bir süre içerisinde çözülmüştür. okulda eğitim alan öğrenciler mezun olduktan sonra oldukça başarılı batılı anlamda figüratif resimlere imza atmışlardır. bunlara örnek verecek olursak ali cemal'in 'biraz su' ve ruhi'nin ''hilal-i ahmere yardım'' gibi eserlerini sayabiliriz.

    evet osman hamdi bey'i önemli kılan belkide onu sanatıyla ve dünya görüşü ile özdeşleştiren bir konu daha vardır. (bkz: oryantalizm)!!

    bu çok tartışmalı bir konu olmasına rağmen osman hamdi bey'in oryantalizm'ini avrupalı oryantalist ressamlardan ayıran çok önemli farklar vardır. birincisi osman hamdi bey'in arkeolog ve müzeci kimliği ile kendi kültürel mirasına ne denli önem veridiğini ve o mirası sonraki kuşaklara aktarma düşüncesi içerisinde olduğunu görebiliriz.

    ikinci olaraka, resimlerindeki oryantalizm ise bir yandan sadece yaşadığı toplumu belgelemek bir yandan da kendi mimarisini, süsleme sanatlarını, giyim tarzlarını yansıtmaktır. tabi burada dikkat etmenizi isteyeceğim husus şurasıdır ki onun yarattığı osmanlı insanı figürü daima okumaya önem veren, dik duruş sahibi, tartışmaya açık ve onurlu bir karakteri yansıtır. bu yönüyle avrupalı oryantalistlerden ayrı tutulması gerekir.
  • "hikayesi 30 aralık 1842 yılında istanbul’da başlayan osman hamdi bey’in çoğu kişi tarafından ressam olarak bilinse de arkeolog ve müzecilik gibi iki önemli mesleği daha var. imparatorluğun eğitim amacıyla yurtdışına gönderdiği 4 öğrenciden biri olan osman hamdi bey hukuk ve resim öğrenimi gördüğü paris’te 10 yıldan fazla kaldı. döndükten sonra yaşamı boyunca ülkenin çağdaşlaşması için çaba harcadı. ilk türk arkeoloğu olmasının yanında (bkz: istanbul arkeoloji müzesi)’ni ve bugünki mimar sinan üniversitesi’nin temeli olan (bkz: sanayi nefise mektebi)’ni kurarak uzun yıllar yöneticiliğini yaptı. dünyaca ünlü iskender lahdini bulan ve (bkz: istanbul)’a getiren kişi olan osman hamdi bununla birlikte modern anlamda türk müzeciliğini de başlatarak eserlerin yurtdışına çıkışını da yasakladı. türk resminde ilk figürlü kompozisyonu kullanan ressam olan osman hamdi bey’in en önemli eseri ise şüphesiz ‘(bkz: kaplumbağa terbiyecisi)’dir." (bkz: emre caner) tarafından yazılan romandan alıntıdır.
  • (bkz: istanbul arkeoloji müzesi) ni tasarlayan kişi, yani türkiye'deki ilk müze binasını tasarlamıştır ve müzeciliğe ön ayak olmuştur. sakıp sabancı müzesi, dolmabahçe sarayı ve pera müzesinde (bkz: kaplumbağa terbiyecisi) eserleri vardır. istanbulda osman hamdi izinde diye bir gün geçirilebilir, çok da keyifli olur.oryantalist ressamların en etkileyici olanıdır. resimlerinde yer alan mekanlar gerçek mekanlardır. misal; kaplumbağa terbiyecesi bursa yeşil cami’nin üst kat odası kullanılmış fon olarak.
  • 30 aralık 1842 yılında doğmuş, 24 şubat 1910 yılında ölmüş; mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi ve istanbul arkeoloji müzesinin kurucusu; arkeolog ve ressamdır.

    *1860'da hukuk öğrenimi için paris'e gitti. hukuk öğreniminin yanı sıra o dönemim ünlü ressamlarının atölyelerinde çıraklık yaparak iyi bir resim eğitimi aldı.

    *1869 yılında bağdat yabancı işler müdürlüğü'ne atandı. 1871'de istanbul'a geri dönünce sarayda çalıştı. 1881'de müze-i hümayun (imparatorluk müzesi)'a atandı. bu görevi ile türk müzeciliği'nin parlak dönemleri başladı. 1882 yılında [il] mimar sinan güzel sanatlar üniversitesini ve istanbul arkeoloji müzesi'ni kurdu ve müdürlüklerini üstlendi. 1884'te o güne kadar hiç gündeme gelmemiş olan ve çokça kayıp verilmiş olunan bir konu olan, antik eserlerin yurt dışına çıkarılmasını yasaklayan "nizamnameyi" çıkarttırarak yürürlüğe soktu.

    nemrut dağı (1883), lagina ve sayda'da arkeolojik kazılar gerçekleştirdi. sayda'da yaptığı kazılarda bulduğu, arkeoloji dünyasının başyapıtlarından sayılan, aralarında iskender lahiti'nin de bulunduğu bir takım antik eserler çıkardı. burada bulunan eserler bugün osman hamdi bey'in bulmuş olduğu birçok eser ile birlikte kendisinin temellerini attırdığı istanbul arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. arkeoloji alanındaki çalışmaları ile yurt dışına ulaşan bir ün sahibi olmuştur. birçok üniversite doktorluk unvanı vermiştir.

    *osman hamdi bey resimlerinde türk sanatı, kültürü, mimarisi, çinili panolar, duvarlar, halılar, süslemeli objeler, örtüler, kandiller, türbe mekanları, hat levhalar, insan figürlerini çok güzel işleyen önemli ressamlar arasında yer alır.

    bazı önemli eserleri

    *kahve ocağı (1879)
    *haremden (1880)
    *iki müzisyen kız (1880)
    *kuran okuyan kız (1880)
    *vazo yerleştiren kız (1881)
    *çekik gözlü kız-tevfika (1882)
    *feraceli kadınlar (1904)
    *pembe başlıklı kız (1904)
    *kaplumbağa terbiyecisi (1906)
    *mimozalı kadın (1906)
    *şehzade türbesinde derviş (1908)
    *silah taciri (1908)
    *beyaz entarili kız (1908)
    *sarı kurdeleli kız (1909)
  • önemli tarihi eserleri* gün yüzüne çıkararak ülkeye müzecilik kültürünü kazandıran değerli sanat adamıdır. adını sıkça duyduğumuz birçok sanat eseri mevcuttur. *
    ayni zamanda kadıköy'ün ilk belediye başkanıdır osman hamdi bey.
  • 1906 yılında yaptığı "kaplumbağa terbiyecisi" isimli tablosunda, terbiyeci olarak kendini tasvir etmiş olan ünlü ressam.
  • mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi’ni (sanayi-i nefise mektebi) kurmuş kişi.
    bu yüzden hep saygıyla yad ederim kendisini.

    okulu kurduğu yıllarda (ilk binası şu an istanbul arkeoloji müzesi’nin bulunduğu yerdedir) ülkemizde heykel yapmak günah kabul edildiğinden gülhane sirkeci arasında yürüyüşlere çıkarak genç insanlara “biz yeni bir okul kurduk, orada heykel okumak ister misiniz?” diye sorduğu, okulun ilk açıldığı yıl sadece 3 heykel öğrencisi bulabildiği rivayet edilir.

    çabaları ve çalışmaları takdire değerdir.
hesabın var mı? giriş yap