• her kimin elindeyse ortaya çıksa da görebilsek dediğim eserdir. ayrıca bu kişiler tabloya kim sahip olduysa başına bir iş gelmiş. dikkat etsin yani.
  • zamanının çok ötesinde bir eser.
    paha biçilemez ayrıca bu coğrafyada ise ki bence öyle sahibi kimliğini gizliyordur.
  • illuminati ismi ile de anılmışbir eserdir. osmanlı tabuarını sorgular, yıllardır bir örtü ile alt tarafı örtülü olarak az sayıda sergilenmiş gizli tutulmuştur.
  • tekvin isimli kitapta bu tablo hakkında güzel bilgiler verilmiş. muhtemel yurtdışına kaçırıldı.
    içeriği konusunda kadının hamile oluşu, yerdeki arapça yazı .... çok detay vermeyim kitabı okuyun. sonrasında tartışmak isterim.
  • "mihrabım diyerek sana yüz vurdum."* anlamı içerir.
    "mihrabım..." denilerek yüz vurulacak bir kadını tasvir etmiştir.
    (bkz: tapılacak kadın)
    (bkz: tapılacak kadınsın)
    (bkz: sen tapılacak kadınsın)
  • bu tablonun nerede olduğu bilinmiyordu söylentiye göre abdülmecit efendi köşkünde sergideymiş ama araştırdım birkaç yerden sergide değil tablo. neden böyle bir söylenti çıktı anlamak güç. okulda bu tablonun kayıp olduğunu söyleyince hoca ufak bi muhabbet etmiştik, herhalde tablo koçlardadır diye. neyse tablo hakkında ilginç bir fikre kapıldım dünden beri bakıyorum. bana cumhuriyeti anımsattı bu tablo.

    tablonun merkezinde bir kadın var. hamile olduğuna dikkat edilmeli. iddiam şudur ki bu kadın osmanlının son devrinin ete kemiğe bürünmüş hali. rahle, kur'an-hadis ve mihrap. bu üçü de osmanlı devletinin var oluşunu sağlayan ve bir imparatorluk olmasını sağlayan en önemli kültürel etmenler. ancak batılılaşma ile bu 3 temel kültür öğesi jön türkler (yeni osmanlılar) tarafından yok sayılıyor. yeni osmanlılar rahleyi değil masayı önemsediği için rahleye oturuyor. yerlerde artık onlar için bir önemi kalmamış kağıt parçaları var. aslında belki de bir baş kaldırı niteliğinde. bizim bu kitaplara ihtiyacımız yok diyor yeni osmanlılar. atatürk de chp programını açıklarken gökten indiği sanılan kitaplara itibar edilmeyeceğini söylemişti meclis konuşmasında. mihrap ise iki açıdan önemli. hem islamı hem de doğuyu temsil ediyor. kadın sırtını mihraba dönmüş şekilde oturuyor. yani yüzünü batıya dönüyor. kadının hamile olduğunu da yukarıda söylemştim. kadının karnındaki bu bebek doğmaya hazırlanan yeni rejimdem (önce ikinci meşrutiyet sonra cumhuriyetten) başka birşey değil. zaten bu tablo yapıldıktan 22 sene sonra cumhuriyet ilan edildi, ama yine tablodan sadece 7 sene sonra 2.meşrutiyetin ilan edildiğini de unutmayınız. zaten 2.meşrutiyet sonrası padişah sadece göstermelik olarak tahtta oturuyordu.

    osman hamdinin bu tablosu, bu bakış açısı ile okunursa ki gayet rahat okunabilir, ileri görüşlülüğün ötesinde bir dışavurumu ifade ediyor. osmanlı elitlerinin batılı kimliği esas alan bir devlet kurma düşüncesine çok önceden sahip olduğu belli.
  • 1901 yılında, jean leon gerome'nin "tanagra" isimli heykelinden esinlenerek yapıldığı düşünülen tablo. "yaratılış" olarak da bilinir.

    yerdeki kitapların arasında kur'an-ı kerim, zend avesta (zerdüştlerin kutsal kitabı) ve sakiya muni (budistlerin kutsal kitabı) bulunduğunu söyleyenlerden biri de, aynı zamanda osman hamdi bey'in kardeşinin torunu olan, prof. dr. edhem eldem'dir.

    " tezhibinden, şeklinden, besmele’yi hafif görmemizden ötürü bunların en azından birinin kuran olduğunu söyleyebiliyoruz. beni çok şaşırtan kitap, zerdüşt dininin kitabı zend-i avesta. tespit edemediğim kitap, üzerinde sakamuni olan. o da bir budizm kitabı. dolayısıyla belli ki osman hamdi bir şekilde bütün bu doğu dinlerini bir kadının ayakları altında resmetmek istemiş."

    edhem eldem röportajı

    viki
  • (bkz: #112633242)
  • bugün yapılsa muhtemelen yapan sanatçının "mukaddesata hakaret ve kitleleri tahrik" etmekten dolayı kuvvetle muhtemel tutuklanması ile sonuçlanabilecek, dönemin koşullarına göre olağanüstü anlamlar taşıyan muazzam tasvirdir. osman hamdi gerçekten büyük adam, avrupa görmesi ve çok iyi gözlem yapıp türk toplumunun yozlaştığını idrak edip bunu her çalışmasında yansıtabilmesi inanılmaz gerçekten. resmen "2. mehmet akif" kendisi, onun gibi reformist kişiliğe sahip.

    bu eser bakıp da görebilene çok şey anlatıyor kanımca. kadının, doğu inançlarının ve ritüellerinin üzerinde azimli bir oturuşla sergilenerek yüzünü batı'ya döndüğü takdirde kurtuluşa erebileceği görüşü betimlenmiş. gerekli birçok yorum yapılmış zaten ama, esas dikkat edilmesi gereken ve pek de dillendirilmeyen bir husus da kadının ayakları altında bulunan sayfalar, kitaplar ile birlikte yanında sönen koskocaman mumun (ki bu mum yüksek ihtimal büyük osmanlı'nın artık ışık saçamayan ve etrafını aydınlatamayan köhne bir imparatorluk olduğunu simgeliyor) son derece karanlıkta kalmasının yanında kadın aydınlık ve umutla geleceğe bakıyor gibi resmedilmiş. üstelik kadının üzerindeki sapsarı ve görkemli elbise ile de "karanlığın üstüne güneş gibi doğmak" mesajı verilmiş gibi. muazzam gerçekten.

    oldukça radikal bir çizim olduğu muhakkak. yazının en başında dedim ya, böyle bir şeyi bugün yapamazsınız. toplumun geldiği hale bakarsak 20. yüzyılın türkiyesi'ne kıyasla ne kadar nefret sahibi ve tahammülsüz insanlar olduğumuz ortaya daha net çıkıyor.

    osman hamdi bugünleri görse acaba nasıl bir tablo ortaya koyardı?
  • mihrap : cami ve mescitlerin içinde kâ'be yönünü belirten, yapının o yönündeki duvarında bulunan ve imama ayrılmış olan oyuk ya da girintili yer. mecazi anlamda ise yardım umulan yer. aynı zamanda harp anlamına geliyor, savaş meydanı, nefsin savaştığı yer manasında. ayrıca kız ismi olarak da kullanılır.

    yerdeki kutsal kitaplarda kur'an'ın, zerdüşt dini kitabı zend-i avesta ve budizm kitabı görüyoruz; yerde tevrat ve incil olmadğını biliyoruz.

    benim gördüğüm, zamanında namaza durulan mihrap, yön olan kıble, rahlenin üstünde okunan kur'an, hayatta en öne konanlar, ilk olarak yer verilenler , yaşam tarzı, düşünceler, bu yoldaki meşakkatler, yaşananlar, duygular ve bu yolda feda edilenlerin değişmesi. camiye mihraba gitmen, kur'an okuman ve inandığın değerler değişti artık. kadın bunların üstünde yeni merkezinde. yine yaptıklarını yapmaya devam edeceksin fakat onlar eskisi kadar önemli ve zevkli olmayacak çünkü artık senin yeni bir zevkin,direkt karşılık alabildiğin biri ve bir yer var, nefsin onu daha çok seviyor. mihrap da artık yol göstericin imam değil, yol göstericin de artık o, kıblen de o. rahlenin üstündeki okunacak, anlaşılması ve emek verilmesi gereken bilinmeyenin de o.

    namazda mihraba doğru durulduğunda imamda sizinle beraber kıbleye yönelir ama kadın burada size yönelmiş. yönü sana doğru, ilgisi sana doğru. sen ve senin ile beraber namaza duran yabancılar arasında kendine yabancı birisi değilsin, artık sana yönelen ve karnında senin çocuğunu taşıyan , sana özel hissettiren birine secde ediyorsun.

    fani dünya hayat kısa; bu kadına bir şey olursa veya bir gün yollar ayrılırsa, nasıl elinin tersiyle ittiğin onca değere geri dönebilecek sin? dönersen iki yüzlü değil misin?

    peki varsayalım benim bu düşüncelerim doğru; burada sizce kadın mı öncü olmak istiyor yoksa erkek mi kadını her şeyden önceye koyacak düşünceyle ona duygu besliyor veya 2 side mi?

    birde dışarıdan içeri doğru düşüneyim, kuran okuyan kız ve kuran okuyan adam tabloları ile bu tabloya bakarsak, bence bu 2 resimde kuranın duygularını ve insanlar üzerindeki etkilerini bilen ve resimlere yansıtan osman hamdi, mihrap tablosunda da kuranı yere atacak , üstüne bastıracak ve bunu mihrapta açık giyinen bir bayana yaptıracak ise bunu bence çok ağır bir özeleştiri için yapmış olabileceğini düşünüyorum.

    medium
    haber burdan ise kaplumbağa terbiyecisinin ilk isminin ise kaplumbağalı adam olduğunu öğrendim.
hesabın var mı? giriş yap