• tur şirketiyle gidildiğinde anca avrupanın havasını alırsınız. "19 günde 19 şehir 10 ülke" gibi fantastik bir takvim çizerler. hiçbir günden tam olarak bi şey anlamaz, rahatça gezemez ve anca check in yapıp instaya hikaye atarsınız.

    siz gezmiş değil, gitmiş olursunuz.
    görmüş değil, bakmış olursunuz.

    yukarıda reklam kokan entarilere uyarak tur şirketleriyle avrupayı gezmeye kalkmayın.
  • hayatımdaki en büyük ''iyi ki'' lerden.

    - deli misin oğlum otobüsle nasıl olacak o iş?
    + kalacak yerimize kadar ayarlıyorlarmış, denemeye ne dersin?
    - kafamda deli sorular var, bilmiyorum ki.

    aslında her şey kardeşimle yaptığım bu konuşma ile başlamıştı. önce isteksiz olan bendim; ama daha sonra ben peşinden koştum bu işin ve bir an önce gerçekleştirmek istedim hayalimi. yolculuğa başlamadan önce soru işaretleri ile doluydum. ilk olarak hangi firmayı seçeceğimiz konusunda kararsız kaldık. araştırdığınız zaman, otobüsle avrupa turu yapan ve hatta yapmaya başlayan birçok firma olduğunu göreceksiniz; birkaç arkadaşımızın tavsiyesi üzerine ve bizim de yaptığımız araştırmalara üzerine interbus 'ı tercih ettik. açıkçası, tecrübe etmediğiniz bir şeyin iyi ya da kötü mü olduğunu anlayamazsınız. bizim kriterimiz, kesinlikle 'yardım' konusunda çok istekliler. geziye sonradan, nişanlımı da dahil etmek istediğim için, onlarca kez telefon görüşmesi yaptım, devamlı olarak rahatsız ettim. bir kere olsun yardım etmeden bırakmadılar. bu konuda kendilerini gerçekten takdir ediyoruz. yolculuk esnasındayken yazacağımı şimdi de söyleyebilirim: adamlar bu işi biliyorlar.
    neyse, biz topladık bavulları, çıktık yola. bavulun içindekilerden bahsetmeyeceğim çünkü interbus'taki programımız belli olduktan sonra, adım adım mesajlar atılıyor. getireceğin yiyeceklere kadar sıralanıyor. hatta biz: ''yazın ortasında ceket, mont tarzı şeyleri ne yapacağız allah aşkına ya?'' soru kalıplarını birbirimize sorarken, '' leeeen getirmesek donacakmışız'' dedik brüksel gibi soğuk şehirlerde. keşke biraz daha uzun sürseydi diyebileceğim tek olumsuz yanı. iki hafta çok hızlı geçti.

    yolculuk başladığı andan, son ana kadar her şeyiyle birer anı niteliğini taşıdı bizim için. bizim olduğumuz otobüs, üniversite öğrencileriyle doluydu. herkesle tek tek ilgilenen candan öte insanlar vardı interbus'tan. diğer otobüsü görünce, bütün telaşım da ortadan kalktı. 40-45 yaşında evli çiftler bile gördüm. tek bir rotayla, avrupa'nın en güzel şehirlerini gezip oralarda konaklamak alabildiğine özgür olmak düşüncesi gerçekten bizleri heyecanlandırıyordu. nitekim öyle de oldu. şu an hala görüştüğümüz arkadaşlarımız var ve hepsi de birbirinden değerli insanlar.
    ınterbus için öyle ahım şahım bir bütçeye gerek yok. oradaki harcamalarınız ise tamamen size kalmış. ister mc donalds'ta karnınızı doyurursunuz ister bir cafe'ye gidersiniz.
    diğer benzer 'çakma' firmalarla da giden arkadaşlarım oldu ama döndüğümüzde ben turdayken geçirdiğim günlerden özlemle bahsederken onlar nefretle bahsediyorlardı. hatta şöyle bir durum da var biz budapeşte'deyken türkiye'de tatil konusunda baya iddialı bir tur şirketi ile otobüslerimiz yan yanaydı. tabi yurtdışında türk plaka görünce hemen konuşma ihtiyacı duyabiliyorsun adamla biraz sohbet ettik, şoför bile böyle iş olmaz olsun diyordu bizim kaptanlara. rehberleri bile yolu bilmiyormuş. düşünün bu bahsettiğim yurtdışı denince akla ilk gelen 3 firmadan biri.. yani öyle bu firma çok iyi, çok büyük, her yere tur düzenliyorlar diye değil de sadece belli bir alanda profesyonelleşmiş ve kendini ispatlamış firmaları tercih etmekte her zaman fayda var. o yüzden bugün otobüsle avrupa turu dediklerinde direk gönül rahatlığıyla interbus diyebilirim. bir de işin biraz arkadaşlık tarafı, hoş vakit geçirme tarafı olduğunu unutmayın. burada herkes rahat, kimse kendini kasmıyor, yiyeceğini bile paylaşıyor.
    bizim gittiğimiz interbus'ta; ulaşım , konaklama, sigorta , yurt dışı çıkış harcı dahildi.

    not : hala özlüyoruz.

    not2 : güzergah değişmiş, şansa bak. barselona, monte carlo eklenmiş. her an ikinci seferi düzenleyesim var. bir çılgınlık daha yapsak mı?

    not3 : facebookta grubumuz :link ,

    siteyi de buradan inceleyebiliyorsunuz.interbustur
  • ben bu olayı bir türlü anlayamıyorum. avrupa'yı iyi kötü gezdim diyebilirim ve bu turların güzergahında yer alan çoğu şehri "gezdim" diyebilmek için bırakın 1 günü falan 3 gün bile anca yeterli gelebiliyor. ha nedir, eğer yurt dışına çıkmak için başka bir alternatifiniz yoksa ama illa da bir göreyim, en azından havasını soluyayım diyorsanız son çare olarak tercih edilebilir.
  • en sondaki entrye gelene kadar tüm yazarları satın aldıklarını düşündüğüm otobüslü tur şirketleridir.

    daha önce yurtiçi turlara katıldım. güzeldi gerçekten hiç memnun kalmadığım tur olmadı. beklentilerimi düşük tuttuğumdan ötürü olabilir lakin hiçbir şey tamamen özgür olduğunuz bir gezi gibi olamaz.

    herkesin ilgi alanı farklıdır o sebeple bazı yerleri gezmek yerine sevdiğiniz yerlerde daha fazla vakit geçirmek isteyebilirsiniz. bu durumlarda tur şirketleri sizi bekleyecek değil. ben kendi programlarımı yaparım ve uygularken az da olsa karar da değiştiririm. böylesi kişinin kendisi için daha faydalıdır.

    ayrıca günde 1 şehir veya 1 ülke gezmek nedir allah aşkına. bu şekilde gezdiğinizi nasıl söylüyorsunuz anlamıyorum. ben 10 günde 3 şehir geziyorum ve yetmedi diyorum millet 10 günde avrupayı bitiriyor.

    bu durum aklıma bir programla ilgili birkaç şey öğrenip hemen cv ye ekleyeyim diyenleri getiriyor.
hesabın var mı? giriş yap