• ---ön edit başı---
    bu ön edit'i yazma ihtiyacı hissettim. çünkü bana küfür eden veya etmeden de olsa sinirli bir şekilde yazan arkadaşlarla sonra aynı şeyi söylediğimiz ve öpüp barıştığımız için bu ön edit'i yazıyorum. arkadaşlar, aşağıdaki yazıyı okurken bugünkü ekonomik krizin ve alım gücünün düşmesinin en büyük sorumlusunun 18 yıldır bu ülkeyi tek başına iktidar olarak yöneten ve her istediği yasayı istediği gibi çıkartabilen, istediği adamı işe alıp istediğini kovan akp hükümetlerinin olduğunu fazladan belirtme ihtiyacı hissetmemiştim. çünkü asıl nokta geçmişten günümüze kadar yapılmış politikalar ve onların etkilerini anlatmaktı. başlığın adı bu zaten. sebepler. ben de sebep ve çözüm odaklı bir yazı yazmak ve gelecek yıllarda bizi nelerin beklediğini anlatmak istemiştim. sanırım kendimi tam ifade edemedim. o yüzden bu yazıyı okurken bu ön bilginin ışığında okuyun lütfen.aydınlıkçı ulusalcı filan da değilim. sadece akılcı biriyim. atatürk'ün mirası akılcı olmayı gerektirir. 1980 öncesi türkiye'nin otomotiv yatırımlarını nasıl çektiğini kaynakları ile yazdım. yüksek verginin olduğu ortamda 1960-1980 arası sağ sol çatışması olan dönemde oldukça fazla bir miktarda otomotiv yatırımı çekmiş türkiye ve bugünkü yatırımların çoğu hala o zamandan kalma. yani yüksek vergi, iç karışıklıklar darbeler döneminden. o nedenle benim dediklerime inanmıyorsanız verdiğim kaynakları okuyabilirsiniz. neticede verdiğim kaynaklar arasında uluslararası hakemli teknik dergiler ve meslek odaları yayınları da var. ve şunun da bilincindeyim. türkiye'nin cari açığının büyüğü enerjiden kaynaklanıyor. ama otomotiv katma değeri yüksek bir sektör olduğundan daha önemli. almanya, japonya gibi bir üretim ekonomisi olabilmemizin yolu otomotivden geçiyor. almanya, italya, fransa, japonya ve amerika otomotiv sektörünün açtığı yoldan ilerleyerek bu günkü sanayi ve teknolojik gelişmişlik seviyelerine ulaştılar.
    ve son olarak ısrarla okuduğunu anlamayan ve hala küfür etmeye devam edenlere ettikleri küfürleri misliyle iade ediyorum. yazık ki ülkenin bazı muhalifleri ki ekşi sözlükte çoklar büyük resmi gören akp seçmeninden beter. nasıl kurtulacağız bu tiplerin cenderesinden ülkecek? sigara içtiğinden göğüs kanseri olan babası kanser olduğu için acı ve pahalı ilaç yazan doktora sanki kanser olmasının sebebi doktormuş, ilacın tadını da doktor acı yapmış fiyatını doktor zamlamış gibi küfür edip darp eden barzo hasta yakını gibisiniz. zerre farkınız yok.
    ---ön edit sonu---

    son gelen 30 ağustos 2020 ötv zammı ile birlikte bir çok kişinin kafasında soru işreti oluştuğuna eminim. çünkü bir kaç ay önce ötv indirimi başlığında ağustos sonu eylül başı gibi ötv indirimi kuvvetli bir şekilde beklenirken bunun mümkün olamayacağını anlatmaya çalışmıştım ancak bu görüş pek karşılık bulmadı. (bkz: #109484502)

    bakın haziran ayında sebeplerini biraz anlattığım bu otomobillerde ötv konusunu biraz daha açayım. türkiye'nin devasa bir cari açığı var ve bu cari açığı kapatabilmesi için katma değerli üretim yapabilmesi lazım. böylece ürettiği katma değerli ürünleri dışarıya satıp cari açığı azaltabilir. böylece türk lirası güçlenir. alım gücümüz yükselir ve hepimiz tok kapı sesli otomobillere zorlanmadan binebiliriz.
    türkiye'nin cari açığını kapatabileceği sektörlere baktığımızda hazır giyim, konfeksiyon, otomotiv, inşaat malzemeleri ve mobilya sektörlerini görüyoruz.
    cari açığın azalmasının yanı sıra kalkınma hedeflerimiz de olduğu için ürettiğimiz ve sattığımız ürünlerin yüksek teknolojili olması gerekli. tekstil sektörü 2018 rakamlarına göre en fazla cari fazlayı vermesine rağmen düşük teknolojili üretim olduğu için kalkınma sağlayamaz. o yüzden bizim bütün endüstri kollarını kalkındıracak bir sanayi kolunu geliştirmemiz lazım. o da tahmin edebileceğiniz üzere otomotiv. türkiye avrupa birliğine en fazla adette otomotiv ihracatı yapan ülke konumunda. ama bizim adet olarak da değer olarak da en yüksek değeri almamız gerekiyor. yani biz clio üretip satıyoruz ama bizim 4 clio üretip satmanın yanında 1 de talisman üretip satmamız lazım. veya talisman'ı burada üretemiyorsak vag grubunun burada skoda superb, fabia üretmesini sağlamamız lazım. ve/ veya psa grubunun türkiye'de peugeot 208, peugeot 308, peugeot partner gibi ürünleri türkiye'de üretmesini sağlamak lazım. ve / veya kendi ucuz araç ihtiyacımız için dacia muadili yerli bir markanın türkiye'de üretilmesi lazım. lüks araç ihtiyacı için daimler'in mercedes a,b ve c serisi araçlarını macaristan, güney afrika gibi ülkeler yerine türkiye'de üretmesini sağlamak lazım.
    otomotiv sektörü demir-çelik, petro-kimya, otomotiv yan sanayi, lastik-kauçuk, elektronik ve bu sektörlerin alt dalları gibi yüzlerce sektörü etkiliyor, kalkındırıyor ve ayrıca ülkenin havacılık- uzay, savunma, gemi gibi sektörlerin de gelişebileceği alanı yaratıyor. bunu yetişmiş insan kaynağı ve tedarikçilerin üretim kapasitesini arttırarak yapıyor. yani hem ekonomik hem stratejik bir sektör.

    akp hükümetinin düşük kur düşük faiz politikası ile sahte bahar havası yaşattığı yıllarda aklı başında herkes bunun yanlış olduğunu söylüyordu. tok kapı sesli golfler, mersolar havada uçuşuyor asgari ücretli yerli üretim egea'ya burun kıvırıyordu. bu tüketim çılgınlığı cari açığı arttırmakla kalmadı, yurt dışı yatırımlarının gelmesi için en uygun zamanlarda uluslararası şirketlerin türkiye'ye yatırım yapmak için gelmesini dolaylı yoldan engelledi. adamlar dedi ki yahu bu kekolar 5 yıl kredi faizine grip tok kapı sesli arabalarımızı alıyorlar. niye yatırım yapıp da risk alalım ki? zaten türkler ne desek yapıyorlar. keko gibi inanıyorlar. nüfusu 3 milyonluk ülkeye yatırım yapıyorum 85 milyonluk ülkenin pazarını elimde tutuyorum diye düşündüler. şimdi böyle keko bir halk ve basiretsiz bir yönetimi olan ülkeye siz olsanız yatırım yapar mısınız? bakın hak hukuk adalet konusu çok ciddi bir konu değil küresel sermaye için. çünkü bunu çok umursayan veya korkan ülkeler ve sermayeleri çin ve diğer uzak doğu ülkelerine yatırım yaparlar mı? hiç zannetmiyorum. en fazla insan hakları ihlallerini yarım ağız ile kınarlar o kadar.
    üstelik türkiye bir çok konuda avrupaya ve batı bloğuna entegre olmuş coğrafi olarak yakın ve güvenli bir üretici/ tedarikçi. ayrıca türkiye avrupaya kıyasla genç nüfusu yüksek, araba sahiplik oranı oldukça düşük şu anki haliyle bile bakir sayılabilecek bir pazar.
    tabi buraya yatırım yapmak üretim gücünü ve çeşitliliğini arttırmak türkiye'yi bir çok konuda güçlendireceği için buna fala yanaşmıyor büyük üreticiler. çünkü bu üreticilerin hisselerinde büyük oranda devlet payı var ve politik davranmaları doğal. renault dediğiniz firma 2000'li yılların başına kadar tıpkı bizdeki makina ve kimya endüstrisi kurumu gibi ceo'su fransız hükümeti tarafından atanıyordu. volkswagen ve diğer alman üreticilerin hisse dağılımında ciddi bir alman devleti ağırlığı var. türkiye'yi domates satarak onların eski teknolojilerini satın alan bir ülke olarak görmek onlar için daha iyi. mesela ellerinde kalan dizel motorları satabilecekleri müthiş bir pazar. politika da şirinlik yaparak, onların bize önerdiklerini yaparak olmaz. evrensel doğrular ve menfaatlerimizin buluştuğu noktayı iyi tespit etmekle olur.

    bütün bu sebeplerden dolayı türkiye'yi düzeltmek ve halkın alım gücünü yükseltmek için daha önce de bahsettiğim gibi ithal ikameci politikaya geçilmeli. 1980 öncesi devlet planlama teşkilatı'nın oluşturduğu bu politika günümüzdeki otomotiv sanayimizin oluşmasını sağlamıştır. bu politika aynı zamanda milgem'i iha'ları, altay tankıfırtına obüslerini yapabilmemizi de sağlamıştır. çünkü gelişen otomotiv sanayisi ve yetişmiş mühendisler sayesinde diğer sektörlerde iş yapabilecek seviyeye geldik.
    devlet planlama teşkilatı türkiye'de üretim yapanlardan az vergi alırken ithal araçlardan yüksek vergi alınmasını istiyordu. bununla da yetinmiyor her beş yılda bir türkiye'ye yatırım yapmış firmaların ürünlerindeki yerlilik oranını arttırmasını istiyordu. işte bu politika 1980 darbesi ile sekteye uğramasaydı bugün dolar en fala 1,5 tl idi ve tıpkı burada bazı arkadaşlarımızın özendiği gibi 6 aylık asgari ücretle ucuz bir a sınıfı araca sahip olabilirdik. bunun en güzel örneği güney kore.

    peki bugün ne oluyor? devletin bu son yaptığı 30 ağustos 2020 ötv zammı doğru bir şey mi? maalesef doğru bir şey. kısır döngüyü kırmak için acı çekmek zorundayız. e hep biz çekiyoruz baştakiler niye çekmiyor diyeceksiniz ki yerden göğer kadar yine haklısınız. ama devlet yerli araçların tüketilmesini ithal araçların tüketilmemesini sağlamak zorunda. bazı yorumlarda yerli araçlara mahkum kaldık diye ağlayanlar var. kardeşim işte sizin zihniyetinizdeki insanlar tarafından yönetildiğimiz için bugün ülke böyle. yerli araç kullanmak neden kötü olsun. bizim ihtiyacımız olan daha üst segment araçların da türkiye'de üretilmesini sağlamak. passat türkiye'de üretilse almayacak mısın yerli üretim diye bre ebleh, bre zevzek kardeşim. sana aşık mahzuni şerif'ten zevzek türküsünü hediye ediyorum: youtube

    sözün özü, başımızdaki bu hükümet gitse ve yerine mansur yavaş veya ekrem imamoğlu gelse yapması gereken ilk iş ithal araçlara daha fazla ötv bindirip satılmalarının daha da önüne geçmek, yerli üretim araçları daha fazla teşvik etmek olmalı. bir senede kalkınma olmayacak gençler. elbette bu bir çok insan için üzücü. ama bu arkadaşlara atatürk'ün şu sözünü hatırlatarak bu entry'mi sonlandırıyorum:
    "çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."

    --- kaynaklar ---
    1) kmpg- sektörel bakış-otomotiv-2018
    2) otomotiv endüstrisinin türkiye ekonomisindeki yeri: sektörel bir inceleme
    3) türkiye cumhuriyet merkez bankası - ödemeler dengesi istatistikleri haziran 2020
    4) capital.com.tr - 29 sektörün açık karnesi
    5) dw.com - ekonomide 'cari açık' sorunu yeniden başlıyor
    6) karatahta iş yazıları dergisi- otomotiv sanayiin gelişimi ve türkiye ekonomisine olan katkıları
    7) makine mühedisleri odası, mühendis ve makina • cilt : 48 sayı: 568 - 9. kalkınma planı perspektifinde otomotiv sanayinde sürdürülebilir küresel rekabet

    edit: bende haklılık arayan ama bulamayan parlak beyinler için bir edit daha geçeyim. bakın mr. beyinler. daha önce şu entry'i yazmışım. (bkz: #110893858) bi zahmet edip okuyun. okumakla, öğrenmekle pek aranızın olmadığını biliyorum ama bi okuyun yahu çok uzun değil. ne demişim orada? bana kalsa yerli üretim araçların ötv'sini sıfırlarım ama bu şu anda olabilecek bir şey değil. netice de dünyadaki ticaret belli kurallar çerçevesinde dönüyor. yerli üreticiye destek olmak için yerli üretim araçlarda ötv indirimi yapmaktan çekinen hükümet ithal olanların vergisini artırarak her türlü araba almaya niyetlenmiş ve parası olan vatandaşı yerli üretim araca yönlendiriyor. neticede görülen o ki akp hükümeti geniş kitlelerin araç sahibi olmasını istemiyor. bunun da çeşitli sebepleri var. neticede yerli üretim de olsa bazı kritik parçalar ve yarı mamüller dışarıdan geldiği için döviz ihtiyacı ortaya çıkıyor ve bu şu an için kuru tetikleyen bir şey. yani şu anda akp döviz kurlarını düzeltmek için araç üretip mümkün olduğunca yurt dışına satmak istiyor. vatandaş az alsın istiyor. bilmem anlatabildim mi. ben burada durum tespiti ve çözüm önerisi getirmeye, insanlara bir şeyler anlatmaya bilgi paylaşmaya çalışıyorum. takdiri siz okuyuculara bırakıyorum.

    edit 2: bana küfür eden ve toyota yerli araç mı diyen okuma ve anlama özürlü arkdaşlar için tekrar belirteyim kardeş, siz okuduğunuzu anlamıyor musunuz? belli ki anlamıyorsunuz. yerli üretim ile yerli araç aynı mı? ben toyotaya yerli araç mı dedim yerli üretim mi dedim? siz bu boş kafayla bu zamana kadar iyi hayatta kalmışsınız yahu. ve evet akp'li değilim. trol filan değilim. yıllardır burada yazarım. siz daha küfür etmeden konuşamayan, kendini ifade edemeyen, fikirsiz, kültürsüz insan yığınlarısınız. ama size de bunu anlatmak lazım ki doğrusunu bilin. sizinle fikirlerimi ve bilgilerimi karşılaştırmak isterdim ama görüyorum ki karşımda bom boş kafalar var. düşünerek konuşmak bu kadar zor olmamalı.

    edit 3: devlet planlama teşkilatı'nın 1963-1967 yılları arasında yapmış olduğu birinci kalkınma planı, ikinci kalkınma planı gibi silsile halinde gelen kalkınma planlarının detayı, amacı ve sonuçları ile ilgili kaynak isteyen arkadaşlar için 6 ve 7 numaralı kaynaklar
    eklendi.

    edit 4: bir yazar arkadaşın sorusu üzerine önemli bir konuyu eklemeyi unuttuğumu fark ettim. yahu sen iyi söylüyorsun da bu dediklerin yapılırsa yabancılar türkiye'ye yatırım yapar mı? diyorsunuz çoğunuz. cevabım evet. tabi ki. hatta yaptılar ama pandemi ve küresel ekonomik kriz yüzünden yeni fabrika yatırımları durdu. buna örnek olarak vokswagen'ın manisa'ya açacağı fabrika ve psa grubun torbalıya yapacağı yatırımı örnek verebilirim. volkswagen ekonomik kriz sebebiyle bütün yatırımları durdu ki türkiye'de şirketi bile kurmuştu. psa grup yatırıma devam ediyor ama ihtiyaç olması halinde türkiye'de 8 ayda üretim hattı kurabileceklerini kendileri söylemişler. bakın bunlar daha yeni olan olaylar. balık hafızalı olmayalım. krizin fırsata çevrilebileceği bir durumu umarım akp yine berbat etmez. haber linklerini aşağıda bulabilirsiniz:

    sözcü - dev yatırım kaçtı! volkswagen, 1 temmuz 2020
    dünya - psa grup türkiye yatırımlarını hızlandırdı, 11 mayıs 2020
    habertürk - peugeot ceo'su: ihtiyaç olursa türkiye’de 8 ayda fabrika açarız, 09.03.2017
    otoajanda - şoku atlatsınlar, kaçan volkswagen türkiye yatırımı geri döner, 4 temmuz 2020

    edit 5: bu da ötv düzenlemesinin yerli üretim araçları satan şirketlerle ithal araçları satan şirketleri nasıl olumlu ve olumsuz etkilediğini gösteren sıcak haber dünya gazetesi - ötv sonrası en hareketli iki hisse yani, yerli üretim yapan, türk ortağı olan şirketler bu düzenlemeden olumlu etkilenmiş. bu da yazdıklarımı kanıtlıyor.
  • devlet geçinemir ağam... ondandır
  • en büyük sebebi talebin artmasıdır. geçen yıla göre yaz aylarında araç alımına talep %100den fazla artınca madem satılıyor neden daha fazla vergi almayalım diye düşünen bir devletimiz var sağolsun. ancak unutulan nokta bu artışın sebebi hane halkındaki gelirin artması değil, piyasaya pompalanan düşük faizli krediler.

    edit: sadece temmuzda geçen yılın temmuz ayına kıyasla araç satışları %387 artış göstermiş.
    kaynak
  • akp son yerel seçimde istanbul ve ankara başta olmak üzere büyük şehirleri kaybetti. dolayısıyla kitlesini besleyecek devasa kaynaklardan yoksun kaldı. o sebeple görece karşıt kampta yer aldığını düşündüğü insanların harcamaları üzerindeki vergi yükünü arttırarak bunu telafi etmeye çalışıyor. sonuçta vergi düzenlemeleri bir kaynak aktarım yöntemidir.
  • amaç dövizin yurtdışına çıkışını engellemek.
  • bu ulusalcı,aydınlıkçı düşük zekalı kafalar, hükümetin vergi politikasını aklamak için uzun entryler giriyorlar.
    bu hükümet size ne verdi de aktrollerden fazla savunur oldunuz?
    dış politikayı savun,
    vergi politikasını savun,

    başlığı açan muhteşem beyin,
    yüksek vergiler ve onun oluşturduğu piyasada kim yatırım yapmak ister.
    kim risk alır?
    ayrıca ülkede üretilen otomobillerin vergileride faiş,
    sende bir haklılık arıyorum,
    bulamıyorum
  • ezanların susmayacak, bayrakların da inmeyecek oluşudur.
  • bu daha başlangıç. bir çok vergiye adım adım zam gelecektir. bütçe açığı çok fazla ve döviz girişi eskiye nazaran oldukça düştü. bunun yanında pandemi döneminde basılan milyarlar da eklenince zamlar kaçınılmaz.

    çözüm mü aslında o çok basit. üretim, üretim, üretim

    yerli tarım, yerli hayvancılık ve yerli sanayi
  • yurtdışı ürünlerine vergi koymak demek ithal ettiğin ürünün muadilini kendi üretiyor olman gerek. cari açığı düşürmek için bir yöntem. ancak biz mercede vs gibi şeyler üretemediği için birçok ara mal ithal olduğu için böyle zammı gece yarısı kıçımıza sokarlar geçmiş olsun. ama ekonomi harika...
hesabın var mı? giriş yap