• ing. yoktan varolmak, ansızın ortaya çıkmak gibi anlamlar içeren deyim
  • (bkz: pardon)

    aydın: ibrahim, muzaffer ve ben o gece yoldan bir taksi çevirdik. biraz ilerleyince dayadım bıçağı taksi şöförünün ensesine, yavaşla sağa çek arabayı istop etmeden in dedim. paşa paşa indi. geçtim direksiyona markete gittik. elde bıçak daldım içeri muzaffer'le ibrahim de peşimden geldiler. kasadaki herifin alnına dayadım bıçağı aç kasayı dedim açtı muzaffer'le ibrahim paraları marketin naylon torbalarına doldurdular. hızla çıktık. gaspettiğimiz arabayla bir kahvenin önünden geçerken ibrahim hiç gereği yokken sırf şamata olsun diye oraya molotof kokteyli attı. ibrahim'in böyle dallamalıkları vardır.
  • merkez bankalarının para kaynağı.
  • ing. havadan elde edilen, kazanilan seyler icin kullanilir.
  • 2017 yapimi, turunun sevenlerine kesinlikle tavsiye edecegim bir suc belgeseli. abarti guzel diyemem, ama gecmis goruntuleri, canlandirmalar, birebir roportajlar iyiydi. ustelik masumcuk izolecik pirems ve piremsesler diyari izlanda'da geciyor olmasi, 2 kat meraklandiriyor insani, "izlanda'da nooooolmus olabilir ki allaaasen" diye :)

    --- spoiler ---

    1974 ve 1975 yillarinda gizemli bir sekilde ortadan kaybolan birbirinden alakasiz 2 kisinin cesedine asla ulasilamiyor. izlanda tarihinin gordugu en karmasik ve en buyuk olaymis bu bu arada, gulmuyorum ya tamam asdkjakdjsjsk

    yine bir nevi o donem en seytansi gordukleri insanlari durduk yere tutukluyorlar, daha sonra soylediklerine gore baski altinda sucu itiraf ettiklerini anlatiyorlar, su an serbestler, failler hala ortada yok, ve izlanda hala bu olayi konusuyor. gulmek yok asdksjskaj

    --- spoiler ---
  • izledigim suc belgeselleri arasindan sanirim en kotusuydu.
  • insan kendi ülkesini o kadar benimser ve dışarıya o kadar kapalı yaşar ki, başka yerde olan normal olaylar ona anormal; anormal olan olaylar ise normal gelir.

    suçun çok az yaşandığı bir ülke olan izlanda'da bir yıl arayla 2 cinayet işlenmesi tüm ülkeyi şoka sokar. neden? çünkü orası izlanda'dır; türkiye veya başka bir geri kalmış ülke değil! o yüzden işlenen 2 cinayet tüm izlanda'yı etkilerken sen burada götünle gülersin. çünkü senin ülkende günde 2 kişi öldürülüyordur ve sen de bunu kanıksamışsındır. bütün mesele bu aslında. ayrıca bunun abartıldığını yahut gülünecek bir mesele olarak görmen de senin insana verdiğin değerin de göstergesidir. biraz gelişmiş, insan haklarının gözetildiği, insana değer verilen ülkelerde yaşa da, hayatın ne olmadığı ya da ne olmaması gerektiği ile ne olması gerektiğini kıyaslayabil.

    belgesele gelirsek;
    bu olayda trajik olan birkaç şey var. birincisi "mahalle baskısı" denilen unsur. söz konusu olayda giderek artan toplum ve medya baskısı polisi zor durumda bırakır. ve polis de bu baskıdan kurtulmak için ilk olası şüphelileri medya ve toplumun önüne atar.

    hani bazen yanlış da olsa bir yola girer ve bir daha geri dönemezsiniz ya, işte izlanda'da da polisin başına aynı şey geliyor ve yakaladıkları 20'li yaşlardaki 6 genci günah keçisi ilan edip kendilerini aklama peşine düşerken, diğer yandan bu 6 gencin hayatını geri dönülmez bir yola sokarak bir daha asla iyileşmeyecek yaralar açıyorlar.

    1974'ünde başlayan bu olaylar, bugün hâlâ daha gizemini korumaktadır. 2 aydan 17 yıla kadar farklı sürelerde hapis cezası alan çocuklar suçlarını itiraf etmiş ve cezalarını çekmiştir. toplum rahatlamış, medya istediğini almış, polis de üzerindeki baskıdan kurtulmuştur.

    ancak baş şüpheli saevar cezasını çektikten sonra abd'ye yerleşmesine, evlenip 2 çocuk sahibi olmasına rağmen vicdanı rahat etmediği için tekrar izlanda'ya döner ve kalan hayatını gerçeğin ortaya çıkması için adar. ancak yaptığı bütün temyiz başvuruları reddedilir. bu sırada saevar'in hayatı giderek kötüleşir, içki ve uyuşturucu problemi yaşar ve 56 yaşında hayata veda eder.

    olay geçen yıllara rağmen bir türlü tam olarak kapanmaz. ve çocukların hapishane sürecinde tuttukları günlükler yeni gelişmelere vesile olur. gözaltında tutuldukları süre içerisinde tecrit edildikleri, tecritte uykusuz bırakıldıkları, psikolojik ve fiziksel işkenceye maruz kaldıkları ve sırf polisin üzerinde oluşan baskı yüzünden işlemedikleri cinayetleri itiraf etmeye zorlandıkları, dahası zamanla bu cinayetleri işledikleri yalanına kendilerinin de inanmaya başladıkları ortaya çıkar... bunları o dönem gardiyan olarak görev yapan kişiler birinci ağızdan anlatmaktadır bu arada.

    ortada ne ceset, ne cinayet aleti ne cinayet mahalli; yani klasik bir cinayet söz konusu olduğunda olması gereken şeylerin hiçbiri olmamasına rağmen, sadece 6 şüphrliden alınan itirafa dayanarak 6 kişi mahkum edilmiş ve hayatları mahvedilmiştir maalesef...

    bugün 6 şüpheliden ikisi aklanamadan hayatını kaybetmiştir ve olay hâlâ aydınlatılamamış, cesetler hâlâ bulunamamıştır.

    https://youtu.be/eyk0t8upw44
hesabın var mı? giriş yap