• 4.sezonunu taze bitirdim. konuşacaklarım var. bence bilim kurguyla alakası olmayan bir dizi. sadece insanlar taşlardan geçiyor bu kadar. bir şeyler izlemekten hemen sıkılan şahsımı içine bu kadar çok çekmesinin sebebi her şeyden biraz olması. tarihden tut, sosyolojik yapıya, ikili ilişkilere kadar değeniyolar. heyecanını hiç kaybetmiyor. sürekli bir olay bir gerilim. burunları hiç boktan kurtulmadı karakterlerin. bu da benim beklentimi karşılıyor şahsen.

    1.sezondan biraz konuşmak gerekirse ilk bölümde claire zamanda yolculuk yaptığında “yok artık” diye cringe olduğum gerçeği var. bunu söylemeden yapamazdım. tabi diziyi izledikçe kendimi iskoçyanın dağlarına vurmak istedim. harika görüntülerdi cidden. gel gelelim jamie’nin tecavüze uğraması beklenmedik bir olaydı benim için. black jack’den nasıl bir tiksindiysem frank’i gözüm görmek istemedi. 1.sezonun kesinlikle en sevdiğim bölümü evlendikleri sahneydi. çalan müzik ve tören çok etkileyiciydi. jamie’nin her anı hatırlıyor olması saf romantizmdi. hala inanılmaz yükseliyorum o kısma.

    2.sezonda fransa’da geçen kısımlar benim için tam bir renk cümbüşüydü. yine çoğu sahnede çok keyif aldım izlerken. 2.sezonun ilk bölümünde claire’in geri döndüğünü öğrenmiştik. benim için can sıkıcı bir durumdu. jamie’nin “gurur murur sıçarım artık böyle işin içine” diye tepki verip claire’i de alıp kolonilere kaçması gerekiyordu bana göre. benim için gereksiz bir dramaydı.

    3.sezondan pek keyif alamadım. neden bilmiyorum. yaşlanmış olmalarından kaynaklanıyor olabilir. tropikalde geçen bölümler keyif vericiydi ama bu kadar. yazık garibim jamie’nin burnu hiç mi boktan kurtulmadı ya. cidden canım sıkıldı. halbuki emekli olmayı en çok hak eden jamie.

    4.sezon da brianna’nın problemleriyle geçti. valla bonnet karaktersizini falan geç. roger sana laflar hazırladım. ulan bu kız seni seviyor. evlendiğiniz gece beni kovdu diye gitmek ne demek manyak. 18.yy’dasınız es kaza yaşıyosunuz. bir durun ve ben ne yapıyorum deyin. bu arada brianna jamie seni çok seviyor tamam adam yobaz falan. dönemine göre fazla açık görüşlü. iki güzel laf et hiç değilse aptal. daha ne bekliyorsun memnuniyetsiz bencil.

    neyse efendim ben eteğimde taşları iyi kötü döktüm. 5.sezonda görüşmek üzere...
  • izlerken tarihin kokusunu aldığınız ancak baş kahramanların kaderlerinin sürekli kesiştiği bu kadarı da olmaz pes dedirten dizi. ---- spoiler ---

    4.sezon spoiler içerir
    --- spoiler ---20.yy a alışkın birinin 200 yıl öncesine gitmek için taşlardan geçip, başına hiçbirşey gelmeden sadece yürüyerek birbirlerini bulmaya çalışmaları ve de bulmaları enteresan. hele babanın acıyıp adamı idamdan kurtarması sonra bu adamın ailenin alayını şeyettirmesi de şaşılası basitlikte bir kurgu olmuş. aynı adamın yine tutuklatılıp anahtarları hangi ara ayağının dibine atıldığı bariz diziyi uzatma çabaları. buna rağmen yine de 4.sezona kadar keyifle izledim
  • 4. sezonu ile temposu düşmeye başlayan dizi. dua edelim de 5. sezonda amerika'nın kuruluşu ve savaş kısmına ağırlık verecek bir senaryo yazsınlar. tabi diziye yeni ve güçlü bir villain de lazım. jack randall sonrası meydan bonnet gibi tüysüzlere kaldı. şunu da belirtmeliyim; kitabın yazarı kadın olduğu için jamie karakterini bilerek kılıbık yapmış tabi bu dediğimi kadınlar pek beğenmeyecek ama yani bu durum erkek izleyici için rahatsız edici bence.

    --- spoiler ---

    ulan orospu brianna sen jamie fraser gibi baba mı bulacaksın hayatında, şırfıntıya bak hele insan babasına el kaldırır mı kaltak karı. zaten 4 sezondur claire karısı yüzünden adamın çekmediği çile kalmadı tam kendine huzurlu bir hayat kurdu derken birden bu aptal brianna ve hırbo roger çıktı ortaya. ulan 5. sezonda tek isteğim bonnet çocuğunu gelip geri alır ve kendisi gibi psikopat bir manyak yetiştirir.

    ayrıca 4. sezonda benim en sevdiğim bölüm jamie'nin oğlu william'la beraber vakit geçirdiği olandı. umarım william büyüyüp delikanlı olduğunda jamie'nin gerçek babası olduğunu öğrenir.
    --- spoiler ---
  • diziyi iki haftadır fırsat buldukça izliyoruz ve ilk sezon sonlarına yaklaştık. şimdiye kadar izlediğim bölümler dahilinde diziyi beğendik. hele ki bazı bölümler oldukça hareketli sanki film tadında ama bazı bölümler durağan. zaten bir buçuk bölüm sadece sevişmeyle ve içki içmeleriyle geçti. onun dışında sonraki bölümler için merak uyandıran keşke vaktim olsa da bir bölüm daha izlesek dediğimiz bir dizi. ilerleyen sezonlarda ne olur bilmiyorum. diziyi izlemenizi tavsiye ederim.
  • türk dizisi klişelerine sahip yabancı dizi. sürekli başlarından bela eksik olmayan karakterler, yanlış anlaşılmalar, saçma sapan tesadüflerle ileriyor dizi. bir bölümünde bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla repliğini bile duyduk *

    ayrıca yazarın kesinlikle tecavüz fantezisi var. neredeyse dizideki bütün karakterler ya tecavüze uğradı ya da son anda kurtuldu. bu nasıl bir psikolojinin ürünü anlamadım. ama bir yerden sonra çok sıktı.

    çok başarılı bir dizi değil ama gene de bir solukta izledim. o da jamie'nin, murtagh'ın, lord john'un hatrına. hangisini daha çok seviyorum karar veremedm.*
  • ilk 2 sezonunda beni şarapçı yapan dizi. elinde şarap şişesi dizi mi seyredilir? alkolik yaptı bu mckienziler beni amk.
  • --- spoiler ---

    4. sezonu yeni bitirdim. başka dizilerden fırsat bulamamıştım. claire ve jamie karakterleri artık yaşlandıkları için izleyici sevişme sahnelerinden bıkmaya başladı. gerçi dizide hala taş gibiler ama 55 yaşlarına gelmiş insanların vücutlarının hala böyle görünmemesi gerek, makyaj efekti diye bir şey var. o kadının memelerinin hala öyle diri diri olmaları mümkün mü alla sen? saçlarının önüne iki tane beyaz çekmişler inandırıcılık katmak için sanırsın türk filmi. :)))

    her sezon bazı konularda beni hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor dizi. lord john grey ve claire arasındaki hesaplaşma sahnesi ne kadar muhteşem işlenmişse sonrasında jamie ile sevişmesinin ardından yatakta claire'in kendi iç çatışmalarına yer verilmemesi o kadar kötü olmuş. en azından mutsuz bir yüz ifadesiyle yan dönüp yatmasını çekseydiniz. zira claire grey'in itiraflarından sonra jamie'nin ona seks yapmalarını önermiş olduğunu hazmetmekte oldukça zorlanıyor. oysa tek dayanağı randall ile yaşadıklarından sonra jamie'nin asla başka bir erkekle bu şekilde yakınlaşmayı kabul etmeyeceğiydi. şimdiyse ona yutkuna yutkuna "evet jamie beni seviyor ama kalbinde grey'e de yer var." cümlesini kurduracak şeyler öğrendi ve biz bu sahneyi göremedik. zaten jamie ve grey'in öpücüğünü ve yeniden karşılaştıklarında sarılmalarını da işlemedikleri için beklentilerimi düşük tutmuştum. dizi özenle jamie'nin biseksüel olabileceğini ima edebilecek en ufak durumlardan bile kaçınmaya çalışıyor. enteresan.

    david berry biraz daha sarışın olsaydı harika olacaktı ama lord john grey’i harika canlandırıyor. fraser'ın babası, oğlu, kızı adamın başına bela gibi çöreklenmiş. :) grey daha aşkını kanıtlamak için ne yapsın? jamie'yi hapisten kurtardı, oğlunu sahiplendi, şimdi kızını da koruma kanatlarının altına aldı. jamie, adam ölmeden bir öpücük daha vermezsen olmaz artık koçum.

    claire hanım köle istemiyor ama kızılderililerin topraklarına gelip ev kurmayı, arazilerini rastgele sahiplenmeyi sıkıntı olarak görmüyor. çifte standardını yesinler. rahip ve kızılderili kadın aşkı gerçekten acıklıydı. geride kalan bebeğe acıdım. bree karakteri ne kadar salak ve çekilmez ise roger o kadar iyi olduğu için katlanmaya çalışıyorum. dizi 5. ve 6. sezon onaylarını almış.

    bazı arkadaşlar insanların nasıl taşlardan geçtiklerini anlayamamış. ilk olarak taşların kişiyi çağırması gerekiyor. yaydıkları bir çeşit vızıldama sesi var ve bunu öyle herkes duyamıyor, jamie gibi. hatırlarsanız claire geri dönmeden önce ona " sesi duyuyor musun?" diye sormuş jamie de " hayır, ben gidebilecek biri değilim." diye cevap vermişti. ikinci olarak da kurban veya değerli bir şey vermeleri gerekiyor. bu yüzden değerli eşyaların üzerlerindeki mücevherler kayboluyor. öyle elini kolunu sallaya sallaya geçemiyorsun yani. şu anda hem bree'de hem de roger'da değerli taşlar var yani isterlerse geleceğe geri dönebilirler, o taşlar bunun bedeli olacak.

    --- spoiler ---
  • beni dünyasına çeken ve izledikten sonra kendi dünyama dönmeme izin vermeyen dizi. izlediğim her diziye bağlanırım evet ama bu sefer başka.
  • dizinin görüntü yönetmeni kimse tebrik edilmeli. buna keza alan tercihleri, dekorlar ve kostümler de göz alıyor. kitap uyarlaması olduğu için senaristlere de fazla bok atamıyorum. beğenmesine beğeniyorum ama ufak bir olmamışlık hissi de yaşamıyor değilim. bu açıdan benim için enteresan bir dizi. sezon biriktiği vakit izlemekten kendimi alıkoyamıyorum. bir sürü sıkıntılı konu var ama beni sadece iki tanesi tilt ediyor. ilki dizinin sürekli seks dayaması. ikincisi yazarın olayları derinleştirmek adına sürekli hamileliği kullanması. 18.yy erkeğinin dölü yılan zehiri resmen. kim hangi kadına iki metre yaklaşsa hamile bıraktı.
  • geç keşfedip, erkenden bitirdiğim, hasretle yeni sezonu beklediğim, ilk 3 sezona bayıldığım, iskoçya 'ya gitmek istediğim, ana karakterleri çok sevdiğim biz dizidir. izleyin izletin efendim.
hesabın var mı? giriş yap