aynı isimde "öyle bir geçer zaman ki (dizi)" başlığı da var
  • "azıcık ağlayaydı eyiydi"

    off sekiz aydan sonra ilk türk dizisi izleyişim ve yorumlayışım sevgili okurlarım. hepinizi çok özledim, siz de beni özlediniz değil mi? özlediniz lan. mezuniyet, askerlik, askerlik sonrası sivil adaptasyon falan derken iyi zaman öldürdüm ama artık mesai beni bekler... bir yandan iş arama gailesi, bir yandan diziler hakkında 3-5 karalayayım da millet kafamı ütülemekten vazgeçsin fikri derken 1 litre şarabı gömdüm, kafayı beton eyledim; diziyi de beğendim. naapacağuk?

    işte sevgili 1945'inizin "öyle bir geçer osman ki" dizisi hakkındaki yorumları...

    -geçen bölümü de don üstünden izledim, ona dair bir anektodum var çocuklar;
    şimdi bu bıyık ali, sakal balıkçıyı evire çevire dövüyor mu balık hali ortasında?
    destansı bir dayak atılıyor mu? "eveeet" dediğinizi duyar gibiyim.
    bizim sakallı karate kid yeminli, elleri arkadan düğümledi, "bir fiske vurmayacağım, o çok özel seregete kaplanı aparkatımı yapmayacağım" dedi. onu anladık da hayatım komşu esnaf neden wwe smackdown izlercesine izledi bu zopayı? benim bildiğim küçük ve orta bütçeli işletme modellerinde komşun dayak yerken mal gibin bakarsan, yarın sen dayak yirke komşu mal gibi bakar. ki balıkçılık dediğin nerdeyse felsefe denen bilimin ekmek kapısı yani. balıkçı oldun mu her sik hakkında söz söylemeye hakkın var. çiftçi olsan kır dizini otur götünün üstüne de balıkçı olunca zortlat gitsin felsefeyi. balıkçı kısmısı bizim sakallı tavernacının dayak yemesini izlemekle çok gözümden düştü canlarım. hayır yani ali kaptan mesleğini icra ediyor diye bir nevi captain mı? balıkçılar da uzman erbaş mı sayılıyor? ondan mı sus pus mal gibi bakındılar?

    -ali kaptan, ki kendisine bıyıklı patates demekte hiçbir beis görmüyorum, ne sikime mahalleyi inletiyor ki "düğün yapacağuk" diye? kim takar yalova kaymakamını bebeğim? 40 gün 40 gece düğün yapacakmış. mahalleye ne? bi itirazları mı oldu bu konuda? yapamazsın mı dediler? bu show kime yani? bıyıklı drama queen.

    -70'ler pek elitmiş yollarda galeta satan çocuklar var. chesecake var mı yavrum? kuruhasan var mı?

    -diziye yeni başladığım için bi takım sorularım var.
    şimdi bu bıyıklı patates neden peklik çekiyormuş gibi davranışlar sergiliyor onu çözemedim. ayrıca caroline olcak frankofon karının bir anda "düğün de isterim, zigon sehpa da" şeklinde türkten çok türk olmasını da... keza bence minik bir kaşar olan sarı çiyan aylin'in de ne halt olduğunu çözemedim. kalender anne, solcu abla, biri sempatik, biri dirayetli iki erkek kardeşin varken sen ne ayaksın datlım? yıl 60 küsür özal falan da yok ama sen çoktan özal çocuğu olmuşun? tikilerin atası mısın ne ayak?

    -sorularım bitmiyor; bu bıyıklı patates neden bir "brand new start" yapmadı yeni karıyla? bok mu var eski mahallede? belli ki çok popüler değilsin hacı. herkes "mağdur ex hanımın" cemile'den yana. paran da var. bas git lan başka mahalleye. eski köye yeni adet, ergenlere otuzbir malzemesi getiriyorsun, batının ahlaksızlığını alıyorsun bıyıklı. tükettin beni bir bölümde. yar senin derdin ne bela mı arıyorsun? ne eski karıyı bırakabiliyorsun ne yenisini, ne çocuklardan vazgeçebiliyorsun, tam doğu-batı antitezi olmuşun, manyaksın da, ne ayaksın çözemedim. çözsem diziyi anlardım, anlamadım.

    -osman cicişim sayesinde cümle evde kalmış tc bağyanları çocuk sevdasına kapıldı. "ama osman çok datluuu..." osman dizisi zaten. boğulamadı denizde sempatik velet.

    osman dizide tatlı evladım, bence evde bir canavar. 60'larda hadi bilemedin 90'larda kaldı o naif cocuk enstantaneleri, 2000 ve sonrası doğan çocuklar çok değil 5-10 sene sonra bizi diri diri gömecek çünkü hepsi anasının gözü. olsanız olsanız osman değil aytek sahibi olursunuz bu saatten sonra. bi kere evde "2000 yapım osman" olsa gider cartoon network falan açar izleyemezsin kanal d'yi.

    -cemile tuhaf bir tip. bi kere kafasında çan şeklinde bir başörtü var ve o hiç bozulmuyo. ayrıca kabadayı gibi yürüyo. ve dahi ortaokul kızları gibi çırpı bacaklara sahip. "bi mr çektir cemile'ciğim" diyeceğim ama 60larda mr yok. bence raşitik bir ablamız. cemile kadar kafana taş düşsün ali, ali+cemile kadar kafana taş düşsün kağolin(caroline).

    -sakallı felsefik balıkçı ki kendisi görmüş geçirmiş. ne ali bunun farkında ne de polis farkında. kendisi bir ceviz ağacı gülhane parkında; cemile'den çok osman'a aşık gibi. sakallı balıkçının da içinde 2010 model bir kız kurusu yatıyor demek ki.

    -aylin bence firdevs yöreoğlu'un gençliği. hemen kaptı bak at binmeyi. viski falan da içer bu sarı çiyan az kaldı. ben lüküs hayat tipi dramadan kaçıp fakir hayatı betimleyen dizi izleyeceğim derken aylin, monşer ve geberik kardeşi çıktı önüme. yine zenginlik, yine at çiftliği... bi iphone eksik elinizde.

    -konuşması kızılderili reisinden hallice (ben geliyoğ, gidiyoğğğğ) kağolin'in; fevri'li, filhakika'lı ali kaptan cümlelerini şapadanak alıyor olması birden içinde bulunduğum durumu hatırlattı bana. iş başvurusu yapıyorum; okuma, yazma 10 üzerinden 10. ama konuşma dersen "yes or no"... caroline de alman tipi anadolu lisesi mezunu zaar.

    -türk dizilerinde çizilen "çav bella tipi" solculuk beni soldan tiksidirmiş vaziyette. hitler olasım var. ha keza türk dizilerinde çizilen überkalleş tipi sağcılar yüzünden de kim il sung yönetimindeki kuzey koreye kaçasım var. allahım iyi ki 2000'lerde genç olmuşum.

    -ali kaptan bence pringles adamı. bu benim bıyık ve patates teorimi doğrular.

    -bu fingirdek elti bence içten içe kaynına yanık. eltinin gelinden çok coşması neyin nesidir bacım? sırf para coşturamaz bu karıyı bu kadar.

    -esnaf da bi tipmiş. tamam anladık kılsınız bıyıklı patates'e. tamam çok süper über yengenize yanlış yaptı, onu boşadı, frankofon karı aldı... ama küçük esnafım sen karına(şapkalı a) baksana. sana ne mına koyim. sen ne gözlerini belertiyosun? müşteri velinimettir. hem karı yabancı ayol. döviz falan bırakır.

    iyi ki varsın karfur. iyi ki varsın migros; hep güleryüz, hep göte parmak... yargılanmadan alışveriş yapma hakkımı istiyorum. paramla rezil olmamak istiyorum. bence bıyıklı patates'in de hakkı var.
    tırtıklı zenci dildosu alacağım belki esnaf, onu da mı sana sorayım?

    -auuuww avrupalı hoppa gelin, batının ahlaksızı; kına gecesinde "yüksek yüksek tepelere" çalarken göbek attı. vay ırıspı. gerçi bu "extended yüksek tepe" versiyonunda ağlayana cumhuriyet altını benden ya neyse.

    -cool kavramı 70'lerde yok muymuş? "iyi düşün taşın" nerede, "helvacı helva" nerede? helva mı? ıyy ameleler... come on maaan...
    van tu tiri for (foro diyecek diye çok korktum) diyen arkadaş vibratör başlı mı diye sordum evde, meğer erol büyükburç stayla bi insanmış.

    olsun bizim de önümüzde idol olarak tarkan var; çiçek gibi tazecik, kıyma gibi tanecik...

    -mete'nin grubunun kazanmasına şaşırdım açıkçası. ne bileyim gerçek hayatta hep zenginler kazanıyor. özel şirketlerde torpil müessessesi bile "referans" adı altında kurumsallaşmış. demek ki o günleri konjonktür deyip geçeceğmişiz. günümüze göre değerlendirmeyeceğmişiz.

    -müzikler lost'a mı benzeşmiş, ben mi şarabı fazla kaçırdım?

    neyse bu bölüm az osman yaptı ama idare eder. alışma süreci deyin geçin bir hoş seda olsun size. yarın da "great sülüman" dizisini izlerim, bakalım onda ne halt var bu kadar kabartacak. haftaya "öyle bir osman ki dibin düşer" isimli dizi yorumunda bu başlıkta görüşmek üzre canlar. aylardan sonra ilk yorum. bana "olmamış" diye gelmeyin. küfür ederim. hep askerde öğrendim çünkü...
  • "sadece bakmaya geldim. severim ben düğünleri, severim... (öz kocamın düğünü olsa bile)"

    geldik yine bir salı gecesine ciğerlerim. kulunuz bütün hafta evde oturup iş teklifi gelmesini bekledi ama o teklif bir türlü gelmedi. sanıyorum yöntemde bir hata yapıyorum. neticede bu hafta da işsiz gezelim. dizi falan izleyip yorum yapalım, yapalım ki bayağılığımızdan millet kendi asaletini tatmin etsin.

    - şimdi adamın biri 2 bölüm önce çocuğunu boğulmaktan kurtarıyo, sonra bir bölüm önce karına acıyıp iş veriyo, bi kere de eski olduğunun hatırlatmamda fayda var karının evine balık bırakıyo... ve sen bu adamın kafasına silah dayıyorsun hem de kendi düğün gecende. e çüş bıyık ali demek istiyorum. milletin dediği kadar varmışsın. lan gören de baya bi halt etti adam sanacak. sorunlu.

    -gelin odası da züccaciye dükkanı mı arkadaş kır kır bitmedi o vazolar mazolar, cam eşyalar? zengin göstersin diye gelin odasına bor-cam da mı koydunuz? 36 parça yemek takımı mı yerleştirdiniz tuvalet aynasını önüne?
    zaten bu brutal vokal sarı kafanın ata sporu gibi bişi galiba "ğöööeeh" diye (gırtlaktan) türk cam sanayisini bitirme çabası, dış mihrak mısın kadifeli gelin?
    karolin tam bir yabancı ama...
    hani yurtdışı düşünür ya bizim üniversiteli gençlik, spesifik bir ülke belirtilmez, "yurtdışı düşünüyorumph" deyip uzaklara dalar hani.
    "mozambik de kayseri'ye bağlı değil aslında" diyemezsin. işte o adı konmamış, türkiye dışı olsun da neresi olursa olsun kıvamı bir yurtdışının, yabancı bir vatandaşı karolin.
    ne alman, ne rus, ne fransız, ne amerikalı ne ingiliz. karolin yabancı. pasaportu da yurtdışından verilmiş, yabancı dil biliyor...
    o renkli gözü, sarı saçı, kırık türkçesiyle bizim yabancı tanımıza süper uyan bir kadın. tam muasır medeniyet tipi...

    - soner'in cam şişeden & kristal bardaktan şömine karşısında viski keyfi yapması sonra sinirlenip bardağı duvara fırlatması falan... "kafam atarsa ortalığın mına koyma hakkı bende saklı ne de olsa zenginim, getirin bi bütün tavuk erol taş gibi elimlen yiyeceğim meeeh" şimdi de böyle, o zaman da böyleymiş. zenginlik çok bi gelişim gösterememiş 50 senede.

    -neriman'ın saçlar mars attacaks filminden...

    -esas şimdi kork patates kaptan... bu sakalı balıkçıya sıkmaya büzük yemedi farkındaysan, lafa gelince "sikerim, sokarım" icraate gelince fıs. ola ki bu herif cemile'yi kafakola alır da çocuklarına cici baba olursa seyreyle "öyle bir geçer saw vii ki" dizisini. öyle ağır, öyle derin, öyle travmatik bi manyak bu. rus ruleti oynarken her elde kendi kafasına sıktırıyo. olmaz kız öle, istatistik mezunuyum ben öyle olmaz. evlat acısı işte kimde ne araz bırakır bilemezsin bacım.
    dizinin ilk bi saati de akıbetini bilemedik herifin öldü mü kaldı mı amma gizem tribi yaşattılar.

    -mete yavrum senin annen bir silah baronesi, silah kaçakçılığı yapıyor. siz aslında kanal d değil hbo dizisisiniz. dışarıdan normal gözüküp akla hayale gelmedik işler yapıyorsunuz. ailecek manyaksınız. sen bi de osman'ı gör büyüyünce memleketin dibine dinamit koyup patlatacak. biz aslında yoğuz, müstakbel osman havaya uçurdu hepimizi.

    -cemile datlım sen de gece gece manyadın zahir? zaten dağ başında kuş uçmaz kervan geçmez, balta girmemiş bi semtte oturuyon, kadın başına ille de gidip verecen o silahı, 2 saat daha dursa gece sahibinden ayrı kaldı diye huysuzlanır kendi kendine alev alır falan mı sanıyorsun? hayır kocan mallıkta kara kuşak sahibi, sen de fena sayılmazın, e evlatlar ne olacaktı? onlar da peşinden, osmanceğizi evde bırakıp çıktılar... benim tanıdığım osman, ki daha 5 yaşındaki haliyle gece yarısı cart curt uyanmalara başlamış sanki orta yaş bunalımında haspam, bi kibrit bulur yakardı o evi güzelce. asker, kızılderili hikaye; onları evde insan varken de oynarsın.

    bu cemile'nin kaynı olan abi, kafan mı güzel? pasif gey misin? lan bütün gece tabancan hakkında tek soru sordun ona da aldığın cevap zaten evlere şenlik. kardeşin olacak mobil bıyık böyle muğlak muğlak, böyle mistik kustik, böyle "ben bir bok yedim" havasında cevaplar verdi. olm bi daha çekip kenara sorsana bütün gece içinde "beylik tabancam nerede" diye... içinde kazıkla mı attın o göbecikleri? "ali sıçtırtma cemile'ne, silah nerde adam gibi cevap ver" diye iki şille asılsana. "senin karı-kız davan yüzünden işimizden mi olalım? bi dilim ekmeğe mi muhtaç olalım sokaklara mı düşelim?" diyemedin mi?

    -ahhh sen gül gibi karını haftasonu dedi mi bir çay bahçesine götürmeye erin, elin yuva yıkan sarı çiyanını uludağ'larda yaşat. ah amsalağım benim.

    -"cemile sen çalışma" aç geber, ali çok üzülüyo :(

    -"işi bıraktım, işi bıraktım" diye amma üsteledin, zaten sakallı sana fasülyeden vermişti o işi, çalıştığın da iki gün. sanki tüm kariyer planını bunun üzerine yapmışsın gibi büyük büyük jestler mimikler yapma kadın.

    -bu balıkçı yaka kazaklar hakikaten denizle alakadar olanlar giysin diye mi "balıkçı"? adamların boynu var mı yok mu o bilgiye daha erişemedik, boğazlı içinde kaldık.

    -"her şeyi bırakıp gitmek" derken? bi kafaya takmadığın anan-abin, bi de sadistçe hisler bağlı olduğun ex karın- 4 çocuğun var. seni bu yediliden, hatta geri kalanlardan adam yerine koyan yok. gitsen de olur yani. seni istanbul'a veya o mahalleye bağlayan şey yeni yaptırdığın evin falan herhalde. çok değil kadıköy tarafına taşınsan dizi biter zaten. mahalleden çık yeter kutuplara gitmene lüzum yok. karıya bi akbil dolduracak nafaka mı verdin nerden gelip bulsun seni? kimse demez "ali nerede?" diye.

    -"karoline enke karasu" vay babayın modern gibi, facebook profili gibi kadın. 40 yıl gerideyiz o babta.

    -allah sana çok şükür o yıllarda akdeniz akşamları, fabrika kızı gibi "gitar kursu kaşarı" şarkılar henüz bestelenmemişti beynimiz infilak ederdi alimallah.

    -mete'nin içindeki "iyi"yi azıcık tipsiz bi hoca göreydi mete düzelmezdi, düzelene değil düzeltene bakacaan. ki hemen dümeni kırdı "sana dünyadaki her şeyden çok inanıyorum" diyerekten babası kılıklı. annenden de mi çok? yüce rabbımdan da mı çok?

    -"ahmet gibi adamlar dünyayı değiştirebilir..." vay be çok solcu teyzem evlat değil g8 ülkesi doğurmuşsun mübarek hey maşallah... kargaya yavrusu ejderha göründü. adı arşimet değil yani, ahmet...

    -"çok yetenekli bir müzisyen olarak kendini ispat etmesi..." ohoo yok mu arttıran? bi okul içi şarkı yarışması elemesinde iki grup arasından birinci olmak yani, tüm dallarda grammy almadılar sanıyorum.

    -vay üvey anası toprağından yollu aylin vaay... ne marifetler, ne meziyetler, ne profesyonellik... kaç tane tekerli sandalye mahkumu adamı ve eşzamanlı ağabeylerini de kendine aşık ettin daha önce? bu kendinden eminlik iksiri hangi membadan. teklemedi bile karı bütün kartları doğru oynadı, hemi de o yaşta. hımmm. çok solcu ablan o kafam kadar taşlı takı setini görende "mülkiyet hırsızlıktır sarı yelloz" deyip hepsini burnundan sokacak, keyifle izleyeceğiz.

    -sofrayı toplamak pek bi koydu maçoların efendisi bıyıkı ali'ye. serseri şey. sen domestik hanımını bırak yeni karı al. hem seksi, hem güzel olsun; hem çalışsın, hem çocuk istemesin; hem kariyeri, hem bariyeri olsun, her akşam üç beş posta sevişmeden yatılmasın. ama bi yandan da evin işi görülsün... yaş mı götün? bi sabana bağla da tarlaya koş geceleri kadını yetmediyse. deli mi ne?

    -bu papaz patron da kerhane işletiyo sanki her gelen kadına asılan süper namıssız tip, banker maho. fazla libido saç dökmüş, kel horoz. ayda bir sekreter upgrade ediyo, bunlar hep böyle işte biliyoruz filmlerden dizilerden. çalışmayın ırzınıza geçerler mazallah.

    -işte sonra yine bi takım kavgalar, ağlaşmaca bağırış çağırış, bardak çanak kırma, osmaaaağğğn...
    ....

    hani bölüm sonu karolin damarlarını şişire şirire "ben çalşıcak, sen ne ğolacak" diye hönkürürken zbam diye bölüm sonu yazdı renkler siyah-beyaza döndü ya, bence orada gözümüzün göremeyeceği hızda bir osmanlı tokadı yedi karolin, bir tokatla siyah beyaz yayına geçti. öyle yani.

    neyse diziler miziler hep bana lazım şeyler bunlar c.v'me ekliyim ben bunları da.
  • -yeter! yeter! yeter!

    öyle bir yeter zaman ki...

    ya millet ne çok "yeter" deniyo bu dizide dikkat ettiniz mi? beyhude çabalar bunlar. geçen bölüm "yeter" dediğine bu bölüm de "yeter" diyon, yeterler havada kalıyo. yeter demesen de sessiz de kalsan aynı bence.
    bir tepki cümlesi olmaktan çıkıp diyalog sürdürücü bir ünleme dönüşmüş "yeter"...

    eee nasılız? yine iş yok. dua mı ediyonuz lan entry yazmaya devam ediyim diye işsiz kalmam için? neyse;

    -yokluk, yoksulluk; açlıktan geberecüler... nasıl nalet mahalleymiş burası, nası lanet akrabaları varmış bunların iki soğan patates veremeyecek, nasıl pinti esnaflarmış bunlar 250 gr kıymacık yazdıramayacak veresiye; türkiye'de fakirlik hiç açlıkla betimlenmemişti televizyada (küçük emrah serisi hariç) bi fena oluyoruz, hindistan mı la bura? bi hayrının dokunduğu akraban, eşin dostun da mı olmadı şu hayatta? gıdasız kaldılar anasını satayım.

    hep kötüler, hep kötülükler... eski koca it, cici ana fettan, görümce-elti kaltak, mahalleli dalyarak. bi bizimkiler iyilik timsali. foseptik lalesi gibi açmışlar bok çukurunun ortasında. gururlarından aç yatıyorlar, ayakkabılarının suyunu çorba yapıp içiyorlar... ah fakirlik, ah yokluk, ah ajitasyon... ah gıdasızlık, ajlık...

    mamafih osman bilek kadar boyuna bakmadan maşallah kalantor gibi tek tabakla doymuyor...

    -"geç kaldım..." ve sütun gibi bacaklarım var sergilemekten çekinmiyorum. kocam ali eski karısına nefes aldırmayan, kıskanç, korumacı hatta tutucu; iş bana gelince tam bir godoş.

    -cemile iş iş, açlık açlık diye gıdaklayana kadar 50 kere olurdu başka evde gündelikçi, lokantada bulaşıkçı... bence içten içe beklentili. ne örnek kadın ama; o kadar gururlu ki hakettiği parayı bilem almıyo. gurur bu değil.

    -mete lisenin sorunlu çocuğu; en büyük problemler onda, hocasına aşık koca bir çılgın, zamanının ötesinde bi çocuk, büyümüş de küçülmüş. hep somurtkan, hep öfkeli, hep dalgın. hep önemli şeyler düşünüyor. öteki gerizekalı bebeler gibi değil sürüden ayrı. lisedeki diğer mal çocuklar müzik öğretmenini osbir malzemesi olarak göredursun, mete farklı çocuk.

    ...
    -ooo ilgi alanım iş görüşmesi ortamları. ali bey'in cv'de kimbilir ne özellikleri yazıyordu. ali bey ingilizce biliyor muyuz?
    -yes. i do
    2. yabancı dilimiz var mı?
    -ja
    3. yabancı dilimiz?
    -oui
    -bilgisayar bilgisi?
    -bilgisayar?
    -maalesef sizi işe alamayız çünkü bovaziçi mezunu değilsiniiiz. (ama 71'de kuruldu)
    ...

    -"ali kaptan, ali kaptan, ali kaptan..."
    yavrum koskoca kerli ferli adamsın işe almadılar diye neden hayvan gibi çığırıyorsun? sesin ses getirdi. almak zorunda mı? barbaros hayrettin paşa mısın sen? piri reis misin? dağları, taşları, kuşları, gemileri azarlıyosun mitolojik deniz tanrısı mısın be koduğum?

    -bi hikmet karcı gerçeği var.
    sayın karcı bunca zaman vicdan azabınızı "bir lokma bir hırka", "balık bulursan yedin, bulamazsan sıçtın" felsefesiyle fakirlik odaklı yaşamayı seçmişsiniz iyi, pekiyi. saygıyla karşılarım.
    e ama sen bi yandan "münzevi hayatı yaşıyorum meeh acılar" diyerekten sağa sola şekil yaparken, bi yandan şirket almış yürümüş. nasıl olcek bu işler?
    hayır yani "patron sapıtınca biz de sapıtmış sayıldık" kabilinden şirketin de amı götü dağıtmış olmasını tezahür ediyor idik biz efenim.
    öyle olmuyor mu?
    ceo melekleri idareten, "siz akıl sağlığınıza kavuşuncaya kadar" falan gelip şirketimizi mi yönetiyor? onca senedir semtine uğramadığın hölding'in seni nasıl "acı bir yönetim kurulu toplantısı"nda punduna getirip de borçlu çıkarmadı vallahi hayretler içerisindeyiz. balıkla, kalamarla mı oldu bunca trikotaj?

    -1 ay boyunca yok soğan çorbası, yok soğan buğulama, yok soğan brulee diye çocukların kemiklerini kalsiyumsuz, beyinlerini fosforsuz bırak sonra eline geçen ilk parayı şekere, çikileteye yatır ohh ne ala memleket...
    acık çingenlik var galiba cemile hanım? insan bi yağ alır, bi şeker, un, bakliyat ne bileyim kuru gıda alır, erzak alır. almışın eline bi file, nutella'lar, brownie'ler, yeşillikler; butik butik hareketler.
    yoksa o mutaasıp ama modern başörtüsünün altında bir "carpe diem" beyin mi var? ne diyem carpe mi diyem? (off çogiğrenç oldu)

    -ya bilemiyorum tabi de biz zaten dizileri otomatikman izliyoruz be hacı, yormayın kendinizi bu siyasi tahlillerle falan. şu sağ- sol tatavalarını don üstünden işleyip, kenar süsü olarak kullanıp "ah acılar, vah dramlar" yapacağınız daha kaçıncı dizi olacak? hayır yani içine bir çimdik siyaset ekeleyince dizimiz "daha dolu, içerikli" olmuyor dizi işte. ne siz yorun kendinizi, ne bizi yorun.
    bak akıllı faşo da varmış, benim izlediğim bu "pre-post darbe" tadında dizilerde sağcılar hep çok aptal oluyolar. o kadar aptallar ki 60 senedir koyun gibi yönetiyolar la bizi. (entry'e don üstünden siyasi tahlil sokuşturunca o entry daha dolu, daha içerikli olmuyor be canım.)

    -bu yemek zehir olur bunlara (henüz yemek hazırlanırken tsi.21:45 itibariyle yorumum)

    -of yaşlı osman sen de ziv ziv iki susmadın. kaçtır bakıyorum yok "sovan kokusu", yok "ekmek tatlısı"... yoksa sen ümit usta'nın çocukluğu musun? hayır yemek de o biçim nerene yiyosan? çikolatalar, pastalar; en son bi tabak kurabiye ile odasına yolladılar bunu. "anne osman'ın midesi ceviz kadar aklın mı güzel?" diyemedi birisi de. kurt var la çocuğun bağırsaklarında işte açık ve net. ben televizyon ekranından görüyorum.

    -eah bütün maaşı bir akşam yemeğine gömdüğünüze göre yarın ender saraç tariflerinden "süpürge sapı yahnisi"ni yapabilirsin cemıla... yalnızca 700 kalori ama zeka geriliği yapıyor. çok fit bir gerizekalı oluyorsun.

    -şu zivili zivili, lost tipi müziği olmasın can olmasın. çok geriliyoruz. noolcak ali kaptan ile cemile'nin %50'şer hissesini ortak paylaştığı evin altından hatch mi çıkacak?

    -ahhh; anan, abin, yengen, ilk karın, ikinci karın, çocukların, eş, dost, akraba, patronun, çalışma arkadaşların, yavru vatan, türki cumhuriyetler, ortadoğu ve balkanlar... dağlar, taşlar, kuşlar... herkese atar, herkese gider, herkese lolo... hepsini döv ali. hepsine göster "ali kaptan'ın kim olduğunu" hepsinin ağzına sıç, dişlerini dök... fırtınam, felaketim, hasretim... höt, zöt, sikerim sokarım. herkesin ağzını kır ali kaptan. bıyıklı ali değil sanırsın kanuni sultan süleyman, sanırsın büyük iskender. o da değil muammer kaddafi. vur kır parçala. mezarlarına sıç. anca geçer belki sinirin.
    bence kırmızı eti kes, geceleri melissa çayı iç, yastığa lavanta kesesi koy. siniri alır. yoksa erken boşalırsın mazallah. 1-2 seneye koroner rahatsızlıklardan ölür gidersin. daha siyami ersek ilk açık kalp ameliyatını yapalı kaç sene oldu şunun şurasında? ya da biz eş dost elimize birer tokaç alalım, eşşeği suya yollayalım, şöyle sinirlerini alana kadar seni evire çevire bi dövelim. azcık kalıbının adamı ol lan pos bıyıklı ergen.

    -"sen bu soner denen adamla kırıştırmıyor muydun?"
    anneler kızlarına böyle cümleler kuruyor mu ya?

    -"bizim zamanımızda öyleydi..."
    tahminen kırklı yılların sonunda evlendiniz, muhtelif çocuklarınızdan en büyüğü üniversite talebesi olduğuna göre... e ama sene hala 60 küsür. senin "bizim zamanımız" diyerek kastettiğin zaman ile şimdiki zamanın aynı değil mi? geçmişin de kendine göre bir güncelliği olması beni çok şaşırtıyor. demek ki 60'lar; 40'lara göre evlenme yaşının nispeten büyüdüğü yıllarmış. ben yadırgıyorum ya.
    sözün özü aylin de genç evlenebilir bence, 50 doğumlu koca kadın, babam yaşında.

    -ali sen de yer kaptanı olursun be yavrum üzme tatlı canını.

    -işte olay yemekte değilmiş cicişler kaptınız değil mi sosyal meşazı? açtık ama mutluyduk. şimdi elhamdüllillah kuş sütümüz eksik ama keyfimiz yok.
    "vallahi her şeyimiz var da huzurumuz yok bacım"
    günlerdir aç geziyonuz, sonra keyfiniz kaçıyo diye yemek yemiyorsunuz. dizi karakterleri için can sıkıntısı iştah kapatan bir hissiyat olabilir ama biz bu götleri keyifli sofralara borçlu değiliz sayın dizi yapımcıları. mutsuzluk da yedirtir. mutsuz mutsuz kaşıklarım o çikilatalı pastayı.
    hayır yani canınızı sıkan, keyfinizi kaçıran da ne? babanızın kapıya dayanıp çemkirmesi... e bu yeni bişi değil ki, çemkirmese şaşır.
    babanız her höt zöt ettiğinde yemeği yemek yerine çatalla dürtükleme (dizilere hastır gerçek hayatta saçma kaçar) oynasaydınız hepiniz 1.40 kalırdınız ama maşallah bocuk domuzu gibisiniz.

    -bu ekmek mi ekbir mi neyse adı "eğlence dünyasının dahi çocuğu" (aynen böyle yazdırıyor gazetelere inanamıyoraam) izzet çapa gibin bişi herhal. yüzen gazino vays.

    -ali kaptan'dan ticaretin özeti
    "sermaye lazım."

    -bu ali ve kakolin'in yeniden dekore evi -ımm ne diyor siz -çok suburban kaçmış. böyle bi ara bi dizi furyası vardı; bekar, çalışan, eğitimli, güzel, ne istediğini bilen, dubleks müstakil bir evde hafif çatlak ama taşı gediğine koyan ev arkadaşıyla oturan kızın ve muhtemelen it-kopuk herifin birisini yola getirmesini konu alan dizisinin evi değil mi bu?

    -"kibrit kokuyo burası, sigaraya mı başladın (sigaraya da mı başladın körolmayasıca) sen?" diye sormayan anne bizden değildir.

    -sakallı, 1-2 günlük balık satışı karşılığı bunlara 5 kişilik bir ailenin aylık mutfak masrafı kadar yövmiye mi verdi nedir harce harce bitirilemedi o paralar. yemekleri de rejans'ta yeyin bari utamazsanız.

    -karcı triko'nun müdürü posta güvercini yollayıp neden seni ayağına çağırtıyo hiç düşünme e mi cemile? nasılsa sen trikotaj türkiye birincisisin, nasılsa örümcek kadınsın.

    -mete... o turuncu saçlarının boya olduğu avrupa yakasından belli olan müzik hocanı sevgilisi (&nişanlısı her neyse) ile her gördüğünde tripten tribe girmek, çok çok mimik, çok çok oyunculuk... anladık da seviyorsun. her seferinde aynı "başımdan aşağı kaynar sular döküldü vallahi" bakışını takımana gerenk yok bence mite...

    -bu hikmet şimdi cemile'ye olan ilgisi yüzünden hem yeminini bozdu, hem de gidip varoşlara yatırım yapacı ya, tam afferin diyecektim ama müdür vasıtasıyla gerçek adını da dillendirdi, diyemedim. üç bölüme kalmaz cemile sakallı balıkçı-hikmet eşleştirmesii yapar, o işten de istifa eder. cemile gururda bir dünya markası.

    -"yüzüğü de o mu taktı? nişanlın?"
    "hayır tektaşımı kendim aldım, bir torunum olursa da adını nil koymayı düşünüyorum.(müziğe de istidadım var)"

    -kakolin için ideal erkek tipi; esmer sakallı ve/veya bıyıklı, kaşlı döşlü, höt zöt seven, kodu mu oturtan tipler. avrupaisin mavrupaisin ama "beyim gerektiğinde ağzıma iki şille çekebilmeli" diyen saftirik manken kızdan farkın yok senin de, oryantalist karı.

    -şş bıyıklı godoş.. sorsana cemile'ye "aylardır istikakınızı kestim, nafaka vermiyorum, iş bulsan önüne taş koyuyorum; hangi parayla alındı pastalar kurabiyeler?" diye. nereden geliyor değirmenin suyu? maaile böbreklerini mi sattılar? kızlar pavyona mı düştü? cemile fırıncıyı mı öptü? mete jigola mı oldu? osman yeni cami önünde dileniyor mu? ışıklarda selpak mı satıyor. sorsana ot kafalı.

    -bu murat'ın kendi tipi başlı başına dramatik bir unsur bence. ayrıca tekerlekli sandalye ve ölmek üzere olma halini eklemeleri "vur gitsin, gözünü çıkaralım" diyen senaristlerin marifeti.
    sağlıklı bir murat'ın arkasından iş çeviren "kardeşim de böyle bir tip, evlenirsen hanlar hamamlar senin" diyen bir soner göreydik, yine acırdık aylin'in haline, yine acırdık.

    -kızına da anasına da talip olanlar holding sahibi. vay babayın kemüüne. şans döner de, yörüngesinden çıkar mı bilemiyorum.

    -o zamanki miras hukukunu bilmiyorum, aydınlatmayın da; mallar zaten karısına kalmıyor mu? sözleşmeye gerek var mı? aylin reşit mi?

    -osman hariç çocuk değil alien doğurmuşsunuz. hoş babaları malum. katranı kaynatmakla olmuyor şeker. ha babam bir çemkirme hali. hepsi ayrı tip, asilik serserilik... anaları zaten her acını abonesi olmuş bi de evlatlar zulum encek. kanser mi olsun, verem mi çoktan seçmeli... kısmetten yana yüzün gülmez de evlattan yana güler. bi şeyden güler yani. aha godoş babası kızını satmakta beis görmüyor, kızı satılmakta beis görmüyor.
    osman kesin sütçüden...

    -höh evi ipotek ettireceksin he mi? ulan bari yar çocukların karınlarını bir bir kendi dna'larını cımbızla sök. ne malın gözüymüşün. ah ali boyun posun devrilsin ali. hep beddua yağıyor sana hep kötü karma.

    ....

    off parmaklarım yoruldu amme hizmetinden. bu ve benzer entry'lerin tamamı sırf birileri gülsün eğlensin diye yazılmaktadır. yazarın gerçek düşüncelerini ve gerçek tepkilerini yansıtmamaktadır. kişi ve kurumlar allahtan gerçek değildir. sözlüğün gidişatı hakkında vahvahlanarak toplumsal analiz yapmak için güzel bir örnek teşkil ederler...
  • "öküze özenen kurbağa misali çatlayacam yakında..."

    blog olayına gireyim dedim ama blogger sıçmış.

    * vay be banka şubesi koltuğu da olsa koltuğu kapınca kağolin ne kadar şeytanlaşıyormuş gördük. bir banka temsilcisi olarak tıpkı bankalar gibi %50 payını da alır, vergisini de, stopajını da, evrak masrafını da... sen ali'yi dolandırır borçlu çıkarsın. "yağısı yağısı" diye diye sikip atar pazarlığı.

    * bu murat'ın nesi var? menenjit mi geçirmiş? kafada kalıcı hasar var mı? aylin ile evlenecek diye bi kan can gelmesi ne ola ki diye düşünüyorum çünkü. fiziksel olarak ilerleyen çocuk zihinsel olarak yerinde sayıyor çünkü; "annemler istemiyo ama ben öyle düşünmüyorum ihhi" deyince hemen sorunlar çözüldü. anca otursun gelinlikli, pembe panjurlu hayaller kursun. yazık. acık mental yollar da açılaydı...

    * solcu kini de çok pismiş hacılar. yoldaşlar hemen sırt çevirdi berrin'e gammaz diyerekten, elinizde kanıt da yok, sanırsın kızceğiz mc donald's'ın marka yüzü oldu. hayır davaya ihanet ettiği gibi bir de 2 bölümde bir davanın ileri gelenlerinden birine ver ediyor tokadı. şamar içinde kaldı türk solu.

    * cemile bok mu var şimdi köşke gidecek? ilk günden holding patronunun köşküne gidiyon da hangi sıfatla yani? bi dur durak bilin ya. tarabya'dan geçer miymiş? geçer. istanbul turu atıyonuz gibime geliyor.
    anaaam deli var ya köşk'te. osman boğulaydı cemile de aynı böyle olacaktı ama köşk yok havuz yok. neyse. hikmet'in var nasılsa.
    deli abla tabii ki hikmet'in öz karısı... karısı'nın onca ilgisine rağmen çalışalarının hödüklüğü? hiç kurumsal olmadı şimdi hikmet holding... muhasebecisi olsun, bahçevanı olsun, bakıcısı olsun; umut sarıkaya'nın bi lafı var "dargelirlinin dargelirliyi daha bir coşkuyla ezmesi" diye, o hesap hepsi.

    * tombalacık halimem... 60'larda gece klübüne izleyici olarak düşeceğime 2010'larda pavyona konsomatris olarak düşeyim daha iyi.

    * ananın evinde de hep rokfor peyniri vardı değil mi neriman'cığım. seni çözemiyorum derdin ne?

    * "-bugün evleniyorsun"
    "-aylin'e haber verildi mi?" yok verilmedi. kendi kendine evleniyorsun.

    * aylin "ben evleniyorum" diye pankart açsaymış daha az şüphe çekermiş değil mi ciğerlerim. hoş pankartı da açsa, af buyur kıçını da açsa anasının ağzından "bu kızda bir hal var" cümlesi dökülecekti. ayrıca öyle bir dram ki verdiğiniz yaylılarla kemalarla sanırsın kız ipe gidiyor. al tarafı kocaya kaçıyor ayol o dönem türk kızlarının yarısının yaptığı iş. (kaçtığı adamı sevmiyor olabilir. biz de babanla evlendikten sonra aşık olduk yavrum :/)

    * berrin bir; emperyalist güçler iki.

    * "gönül işleri vs. siyasi meshuliyetler..." bu ahmet belli bir örgüt çatısı altında mı? belli bir siyasi akım uyarınca mı takılıyor? oralarını izleyemedim yoksa öyle emprovize solcu mu? hayır, sol var sol var...

    * çözemedim notere ne gösterip de satış yaptı ki bunlar? noter de mi sahte? bu teknenin bir ruhsatı bi tapusu mapusu yok mu ki? varsa kimin üzerine? mal benim demek yeterli mi? sözümüz senet mi? öyleyse yarın ben de bi transatlantik satarım hacı.

    * karolin de ali'yi sevmiyomuş. e şimdi aylin murat'ı sevmiyo. karolin kimseyi sevmiyo, ali cemile'yi sevmiyo, carolin'i de sevmiyo. ali kimseyi sevmiyo. neriman kocasını sevmiyo. neriman kimseyi sevmiyo. çocuklar babalarını sevmiyo. cemile ali'yi sevmiyo... daha gider bu... ve bunca sevgisizliğe rağmen herkesin biribirini boğarcasına dip dibe takılıp birbirlerinin işlerine burun sokmadan birbirlerini birbirlerine muhtaç etmeye çalışmadan gün geçirmemesi durumlarının bütününe öbgzk diyoruz.

    * nasıl mı? misal şimdi cemile "iş buldum" diyerekten hasefe hanım'a çocuk emanet etmeye çalışır. o esnada da neriman cemile'nin iş bulduğuna dair haberleri kapı aralığından duyar; e iyi işte ne güzel cemile iş bulsun çıksın gitsin hayatından. "kaynanamın maaşı da komple bana kalır. yarın öbürgün de bi ev mev bulur belki bi koca bulur sabilerini de alır basar gider hayatımızdan temelli" diye düşümüyor da cemile'nin işine taş koymaya çalışıyor. e cemile çalışmadıkça ziv ziv ali'nin kapısının önünde bağrışmaya devam edecek, sana da musallat olacak; kocandan, kaynanandan yardım isteyecek. halbuki çalışsa bir daha gözüne gözükmeyecek belki. "sevmiyorum ama gözümün önünde olsun"culuk...

    * peki hacı sırf kötü kalpli olsun dediniz de başka müdür karakteri çizemediniz mi? okula müstahdem olarak girmiş de parti kadrosundan müdür olarak tepeden inmiş gibi. bu nası bi tip? necati'den çok mete'den çok önemsedi o müzik yarışmasını. çık sen söyle bari.

    * vay be hiç çalamamak, hiç söyleyememek; çok morali bozulmak falan. davulcu, gitarcı, necati falan hep ot bunlar, sustalı maymun bunlar; çal de çalsın dur de sussun. ama mete öyle mi? mete'nin hisleri var. hocasına üzüntüsünden şarkı söyleyemiyor. hani "show must go on"du? (gerçi freddie mercury daha 20'sinden yeni gün almış o zamanlar.) hep sorun, hep problem ama bir yandan hep orijinalite, hiç sıradanlık yok. yoğun algı, yoğun izan, sen ben gibi mal değil. öğretmen lehinde müdür aleyhinde olsa da hep bu çocuğu düşünüyorlar. diğerleri davar sürüsü. mete başka. hisli çocuk.

    * şlaks, şlaks, şlaks... vay canına. tokat endeksi bir hayli yükseldi, dizi karakterleri eller şamar vaziyette hazır bekliyor sanırsın. elleh havada davranın siz elbet birinin yanağına isabet eder be hacı. o kadar şakırdattınız ki etkileyiciliği de kalmıyo arkadaş. dayağın, şamarın, zopanın arsızı oldu bunlar

    * 60.000 tl artık zamanına göre nasıl bir meblağ bilemiyorum. kıyıya çekilmiş tekne/türk lirası paritesine göre hesaplayınca pek etmiyor gibi. 60'larda teknenin kilosu fahiş fiyattan gidiyordu zaar, yoksa günümüz ederinde öyle 4'te biri uğruna koca dolandırılacak; 20'de biri uğruna canından olunacak/katil olunacak bir para olmasa gerek.

    * mevzubahis -yavru-vatansa gerisi teferruattır he mi? bir kız uğruna koskoca "sol"dan kovuldun ahmet. hadi bakalım gelsin örgütsüz mücadele.

    * devlet kurumunda, hem de lisede, hem de 60'lı yıllarda bu kadar mıç mıç böyle tivist danslı falan bir ilişki olsun hiç zannetmiyorum. "get a room inci hanım" derler adama.

    * "hadi meteyi okuldan atalım etabı.." bu ne mi? bu; "cemile ve çocuklarına nasıl ızdırap çektirebiliriz yarışması" nın milli eğitim liselerarası ayağı. şimdilik necati, müzik hocasının sözlüsü ve müdür arasında paslaşmalarla giden tatlı bir rekabet var. zaman ne gösterir bilinmez, kazanan kim olur bilinmez ama bilinen tek bir şey var gerçek kaybeden tabii ki de cemile'nin genlerini taşıdığı içün mete olacak.

    * "balıkçının tezgahı dağıttığım gibi onu da dağıtırım" gibi bir cümle duydum. holding, şirket, tezgah... bunlar hep ticari birimler olabilir lakin holding lan. holdinge de mi atacaksın bir kapıcı tekmesi? onu da mı yıkcakasın "karıma nasıl iş verirsiniz?" diye?

    * aşiyan= kuş yuvası, bulmaca çözenlerimiz hemen çaktı bu meseleyi. kültür mantarlarım benim. cemile'nin algoritma bambaşka çalışıyormuş onu da farkettik. teey nereden nereye hemen kurdu bağlantıyı aşiyan= kuş yuvası (ise) sakallı=hikmet... aynısını az sonra aylin'in evde yokluğunu öğrendiği gibi kimliğine bakmak için çekmeceye saldırışında da gözlemleyeceğiz.

    * madem bu murat'ın ölmesini gelin-kayınbirader olarak dört gözle bekliyorsunuz o zaman bi sahte nikah kıyıverin nerden anlıycak ki murat zaten safsalak. ölene kadar bekleyiverin sonra soner'le evlenirsiniz. yok işte "anneme üzüldüm." başım ağrıdı", "vajinismusum azdı" ,"televizyonda kaynanalar başladı" falan diye yutturursun yatak faaliyeti de olmasına gerek kalmaz gibime geliyor.

    * şimdi bu hikmet "ben de bir zamanlar ali gibi am budalasıydım" tarzı bir benzetme yapıyor ya ali ve kendi hayatı hakkında, şöyle bir fark var bu bıyık hakkaten sevmiyo ki lan çocuklarını. hoş kimseyi sevmiyo tuhaf bi tip. anasını da sevmiyo ki. neyse bıyık vs. sakal dersek, sakal wins.

    * ben şahsen koca gün müzik hocamla, onun nişanlısıyla ve okul müdürüyle kırkıldım anne, büyükler ligindeyim. itlik, serserilik, uğursuzluk peşinde koşarken; hocamın nişanlısı kaçak et kesiyor diye mimikten mimiğe girerken, hiç farkedememişim; kızkardeşim okuldan döndü mü, okula girdi mi, gecenin bir yarısı olmuş eve geldi mi, evlendi mi, doğurdu mu hiç haberim olmamış.

    * kadın "kızımı kaçırdılar" diye ihbarda bulunmuş, iki ekip arabası doluşmuşunuz çoluk çombalak cabası; korumalarla dalaşmaya mı geldiniz onca yolu? olm en azından bi ev sahibini falan çağırttıraydınız. ne diyecekti kapıdaki koruma? "kızı kaçırdık evet, ama madem basıldık alın geri" mi diyecekti bodyguard(!)lar polis emmi? "iznimiz yok, gidelim" falanlar...

    * allah belanı virsin aylin. nedir bu anan cemile'nin baban ali kaptan ve mahdumları ve kerimeleri sizlerden çektiği ya?

    bu haftalık bu kadar. öyle bir geçer zaman ki, işsizlik aynıyla vaki. hevesimi de şevkimi sikip atmaya yemin etmişler var. para veriyonuz mu para? yoook vermiyonuz.
  • --- spoiler ---

    hasefe teyze başladığı işi bitirdi

    --- spoiler ---
  • dün radyoda çalmaya başladı. bir süre sonra oğlum(5) "baba, sesini açar mısın?" deyince sese abandık. şarkı öylesine güzel gitti ki bir kez de spotify'dan dinledik. erkin koray ölümsüz bir eser bırakmış bu dünyaya. ilk kez dinleyen ufak bir çocuk bile şarkıdaki etkileyiciliği fark edebildi.

    günün akşamında evde oğlumla sohbet ederken "baba 90 yıl kaç gün eder?" diye sordu. yaklaşık 30 bin gün oğlum dedim. o, ufff ne kadar çok diye tepki verirken ben içimden ne kadar da az diye geçirdim. 30 bin gün, beş yaş için başka 35 yaş için başka bir şey ifade ediyor. erkin koray bu şarkıyı yaşı daha 50 bile olmadan okumuş. onun için 30 bin gün ne demekti kim bilir. belki de dedemin vefatından önce dediği gibiydi: "ömür, şapkanı çevirene kadardır." eliyle de şapkasını çevirirdi hatta o anda :)

    ayrıca şarkının adamlar coveri da müthiş olmuş.
  • erkin koray'in adamin azina sican sarkisinin adi.
  • nostaljik müziklerle gönlümde ayrı bir yer tutan yerli dizi. şunu fark ettim ki çalınan müzikler hep umut ve dayanışma üzerine, hayatı çok iyi yansıtıyor ya da cem karaca'nın o kendine mahsus parıltısı bizi bunları düşünmeye sevk eden. iyi ki bu topraklarda doğmuşum, iyi ki cem karaca ile aynı çağın insanı olmuşum ne mutlu.

    aylin: bu hafta annenle barıştın ya aylin, efferim. lan bizi de ağlattın gene tuvalet kağıdıyla, bim poşetimi alıp akan gözyaşlarımı, burnumu sildim durdum sayende. kocana biraz ilgi göster. tamam sevmiyon etmiyon da bu da eşşek değil be aylin. çocuk daha pompalayamıyor bile biraz ilgi biraz şefkat litfeeen bebişimm..

    berrin: osmanımın bevvin ablası. senin gibi ablam olsa keşke bevvin. hayal kırıklıklarımda, mutluluğumda yanımda olan boynuma sarılan. ne şanslı şu mete. yarışmada annenin boynuna sarılışını ona moral verişini kıskandım.

    soner: soner sen koca bir çılgınsın. desen ki gel evlenelim cinsiyet değiştirmeyen top olsun oğlum. senin gibi bir koca kaçmaz. töbe töbe kızarkadaşım beni kesecek sayende soner. iyi ki varsın bebeğem. sakın aylin'den öc alıcam niyetine mesude kevaşesini pompalama. onda öyle bir ana var ki adamın iliğini kurutur. aman diyim ben sağa.

    mesude: allah senden bela vermiş. kıskandın aylin'imi senden güzel senden daha iyi kalpli. fesat ruhbaz. yolun yol değil mesude. zengin koca merakın yüzünden ırıspı olacan bu gidişle. yıkıl karşımdan.

    necati: lan sümüklü cicoz interneti kesilmiş ttnet müşterisi gibi ne zırlıyon lan. oh olsun sana. al şimdi helvayı öhöm anladın sen. sus rezil.

    mete: bravo mete. vallahi bu sefer biz koştuk arkandan. her geçen gün daha iyiye gidiyorsun. yalnız söylemeden geçemeyeceğim sen en az 10 bölümdür slow modda bizi esir et sonra git rockçı serpil gibi cayır cayır yanar modda çığır oldu mu şimdi? cümle aleme "ama ben rockçıyım herkes bilsin yani" dedin. ne şanslısın lan sen. boynuna atılan bir abla, seninle gurur duyan gözleri gülen bir anne, yanaklarını sıkan ton ton mu ton bir babaanne ve dünyalar tatlısı bir kardeşin var. üzülme oğlum inci hocaya. bende ağladım yeminne. o öküz herif kıyacak incimize. çatır çatır acımadan el oğlu işte acır mı lan. neydi o düğünü terk ediş halin emre aydın'ın sevgilisinden ayrılır moduna bürünmüşün. boş ver metem kız mı yok. şu mesude'nin iman tahtasını bir kır hayrına. yoksa aylin'in başına çorap örecek.

    inci: ahh incim ahh. gittin artık. maffettin beni hocam. nasıl yaptın. şu beyaz tene, uzun kızıl saçlarına, pırlanta kalbine her şeyine hayrandım. hayallerimi öldürdün inci. ühühüh...

    caroline: sen biliyo çok uyanik kadiin. patron olcek sen aliiye. paa. elleh belani. tüm türkiye senin g.tüne parmak koysun. yılansı fare.

    ali: gavur. yarasa mı kemirdin, moğol kanı mı içtin, maya kavminde kafatası maçı mı yaptın, ne vicdansız ne ahlaksız ne serseri pislik adamsın sen ali ya. bırak şu kadının peşini artık. seti basıp ağzına ağzına vurasım var.

    cemile: dünyalar güzeli annem benim. yarışma salonundayken gözlerin ayrı gülüyordu be cemile gözbebeklerinde güneş kardelenler açmıştı adeta. senin gibi bir annem olsa keşke. çocuklarının hatalarında ne güzel uyarıyorsun bir filozof gibi. bir de benim annemi gör favorilerimi çekip güdümlü terlik atışı yapıyor. hikmet karcı ile de evlenme cemile. ben seni bu dizide kendi ayakları üzerinde durup çocuklarını doyuran ve büyüten bir kadın olarak seviyorum. sen böyle güzelsin. öperim o güzel kokulu yanaklarından.

    hikmet karcı: ali'ye posta koyup ardından cemile'ye evlenme teklifi ettin ya o an ali moronunun sırf yüz ifadesi için bile sana aşık oldum balıkçı. ha cemile evlenmezse annem evlenecek. yemin billah etti vallahi. seviyoruz seni balıkçı.

    neriman: naleet karı. umarım o mıymıntı koca seni boşar da sultanahmet meydanında dilenci olursun, sadaka verenin olmaz.

    ve murat: seni en sona bıraktım gerizekalı. lan murat hadi o dönemde bilgisayar, internet, cep telefonu yok. lan oğlum hiç mi seks dergisi okumadın lan. hiç mi pozisyon bilmiyorsun her defasında koala gibi aylin'in üzerine çıkmaya çalışmalar. la bir yürü. yat yatağa geç üste de. ben mi öğreteyim oğlum sana seks yapmayı. ölmeye ölmezsin, komaya girmezsin. lan ölecek diye bekledik dirildin amk. kavak yellerindeki oyuncularla ağız birliği mi yaptın nedir? onlara da sinir oluyorum zaten. sizin bu ölememe durumlarınız beni risperdal kullanmaya itecek sonunda. yiğit özgür karikatüründeki menkıbe teyze gibi öleni zikzinler mi dedin ne dedin. ben anlamadım bu işi.
  • --- spoiler ---

    aylin'in hastaneye gelen caroline'i az daha parçalayacağı dizi. caroline dur allahını seversen zaten ortalık karışık.

    --- spoiler ---

    edit: ahanda neriman şırfıntısı geldi. yolacam bu kadını.
  • osman'ın aşık olduğu kızın, efendi çocuk yerine piç tercihini yaptığı dizi. osmanıma yazık oldu iyi mi?

    --- spoiler ---

    hem kıza rezil oldu hem camı kırıverdi yavrum. birde o ellerini başına koyuşu yok mu? yirim o utangaçlığını senin.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap