zamanında bi entry döşemiştim ama dayanamadım gene yazayım dedim.
televizyon tarihinde benzerini bir daha görmenin zor olduğu şahane karakterleri barındırırdı bu dizi. kilit karakterlerden biraz bahsetmek isterim izninizle. bu arada çok ağır
spoiler içerir haberiniz olsun:
oz deyince çoğu fanın aklına ilk gelen adam
simon adebisi'dir heralde. kulağında volkmeni, kıçında beyaz donuyla camın önünde iki sağ, iki sol şeklindeki şahane dansı beynime kazındı. italyan mafyasının içerdeki çömez lideri
peter schibetta'yı dömeltmesi takdire şayandı. eski lider
antonio nappa'yı aids bulaştırarak, ondan önceki lider
nino schibetta'yı yemeklerine cam kırıkları karıştırarak öldürdü. kendisi ölmese
chucky pancamo'yu da öldürürdü bu. bi ara nijeryalı adam sayesinde manyadı, sonra o ölünce toparladı.
martin querns döneminde hapisaneyi komple ele geçirdi. kafasındaki muhteşem beresiyle kesinlikle efsane bi karakter. hastasıyız, yani hastasıydık.
kafası güzelken araba kullanıp küçük bir kızı öldürmekten içeri düşen, avukat oğlu avukat
tobias beecher. aslında iyi kalpli biri olmasına rağmen, schillinger sayesinde hayatı sikilip kafayı yemiştir. psikopatlaştığı, schillinger'ın ağzına sıçtığı,
james robson'ın sikini kopardığı bölümler muhteşemdi. schillinger'ın çocuklarını öldürttü, karşılığında kendi çocukları ve babası öldürtüldü. keller geldikten sonra ona aşık olup eşcinsel oldu. çok akıllı bi adamdı ama aşkına yenik düştü, schillinger yüzünden zaten sikilmiş olan hayatı, keller sayesinde tamamen mahvoldu. çok zekice yaratılmış, harika bi karakterdi.
şeytana pabucunu giydirecek bir adam varsa o da
ryan o'reily'dir. bu karizma abi piçin teki olmasına rağmen duygusaldı da. dr.
gloria nathan'a aşık olduktan sonra kocasını, özürlü kardeşi cyril'e boğdurttu. sonra yine doktora tecavüz eden adamı içerde öldürüp aşkını kanıtladı. böyle de fantastik bi aşk hikayesi vardır. dizide her taşın altından çıkacağını, gelir gelmez italyanlar'ın gelecekteki lideri
dino ortolani'yi yaktırmasıyla belli etmişti. enteresan bi tarafı da bunun kardeşi, babası, annesi, hatta üvey babası bile oz'daydı. e yuh yani. bu arada dizi boyunca sadece cyril idam edilirken o meşhur soğukkanlılığını kaybedip hüngür hüngür ağladı.
goodson truman, yani bildiğimiz adıyla
kareem said... oz'a iyiliğin, doğruluğun timsali olarak gelen müslümanların karizmatik lideri, zaman zaman sapıttı. çok karmaşık bir karakterdi aslında, gerçekten iyi mi, yoksa sırf güç uğruna mı bu yola girmişti ben şahsen çözemedim. daha ilk sezonunda isyan çıkarmıştı. sonra bi ara aşık oldu cozuttu, liderliği elinden alındı. sonra kitap basma olaylarına falan girdi. adebisi'yi öldürdü. karışmadığı nane kalmadı.
lamuel idzik denen mal bi herif bunu öldürdü. yiğidi öldür hakkını ver, karizma deyince akla gelen adamlardan biridir.
televizyon tarihinin en kötü ruhlu karakterlerinden biri, aryan kardeşlerin lideri
vern schillinger. kötü kelimesi bu adam için az kalır. içerde dışarda bi ordu adam öldür(t)müştür, genç/yaşlı/çocuk, suçlu/masum demeden. beecher'ın çocuklarını kaçırttı, birini öldürttü, insanlığı tuttu, diğerini öldürtmedi. ama daha sonra babasını da öldürttü. içerde gözüne kestirdiğini orospusu yaptı, aşağıladı, sikti attı. zaten nazilerin başı, ırkçının önde gideni. dizinin yaratıcıları belli ki baştan "öyle bi orospu çocuğu yaratalım ki, eşi benzeri olmasın" demişler. özene bezene yaratmışlar bu orospu çocuğunu. dizide her ölenden sonra belki biraz acıma duygusu falan olmuştur belki ama bunun ölüm sahnesiyle milletin içinin yağları erimiştir resmen. zaten duygusallıktan veya nefretten ziyade komik bi sahneydi ölümü. hapiste herkes bayram etti.
oz'daki en sevdiğim adamlardan biri de
miguel alvarez'di. içerdeki en duygusal adamdı bu. kafasıyla değil duygularıyla hareket ederdi. hep bu yüzden kaybetti zaten. halbuki girdikten iki sene sonra şartlı tahliye olma şansı vardı. ama o naptı? gitti hispaniklerin başına geçer gibi yaptı ama geçmedi. sonra, başta chico olmak üzere diğer elemanlarla arası bozuldu, yalnız kaldı, kafayı yedi. kendi yüzünü doğradı, gardiyanın tekinin gözünü oydu, kendi bokunu yedi, çişini içti. bi ara
agamemnon busmalis'in tünelinden kaçtı, sonra yakalandı tekrar geldi. sonra düzeldi, rahip mukada'yla kanka oldu, bi şekilde şartlı tahliye görüşmesine girdi. sinirlerini test etmeye kalkan görevliye yumruk attı. kendi hayatını kendisi sikti diyebiliriz.
tim mcmanus'un da en sevdiği adamlardan biriydi her şeye rağmen. benim de, ölmemesine sevindiğim biriydi yani. gerçi dizi devam etse o
alonzo torquemada denen eleman bunun sonu olacaktı ya, neyse.
kadın, erkek, genç yaşlı demeden herkesi kendine aşık etmeyi becerebilen, şeytan tüyü dediğimiz dalga adeta götünden sarkan manyak
chris keller. sonunda kendisi de aşık olduğu beecher'ın tam anlamıyla hayatını sikti. schillinger'ın öldüğü sahnede oyuncak bıçakla yavşak yavşak oynamasıyla hafızalarda yer etmiştir. yakışıklı, kaslı, akıllı, karizmatik bi piçti. zaman zaman eğlenceli bi karakter olmasına rağmen çok sinir bozucu bi tipti. peter marie'yi bile baştan çıkardı lan pezevengin evladı. son hareketiyle hem kendini, hem aşkı beecher'ı öldürdü.
hapse girmeden önce hayvan bir polis tarafından damdan aşağı atılıp belden aşağısı felç bırakılmış, özlü sözleriyle, nefis durum değerlendirmeleriyle "vay anasını" dedirten, özünde iyi biri olan, oz'un olmazsa olmazı, anlatıcısı
agustus hill. cam kafesin içindeki hali gözümün önüne geldi gene. son sözü "bacaklarımı hissedebiliyorum" oldu rahmetlinin. rip.
zamanında geçirdiği kaza sonucu kafası 5 yaşında bir çocuk gibi çalışan ama kullanıldığı zaman tam bir ölüm makinasına dönüşebilen, pek sevgili
cyril o'reilly. idam edildiğinde hepimizi ağlatmıştı rahmetli.
bob rebadow da en enteresan karaketerlerden biriydi. idam mahkumu olan bu amcanın, cezasının elekrikli sandalyede infazı sırasında elektrikler gitmiş, sonra da cezası idamdan müebbete çevrilmiştir. idamı sırasında yediği elektrik kendisine çılgın bir 6. his kazandırmıştı. içerdeki en zararsız adam gibi görünmesine rağmen bi ara kendisi de baya sapıtmıştı. hispaniklerin lideri
raoul hernandez'i öldürme sahnesi oz'daki en vahşi sahnelerin başında gelir. agamemnon busmalis'le ölümüne kankaydı.
agamemnon busmalis,
ayhan sicimoğlu'nun oz şubesi kendisidir. acayip matrak bi adamdır. oz'un eğlenceli yüzüdür. her boku kazar, deşer bi tipti. içeri girmesi de bu sebeptendir. bi ara tünel falan kazmıştı, o tünelden miguel kaçmıştı. "
best miss sally ever" lafı hafızalara kazınmıştı, her
miss sally show'dan sonra aksatmadan söylerdi bunu. sonra miss sally'nin çakması bi hatunla evleniyodu falan. çok değişik bi karakterdi yani, severdik ayhan abi'yi.
hep mahkumlardan mı bahsedeceğiz? biraz da dışardakilerden konuşmalım:
em city'nin yaratıcısı, idealist yönetici
tim mcmanus. dizideki insancıl karakterlerden biriydi. müdür
leo glynn'e bağlı olmasına rağmen ondan daha daşşaklı bi imajı vardı kendisinin. mahkumlara yaklaşımı her zaman yumuşaktı, özellikle alvarez, said ve omar white'a karşı çok toleranslıydı. ama hakkını verelim hep tutarlıydı, hep sikinin doğrultusunda giderdi mesela. bi rahibe
peter marie'ye çakmadığı kaldı.
oz'un müdürü
leo glynn. özünde iyi bi insan olmaya çalışsa da şartlar onu zaman zaman yanlış yola itti. tam bir orospu evladı olan
vali devlin'in taşşaklarını yalamak zorunda kaldı, ama yine de mcmanus'a hiç kelek yapmadı. öldüğü zaman hem şaşırmış, hem de üzülmüştüm valla.
ve dizideki en sinir bozucu karakter,
vali devlin. katıksız bir orospu çocuğu, şerefsiz, karaktersiz, yavşak ve daha bir sürü şey... çok şey söylemeye gerek yok, klasik eline iktidar gücü geçmiş o.ç. tiplemesi. adamın tipine baksan sinirlerin zıplar zaten. herkes öldü, bi bunu öldüremediler ona yanarım.
ex rahibe, freş psikolog
peter marie içerdeki en insan gibi insandı. iyiliğinden hiç ödün vermedi. beecher'a kankalık etmesiyle gönülleri kazandı. mcmanus'un da içerdeki en büyük yardımcısıydı. ah o piç keller yok mu, bu melaike gibi kadını bile baştan çıkardı ya ne diyeyim.
rahip
ray mukada, içerdeki din görevlisi. miguel'in en yakın dostu oldu, bu açıdan sempati topladı. çok iyi bi insandı. şeytan evladı kızıl piç
timmy kirk tarafından feci keleğe geliyordu ki, ettiği dua kabul oldu ve satanist timmy kişisi
jaz hoyt tarafından eşşek cennetine yollanınca paçayı kurtardı. birinin ölmesi için dua etmesi dizide yaptığı tek kötülüktü, kendince tabi. ama ölümünden keyif alınan tek karakter de o timmy denen şeytandı, bu da bi gerçek.
doktor
gloria nathan, evliydi. şanssızlığı, gelir gelmez
dino ortolani gibi bi adamla uğraşmasıyla başladı. ortolani geberince,
ryan o'reilly'nin kendisine aşık olmasıyla hayatı değişti. kocası cyril tarafından boğuldu, bunu bile bile kendisine engel olamadı ve o da ryan'a aşık oldu. tacavüze uğradı. tecavüzcü ryan tarafından bulunup oyuldu. sonuçta, enteresan bi aşk hikayesiydi.
hakkında yazılması gereken aslında o kadar çok karakter var ki, hem mahkumlardan, hem görevlilerden, yaz yaz bitmez, şurada birkaç karakter analizi yapayım dedim saatlerimi aldı. belki ilerde devam ederim, şimdilik yeter. ha, hepsini kafadan yazdım, emeğe saygı +rep.
hadi bonus iki video da vereyim, izlemeyenler oz hakkında bi fikir sahibi olurlar belki. işte karşınızda, oz'daki bütün ölüm sahneleri bir arada:
http://www.youtube.com/watch?v=svzyrbaeeiihttp://www.youtube.com/watch?v=wzzzfjnzmqq