• 19 yaşındaki magazin muhabirinin ilişkiniz nasıl gidiyor sorusuna: "dalyarak ben sana soruyor muyum kimi sikiyorsun" demiş, canı sağ olsun güzel bir insan olduğunu göstermiştir yarıldım vidyoyu izlerken..

    darp olayı sonrası edit: hayır güzel bir insan değilmişsin, kadına şiddete hayır...
  • zamanında şiddet ve alkol sorununu mizah haline getirdiğimiz insan. "içkiliydi bilmem ne" "kaç yaşındasın sen?" "ben sana soruyo muyum kimi sikiyosun diye?" "dalyarak"

    biz bunlara güldük arkadaşlar. üniversite sohbetlerinde makarası yapıldı, ona da güldük.

    biz (kendimi de katarak) buna çanak tuttuk. evin afacan çocuğu muamelesi yaptık. "ilahi ozan ya!" dedik.

    biz kötü erkeklere, muzip çocuk muamelesi yapıyoruz farkında mısınız?

    mehmet ali erbil, cem yılmaz, ahmet kural, ata demirer... bunların hepsi, farklı zamanlarda, epey cinsiyetçi söylem ve/veya tavırlarda bulunmuş insanlar ve biz bu pespayeliklere kadınlı erkekli gülüyoruz.

    bi anda bu kafadan çıkmanızı beklemiyorum, ben de yıllarca güldüm bunlara. çünkü öyle alışmıştım. babam da benzer bir insan, yadırgamadım. kendime bu tip erkekler buldum.

    gözünüzü kulağınızı bi açın, bi bakın nelere gülmeye, neleri alttan almaya kodlanmışsınız.
  • o kadar ısrarla kaç yaşındasın sen? diye sorunca ardından önemli bir şey söyleyecek gibi durup bir anda dalyarak! deyince hepiniz şaşırdınız, itiraf edin arkadaşlar. ama yine de bu kaç yaşındasın sorusunun amaçsız sorulduğu anlamına gelmesin. ozan orada çocuğun yaşını öğrenip ona göre küfür söyleyecekti, öyle de yaptı. ozan'ın yaşa göre küfür çizelgesi şu şekildeymiş:

    18- keraneci
    19- dalyarak
    20- sikimin anteni
    21- amın oğlu
    22- götveren
    ..
  • ettiği küfürler konusunda tamamen haklı bulduğum oyuncu.

    daha tüyü bitmemiş, soru sormasını bile bilmeyen 19 yaşındaki bebe kalkmış '' ilişki nasıl gidiyor '' diye soruyor.

    ha diyeceksiniz ki; işi bu.
    ulan çaylak, insan ilk önce sorar '' sevgiliniz mi ? x'siniz mi y'niz mi ?'' ne o öyle sarhoş adama yarrak gibi ''ilişkiniz nasıl gidiyo'' diye soru sormak.

    iyi yapmıştır, az yapmıştır.

    edit : tabi 19 yaşındakilere bebe deyince..
  • herkes "içkiliydi bilmem ne"ye takılmıştı, oysa orada sevgilisini soran muhabire (bize ne tabii de konu o değil) "ben sana soruyo muyum kimi siktiğini?" demişti ve asıl takılınması gereken yer burasıydı. alkol seviyesi bilinç duvarını geçince, memleketin aydınlar topluluğundan biri (yersen) kameralar önünde bir kadınla sevgili olmanın anlamı onu sikmektir diye bas bas bağırdı kimse duymadı, "içkiliydi bilmem ne"nin geyik potansiyeli daha yüksekti.

    edit 1: "primciliğe devam kız düşer belki" mesajları alıyorum. erkek değilim.
    edit 2: "kadın da onun parasına gelmiştir" mesajları alıyorum, bu zihniyetin sonucu yukarıdaki durum, bin yıl geçse de bizden bir halt olmayacağının kanıtı bu yorum zaten.
  • acun: kimi seciyorsun?

    -lan dalyarak ben sana soruyo muyum kimi seciyorsun diye...

    ılk debe heyecanlı editi: eksi yazarı kargalarin tanrisi hocama selamlar :)
  • dilerim bir daha hic bir projede gormeyiz, hic bir yapimci bir daha kendisiyle calismaz. bu gibi kisiler ekranlarda yer almaya devam ettikce yaptiklari sanki affedilebilir, kabul edilebilirmis gibi bir algi oluyor; fakat degil. kadina siddet kabul edilebilir degildir, bunu uygulayan kisi kabul edilebilir degildir, bu kisinin psikolojisi kabul edilebilir degildir, bunu sindiren toplumlar kabul edilebilir degildir. kadina siddet hem bireysel hem toplumsal duzeylerde cok ciddi sonuclari olan bir sapmadir. kamu onundeki bir kisinin bu sekilde anilmasi ise ekstra uzucu, ucuncu dunya ulkesi orta dogu toplumlarinda bile bu gibi kisiler artik cok ciddi tepkilerle karsilasiyor. boyle skandallarin ardindan barinamiyor. ozan guvenin yakin cevresinde oldgunu bildigimiz diger kamu onundeki insanlar basta olmak uzere dilerim bizim toplumumuz da gerekli reaksiyonu gosterir.
  • sevenlerine sıcaklık göstermesi gereken kişi. doğru olan budur.

    mesela geçen selami şahin'i taksim'de gördüm, adam 1000 kişiyle fotoğraf çektirdi, kimseyi kırmadı. güzel şeyler bunlar.
  • kendisi hakkında, bu olaydan çok önce de bir entry yazmıştım. hatta bayağı övmüştüm. ki hâlâ aynı düşüncedeyim, iyi bir oyuncu çünkü.
    tabi bu, ceza almasın demek değildir.
    dava sonuçlanıp suçu ispatlanırsa eğer muhakkak ki hakettiği cezayı almalı ve benzerlerine emsal olmalı.

    yalnız bu olay, bir kez daha ne kadar ikiyüzlü ve sorunlu bir toplum olduğumuzu gösterdi bence.

    ilk başta, ikiyüzlü olanlar; kısacası ünlüler.

    malum, şiddeti uygulayan sıradan bir vatandaş olduğunda kınama yarışına girenler, ilgili kişi ozan olduğunda resmen ölü taklidi yaptılar. buna, o çok sevdiğiniz belediye başkanları da dahil.
    neyse, sonuçta ünlüler dünyası çıkar ilişkileriyle ayakta durduğu için buna pek şaşırmamak gerek. o yüzden hızlıca geçiyorum.

    çünkü asıl sıkıntılı nokta, bu sorunlu dediğim kesim; yani sıradan vatandaşlar. daha doğrusu, ülkedeki erkeklerin bir kısmı.

    şimdi bunlar öyle bir topluluk ki; meselâ bir kadın sosyal medyadan şiddet gördüğünü mü iddia ediyor, bunlar hemen dedektif kesiliyorlar, acaba adamın suçsuz olduğunu nasıl ispatlarız diye.
    lan daha şüpheli şahıs kendi hakkında açıklama yapmamış, bu ne hız?
    belki olayı kabul edecek ve özür dileyecek?
    hele bir oturun soluklanın!

    tamam, sonuçta herkes gerçeğin açığa çıkması için çabalayabilir, bunda bir sıkıntı yok.
    fakat bunların niyeti bu değil. çünkü onlar, ne erkeğin mağdur olma olasılığını düşünüyorlar ne de kadının şiddet görmemiş olmasını diliyorlar.
    tek dertleri var, o da acaba bir kadının yalanını ortaya çıkarır mıyız, sadece bunu istiyorlar.

    yani, zamanında kendi yaşadıkları münferit olaylar sebebiyle, daha ne olduğu tam belli olmayan bir davada taraf oluyorlar. hem de şiddet gösterenin tarafında.

    ama bilmezler ki; bu tarz olaylarda, gerçekler açığa çıktığında bazıları en fazla bir yalancıyı savunmuş olacaklar; fakat kendileri belki de bir psikopatı...

    işte o zaman ne düşünecekler acaba?

    edit:

    ben, kimse kimseyi tutsun veya savunsun demiyorum. sadece bırakın adli makamlar olayı çözsün.
    o yüzden, olayın sıcaklığıyla ne bir tarafı savunurum ne de diğer tarafı linç ederim, beklerim ki gerçek açığa çıksın.

    fakat, burada anlatmak istediğim güruh ne yapıyor? daha olayın içeriği tam belli olmadan hemen bir reaksiyon alıyor; ve ideolojisine veya dürtülerine göre hareket edip bir tarafı ölümüne savunuyor. ve bunu yaparken de anlamsız deliller gösterip, saçma argümanlar üretiyor.
    peki bunu neden yapıyor? kafasında hep o " işte yalancı bir kadın daha " algısı var çünkü. o savunduğu erkek çok umurunda değil yani.

    meselâ, şule çet ve pınar gültekin ölmemiş olsaydı eğer bütün ülkenin bu şekilde birlik olacağını mı sanıyordunuz?
    bakmayın, sırf ölüye saygısızlık veya linç yememe korkusu yüzünden ses çıkaran olmuyor.
    yoksa, o gün o katil üç elemanı savunacak birileri de çıkardı, emin olun.
  • son yıllarda gördüğüm en efektif dalyarak kullanımını sergilemiş sanatçı. unutulmaya yüz tutmuş, türk argo tarihinin bu muktedir vecizesini tekrardan literatürümüze kazandırdığı için kendisine teşekkürü borç bilirim. esasında dalyarak performansından sonrasını izlemesem, başka hiç meram etmese de muadil etkiyi yaratacakmış gibi geldi bana. yoksa şüphen mi var?

    (bkz: helal sana deli oğlan)
hesabın var mı? giriş yap