özgürleşmek

• türkçemizin hiç farkında olmadığımız nefislikte bir kelimesi. kökünde öz ve gür var. yani özünü gürleştirmek anlamına geliyor. "free" ve benzeri kelimelere etimolojik olarak bin basıyor kendisi kanımca.
• istediğin şeyi yapmak değil, istemediğin şeyi yapmamaktır özgürleşmek
• sanırım “bırakabilmek “ benim için.
  en çok hapsolduğum yer sıkı sıkıya tuttuklarım.
  bana ait sandıklarım.
  hatta kontrol etmeye çalıştıklarım.
  ne zaman akışına bıraksam,uçurtma kadar özgürüm işte.
  “an” da kalmak neden önemli anlıyorum artık.
  geçmiş ve gelecek esaret demek çünkü.
  bu anda elimden ne gelirse yapıp,yarını düşünmeden yaşamak özgürlük .
• ruhun sınırlarını taşırmak. taşandan bir parmak çalmak.
  (bkz: öz)
  (bkz: gür)
• başkalarına rağmen yapıp/yapmadıklarınıza göre değil, kendinize rağmen yaptıklarınıza bakılarak anlaşılır.
  
  çalışmama özgürlüğünüz yoksa yukarıdaki cümle anlamsızdır.
• uzun yıllar öncesinde özgürlüğü fiziksel sanırdım ama değilmiş büyük oranda zihinselmiş. toplum mühendisliği, şartlanmışlıklar, öğrenilmiş yanlış davranışlar, bürokrasi, sistem kısacası sizi öylesine kıskacına alıyor ki özgürlüğün esamesi bile okunmuyor. özgürleşmek kelime kökeni itibarı ile de öz'ün gür'leşmesi durumu. özünü ne kadar korur kollar ve kendini gerçekleştirirsen o kadar özgürsün ve özgürleşmişsindir. dış baskılardan ve yönlendirilmekten uzak zihinsel boyutu fiziksel dünyaya sözel olarak aktarıp tartışabilirsek o zaman özgürleşmekten bahsedebiliriz.
• hayatın akışındaki neden-sonuç zincirinden kurtulmakla mümkün olabilir.
• özgürleşmenin ne olduğunu herkes kendi düşünce yapısına göre çeşitli şekillerde ifade edebiliyor ve aslında zor da sayılmaz ifade edebilmek. öte yandan asıl zor olan “özgür olma”yı gerçekten bilebilmek çünkü çok az insan özgür olmanın tadına varabiliyor. keşke tanımlayabildiğimiz gibi hissederek bilebilseydik de...
• toplumsal, ahlaksal ve kültürel pratiklerin dayattığı baskılar, kurallar, beklentiler ve benzerleri bireyin özgürleşmesi önündeki en büyük engellerden birisidir. toplumsal, ahlaksal ve kültürel gerçeklikler zora veya rızaya dayalı olarak bireyi ya da toplumu kontrolü altına alır ve biz farkında olalım ya da olmayalım bu mekanizmalar aracılığı ile devreye sokulan otokontrol sistemine teslim oluruz. bu nedenle tam bir özgürlük ya da özgürleşme denilen şey aklın zincirlerinden kurtulduğunda yani delirmek ile mümkün olur.
• gitgide ozgure benzemek.