• "insan olmak ve hayatı hayvanlardan daha az anlamak ne hazin şey." panait istrati
  • kodin (codine) adlı kitabında yer alan bir öyküsünün son satırlarında, kir nicolas adrien'e şöyle diyor; "oysa ben dünyada yaşayanların hepsiyle kardeş olmak isterdim, ama kimse, bunu istemiyor. kimse iyi olarak doğan birinin, iyi yürekli yaşamasına yardım etmek istemediği gibi, iyi yürekli doğma şansını elde edemeyen birinin, iyi olmasına da yardımcı olmuyor."

    insanın insana ettiği zulmun doruğa çıktığı şu günlerde tekrar okunmalı panait istrati...

    (bkz: kodin)
  • ancak sıradan şeyler paylaşılır ve ortaklaşa yaşanır. insanoğlu çok mutlu olduğu anda yalnız kalır; çok mutsuz olduğu zaman da öyle..

    panait ıstrati
  • “soluksuz kalmış gibi susardı. on beş yaşının kaygısız coşkunluğu gitmişti. oysa daha yirmi yaşındaydı. on beş yaşındayken kızması bile başka türlüydü. panait istrati’yi ilk okuduğu zaman, bir arkadaşı ‘çok simple bir yazar’ demiş selim’e. ‘nasıl böyle konuşur esat ağabey,’ diyordu öfkeyle: ‘panait istrati suç ve ceza’yı nasıl coşkunlukla okuduğunu öyle anlatıyor ki insan o kitabı okumuş gibi oluyor.’ gözleri parladı: ‘ya arkadaşlıktan söz etmesi? mihail’le arkadaşlığı? ‘simple’mış. asıl onun okuduğu yazarlar‘simple’dir. gösteriş budalası ne olacak? neredeyse kavga edecektim.’ neredeyse kavga edecekmiş. bundan kötü bir hareket yoktu sanki. kavga etmezdi de. benim dışımda kimseye de öfkesini belli etmezdi. ‘bütün kötülüğün bana,’ diye takılırdım. ‘anlamıyorsunuz esat ağabey,’ derdi. ‘onları öfkeme layık bulmuyorum. öfkem bana ait bir şey. yakın hissetmediğim birine nasıl gösteririm onu. onlara da size davrandığım gibi davranmış olurum. asıl o zaman kötülük etmiş olurum size.’ bu ‘simple’ sözünü hiç hazmedemedi. günlerce ‘simple, simple,’ diye söylendi durdu.” *
  • sefalet ve hastalığına* dayanamayarak bir gün nice'de intihara kalkışan ancak vaktinde yetişilerek kurtarılmış olan; romanyalı bir köylü kadınla, kaçakçı bir rum babadan dünyaya gelen yazar.

    üzerinden çıkan romain roland'a yazılmış bir mektup, o yazarın kendisiyle ilgilenmesine yol açmış, böylece istrati fransa'da yazılarını basacak yayımevleri bulabilmiştir. kader.
  • şimdiye kadar sadece akdeniz adlı kitabını okuduğum ama garip bir şekilde bağlandığım bir yazar. naiflik derecesinde saf, tatlı, sıcacık. yoksulluk edebiyatı nasıl yapılmazmış, nasıl her şey hem kaderci hem iradeci yazılırmış ben bu insandan öğrendim. her cümle, her durum çok doğal, çok içten. bir nevi kafka'nın rengarenk(ama daha çok sarı, ışıl ışıl) olanı.
    kendisiyle tanışsam nefret ederdim ama okuması çok güzel.
  • asagidaki satirlarin sahibi, muhtesem insan. kendisini sevecen kafka olarak tanimlamak isterim ne zamandir firsat bulmusken yapayim. buyrun bunlar da asagidaki satirlar:
    "allahim, dostluktan yoksun olana hayat ne cekilmez sey! bir dostluk, isterse en siradani olsun! talih bizi bircok dost sevgisine eristirince nankorluk ederiz, gururumuzun gereklerini kesfedemeyen sevgi dolu yuregi yaralamak icin elimizden geleni yapariz. ama talih bir an icin bizden yuz cevirip bizi bencilligimize terketmeye gorsun, hemen, tum sevdiklerini alip goturen bir felaketin ertesinde harabeler arasinda basibos dolasan oksuzler gibi sefil ve perisan kaliriz. eksiksiz hepimiz boyleyiz. bizi yasatan kendimiz icin besledigimiz degil, baskalarina, hatta nefret ettigimiz insanlara karsi duydugumuz sevgidir."
  • romain rolland'in agzindan istrati; "1921 aralığının ilk günlerinde nice hastanesinden bir mektup aldım. gırtlağını kesen bir zavallının üzerinde bulmuşlardı. kurtulma umudu çok zayıftı. mektubu okur okumaz, bir dahinin çırpınışlarıyla karşı karşıya olduğumu anladım. çayırlar üzerinde esen kavurucu bir alevi andırıyordu. mektup balkanlar'ın yeni gorki'sine ait bir iç dökmeydi. intihara kalkışan kişi kurtulmuştu. onu tanımak istedim. mektuplaşmaya başladık ve dost olduk. adı istrati idi. 1884'te braila'da kaçakçı bir yunanlı babayla, ömür boyu saçını süpürge etmiş bir romen köylü anadan dünyaya gelmişti. (...) o doğuştan bir hikâyeciydi. kendi anlattıklarıyla heyecanlanan bir doğulu hikâyeci. "
  • arkadaş adlı kitabı, on adet fransızca bilen ama bitli olan kaplan gücündedir ve dostluk üzerine yazılmış bir şaheserdir...
  • sanirim hagi'den sonra tüm dünyada en çok taninan ikinci rumen.
hesabın var mı? giriş yap