• bentham’ın panopticon’u, salgın hastalıklar nedeniyle karantina altına alınmış kentlerin mimari biçimi gibidir, bu kentlerde kıpırdayan, hareket eden herkes, ya sokaktaki salgın hastalık ya da evlerden çıkanları öldürmekle görevli askerler nedeniyle bir yaşamsal tehdit altındadır. panopticon’un ilkesi de çevrede halka şeklinde ve hücrelere bölünmüş bir bina, merkezde halkanın iç cephesine bakan pencereleri olan bir kule. hücrelerde biri ışık almak için dışarı, diğeri de kuleye bakan iki pencere vardır, böylece kuleden bakıldığında bir siluet halinde mahkumun, öğrencinin ya da işçinin eylemleri izlenebilmektedir. gözlemenin görülmemesi, düzenin güvencesi olmaktadır, hücre içindeki mahkum kaçmaya kalkamayacaktır ya da kapatılanlar işçilerse, kavga, hırsızlık, anlaşma, işi geciktirmeye ya da düşük nitelikli hale gelmesine neden olan veya kazalara sebep olan dalga geçmeler ortadan kalkacaktır. hem kalabalık hem de bireysellik, bir ayrılmış bireysellikler koleksiyonu lehine iptal edilmiştir. gardiyanın bakış açısına göre bu kalabalığın yerine sayılabilir ve denetlenebilir bir çoğunluk, içeride kapalı tutulanların bakış açısına göre ise kapalı kapılar ardında ve bakışlar altındaki bir yalnızlık geçmiştir.

    panopticon yapısı gereği herhangi biri tarafından işletilebilir, ve gözleyenlerin sayısı ne kadar artarsa içeridekilerin gafil avlanma ve gözetim altında olma kaygısı o kadar artacağı için panopticon, türdeş iktidar etkileri imal eden bir makinedir. böylece mahkumu iyi davranmaya, deliyi sakin olmaya, işçiyi çalışmaya zorlamak için güç kullanmaya gerek kalmamaktadır. panopticon, bu tip gözetleme sayesinde farklılıkların ortaya çıkmasına uygun bir ortam yaratmakta, “tembellik ve inat” olanı, tedavi edilebilir olan “geri zekalılık”tan ayırmayı, işçilerde her işçinin doğal yeteneklerini ortaya çıkarmayı, bir işi yapmak için harcadıkları zamanı diğer işçilerinkiyle kıyaslamayı ve yevmiyelerini bu zamana göre hesaplamayı mümkün kılmaktadır. bütün bu işlevler iktidara ait disiplin oluşturmaya yönelik tekniklerle gerçekleştirilmektedir.

    panopticon, insanlar üzerinde yaratılabilecek dönüşümlere yönelik deneyler yapmak ve bunları çözümlemek için çok ayrıcalıklı bir yerdir. panopticon, ideal biçime getirilmiş olan bir iktidar mekanizmasının diyagramıdır, her tür engelden, dirençten veya sürtüşmeden arınmış olan işleyişi saf bir mimari ve optik sistem olarak sunabilir: o işler durumda, her tür özel kullanımdan kopartılabilen ve kopartılması gereken siyasal bir teknoloji biçimidir. ancak, disiplinsel iktidarın denetleyenleri denetlemesinde olduğu gibi, panopticon’da da kule içine “kapatılmış” olan müdür de panopticon’un bir parçasıdır, ve bir aksilik söz konusu olduğunda ilk sorumlu (ve kurban) da o olacaktır. panopticon’ın efendisi “benim kaderim onlarınkine icat edebildiğim tüm bağlarla bağlıdır” demektedir. panopticon düzenlemesi bir iktidar mekanizması ile bir işlev arasındaki bir buluşmadan ibaret değildir, panopticon, ahlâkı yeniden biçimlendirme, sağlığı koruma, endüstriyi yeniden canlandırma kapasitesine sahiptir, iktidarı daha ekonomik ve daha etkin bir hale getirmek ister, ama bunu iktidarın ya da toplumun kendisi için değil, toplumsal güçleri daha güçlü kılmak, üretimi artırmak, ekonomiyi geliştirmek, kamusal ahlak düzeyini yükseltmek, arttırmak ve çoğaltmak için ister.

    bentham teorik düzeyde, toplumsal bünyeyi ve onu kat eden iktidar ilişkilerini çözümlemenin başka bir biçimini tanımlamaktadır; uygulama terimleri içinde, hükümdarın ekonomisini meydana getirirken, iktidarın yararını artırma durumunda olan bedenlerin ve güçlerin tabi kılınmalarına ilişkin bir usulü tanımlamaktadır. panopticon, nesnesi ve amacı hükümranlık ilişkisi değil de disiplin ilişkileri olan yeni bir “siyasal anatomi” nin genel ilkesidir.

    mimari ve geometri dışında hiçbir fiziksel kontrol aracına güvenmeden, panopticon iktidarın işleyişini garantiye alan sürekli bir gözetim ilkesine dayanan acımasız bir sistem kurar. burada foucault, ilk olarak kliniğin doğuşu’nda bahsettiği hakim olanın bakışı düşüncesini disiplin temasına kadar genişletiyor:

    “panoptik şema, iktidarın araçlarını daha güçlü kılar: ekonomisini sağlamlaştırır... engelliyici karakteri, sürekli olarak işlemesi ve otomatik mekanizmasıyla etkili ve yararlı bir mekanizma olmasını garantiler... bu, iktidar ilişkilerinin bir işlev içinde işlev görmesinin, ve işlevlerin bu iktidar ilişkileri sayesinde işlev görmelerinin sağlanmasının bir yoludur.”

    panoptik sürekli gözetleme ilkesi, kuşatılmış disiplinsel iktidar sistemlerinden, toplumsal kontrolün dağınık biçimlerine kadar yayılmıştır. modern toplum, sınırsız bir şekilde genelleştirilmiş bir panoptisizm mekanizmasıdır, ama işlevi sadece belirli mekanlardaki bedenlerin düzenli ve etkili dağılımından ibaret değildir. sürekli gözetim ilkesi, sabit bir değerlendirme veya yargılama fikriyle çevrelenmiştir: normalleştirme aracılığıyla kontrol. örneğin, modern bir ceza düzeninde mahkum sadece fiziksel kısıtlamaların gerektirdiği bir gözetime değil, aynı zamanda kriminoloji, psikoloji, tıp gibi “değerlendirici, teşhis edici, tahmin edici” ve normatif bir dizi bilgiye de tabi tutulmaktadır. bu bilgiler düşük dereceli suçluluğu denetmemeyi mümkün kılan patolojik bir “suçlu” (görevini yerine getirmeyen) öznesi üretir.

    panopticon, kapitalizmde yeniden keşfedilmiştir. kapitalizmde yeni teknolojilerin kullanımının işyerinin yoğun kontrolünü gösterip göstermediği tartışması karmaşık ve yetersizdir.zuboff, akıllı makinenin çağı (in the age of the smart machine)” kitabında bilgisayarların işyerinde dönüştürücü bir kapasiteye sahip oldukları görüşünde. “iktidarın ruhsal temeli” olan otoriteye pararlel olarak tekniği “iktidarın maddesel temeli” olarak inceliyor. iddiasına göre çağdaş yönetim tekniğinin anahtarı, yeni teknolojilerin kullanımıyla birlikte mümkün hale gelen panoptisimdir.

    günümüzdeki örgütlerde zuboff’un incelediği işyerlerinden biri olan yüksek derecede otomatize bir hamur imalathanesinde, sabah meydana gelen küçük bir patlama, tüm işlemin beş saniyelik aralıklarla sürekli olarak kaydedildiği kameralarla kurulmuş sistem sayesinde, yönetim kazanın nedenini, teçhizat hatası mı, kötü alınmış bir karar mı yoksa uyuklayan bir operatör mü olduğunu kesin olarak tespit edebiliyor; bu tip yerlerdeki işçiler günlük rutinin en küçük detaylarına kadar yönetimin gözünde saydam hale geliyorlar.

    bu yüksek derecede görünebilirliği zuboff panoptic’e bağlıyor. bu tip işyerlerinde bilgisayar tarafından sürekli gözetlenme ve üstlerle yüzyüze ilişkilerin azlığı, direnme arayışları ortaya çıkarabilirdi, ama alınan sonuçlar uyumun daha fazla olduğunu gösteriyor. özellikle bazı kayıtların yönetim kadar işçilerin de ulaşabileceği konumda olduğu fabrikalarda, yönetimin standartları işçiler tarafından içselleştiriliyor; bunun da foucault’nun belirttiği gibi panoptican’ın “normalleştirici disiplini” nin bir parçası olduğunu görebiliriz. zuboff bulgularını toplumsal bir seviyeye genelleştirmiyor, ama bu bağlantı frank webster ve kevin robins tarafından yapılıyor. webster ve robins, bilgi teknolojilerinin taylor’un bilimsel yönetimin ilkelerini üretim alanından kitlesel olarak ve çoğaltarak, tüketim alanına taşıdığını ileri sürüyorlar. foucault’yu izleyerek webster ve robins, disiplinin kapitalist sisteminin panoptik olarak arttığını görseler de, tek bir iktidar kaynağı göstermiyorlar. “herşeyi bilen denetleyici tek bir güç” olmadığını ileri sürüyorlar, ama yine de toplumun büyük bir panoptik mekanizma gibi işlediğini belirtiyorlar. (consumer açısından anlatanlardan). foucault’ya nispeten daha yakın olan mark poster ise panoptiğin artık teknik sınırları olmadığı için, ( tüketiciler açısından ) bir “superpanopticon”dan bahsediyor.

    bir metafor olmasının ötesinde, panoptic kavramı içinde bir iktidar modeli bulunur. normalleştirici disiplin, nesnenin abartılmış görülebilirliği, gözlemin doğrulanamazlığı, gözetimin hamili olarak nesne, gerçek bir kesinlik isteği, bunların hepsi bir iktidar modeli olarak panoptic’in önemli yönleri. soru, bütün bunların her bağlamda ne dereceye kadar zorunlu olarak varolduğudur.
  • dünyada batılı ve batılı olmaya çalışan devletlerin güvenlik paradigmaları bu model üzerine oturmaktadır artık. teknoloji sayesinde sadece gören birinin varlığının yerini duyan, takip eden bir garidyan devlet ve ulus devlet hapishanesi almıştır.
  • kesinlikle annenin bakışıdır, asırlardan beri vardır. ve sizi gerçekten bu bakış salgın hastalığınız olduğuna inandırır. size aşık olan kadın olarak anne sizi kendisine bağlayacak her noktada organizasyona hazırdır. sizi o kadar beceriksizleştir ki yine ona kalırsınız. (bkz: supplica a mia madre)
  • efendim bence sinema salonundaki seyirci koltugudur. cok sayida insana bir iki kisilik seyir sunan gosteri toplumunun yerini tek bir kisiye buyuk temasalar sunan gozetleme toplumuna birakmasi: hapishane, akil hastanesi, okul ve dahi televizyon. sinemayi da bu kategoriye koyabilir miyiz, koyariz. sinemaya kalabalik da gitseniz yalniz seyredersiniz -foucault'nun ayrimiyla konusacak olursak- seyir mi edersiniz gozetler misiniz: (bkz: alfred hitchcockun hemen hemen butun filmleri, laura mulvey, peeping tom, eyes of laura mars, biran de palmafalan falan derken) evet gozetlersiniz. perdedekiler sizi gorebilir mi goremez, ama her an izlendiklerini bilirler mi bilirler falan falan.
  • jeremy bentham'ın hapishane tasarısı. bir donem cok meshur olmuştur. ama kullanım alanı bulamamış , yalnız asagidaki alıntıda da okunabileceği üzere hapishane evriminde onemli bir yere sahiptir.

    ***bentham , hukuk ve ceza mevzuatı isimli eserinde , hürriyeti bağlayıcı cezayı savunarak , hükümlülerin uslanmalarına yönelik tedbirlerle meşgul olmuş ve panopticon ismini verdiği bir cezaevi modelini önermiştir. dairevi bir şekilde inşa edilmesi öngörülen bu cezaevlerinde, dairenin merkezinde olacak yerden bütün hücrelerin kontrol altında tutulabileceğinden , hükümlüler daha güvenli ve ekonomik usullerle kontrol edilebileceklerdi. bentham , ayrıca , hükümlülerin ıslahına yarayacak vasıta ve tedbirleri de; “mahkumların çalıştırılmalarını, ileride hapishaneden çıktıkları zaman geçimlerini temin edebilmeleri için kendilerine bir sanat öğretilmesi, ahlaki ve dini terbiyelerine dikkat edilmesini , fena huyların geçmesine mani olmak için ahlaki redaetleri derecesine göre küçük gruplara ayrılmalarını , hapishaneden çıktıkları zaman kendilerine iş bulmak suretiyle himaye edilmelerini, hapishanede çalışmakla elde ettikleri paranın bir kısmını suçtan zarar görenlerin bu zararlarının tazminine tahsis edilmesini ...” şeklinde göstermişti. ingiltere parlementosu , panopticon sistemine dayanan bir cezaevi yapılmasına izin vermişse de , inşaatı 1811’de durdurulmuştur. amerika birleşik devletleri’nde statevile cezaevi , 1916-1925 yılları arasında bentham’ın panopticon tarzında inşa edilmiş ve yedi milyon dolara mal olmuştur. bentham’ın panopticon modelinin sonradan inşa edilen tüm cezaevlerinin mimarisi üzerine bir iz bıraktığı ve 19. yüzyıl boyunca inşa edilen cezaevlerinin bir merkeze bitişik olmak üzere , ya tam daire veya kanat ya da yelpaze şeklinde binalar olduğu ileri sürülmüştür.

    *** : hapishane kitabi. kitabevi , istanbul 2005

    panopticon'un sekil itibariyle neye benzedigini başka bir alıntıyla acıklayalım.

    *çevrede halka şeklinde bir bina , merkezde bir kule , bu kulenin halkanın iç cephesine bakan geniş pencereleri vardır. çevre bina hücrelere bölünmüştür , bunlardan her biri binanın tüm kalınlığını fethetmektedir. hücrelerin , biri içeri bakan ve kuleninkilere karşılık gelen, diğeri de dışarı bakan ve ışığın içeriye girmesine olanak veren ilişer penceresi vardır. bu durumda merkezi kuleye tek bir gözetmen ve her bir hücreye tek bir mahkum kapatmak yeterlidir. geriden gelen ışık sayesinde, çevre binadaki hücrelerin içine kapatılmış küçük silüetleri izlemek mümkündür.

    * : birikim dergisi , ağustos 2000, sayı 136 , sf 31.
  • azın çokları seyrettiği, kontrol altına aldığı geçmişin panoptikonuna karşı küreselleşme ve teknolojinin beraber getirdiği fırsatlar (ya da her ne ise) ile synopticon modeli ortaya çıkmış ve bu model de en güzel uygulamasını televizyon ile bulmuştur. artık çoklar azları seyretmektedir ama yine de kontrol altında tulan çoklardır. hem de kendi iradeleri ile*.

    bilgi çağı sürümü için (bkz: omnipticon).
  • bentham tarafından dizayn edilen hapishane modeli.planda, daire şeklinde dizayn edilmiş hapishanenin en ortasında yüksek bir gözetleme kulesi vardır, tüm hücreler bu dairenin içine doğru açılır. gücü elinde tutan bu yüksek kulede herkesi görebilmektedir ama hücredeki uyruklar sadece kuleyi görüp içindekini göremezler. bu nedenle sürekli gözetlendiklerini farz ederek kendilerini kontrol altında tutmaya ve kurallara aykırı birşey yapmamaya çalışırlar. michel foucault bu düzenlemeyi modern toplumlara benzetir. insanlar da bu yöntemle hem başkalarınca kontrol edilmiş hem de kendilerini kontrol altında tutmuş olurlar ki bu da modern toplumların disipline edilmesinin önemli bir tekniğidir.
  • ozve prison break'te gördüğüm kadarıyla amerika'da benzerlerinin olduğu hapishane cinsi.
  • (bkz: panoptik)
hesabın var mı? giriş yap