• canlı performansı eşsiz benzersiz olan bir oluşumdu. hala yerini dolduracak bir grup göremiyorum.

    (bkz: live @ brixton academy 94)

    https://www.youtube.com/watch?v=-jhwqsxgbti
  • groove metalin en iyi temsilcilerinden olan aşmış metal grubudur. dimebag abimizin trajik bir ölüm sonrası vefat etmesi, yıllar sonra da kardeşinin kalp krizinden ölmesi cidden çok üzücü. metal dünyasında nice yeteneklerin bir şekilde ölüp gitmesi, yaptıklarıyla yaşamaları ne kadar sağlam olduklarını gösterir. hala bir pantera şarkısı açıp gaza gelebiliyorsam, tüm grubun ne kadar harika işler yaptığını tekrar tekrar anlamış oluyorum.

    dimebag, sen harika bir gitaristsin öncelikle onu söylemek istiyorum. yazdığın riffler, sololar, şarkılar sayesinde bu grubun çıtasını fazla yükselttin. senin gibi bir gitarist olmak isterdim ama tarzlarımız bugün farklı. phill anselmo abimizin uyuşturucu bağımlılığının verdiği sebepler grubu dağıtıp, kardeşinle farklı oluşuma gitmen senlik bir şey değildi. zaten o pezevengin uyuşturucu müptezeli olduğu bugün sesine bile yansıyor. tabi vokallerinin gruba tam uyumlu olup, insanları gaza getirdiği gerçeğini de yok sayamayacağım.

    cowboys from hell albümü öncesini zaten hayranları nerdeyse yok sayıyor ki ben de onlardan biriyim. en sevdiğim gaz parçalarından ikisi (bkz: becoming) ile (bkz: 5 minutes alone) kesinlikle. riffler ve davulların uyumu müthiş. gerçi hangi şarkısını sevmiyorum desem çok çok az örnek verirdim galiba. sadece texas'lı oldukları için redneck tarafları olduğundan eleştirilebilirler ama onun dışında baba gruptur. rest in peace üstadlar, ışıklar içinde uyuyun.
  • (bkz: the kings of metal)

    daha iyisi ne geldi, ne de gelir. her zaman yaptıkları işin üzerine koymayı başarmış bir grup adam. bırak tek şarkılık grupları, on şarkılık gruptan bile fazlası elemanlar. bana göre geçiş albümü olan cowboys from hell'de (1990) başta aynı isimli şarkıları dışında albümde en çok bilinen 4-5 şarkı haricinde diğer şarkılarında da acayip riff'ler ve solo'lar kullandılar ve genç anselmo'nun clean ve tiz tonlarda öttürmeyi başarmıştı. sonraki yıllarda cowboys from hell ve primal concrede sledge dışında (ara ara cemetary gates -sonraları çoğunlukla fucking hostile'dan önce introsu kullanıldı- ve domination'ın outro'sunu hollow'ı girişi için kullandılar) çalmadılar ama ilk kez "biz burdayız" dediler. cowboys from hellçoktan milli marş hürmeti görmeye başlamış, '91 moskova konserinde de öttürmüşlerdir 1,5 milyon rus gencini bu şarkılarla.

    92'de vulgar display of power ile artık pişmişlerdir. sürekli çaldıkları/demirbaş sayılabilecek 5-6 şarkı dışında kalan şarkılar da adamı coşturur. albüm, kesim ritmin babasıdır. bana göre en sert albümleri olmasa da tarihin en iyi 10 metal albümü listelerine rahat girer. artık yavaştan big four'u yanında big one olmaya doğru gidiyordur.

    '94 model far beyond driven, çoğu dinleyici tarafından en sert albüm olarak kabul ediliyorsa bunu ilk 4 şarkıya, özellikle giriş şarkısı olan strength beyond strength'e borçlu. hala böyle gaz bi giriş şarkısı gelmemiştir dünyaya. artık cowboys from hell zamanlarından tamamen uzak bir şekilde, çok daha sert ve keskin riff'lerle ve bence albümün en iyisi olan vinnie paul'ün alıp götürdüğü bir noktadalar. albümün çıkışı ise girişinin tamamen zıttı, planet caravan gibi dünyanın en güzel şarkısıyla yapılmış, kendi tarzlarının dışındaki işlerde bile en iyisini yapabildiklerini kanıtlamışlardır.

    the great southern trendkill, '96. pantera'nın açık ara en karanlık albümü. bunda en büyük pay anselmo'nun eroin kullanımındaydı (diğer üyelerin alkol bağımlılığı da söz konusu). daha sonra kendisinin down ii albümünde de ağırlık verdiği gibi ana tema eroin kullanımı ve sonrasıydı. suicide note pt 1 (hiçbir zaman canlı çalmadılar), suicide note pt 2, living through me 10's şarkıları buna yöneliktir. sözleri yazdığında gruptan aynı, izole olmuş bir biçimde texas'dan uzakta, evine kapanmış bir şekilde yazmıştır ve doğal olarak gruptan ayrı kayda girmiştir. tabii eroinin etkisiyle. albümün en sevilen şarkıları war nerve,floods , drag the waters ve tabii ki suicide note pt 1 ve 2 olmuştu.

    reinventing the steel, 2000, açık ara en underrated albümleri oldu. içinde konserlerde çalmak için harika parçalar vardı ama bunun keyfini sadece 1 yıl çıkarabildiler. pantera'nın geçmişiyle kıyaslarsak, underrated olmasının nedeni o dönemde insanların trendkill pt 2 gibi bir albüm beklemesiydi diyebiliriz. zira trendkill'den çok uzak bir albümdü. kişisel yorumumu sonra katmak üzere, revolution is my name dışında kalan hellbound, i'll cast a shadow, goddamn electic, yesterday don't mean shit gibi güzel şarkıları vardı. r.t.s., son albümleriydi.

    hikayenin sonrası belli... grup, dublin'deyken gerçekleşen 9/11, mecburen iptal edilen turlar, 2002'de çıkması düşünülen albüm ama anselmo'nun 11 eylül'den sonra bir yıl ara vermek istemesi ancak bu kararından sonra yan gruplara** ağırlık vermesi, abbott kardeşlerin 2003'e kadar sabredip en sonunda anselmo'ya siktiri çekerek grubu dağıtması, damageplan, dimebag'in ölümü...

    ben de çoğu kişi gibi anselmo'yu suçlardım 2002 ve sonrası için ama dönüp bakınca 2008'den sonra sesi çökmeye başlamış biri olarak konserler, 2002'deki olası albümleri ve sonrasına son sürat devam etseydi sesi daha çabuk göçebilirdi. o kadar alkol, sigara, being a junkie, sesin hep sınırlarını zorlamak ve hatta geçmek... iyi bile dayanmış bence o ses. pantera'yı o halde (yani o sesle) görmek istemezdim açıkçası. onun dışında belki de artık daha sakin takılmak da istemiş olabilirdi, pantera ile devam ettiği sürece bu namümkündü. yine de "senin yan gruplara vereceğin ağırlığı sikeyim" demek geliyor içimden, kendimi tutamayacağım (down ii güzel albümdü gerçi...).

    pantera albümleri gazdır, düz duvara tırmandırır ama asıl olayları konserleridir. official live 101 proof'un toplama konser albümü olmasından dolayı ayrı tuttum. konserlerinde ayrıca verdiği gaz ve zevk dışında farklı albümlerden şarkıların birbiriyle olağanüstü bağlantısı (cemetary gates- fucking hostile, domination- hollow, hellbound- a new level, i'm broken- by demons be driven... official live 101 proof'da anselmo'nun 5 minutes alone- sandblasted skin arasındaki konuşmayla veya fucking hostile öncesinde gaza gelmeye hazır olmadınız mı hiç, sorarım.), şarkıları daha güzel hale getirmeleri ve tabii ki de seyirciyle bütünleşip hep sıcak tutmak... her babayiğidin harcı değil bunlar.

    adamların konserlerindeki gelişimi de muazzam. en bilinenleri üzerinden gidersek '91 moskova, '92 monsters of rock, '94 donington, 96-97 arası kaydedilen official live: 101 proof, ozzfest 98-2000, 2001 konserleri ve tabii ki son konserleri olan 2001 yokohama arena. adamlar "öfkeli texas gençleri"nden mağara adamına evriliyor gözümüzün önünde. yalnız yine diğer gruplardan en büyük farkı abartı, cıvık, maymun veya ne derseniz değil, işte olmadılar hiç. son dönemlerinde arka planda yükselen ateş efektiyle ustaca kullanılan ışıklarla düz sayılabilecek ama şarkıları arka plana atmayacak şekilde sahneleri vardı. hayvan gibi badass'lerdi, çizgilerini asla bozmayan ciddi ama eğlenceli adamlardı.

    paragraflarca yazdık, bari kişisel favorilerimi de yazayım. tamamen bence;

    en iyi albümleri: seçmesi cidden çok zor ama bencereinventing the steel. gerek sound'u, gerek albümde yakaladıkları sertlik, dimebag'in kullandığı blues kalıpları, artık arşa çıkmış bateri ve baslarıyla baştan aşağı sıkılmadan dinlediğim tek albüm. diğer albümlerinde kendini dinletmeyen bazı şarkılar olduğu için ve r.t.s.'yi bir bütün olarak sevdiğim içindir. yalnız bu demek değildir ki diğer albümleri meh... diğer albümleri zaten birbirinden efsane. c.f.h gibi kült bir albümden sonra vulgar'ın çığır açması, f.b.d'nin billboard listelerinde * -ilk ve tek- 1. sıraya çıkması, trendkill'in eşsiz karanlığı derken aynı camiadaki dostlarının bir çoğu 90'larda nal toplarken ya da yeni gruplar henüz çizgisini yakalamamışken grunge'a karşı tek başına durmuştur. hoş, mtv'nin o dönemdeki deyim yerindeyse tekelliği en sonunda bu tarzların arasından sikko pop müziği çıkardı ya, yatacak yeri yok hiçbirinin. günümüzde birbirinin aynısı olan sound'larla (kişi demiyorum bak, herkesin sesi bence aynı) kendini yenilemeyen, ortaya yeni bi şey koymayan bir tarz şu anda pop müzik. neyse, metal müzik, aslında the underground in america/sandblasted skin ikilisinde de bahsedildiği gibi bi yerde underground olmalı ama yakın zamanda metal müzik tekrar yükselecektir.

    en iyi şarkıları: yok, adamların aynı derecede olağanüstü en az 10-15 şarkısı var. ben şahsen i'll cast a shadow'u ayrı tutacağım yine de. bence de "ageless, timeless".* yalnız metal dinlemeyen biri bile cemetary gates'i er ya da geç beğenecektir, kaçışı yoktur.

    en iyi soloları: cemetary gates veya floods demeyen yok galiba.

    en underrated şarkıları: the underground in america - sandblasted skin ikilisi. diğer şarkıların gölgesinde, riff'leri albümün genelinden biraz uzak olsa da çok iyidir. onun dışında 10's, we'll grind that axe for a long time (anselmo ilk kez bu sene söylemiş bu şarkıyı, güzel mi güzel), hatta r.t.s.'nin büyük çoğu diyelim de konu kapansın.

    en underrated solo: açık ara the sleep. saatlerce olsa dinlenir.

    en badass açılış şarkıları: hellbound - a new level (aynen, sırf bunun için böyle bir kategori açtım.)

    izlenmesi gereken bazı konserleri: official live 101 proof dışında 1991 moskova, 1992 monsters of rock, 1994 donington, 1997 san jose,1998 ozzfest (youtube'da kötü kayıtları var ama iyi kayıt edilmiş a new level ve walk'ı paylaşıyorum. a new level'ın en sağlam versiyonu açık ara bu, bunu dinlemeden ölünmez.), 1999 portland, tabii ki ozzfest 2000 (her haliyle favorim, zaten 3 milyonu benimdir.* not: bol meme içerir.), 90'lara nazaran vokal olarak death metal'a kaymalarıyla daha tatlı bi sound yakaladıklarını düşündüğüm 2001 konserleri ve tabii ki de son 2001 japonya (konserden görüntü olarak 5 minutes alone ve fucking hostile.

    demem o ki çok insanın hayatına etki etmiş ve asla eskimeyecek bir gruptur pantera. içinden kimi çıkarsan bozulacak bir uyumu vardı, komple bir gruptu, dibine kadar gerçek metaldi anlayacağınız. 90'larda savrulan metal müzik ve duraklama dönemine giren bir sürü demirbaş grup hala devam ediyorsa bunu bu 4 adama borçlular. son insan da ölene dek bitmeyecek bir efsanedir pantera.

    (bkz: ageless and timeless for fucking ever)
  • birçok rock/metal grubunun iki gitaristle bile veremediği ses zenginliğini ve tarihin en iyi rifflerinden birkaçını bizlere sunan dimebag darrell, şahane davul line’larının sahibi ve dimebag’in ağabeyi vinnie paul, dünyanın kıymeti en az bilinmiş bas gitaristlerinden rex brown ve sahne denen büyülü mekanı en iyi domine eden frontmanlerden phil anselmo adlı hayvanoğluhayvandan müteşekkil efsanevi metal grubu.

    the art of shredding adlı şahane şarkılarındaki rifflerden en az beş başyapıt şarkı çıkar, öyle de müsriflerdir.
  • ah abilerim benim! groove metal, heavy metal sayılabilecek şarkıları olan bir metal grubu, şarkı da önereyim:
    (bkz: pantera - walk)
    (bkz: pantera - cemetery gates)
    (bkz: pantera - ı’m broken)
  • şu elektro güzellik, gitarlar sololar... steril ve olgun mid tempo. herkese nasip olmaz.
  • en uç müzikleri dinledim. nedense hiçbiri bana far beyond driven albümü kadar sert gelmemiştir.

    adını metal tarihine çelikten harflerle kazıyan müthiş gruptur.

    vokali ayrı, davulu ayrı, gitaristi zaten insan olmayan pantera'nın basçısı da çok baba adamdır. her zaman kendisini kingsman elderlarına benzetirim.
  • logoları baştaki ve sondaki harfleri büyük pantera şeklinde olup metallica yazı tipinde değil, dümdüz bir şekildedir. teksas çıkışlı grup olup zamanında yedikleri steakhouseların hakkını vermişlerdir.*

    walk
  • yıllardır bıkmadan usanmadan dinlediğim gruptur. bu işin sonu dövmelerini yaptırmakla bitecek gibi duruyor.
hesabın var mı? giriş yap