• tapınmanın hakkını veren insanlar. sürekli zikir halindeler.
  • insanoglunun en tehlikeli, sinsi ve nefret edilesi turu.

    eger ki bir insanda baktiginiz ilk sey o kisinin giyimi, uzerindekinin marka etiketi, altindaki arabasi ise siz gercekten bos, sekilci ve paraya tapan bir insansinizdir. bir insani tanimlamak icin kurdugun ilk cumle "bi giydigini bi daha giymiyoo" ya da "altinda xx model araba vaar" olmasin. bu adam/kiz seninle arabanin egzozunun sesinden ya da gomlek mansetinden konusmayacak, biraz karaktere yogunlasin.

    derse giderken arkadasimla telefonla gorustukten sonra yasanan diyalog aynen su sekilde:

    + ay kimdii?
    -arkadasim?
    +neden kisa konustunuuz?
    -araba kullaniyordu, mesgul etmemek icin.
    +ay arabasi mi vaar?! markasi ne?!
    -ne bileyim ben, sormak hic aklima gelmedi.
    +ay olur mu oyle seey sacmalama!!
    -..tamam haklisin.
  • paraya tapanlar herhalde önce parayı tadanlardır
  • arkadaşın biri, bir kaç kere, kim milyoner olmak ister isimli yarışmaya başvurmuş, tabi gelen bir teklif yok. ben de arkadaşa ''olum oraya çıkanları görmüyor musun? hep özel üniversitede okuyan öğrenciler bi ibnelik var zaten bu işte'' dedim.

    o da bana '' yok ya sadece o değil enteresan bir hayat hikayen olması gerekiyor seni çağırmaları için, annemin bi gözü babamın bir kolu yok ben de küçükken tecavüze uğradım desem bak gör nasıl arıyorlar''
    dedi.

    sonra şöyle devam etti..

    zaten ben çıksam açık konuşurum tamam kenan bey sizi de seviyoz da ben para için geldim valla, benim için yarışmak kendimi denemek önemli değil ben kendimi evde de denerdim para lazım bana para derim dedi, ''olum bırak senin gibiler yüzünden almıyorlar demek ki bizi yarışmalara a.k'' dedim.

    o da hasktir lan benim için önce para sonra dürüstlük önemli dedi

    çocuk da haklı şimdi ne deyim ???
  • mutsuz olan ve çevresindekileri de mutsuzluğa sürükleyen insanlardır. hızla uzaklaşalım.
  • "maddi hayata tapanlar, deniz suyu içenlere benzerler, içtikçe susuzlukları artar."
    >ibn arabi<
  • kendi tabirimle bu kişiler " para-misyoner" dirler. yani " para-misyonerizm" felsefesine sahiptirler.

    para ve misyonerizm'in birleşmesiyle oluşan bu felsefi görüşe sahip kişiler, mevcut paralarının çoğalmasını; ancak azalmamasını isterler. hayatlarını bu amaca uygun şekilde yaşayıp insanlarla olan ilişkilerinde bile parasal bir çıkar güderler. adeta paranın bir elçisi gibi zenginlik göstergesi olan her şeyi alır ve insanların aklını çelerler; yani paranın misyonerliğini yaparlar.

    paraya gerçekten tapan kişilerin yuvası özel sektördür ve bir sonra çıkacak olan ipad için günde 12 saat çalışmaya başlamıştır bile. tabii çok para kazansalar bile gereksiz olan (zenginlik göstermeyen) şeyler hakkında masrafta bulunmazlar.
  • sahsen abim de bunlardan biridir. babamin vefatindan sonra benim sahsi borclarimi bahane edip,miras ile uzerimize gecen sirket hisselerimi kendi uzerine gecirmemizi istemisti, hani onlem olsun diye.

    sonrasi ise malum, ben durumumu toparladiktan sonra al geri alabilirsen.

    rahmetliye ayip olucak ancak; babana bile guvenme diye bosuna dememisler.
  • varlık amaçlarının büyük kısmını para kazanmak, daha çok kazanmak adına harcamaya gönüllü, kendini kazandığı ölçüyle mutlu hisseden insanlar. paraya tapan kişilerin çoğu için önemli bir değerleme kriteridir para. en tehlikelisi de ben paraya deger veren biri degilim cumlesini kurma hızlarıdır. paraya deger vermediklerini söylemelerine ragmen para araç olma noktasından amaç olma noktasına dogru çoktan yerini almıştır bu insanlar için. gerçekte paraya değer vermeyen kişiler paraya önem vermediklerinin açıklamasını yapmak zorunda kalmazlar çünkü hiç bir zaman. eğer çok az tanıdığınız biri size kazandığı paradan söz ediyor, ne kadar para kazandığınızı soruyor, hayatında para için yaptığı şeyleri sıralayabiliyor ve sıkça herhangi bir şey için " kaç para?" diye sorup yorum yapıyorsa hızla uzaklaşınız.
hesabın var mı? giriş yap