• nasıl bir kafa yapısı içerisinde olmuşsam çemberlitaşta nargile tüttürürken onlarca kez arka arkaya dinlediğim bir parçaydı. derin bir sessizliğe gömülüyor insan.
  • moore üstadın yardırdığı bir başka şaheser. bu şarkı bana aşkı çağrıştırıyor. eğer birine ilk görüşte aşık olursam, fonda bu şarkının çalmasını isterim.
  • özellikle şu karantina günlerinde şeytanın dürtüp, kontağı çevirip git gidebildiğin yere kadar demesine neden olan gary moore şarkısı.
  • o kadar uzun zaman olmuş ki dinlemeyeli,
    o solonun kudretinde kendimi kaybetmeyeli..

    sabah sabah karşıma çıkan, kendimi yeniden, yıllar öncesinin alsancak’ ında rainbow’ un diplerinde bulduğum bir acayip eser.
    ( sadece bir “şarkı” diyeni de allah şeetsin, ne diyim....)

    durduramıyoruz,
    akıyor playlist:
    david usta
    in any tongue,
    john lord ise pictured within
    ile inletiyorlar sabahı;

    bu hissi tanırım,
    günlere ve sonrasına akan bir acayip iz olduğundan eminim ama kanıtlayamam...
  • mis gibi şarkı. hele şu performansla birleşince insanı dünya telaşından alıp götürüyor.
  • sözleri bugüne kadar kutsal bilgi kaynağına yazılmamış olan*, gary moore ve phil lynott'ın aşmış eseri. hoş, pek bir sözü de yoktur gerçi, anlatılmak istenenler les paul'ün o upuzun sustain'lerinde saklıdır ya, neyse...

    i remember paris in '49 (in the fall tonight)
    the champs elysées, saint michel
    and old beaujolais wine
    and i recall that you were mine
    in those parisienne days

    looking back at the photographs
    those summer days spent outside corner cafes
    oh, i could write you paragraphs
    about my old parisienne days

    (not: esasında ilk cümlenin orijinali, "i remember paris in the fall tonight" 'dır. fakat 1949 doğumlu olan phil lynott, babasız geçirdiği çocukluk yıllarına ve babası cecil parris'e ithafen sözlerin bu kısmını değiştirmiştir.)
  • bu parçayı evde, uzun yürüyüşlerde, bostancı sahilinde yüzüme vuran ayazlarda, yüz felci geçirme ihtimallerinde uzun uzun dinleyip içim iyileşsin çok istedim sözlük. o kadar çok denedim ki ya alıştım içim eskisi kadar acımamakta ya da, ya da'sı yok*

    çok seviyorum
  • ilk kez dinleyen birine ,aaa ben bu melodiyi biliyorum dedirten, insan üzerinde dejavumsü hisler uyandıran gary moore şaheseri.
  • studyo kaydinda oh, i could write you paragraphs kismindaki vurgu ile insanin icini acitabilen bir parcadir.
  • 1978 çıkışlı şarkı. geçen akşam rahmetliye eşlik ettik beaujolais yoktu açtık kalecik karasını. kaldırdık şerefine.

    live versiyonudur enfes olan.

    49'daki paris'i hatırlıyorum.
    champs elysee, aziz michel,
    ve eski beaujolais şarabı.
    ve senin benim olduğunu hatırlıyorum
    o paris günlerinde.

    fotoğraflara dönüp bakıyorum.
    köşe kafelerin dışında geçirilen o yaz günleri.
    ah, sana paragraflar yazabilirim,
    eski paris günlerim hakkında.
hesabın var mı? giriş yap