• türkiye'de üretilemeyen medeniyet belirteci. türkiye'de üretilmemesinin sebebi devletin özelleştirme politikalarıdır. özel sektörün demir çelik sanayiye devlet teşebbüsü olmadan el atması imkansıza yakındır. maliyet sorunu vardır ve devlet elindeki demir çelik sektörünü bile özelleştirmektedir. maalesef bu tutumu gelişmekte olan ülkelerin kozu olan demir çelik sektörü için büyük bir darbedir. yanlış anlaşılmasın özelleştirme karşıtı bir adam değilim ama demir çelik sektörü kesinlikle özelleştirilmemesi gereken, devletin destekli ve olabildiğince devlet eliyle güçlendirilmesi gereken yatırımı pahalı bir sektör.

    paslanmaz çeliğin türkiye’de en önemli üretilmeme sebebi ekonomiktir. ekonomik sebeplerden dolayı gerekli olan teknik yatırımlar yapılmıyor. mevcut demir çelik tesislerindeyse teknik eksiklikler olduğundan dolayı üretilmemektedir.

    ülkemizde paslanmaz çelik üretimi mevcut entegre demir çelik tesislerinde ya da yarı entegre demir çelik tesislerinde ( ark ocakları ) gerçekleştirilebilir. fakat önemli bir sorun olan tesislerinde bulunması zor ve pahalı olan paslanmaz çelik hurdası üretilmesi gerekmektedir en azından ithal edilmesi gerekir. çin ya da hindastan gibi bir üretim hacmimiz olmadığından kaliteli bir çelik üretmek için hurda çok önemlidir. kaliteli bir paslanmaz çelik hurdasıyla anca kaliteli bir paslanmaz çelik satarsın ki bu seni japonya ile rekabete sokar, sokmalıdır da.

    daha sonra yine teknik olarak olmazsa olmaz “argon oksijen karbür giderme” kabına ihtiyaç duyulmaktadır. ancak öyle sıvı metalin karbonu azaltıldıktan sonra ferrokrom ve ferronikel ve diğer alasım elementleri eklenerek paslanmaz çelik üretilebilir. böyle bir paslanmaz çelik tesisi için gerekli yatırım tutarı, argon oksijen karbon giderici, sürekli döküm tesisi, haddehane, ısıl işlem, asitle temizleme ve malzeme kontrol ünitelerinden oluşacaktır. gerekli olan bu ünitelerin bazıları mevcut tesislerimizde zaten var ve mevcutların paslanmaz çelik üretimine uyarlanmaları gerekiyor. böyle bir paslanmaz çelik tesisi için gerekli yatırım tutarı yeni bir paslanmaz çelik tesisinin tutarıyla kıyaslandığında yeni tesis tutarının %30-40’ına denk geleceği tahmin ediliyor ama dediğim gibi bunlar çok büyük paralar. yeni paslanmaz tesise %30-40 bile harcamak özel sektörü zora sokar, devletin ödeyebilecğei meblağlar bunlar.

    tüm bunların yanı sıra mevcut demir çelik fırınlarındaysa kromun katılımı sırasında örneğin bof’de kromun büyük bir miktarı cürufa geçecektir. cürufa geçen krom miktarı arttıkça üretilen çeliğin maliyeti de artacaktır. buna en iyi örnek olarak ferrokromun üretim aşamasını verebiliriz.

    ferrokrom, genellikle paslanmaz ve ısıya dirençli çelik üretiminde kullanılan bir metal bileşiğidir. ferrokrom cürufu ise ferrokrom üretimi yapan tesislerin elektrik ark fırınlarından proses sonucu açığa çıkan atık malzemedir. krom, oksijeni çok seven bir element olduğu için paslanmaz çeliğe katılımı en çok “vakum altında oksijen giderici” kaplarda ya da “argon oksijen karbür giderici kaplar”da çeliğe katılır. eğer oksijen altında bir işlem yapılırsa cr içerikli fecr cüruf miktarı artacaktır. bu da maliyeti arttıracaktır. fecr cüruflarının bu manada potansiyel kullanım alanı asfalt yapımı olabilir. bu da bir paslanmaz çelik fabrikasını ayakta tutmayacaktır. türkiye’de bu açıdan iki yerde endüstriyel boyutta fecr cürufu çıkıyor. bunlardan birisi antalya ferrokrom işletmesi diğeri ise elazığ ferrokrom işletmesidir. sadece antalya’dan bir yılda yaklaşık 35.000 bin ton fecr cürufu çıkıyor. çıkan cürufların hemen hemen tamamı stok alanlarında depolanmakta olup günümüze kadar bu cürufların ciddi anlamda değerlendirilmesi söz konusu olmadı. açık alanda depolanan cüruflar aynı zamanda çevresel kirlilik de oluşturuyor. bu ferrokrom atığını bedava vermeye dünden razı bu firmalar. ama kullanım alanı yok, asfalt iyi bir seçenek fakat kimse nedense girişmiyor. yani şaka gibi ama ferrokrom üretim tesislerindeki en büyük sorunlardan birisi işte bu. paslanmaz çelik hacminde bir üretim ihtiyacı için bu atılar daha büyük sorun teşkil edecek. işte bu da gerekli bir alt yapının olmadığını en basit kanıtı, örneği.

    yani standart bir paslanmaz çelik fabrikası kurulmalıdır. bu da oldukça maliyetli oluyor. işin ekonomik boyutu yıllardır tartışılıyor zaten. türkiye’nin paslanmaz çelik tüketimi kişi başına 1,5 kilogram olarak varsayıldığında yurt içi paslanmaz çelik tüketimi yaklaşık 100.000 ton olarak kabul edilebilir. bu rakama yurt dışı talep için 50.000 ton eklendiğinde 150.000 tonluk yıllık paslanmaz çelik tesisi kapasitesi başlangıç için makul görülür. bu kapasitede bir paslanmaz çelik tesisi mevcut kromit rezervlerimizi ve ferrokrom üretim tesislerimizi atıl kalmaktan kurtararak katma değeri yüksek ürünler üretme olanağı sağlayacaktır. ama işte dediğim gibi buna devlet ön ayak olmalı ve daima devlet bu işin içinde olmalı. çünkü devlet kurmalı, devlet büyük karı elde etmeli. bir para kısıtlaması yapılabilecek bir sektör değil bu alan.

    yani vergilerimizle duble yollar, metrobüsler, barajlar, köprüler yapıyorsunuz tamam da bir de iki tane babasından paslanmaz çelik fabrikası kurun yahu. bırakın türk mühendisleri inşa etsinler, onlar hesaplarını ve kitaplarını yapsınlar ve şu modern dünyada bu ülkenin de patentli bir paslanmaz çelik fabrikası olsun. sonra sen de bu patentini kullanarak gidip üçüncü dünya ülkelerine kurarsın ve pazardan pay alırsın.

    ama ne hacet, ara eleman olduğumuz için bize düşmez bu işler. insan bu gerçekleri görüp de üzerine bir şeyler yapılmadığını ve yapılmayacağını görünce üzülüyor.
  • çelik'e yüzde 10-30 kadar krom katılmasıyla tesadüfen bulunmuştur. aslında bu karışımın paslanmamasının sebebi paslanmasıdır denilebilir.
    krom oksijenle çok kuvvetli bileşikler oluşturan yani çok kuvvetli bir pas tabakası ortaya çıkartan bir elementtir. çeliğin içine katılan krom havadaki oksijenle birleşir ve çeliğin yüzeyinde çok çok ince bir pas tabakası oluştur. fakat bu tabakası o kadar güçlüdür ki çelikle hava arasındaki bağlantı tamamen kesilir, böylece paslanmaya sebep olan oksijenin metalin içine doğru yürümesi engellenir.
  • paslanmaz çelik belli standartlara ayrılmıştır. sanayi jargonunda kalite olarak adlandırılır (304 kalite, 316 kalite gibi) en bilinenleri ve kullanıldıkları alanlar:
    aisi 304: gıda sektörü, otomotiv, endüstriyel mutfaklar.
    aisi 309: yüksek ısıya dayanıklı, kaynak işlemleri için daha uygun.
    aisi 310: demir çelik endüstrisi, yüksek fırınlar.
    aisi 316: hastane ekipmanları, et işleme üniteleri, her türlü içecek üretim hattı, tekstil sanayi.
    aisi 316l: boya sanayi, kimya ve ilaç endüstrisi.
    aisi 316t: nükleer mühendislik, kimya sektörü, sentetik reçine üretimi, petrol ve doğalgaz üretimi.
    aisi 321: fermantasyon, kağıt sanayi, deri üretimi.
    aisi 430: çatal-kaşık üretimi, otomotiv sanayi.
  • ingilizcesi stainless steel olan bu malzeme aslında kir, pas tutmaz, lekelenmez, her daim parlaktır, tencerelerde olduğu kadar merdiven küpeştelerinde, mutfak tezgahlarında vesairede de kullanılır. "pas" korozyon anlamında değil de leke, pislik anlamında kullanılmış olabilir. ayrıca düz çelik paslanır yahu, niye paslanmasın.
  • catal bicaklarda falan "rostfrei" yazar.
    "paslanmaz"in almancasi galiba.
  • ülkemizde büyük bir krom rezervine sahip olmamıza ve çelik konusundaki tecrübelerimize rağmen nedense bir türlü üretmediğimiz çelik türü. paslanmaz çelik için en önemli alaşım elementi olan kromu başka ülkelerin rahatça, yasal bir şekilde gelip alıp götürmesi ise tam bir travma.
  • en bi paslanmayani 18/10 olarak gecer, icinde %18 krom, %10 nikel vardir, hic paslanmaz...
  • celigin normalde paslanani olmayip turk halkina celik diye demir $eyleri yutturan kisiler 2. bir kere du$unur ve celik adini kullandik. $imdi ne yapmaliyiz diye kendilerine sorarlar. sonra bu ismi bulurlar.
  • halk arasında krom olarak bilinen, hatta ve hatta bu çeliğin içeriğinin sadece ve sadece krom olduğu sanılan, yaw kardeşim bu çelik demir-karbon ürünü denildiğinde "olurmu bu mıknatıs tutmuyor, içinde demir olsa tutardı" denilen alaşım ürünü...
  • kir tutmayan celik anlamindadir. henry brearly tarafindan icat edilmis..
hesabın var mı? giriş yap