• kardeşi camille claudel'i akıl hastanesine yatırıp 30 yıl orda ruhunun çürümesine izin verdiği için çok kızdığım şair. sen de sanatçısın be adam güneş ışığı girmeyen, temiz hava almayan, en önemlisi heykele dair hiç bir şey yapamayacağı bir delikte nasıl bırakırsın kardeşini? 30 yıl! kızgınım sana paul, hem de çok.
  • aşmış heykeltıraş camille claudelin şair olan erkek kardeşi, kendisi diplomat ve oyun yazarıydı aynı zamanda (1868-1955). eserlerini yazarken ağırlıklı olarak dante,mallarme, virgil,aquinas'tan, şiirlerini çok kıskandığı baudelaire'den ve bir şairden ziyade bir peygamber olarak nitelendirdiği rimbauddan etkilendiği söylenirdi. camille'in hayatını anlatan ve isabelle adjani ile gerard depardieu'nün başrollerde oynadığı filmde kendisini yemek masasında gizlice illuminations* okuyan delikanlı olarak görmek de mümkündür.

    eserleri:

    tête d'or, 1890
    la ville l'échange, 1893 - the city - vaihtajat
    connaissance de l'est, 1900 - the east i know
    les repos du septième jour, 1901
    l'échange, 1901 - the exchange
    partage de midi, 1906 - break of noon - keskipäivän taite
    art poètique, 1907 - poetic art
    cinq grandes odes, 1910 - five great odes
    l'otage, 1911 - the hostage
    le chemin de la croix, 1911
    l'annonce faite á marie, 1912 - tidings brought to mary - lapsi on meille annettu
    vers d'exil, 1912
    protée, 1914 - proteus
    corona benignitatis anni dei, 1 915 - coronal
    trois poémes de guerre, 1915 - three poems of the war
    la nuit de noël 1914, 1915
    l'homme et son désir, 1917
    le pain dur, 1918 - crusts
    l'ours et la lune, 1919
    la messe là bas, 1919
    introduction à quelques œuvres, 1920
    le pére humilié, 1920 - the humiliation of the father
    ode jubilaire pour le six centième anniversaire de la mort de dante, 1921
    poèmes de guerre 1914-1916, 1922
    à travers les villes enflammes, 1924
    feuilles de saints, 1925
    l'endormie, 1925
    le vieillard sur le mont omi, 1927
    l'oiseau noir dans le soleil levant, 1927
    sous le rempart d'athènes, 1928
    positions et propositions, 1928 - ways and crossways
    le soulier de satin, 1929 - the satin slipper
    fragment d'un drame, 1931
    le livre de christophe colomb, 1933 - the book of christopher columbus
    écoute, ma fille, 1934
    conversations dans le loir-e-cher, 1935
    introduction à la peinture hollandaise, 1935
    figures et paraboles, 1936
    toi, qui es-tu?, 1936
    les aventures de sophie, 1937
    introduction au livre de ruth, 1938
    un poète regarde de croix, 1938 - a poet before the cross
    jeanne d'arc au bûcher, 1939 - joan of arc at the stakes - johanna polttoroviolla
    l'histoire de tobie et de sara, 1939 - tobiaan ja saaran tarina
    l'épée et le miroir, 1939
    la sagesse, 1939
    présence et prophétie, 1941
    seigneur, apparenz-nous `prier, 1942 - lord, teach us to pray
    dodoitzu, 1945
    poèmes et paroles durant ka guerre de trente ans, 1945
    les sept psaumes de la pénitence, 1945
    le livre de job, 1946
    introduction à l'apocalypse, 1946
    les révélations de la salette, 1946
    la rose et le rosaire, 1946
    l'œil écoute, 1946 - the eye listens
    discours et remerciements, 1947
    du côte de chez ramuz, 1947
    visages radieux, 1947
    sous le signe du dragon, 1948
    paul claudel interroge le cantique des cantiques, 1948
    accompagnements, 1949
    correspondance, 1949
    la lune à la recherche d'elle-même, 1949
    mémoires improvisés, 1954
    œuvres complètes (1950-59, 20 vols.)
    une voix sur israël, 1951
    l'evangile d'isaïe, 1951
    j'aime la bible, 1955 - the essence of the bible
    théâtre, 1956 (2 vols.)
    œuvre poétique, 1957
    correspondance paul claudel - darius milhaud 1912-1953, 1961

    (kaynak: http://www.kirjasto.sci.fi/pclaudel.htm)
  • kötücül yanıydı camille
    ruhunda konaklayan
    nasıl bir ürküyse
    terkedip birbaşına
    kimsesiz bırakmak
    dehasının ıssızlığına

    suçlusun sen de rodin gibi
    onu yoksayarak
    tek başına kalmak için
    ölümsüzlüğe...

    ama zaman senin
    zalimce kulak tıkamalarına
    çırpıyor küllerini
    unutup gidişin
    canhıraş bağırıyor arkandan
    bir tımarhane dolusu
    gürültüyle...
  • ablası camille claudel'e duyduğu gizli hayranlık ya da delicesine bir kıskançlıktı sanırım onu tımarhanede 30 yıl mahkum etmesi. zavallı camille'nin yakaran mektuplarına tepkisiz kalması, onun rodin ile yaşadıklarını affedememesiydi. nasıl bir katı ahlak, nasıl bir cezalandırmaydı ki bu, öfkesi onca yıl dinmemişti. katolisizme saplanması paul claudel'i iflah olmaz bir ceberrut yapmıştı zahir. ablasının ölüsünü bile almadığına bakılırsa. bu ne zalimce bir terk ediştir!...
  • bir röportaj'da söylediği:

    "günümüz akımlarına gelince, bunlardan hiçbirinin gerçek bir yeniliğe, yaratışa götüreceğini sanmıyorum. bu işi biricik amacı oğlancılık olan dadaizm de, sürrealizm de gerçekleştiremez. birçok kimse benim hem tam bir katolik, hem de yazar, diplomat, fransa elçisi ve şair oluşuma şaşıyor. ama bence bunda şaşılacak bir şey yok. savaş sırasında silahlı kuvvetler için buğday, konserve, et ve yağ almak amacıyla güney amerika'ya gitmiş ve yurduma iki yüz milyon kazandırmıştım."

    sözler üzerine, sürrealistler claudel için bir açık mektup yazıyorlar, 1925'de, imzacılar linkteki metinden görülebilir [http://lesmaterialistes.com/…ouverte-m-paul-claudel :// şu]

    "sayın bay,

    bizim uğraşlarımızda bir tek oğlancılık (pédérastique) yan varsa, o da bu uğraşlara katılmayanların kafasında yarattığı karışıklıktır. yaratma bizim için önemli değil. devrimlerin, savaşların ve sömürge ayaklanmalarının, bitini böceğini ta doğu'ya taşıdığınız şu batı uygarlığını bir an önce ortadan kaldırmasını candan diliyoruz. bu uygarlığın tuz buz oluşu zihnin çok kolay kabul edeceği bir durumdur. bizim için ne denge ne de yüce sanat vardır. güzellik fikri çoktandır yerine oturdu. geriye bir ahlâk fikri kaldı, bu fikre göre de insan hem fransız elçisi, hem de şair olamaz. fransız olan herhangi bir şeyle, ne sözde ne de eylemde hiçbir yakınlığımız olmadığını bu fırsatla belirtmek isteriz. hıyanetin ve devlet güvenliğine şu veya bu biçimde zararlı olan her şeyin, şiire bir köpekler ve domuzlar ulusu hesabına toptan yağ almaktan daha yakın olduğunu düşündüğümüzü açıklıyoruz. sizin gibi hırtların bir katolik ya da greko-romen geleneğine kurtuluş arayıp durmaları zihnin olanaklarını ve temel yetilerini gereğince bilmeyişlerinden ötürüdür. bizim için hiçbir yerde kurtuluş yoktur. rimbaud'yu kurtuluşundan umut kesmiş biri olarak görüyoruz. onun hayatı ve eserleri yitip gitmenin en katıksız tanığıdır. katoliklik, greko-romen klasisizmi, sizin aşağılık yobazlığınıza bırakıyoruz. istedikleri kadar yararlı olsunlar size. daha da göbek bağlayın. yurttaşlarınızın hayranlığı ve saygısı içinde geberin. yazın, dua edin, salyalar saçın. size bir daha hırbo ve alçak deyişimizin şerefsizliğini benimsiyoruz."
  • ''kitabın fizyolojsini incelemeyi düşündüm; kelime, sayfa ve kitap. kelime cümlenin sükun bulmamış bir parçasıdır, anlama giden yolun bir bölümü, fikrin geçip giden sarhoşluğu, çince kelimeyse, aksine, gözün karşısında sabit kalır... yazının esrarengiz yanı, konuşuyor olmasıdır. eski ve modern latince taşa yazılmak üzere oluşturulmuştu. ilk kitaplar mimari bire güzellik taşır. derken zihnin hareketi hızlanır, düşünce maddesinin akışı kabarır, satırlar sıkışır, yazı yuvarlaklaşır ve kısalır. çok geçmeden, kalemin minicik ucundan çıkmış olan sayfanın üstündeki o ıslak ve titrek örtüyü matbaa kapar ve klişesini alır... işte mekanik bir uzuv gibi sadeleştirilmiş, adeta stilize edilmiş insan yazısı... mısra bir yere gelip duran bir satırdır, maddi bir sınıra geldiği ve mekan darlığı çektiği için değil, kendi iç rakamı tamamlandığı ve etki gücü tükendiği için...her sayfa büyük bir bahçenin art arda gelen taraçaları gibi görünür gözümüze. göz, narçiçeği veya ateş rengi bir notanın şiddetiyle aniden cinsliksize hücum eden bir sıfatın adeta yanal saldırısı vasıtasıyla ve büyük bir zevkle kendinden geçer... büyük bir kütüphane baba fosillerle, izlerle ve fırsatlarla dolu bir kömür madeninin katmanlarını hatırlatır daima. kurutulmuş bitkiler koleksiyonu misali duyguların ve tutkuların derlendiği albüm, tüm insan toplumlarının kurutulmuş örneklerinin muhafaza edildiği kavanozdur.''
  • "hiçbir şey, bir fikirden daha tehlikeli değildir, ona sahip olan tek bir kişi olduğunda." demiştir.
  • "ve örneğin paul claudel gibi büyük bir ozan, kutsal kitap'ta on-on iki sayfaya sığan, toplam 117 'ayet'lik bu şiirlerde* sözü edilen sevinin tensel değil göksel bir sevi olduğunu kanıtlamak için beş yüz otuz sayfalık, epeyce sıkıcı bir kitap yazar." samih rıfat

    (bkz: camille claudel/@ibisile)
  • türkçe'deki tek kitabı* için (bkz: japon yelpazeleri için yüz tümce)
hesabın var mı? giriş yap