1301 entry daha
  • henuz hic bir bolumunu izlemedim, haberim bile yoktu. ama uzun zamandir almayi dusundugum balik sirti kase yada herringbone tweed her neyse adi o tarz takim elbiselerden almayi dusundugum gunlerde tanitimlarina denk geldim. guzel bir rastlanti oldu benim icin. uygun zamanda izlemeye baslayacagim. game of thrones icinde 6 sene otelemistim zaten.
  • 5. sezonunu az önce bitirdim. gerçekten mükemmeldi. bir kere, çekimler harikaydı. kameramanları ve yönetmeni tebrik etmek istiyorum.

    ayrıca, tarihi olaylarla kurguyu çok güzel birleştirmişler. faşizmin yükselişi, mezhep çatışmaları vb. iyi işlenmiş. çok da eski bir tarih değil aslında. billy boys şarkısı halen glasgow rangers maçlarında söylenmektedir bu loyalist şarkıda geçen fenian = ira (hatta bazen daha geniş anlamıyla katolik)

    bu da glasgow'daki çeteler ilgili bir belgesel.

    bir miktar tarih bilgisi olan biri için çok keyif verici bir sezondu. ben eminim ki burada boş konuşanların en az yarısı oswald mosley'in gerçek bir kişi olduğunu bile bilmiyordur.
  • --- spoiler ---

    neden devam ederiz, neden amerikalı kızın söylediği gibi daireler çizerek aynı şeyleri tekrar ederiz, neden?

    bi teknede doğup, bi eve ardından bi malikaneye yerleşmek için mi? "bu da bir şeydir" dans ritüeli demişti churchill, puro içişini örnek göstererek. bir kaç saat içinde canı bir tane daha çekiyordu. anlar arasındaki köprü bu kadar silikti. birinden diğerine çapa atarak ilerlemeliydin. bi puro, sonra bi puro daha yakmak, yaramaz bi balerinle daha yatmak ya da artık alt edemeyeceğin birini bulana dek meydan okumaya devam etmek.

    bu sezon diğerlerinden farklı mıydı emin değilim. kurtlar vadisi birmingham izledik sanki. istihbarata çalışan mafya, politik rakiplerine suikast düzenleyen siyasetçiler. bir de şu: "devletin içinde öldürmeye hazır unsurlar var, onlarla korkusuzca yüzleşmeliyiz."

    devletin içindeki öldürmeye hazır unsurlar.. devlet zaten tam olarak ölümcül gücün örgütlenmiş hali değil mi? kimin yaşayıp, kimin öleceğine karar veren, kurallar koyan ve o kuralları çiğneyen. westminster'ın koridorları loştur diyordu tommy, kuralları koyanlar için pek kural yoktur.

    peki başa dönersek, tüm mesele bu mu? tommy'nin motivasyonu ne? neden annesini takip etmiyor? neden onu çağıran karısının yanına dönmüyor? neden yönetimi yeni nesle devretmiyor? yapabildiği için mi? gücü ya da yeteneği hala buna yettiği ya da aksine, durmayı bi türlü beceremediği için mi?

    hala o tünelden çıkabilmiş değil. hiç birimiz aslında o tünelden çıkabilmiş değil. hala rahim duvarlarını kazıyan yeni doğanlar gibiyiz. ışığa yürüyebilir ya da rahme düşeriz.

    peki neden ilerliyoruz? neden o siyanürü almıyor, kendimizi nehre bırakmıyor ya da kafamıza sıkmıyoruz? çünkü deli bi adam için bile günün birinde durum değişebilir.

    --- spoiler ---

    thomas shelby'nin acıklı hayat hikayesi. biri onu durdurmazsa nihayet tanrıya bile kafa tutacak. çünkü o bir alfa. o bir yırtıcı. o bir peaky fucking blinders! biliyorsunuz bi tanrı vardır, bir de peaky blinders.

    (bkz: don't fuck with the peaky blınders)
827 entry daha
hesabın var mı? giriş yap