• ergenlik döneminde okunduğunda, belki de en etkilenebilecek roman kahramanı.
    (bkz: gregory aleksandrovic pecorin)

    "yazgım böyle benim!
    herkes, çocukken de yüzümde kötülük işaretleri buluyordu,bunlar yoktu aslında,
    ama seziliyorlardı, onlar da oluştular.
    ben alçak gönüllüydüm, beni oyunbazlıkla suçluyorlardı:
    suskun biri oldum.
    iyilik ve kötülüğü derinden algılaya biliyordum:
    kinci oldum.
    sevinçsizdim,diğer çocuklar, neşeli, konuşkandılar; kendimi onlardan üstün görüyordum,beni onlardan aşağı görüyorlardı:
    kıskanç oldum.
    bütün dünyayı sevmeye hazırdım,
    beni kimse anlamadı:
    bende nefreti öğrendim.

    şenliksiz gençliğim,
    kendimle, dünyayla dalaşmakla geçti;
    en güzel hislerimi alay edilmekten korkarak,
    içimin derinliklerine sakladım:
    onlar da orada öldü.
    doğruyu söylüyordum,
    bana inanmıyorlardı:
    aldatmaya başladım.
    dünyayı, toplumun alışkanlıklarını öğrenince yaşambilimde uzmanlaştım;gördüm ki diğerleri benim olanca çabamla edinmeye çalıştığım çıkarlardan bedavaya yararlanarak, emeksizce mesut oluyorlardı.o anda kalbimi bir ümitsizlik kapladı, bu, tabanca mermisiyle iyileştirilecek bir ümitsizlik değil, incelikli,yalın bir gülümseyişle kapatılan güçsüz bir ümitsizlikti.

    ben, manevi anlamda sakatlandım:
    ruhumun yarısı ölüydü, herkesin emrine hazır biçimde yaşıyordu;bu durum kimsenin dikkatini çekmedi,çünkü onun yıkıma uğramış yarısının yaşadığından kimse haberdar değildi.
    ama siz şimdi ona ilişkin anıları uyandırdınız,ben de size onun kabir kitabesini okudum.çoğu kişiye kitabeler komik
    görünür, ama bana değil, hele onların altında gömülenleri anımsadığımda...
    fakat düşüncemi onaylamanızı istemiyorum:
    bu davranışımı komik buluyorsanız lütfen gülün, size şunu anımsatırım ki bu, beni, asla kırmayacaktır."
  • unut(a)mamakla lanetli:

    "geçmişin gücüne benim kadar duyarlı biri daha yoktur. mutlu ya da acı her hatıra gelip kalbime bir bıçak gibi saplanır, hep aynı hisleri uyandırır. böyle saçma biriyim ben işte: hiçbir şeyi unutmam -ama hiçbir şeyi!"
  • when nietzsche wept adlı kitapta nietzsche'nin sıkça sözünü ettiği roman kahramanıdır. söz konusu romanda nietzsche, kendisini bu kahramanla özdeşleştirir, över, sever; hatta öyle bir sever ki küçücük yaşınızda siz de hummalı bir çalışma içine girip "kimmiş lan bu peçorin?" diyerek gider zamanımızın bir kahramanı isimli kitabı bulur, bir solukta okur ve sonra nietzsche gibi kendinizi peçorin'le özdeşleştirmeye başlarsınız. üstelik ilk anti-kahramanlardandır kendisi. pek hoştur, pek zariftir, bu sebeple özenilesi ve övülesidir.
  • lermontov'un çağımızın bir kahramanı adlı kitabındaki ilginç karakter. tam ismi grigoriy aleksandroviç peçorin'dir. kadınlarsız yapamayan ama hiçbirine de bağlanamayan dengesiz bir insan..

    "kadınları sevmemek için onları küçümserim. aksi durumda yaşam çok anlamsız bir müzikli üzgü olmaz mıydı?"

    "ruhum mu dengesiz, yüreğim mi kötü bilemiyorum. belki de toplum ruhumu bozdu, ne bileyim! düşüncelerim o daldan bu dala atlıyor; karasız, endişeli, şüpheci...
    kalbim doymak nedir bilmiyor, bir şeyle yetinmiyor. mutluluğa alıştığım gibi acı çekmeye de çabucak alışıyorum. bu nedenle hayat gözümde git gide anlamsızlaşıyor.

    evet ben ruh dünyamın o çağını hani kalbin birisine çılgınca tutulup tüm benliğini verdiği, yalnız mutluluğu bunda aradığı, sevme gereğiyle çırpındığı o çağı çok geride bıraktım.
    şimdi yalnızca sevilmek istiyorum. sürekli bağlılık bir yana, kısa sürelisi de yetsin artık.
    sevdiğim kadının tutsağı olmayışım tuhaf gelmiştir bana. her zaman kalpleri ve iradeleri üzerinde rahatlıkla sarsılmaz bir egemenlik kurdum. bu neden böyle? hiçbir şeyi önemsemeyişimden mi? yoksa beni her an ellerinden kaçırmaktan korktukları için mi? yoksa bir güçlü büyüleyici etkenliği mi? veya duygularına gem vurabilecek direngen bir kadına rastlamadım ondan mı?"

    "bütün dünyayı sevmeye hazırdım. beni kimse anlamadı; nefreti öğrendim."
  • bazarov'un öncülüdür kendileri.
  • çok piç olması sebebiyle kendisine piçorin dediğim dostum.
  • bence peçorin öyle felsefi düzlemde değerlendirilecek bir karakter değil. o bir kadın avcısı. bir kadın avcısı gerçekten sevmek istemez. onun asıl amacı gözüne kestirdiği kadından faydalanmaktır. peçorin de baştan sona aynı şeyi yapıyor. kadınların psikolojisini çözmüş ve onların ‘merak’ duygusunu kaşıyarak hareket ediyor. kadınlarsa zavallılar, hemen yelkenlerini indiriveriyorlar. ve asıl tuhaf olanı kadınların aşık olduğu bu karakterden kendilerini sevdiğini söylemeleri istemeleri. kadınlar o kadar benciller ki peçorin’in çözdüğü gibi kendilerini her zaman sevilebilecek bir canlı olarak görürler…

    edit:imla
  • kendi gerçekliğinden kaçmayan, ruhunun karanlık taraflarıyla yüzleşebilmiş roman karakteridir. toplum tarafından kabul edilmeyen ve kötü olarak nitelendirilen bir karakter olmasının sebebi ise, insanları türlü bahanelerle süsledikleri kötülüklerinin asıl nedeniyle yüzleştirmesi ve onların ruhlarına ayna tutmasıdır.
  • turgenyev ilk yazdığı romanı rudin'de "peçorin anlayışını bilenler, bizim herzaman sevmeye en az yetenekli olanları sevdiğimizi söyleyeceklerdir ama.." diye anmıştır kendilerini sağolsunlar.
  • dengesiz insan. aynı zamanda ahlaksız ve cins biri. bir (bkz: lermontov) karakteri.
hesabın var mı? giriş yap