• işin en zevkli kısmısı, bu işte şu an intermediat aşamasındayım.. şimcik el kadar bebelere iğne yapacaksın, dişini çekeceksin gerektiğinde de ağzını 1 saat açık tutacaksın işte burası biraz zor. onun için şu an henüz bilimselleşmemiş bir yöntem buldum adına da "damara göre şerbet yöntemi" dedim, yöntemin temelinde korku ve anksiyeteyi yönlendirme var, tamamen ortadan da kaldırılabilir duruma göre değişiyor, yaş aralığı da 4-8, daha büyük ve küçüklerde işe yaramaz. yöntem şöyle; misal çocuğumuz iğneden korkuyor
    -"ühüh ben iğne yaptırmak istemiom" diye çığırıyor burda hemen devreye giriyoruz:
    -"aa! biz iğne yapmıyoruz ki biz sıcak su sıkıyoruz oraya mikroplar uyusun diye ama sen bağırırsan uyanırlar zaten biz iğne yapmıyoruz hemşireler yapıyor onu, iğne koldan, bacaktan olur hem, ağızdan iğne mi yapılırmış canıım!" diyoruz topikal anesteziyi yapmış oluyorsunuz o arada enjeksiyonu da yavaş yapınca hiçbir şey hissetmiyor ya da dişini çektirmekten korkuyorsa biz de hemen
    -"aa! çocukların dişi çekilmez ki biz dişini uyutup dans ettircez" diyoruz temelde çocuğun korktuğu şeyi yapmıyacağımıza inandırıyoruz, tell-show-do ve davranış yönlendirmeleri var ama biraz yalan katıyoruz içine; aspiratör için elektrik süpürgesi, aeratör için halı yıkama makinesi, kanal aletleri için kılıç falan.. o an ki psikolojime göre uyduruyorum. biraz daha geliştirince yöntemin esaslarını daha ayrıntılı açıklıcam.
    edit: ben artık pedodonti yapmıyorum. bunları yaptığımı bile unutmuşum çok farklı kulvardayım artık. ama sıcak suyla dişleri tutan bağları çözüyorum/eritiyorum diyordum. eheh
  • bir pedodontistin gelen hastaları en güzel tanımlayan cümlesi:
    -buraya gelenlerin bazıları çocuk, bazıları canavar, bazıları da yaratık!
  • çocukların kandırılmaması gereken diş hekimliğinin en bela en komik dalı. iğne yapmıyoruz diye çocukları kandırdığınızda; eğer bir çocuk iğne yaptığınızı fark ederse, ki çoğu ultra zeki veletlerdir sağolsunlar, ömür boyu bir daha o çocuğu ikna edemezsiniz, o çocuk hayatı boyunca bir daha hiç bir hekime inanmaz.

    kandırmak yerine çocukla önce havadan sudan enteresan çocuk uğraşlarından bahsi açıp konuyu diş hekimine niye geldiğine, burada ne yapılacağına, mikropların zararlarına, niye ve nasıl iğne olacağına filan getirilerek bu konular anlatılır ve çocuk tedavinin gerekli olduğuna inandırılarak, onun isteği ile tedavi yapılır.

    kısaca tatlı dil yılanı deliğinden de çıkartır en huysuz çocuğun ağzını da açtırır. ha tabi çocuk diyaloğa en başından kapalı ise her yol mübahtır.*
  • anlamsız ve vaat içerikli hızlı kurulan cümlelerle çocuğun beynimde ufak çaplı bir kısa devre yaratarak iş yapmaya çalışılan dişhekimliği bölümdür.

    dişindeki mikropları yıkayacağınızı, pamukların yastık, anestezinin de ninni olduğunu söyleyip dişleri uyutacağınıza dair en absürt masalı uydurursunuz. ama koopere olmayacak çocuk olmaz arkadaş. zorlamayın.

    sedatifler yardımıyla çocuk için de doktor için de ebeveyn için de çok kolay bir hale dönüşecekken, çocuğun zihnimde kalıcı olarak bir önyargı oluşturmak çok agresif bir yol.

    fakültelerde özellikle koppere olmayan çocukları ikna etmesi için koridora, velisinin yanına yolladığınızda dayak yemiş bir halde geri alabiliyorsunuz.

    insanların sedasyon hakkında daha bilinçlendirildiği bir pedodonti hayal ediyorum, gözlerim kapalı.

    dişleirnizi fırçalamadan uyumayın. ya da uyuyun.

    money talks.
  • hayalimdeki diş hekimliği dalı.çocuklarla uğraşmak,tatlı,şirin yüzlerini her gün görmek,sağlıklı olmaları için bir şeyler yapabilmek paha biçilemez.
    ayrıca;sabır gerektiren,zorlu bir alandır efenim.
  • bu bölümde çalışıpta çocukları sevenlere hayret ederim, zira bu bölümde çalışıyorsanız eğer çocuktan ikrah etmişsinizdir. bir pedodontist, melek yüzlü çocukların aslında şeytanın ta kendisi olduğunu her gün en az bir hastayla tecrübe etmekte, bu tecrübe de hekim arkadaşımız için hayatın bütün güzelliklerini katletmektedir.
  • genelde ağzını açmayan, açtığında da istediği zaman kapatıp diş hekiminin sabır sınırlarını zorlayan, ağlayan sızlayan saatlerinizi alan çocukların dişlerinin tedavi edildiği bölüm.
  • kahvemi aldım ve hazır daha masamdayken, tüm gece kafamda dönen ağlama seslerine istinaden biraz sıkıcı tanımlama yapmaya ve pedodonti doktoramdan kalma ufak bir anımı yazmaya geldim.

    pedodonti, latince’de ‘çocuk dişi’ anlamına gelmektedir. 0-14 yaş arası çocukların süt ve kalıcı dişlerine ait tüm tedavileri kapsayan ve koruyucu programlar oluşturarak dişlerin sağlığının korunmasını amaçlayan, diş hekimliğinin anabilim dallarından biridir.
    pedodontist ya da diğer adıyla çocuk diş hekimi ise; diş hekimliği fakültelerinde 5 yıllık lisans eğitimlerinin tamamlanmasının ardından pedodonti anabilim dalında uzmanlık ya da doktora eğitimi almış diş hekimlerine verilen isimdir.

    pedodontistler; dişlerin gelişimi , ağız ve diş sağlığı problemlerinin çözümünün yanı sıra; çocuk psikolojisi, büyüme-gelişimi ve çocuk iletişimi üzerinde eğitim almış uzman diş doktorlarıdır. çocukların psikolojik durumunu iyi bilerek, onları korkutmadan diş hekimi koltuğuna alıştırarak ve diş sağlığı hakkında bilgilendirerek hayatları boyunca sağlıklı yaşayabilmelerine destek olmayı sağlarlar. sadece diş değil çocukların tüm genel sağlığı ile ilgili konuları da çok ayrıntılı olmasa bile bilmek durumundadırlar.

    çocuklarla ilgilenilen herhangi bir meslekteki tüm insanlarda yüksek bir sabır, mental güç ve bence en önemlisi ciddi oranda çocuk sevgisi de bulunması gerekmektedir. çocuk sevgisi yoksa, tahammül de, işini icra edebilme gücü de kalmaz.
    fakat söz konusu çocuk tedavisi ise tüm bu saydıklarımın yanı sıra; özel bir ilgi ve eğitim de gereklidir.

    özellikle zihinsel engelli, veya özel bir problemi olan çocukların diş tedavilerinde sedasyon veya genel anestezi tercih edilir.
    benim ufacık, ponçik anım burada başlıyor:
    herhangi bir vakit önce, pedodonti doktoram sırasında; ailesi, hastaneye, ağrısı şiddetli birkaç diş çürüğü olan 8 yaşlarında otizmli bir çocuk getirdi. barbiturat türü ilaçlara ciddi reaksiyon göstermiş bir geçmişi olduğu için aileyi farklı bir sedatif ilaçla bile sedasyona ikna edemedik. genel anesteziye zaten komple karşıydılar. otizmli bir çocuğu ikna etmenin neredeyse imkansız olduğunu bilen bilir. sorunun; iletişimle, temasla çözülebilmesi oldukça zordur. kısa bir vakit yani kısa derken bir iki saat geçtikten sonra enerjimi fulledim, konsantre oldum ve çocuğun yanına gittim. tedavi öncesi yalan söylemememiz gerekiyor, yani iğne vuracaksan aa iğne yok falan dememeliyiz, hı bunu sevimli hale getirme başarımız varsa amennah ama o iğne vurulacaksa vurucam diyeceksin kardeşim. çocuğun yaşına göre; ağzında kötü askerler var ve ben bu elimdeki ince uçlu silahla ki buna iğne deniliyor o kötü askerleri dışarı çıkarıcam falan diyebilirsin, aaa bu harika beyaz yumuşak pamuk adındaki çiçeği dişlerinin arasında sıkarak taşıyabilirsin falan da diyebilirsin... tedaviyi oyun haline getirebilen yaratıcılıkta doktorlar var, gerçekten harika oyuncular var. ancak ben pek beceremiyorum böyle şeyleri. ben; çocuğa genelde küçücük yaşta bile olsa büyük gibi davranıyorum. bu bazen sıkıntıya yol açıp, bana; neydi şimdi bu diye bakan ailelere mal olabildiği gibi bazen de kendini büyük adam zanneden, ben güçlüyüm ve her şeyin üstesinden gelebilirim diyerek tedavisini yaptırtan çocuklar da sağlıyor. hangi yaşta olursa olsun çocuğun en sevdiği şey; kocaman büyük bir takdir! harikaaasııınn tarzında büyüüük tepkiler! fakat bu otizmli bir çocuk da ne derece nasıl etki eder bilinmez. neyse uzattım, en son çocuğun yanına gittim de kalmıştım... çocuğa; ' gürcancım, biliyorum korkuyorsun, sana korkacak bir şey yok diyemem çünkü herkes bilmediği bir şeyden korkabilir, canın biraz acıyacak ama çok kısa sürecek, ve bu acı, şu anda bunca süredir çektiğin ve daha çekmeye devam edeceğin daha büyük acılardan tamamen kurtulmanı sağlayacak ve üstelik hem acıdan kurtulacaksın hem de istediğin bir şeyi ailene yaptırtabilme bonusu kazanacaksın' dedim. çok daha dil dökmeye, ve büyük bir direnişe hazırlamıştım kendimi fakat bu kadar basit bir cümleyle, şaşırtıcı derecede ikna oldu. tüm bağırmaları, ağlamaları, kafa sallamaları bıraktı. göz teması kurmadan elimden tutarak beni kaldırdı, ve birlikte el ele diş ünitesine doğru ilerledik, tam 3 çürüğüne dolgu yapabildim.
    beni; çocuklara karşı özel bir bağım ve yeteneğim olduğuna inandıran, bana hayatımın en güzel duygularından birini yaşatan o anı, sanırım ömrüm boyunca unutmayacağım.
  • diş hekimliğinin en sevmediğim, uzmanlığını hayatta yapmayacağım tek alanı. oral diagnoz bile yaparım uzmanlık ama pedo asla.
    edit:fikrim değişti, pedoyu yapabileceğim uzmanlıklar arasına ekledim
  • gereğinden daha az önem verilen bilim dalı. çocuk hastalıkları hastanelerinde neden pedodontistler istihdam edilmiyor anlamak mümkün değil. çocuk hastalara yapılacak tek tedavinin dişleri çekip atmak olmadığını öğretirler bu bölümde. uygulamasını da nedense ancak pedodontistler yapabilmekte(!). diş hekimliğinde uzmanlaşmanın yaygınlaştırılıp düzenlemesinin ne kadar gerekli olduğunu gösterir.
hesabın var mı? giriş yap