• enteresan bi isim seçmişler. indie grup mu bildiri mi karar veremiyorum.

    (bkz: son feci pelikan dosyası)
  • edit: artık pelikan dosyasının mimarı pelikan yalısı ve müdavimleri hakkında 5-6 ay öncesine göre çok daha şey biliyoruz. süheyb öğüt ve hilal kaplan ekibinin berat albayrak tarafından nasıl bir maddi destekle desteklendiğine ve pelikan yalısının teşekkül sürecine dair şurdan buyrun. ayrıca bkz: http://bosphorusglobal.org/

    daha bugün yayına başlamış bir blog. ilk yazısı da selam osun başlığıyla sözde akp'nin zirvesinde yaşanan çekişmeleri ve neden reis'in haklı olup onun karşısında duran herkesin nasıl "cibilliyetsizler" olduklarını ispatlayama koyulmuş. davutoğlu'nun artık gidici olduğu konusunda herhangi bir şüphe bırakmıyor.

    yılmaz özdil'i anımsatan bir üslup, açıktan bir anti-entelektülizm, reis'in haklılığına dair sarsılmaz bir iman, bir yandan da her türlü olumsuzluğun reis dışı aktörlere havale eden bir ötekileştirme.

    yazarın kimliğine dair tek bir işaret yok. tek bir atıf yok. sağlaması var mı iddiaların dersen, yok. ama çüretemezsin de. komplo teorisyenliğinin güzide bir örneği. partizan reisçiler arasında peynir ekmek gibi tüketileceğine de şüphe yok. deli gibi paylaşılacak ve davutoğlu'nun tasfiyesinin yaratacağı tedirginlik ve güvensizliği yumuşatacak. imanı sarsılmışlara iman tazeletecek. bu kafayla nasıl savaşılır ki?

    edit: bazı arkadaşlar, yazının anında burda paylaşılmasından hareketle, benim yazı ile bir alakam olduğu ve servis edilmesinde çıkarım olduğu gibi fikirlere kapılmışlar. aksini ispat için dil dökmeye gerek görmüyorum, zahmet edip bir bakılırsa sözlükteki geçmiş tanımlarım yeterli delil teşkil edecektir. evet, nickim şüphe uyandırıyor, farkındayım...

    edit2: akşam bunun üzerine daha ne kıyametler koptu. akp sakarya il teşkilatının kirli çamaşırları ortaya döküldü, karşılıklı bok atarak millet bir birinin altını oymaya çalıştı. işte bunlar hep osmanlı: iktidarı böyle tek bir merkezde toplayıp tüm karar alma mekanizmalarını da tek bir kişiye bağlayınca, tüm haris, muhteris ve yolsuz iktidar sapıkları da tezeğe üşüşen sinekler gibi muktedirin etrafına doluşuyor ve birbirlerini yiyorlar bir lokma kapabilmek için. herkes reisin gözünde kendini yüceltebilmek için en sadığın kendisi olduğunu ve geri kalanların hain olduğunu ispat çabasında. sultan da öte taraftan işler biraz karıştığında yahut sadrazam biraz fazla güç topladığında direk sadrazamın kellesini verip kendini kurtarıyor aradan. osmanlı kronikleri ve tarih kaynakları bu tür süreçlerin en büyük şahididir. naima, raşid, vasıf, selaniki, açın okuyun. osmanlı'nın öyle sözde ihtişamını almakla olmuyor, paket halinde geliyor. ihtişamı istiyorsanız saray entrikalarına da razı olacaksınız beyler. allah akıl fikir versin.
  • "biraz da, reis için canını feda edecekler konuşsun mu?"'dan sonrasını okumadığım blog. sizde o göt yok be anam.
  • tayyip'in geçen gün "ya ne dolmabahçe mutabakatı ya?!" demecine de zemin hazırlamışlar, "reyizz yabmadı onuu, davutoğlu yabdıı" diye ağlıyorlar.

    olm tayyip yine mağdur, yine herkes onu kandırmış... bir yandan "reis-i kadir-i mutlak" efekti vermeye çalışırken bir yandan "reisimizi kandırıyollaaa ühühühü" diye ağlamak çok çelişik değil mi?

    gerçi bende hata, allah'ın tayyip destekçisinde fallacy görünce şaşırıyorum hgksksk.

    birbirlerini yemeleri ve afiyet olması dileğiyle...
  • suriye'de olanların tüm sorumluluğunun davutoğlu'nun üstüne atılıp 'aldatıldık' denileceğini gösteren bir yazı.
  • öğütüp öğütüp yazılmış zırvalar.

    üsluba bakarsanız kimin yazmış olabileceğini de anlamanız fazla sürmeyecektir.

    ha bir de yazıdan ufak bir detaya dikkat edin. isimler öylesine geçerken hoca'nın sansür koydurttuğu bir isimle ilgili fazla detay veriliyor. karısı meşhur olan bir isim. o kadar önemsiz birine fazla detay verilmişse yazıyı kaleme alan ya odur yada ona yakın birileri.
  • bir laf var, çok severim; şecaat arzederken merdi kıpti sirkatin zikreder. yani kendini öveyim derken yaptığı haltları anlatır. blogda da buna benzer bir sürü şey var. bunlardan biri de tarafsızlık yemini eden cumhurbaşkanının bir partiyle kurduğu hukuk dışı ilişki var;

    "halbuki reis hocaya “koalisyon kurabilirsen kur ama ısrarcı olma, partiyi aciz gösterme, en kötü ihtimal erken seçime gideriz” diye defaatle söylemiştir."

    tarih yazacak bunları.
  • özet:

    davutoğlu ve yanındaki birkaç okumuş adam, erdoğan'a başta boyun eğer gibi göründüler, ama yavaştan altını oymaya ve erdoğan'ı koltuğundan indirmeye kalktılar. bunun için davutoğlu şunları yaptı:

    1) ekonomide şeffaflık paketi çıkarmaya çalışmak
    2) dört bakanı mecliste aklatmaya çalışmak
    3) hakan fidan'ı milletvekili yapmaya çalışmak
    4) çözüm sürecinde devleti aciz göstermek
    5) bülent arınç'ı 7 haziran öncesinde konuşturmak
    6) 7 haziran'dan sonra erdoğan'ı savunmamak
    7) başkanlık sistemini desteklememek
    8) erdoğan'ı hedef alan bahçeli'ye sıcak davranmak
    9) koalisyon kurmaya çalışmak
    10) kendi medyasını kurmak
    11) medya üzerinden erdoğan'ın altını oymak
    12) erdoğan'a karşı olduğu için pkk'ya ses çıkarmamak
    13) çatışmalar sürerken çözüm sürecine dönmekten bahsetmek
    14) parallelere empati yapanlara karşı çıkmamak
    15) erdoğan'a hakaretlere karşı çıkmamak
    16) avrupa'yla ortak hareket ederek bunu vitrinde kullanmak
    17) obama ile görüşmeye çalışmak
    18) kendi troll ekibini güçlendirip fitne çıkarmak
    19) yardımcılarının pkk'ya empatik yaklaşması
    20) can dündar'ın serbest kalmasına sevinmek
    21) bülent arınç'ı törenle karşılamak
    22) taraf gazetesini yanına çekmek
    23) güç hırsıyla atamaları engellemek
    24) imzacı akademisyenlere empatik yaklaşmak

    tanım: memleketteki en harbi muhalifin davutoğlu olduğunu gösteren yazılar bütünü. adam bildiğin ihtilal örgütlüyormuş da haberimiz yokmuş. yürü be küçük enişte! kim tutar seni!
  • akp’nin bölüneceğini falan düşünmüyorum, zaten akp içinden çıkacak bir hizbin, türkiye’yi milim ileriye götüreceğini de düşünmüyorum.

    ama şu hani ceren kenar, yıldıray oğur, abdülkadir selvi’nin ‘hocacı’ ilan edildiği kısımlar var ya, işte o an, yılların ateisti olan ben, dönüyorum rabbime, açıyorum ellerimi,

    “ey allah’ım, sana zerre kadar inanmayan kulunum. büyüklük sende kalsın. şu ceren kenar’ın, yıldıray oğur’un, abdülkadir selvi’nin sümüklü bir mendil gibi kenara atıldıklarını göster. hamd alemlerin rabbine” diyorum.

    olum ne olur gerçek olsun ya…
hesabın var mı? giriş yap