• ah bu kuzeyliler ve onların sıradanmış gibi bahsettikleri aile içi travmaları.. bu adamı okumalısınız çünkü bazen kendinize kafa atmanız ve sonra ruhunuzdan dışarı çıkıp saçlarınızı okşamanız gerekir. çocukluk, büyüme, yaşlanma ve dünyaya incecik iplerle bağlı olma hallerini anımsamak gerekir..
  • türkiye'de çok sevilen (hatta gelmişti de bir kaç sene evvel, sanırım lanet olsun zaman nehrine yayımlandıktan sonraydı) bir yazar .
    sanırım akıl fikir sahibi insanların anlamın abartılarak sunulmasından bıkmış olmalarıyla bir ilgisi var bu sevginin. kuzey sadeliği iyi geliyor.
    ama konular zor. çünkü ilk bakışta aile trajedisi, yalnızlık, dostluk gibi öznel meseleler anlatırmış gibi görünse de, alt metin yakın tarihe ve özellikle de yenilgiye uğrayan sola ilişkin.
    anlıyorsunuz ki rahat battığından değil o yabancılaşma, kaybedilmiş bir mücadelenin artığı. batı'da artık unutulmuş bir toplumsallık, hafif bir melankoliyle karışarak dümdüz geliyor okurun önüne.
    velhasıl, çok iyi yazar.
    türkçe'ye çevrilenler dışında mesela to siberia ya da in the wake'i de tavsiye ederim.
  • bir saat önce bir kaç metre ötemde oturmaktaydı efendim.
    ülkemizde gördüğü teveccühü artık iyiden iyiye idrak etmiş, içselleştirmiş, rahat rahat anlattı. daha evvel yazmıştım, iyi yazar. ama bir şey daha var ki önemli. meta düzlemde, yazmaya ve okumaya ciddi ciddi kafa yormuş bir adam bu. niye yazdığının farkında ve somut somut anlatıyor, ne idealize ediyor ne alaycı. acıyla ilişkisi konusunda da dürüst. kitaplarının "blues" olduğunu da okurun o büyük melankolide bulduğu umudun nedenini de görüyor.

    acının içinden gülümseteni shelley ile selamlamak adettendir:

    " en tatlı şarkılarımız bizim, en hazin düşüncelerden dem vuranlardır."
  • orijinal bi' yazım tekniğine sahip olan norveçli yazar. zamanlar arası atlamaları sık kullanır fakat nedense eserleri insanda sürekli "ya güzel gidiyodu ama sonunu bağlayamadı" hissini uyandırır. sıradan fakat yine de ilgi çekici konuları güzel işler fakat dediğim gibi, potansiyelinin hakkını veremez genelde bana kalırsa. yine de iyidir iyi.
  • at çalmaya gidiyoruz'u okudum; dünyanın farklı yerlerinde aynı hislere sahip paylaştığımız insanlar olduğunu bir kez daha hissettim ve sevindim. sakin bir dille insanlık hallerini iyi bir olay örgüsünün içine yerleştirerek anlatıyor.
  • jeg forbanner tidens elv (i curse the river of time) şubat 2012'de aslı biçen çevirisiyle metis yayınlarından çıkmıştır.
    (bkz: lanet olsun zaman nehrine)
  • reddediyorum, at çalmaya gidiyoruz, lanet olsun zaman nehrine, benim durumumdaki erkekler'den sonra türkçe'ye çevrilen beşinci kitabı "ardından" ile (nesrin demiryontan çevirisiyle) okuyucusuyla buluşacak norveçli yazar. önceki romanlarından (lanet olsun zaman nehrine ve benim durumumdaki erkekler) tanıdığımız arvid jansen'in hikayesini anlatmaya devam ediyor. kitap 4 şubat tarihinde çıkacakmış.
  • norveçli yazar.

    deniz yüce başarır’ın ben okurum podcast serisinin 13. bölümüne, at çalmaya gidiyoruz romanı ile konuk ettiği yazar.

    coğrafyanın kader olduğunu gördüğümüz, kuzey ülkesinin roman yazarlarındandır. ikinci dünya harbi, soğuk ve uzun kış geceleri yazım tarzını ortaya koymuştur.
  • nordik edebiyata olan ilgiyi artıran bir yazar. yeni kitabı metis yayınlarından çıktı. benim durumumdaki erkekler.
hesabın var mı? giriş yap